"Fransa ile Lyon Stadı'nda oynadığımız maçın ardından Türk hattımda 9, İtalyan hattımda ise 7 cevapsız arama olduğunu gördüm. Daha sonra takımla birlikte bir restorana gittik ve beni o dönem Boca Juniors'ın teknik direktörlüğünü yapan Carlos Bianchi aradı. Bianchi bana Arsenal teknik direktörü Arsene Wenger'in Fransa karşısındaki performansımı çok beğendiğini söyledi. Daha sonra menajerim arayıp Arsenal'ın beni transfer etmek istediğini söyledi. Ne diyeceğimi bilememiştim."
"Ertesi gün menajerimle birlikte Arsene Wenger ile bir görüşme gerçekleştirdik. Wenger bana David Seaman'ın takımdan ayrıldığını ve aynı karakteristik özelliklere sahip bir kaleci arayışında olduklarını söyledi. Beni takımında görmek istiyordu ve Kamerun ile oynayacağımız maçta bir temsilcinin yanıma gelerek görüşme gerçekleştireceğini söyledi. Ben de ona Beşiktaş ile 3 yıllık sözleşme için anlaşma sağladığımı ve yeni sözleşemye kısa bir süre içerisinde imza atacağımı söyledim."
"Beşiktaş temsilcisi öğlen saat 1'de imzalı sözleşmeyi benim imzalamam için bırakmıştı. Arsenal temsilcisi geldi ve menajerim bir görüşme gerçekleştirdiler. Menajerim henüz benim sözleşmeyi imzalamadığımı ve istersem imzalamayabileceğimi söylemişti."
"Arsene Wenger ile Paris'te bir görüşme gerçekleştirdik. Londra'da ne zaman görüşebileceğimizi ve beni takımla tanıştırmak istediğini söyledi. Transfer için tüm maddi koşullar da sağlanmıştı. Daha sonra Konfederasyon Kupası sonrasında 1 aylık tatilimin ardından görüşmeye karar verdik."
"Beşiktaş, FIFA ve Arsenal arasında geçen transfer savaşını Türkler kazanmıştı. Sonunda Boca Juniors ile anlaşma sağlayarak beni bonservisimle kadrolarına kattılar. Böylece İngiltere hikayem de başlamadan sona ermiş oldu."