-Koronavirüs F.Bahçe'yi vurdu ama bir yandan da imdadına yetişti diyebilir miyiz?
F1'de geriye düşmüş Hamilton'un, kaza nedeniyle piste güvenlik arabasının girmesindeki hissi gibi. Kaybettiği anda başkası için kötü olan, kendisi için avantaja dönüşüverdi. Ne yapacaklarını bilemedikleri için aslında sadece zaman kazandılar.
-Ersun Yanal gideli aylar oldu hâlâ bir hoca yok, kalan 8 hafta için olur mu?
Bu beklenti garip. Hoca ile anlaşsan ne olur, sınırlar kapanmış durumda, İstanbul'a nasıl getireceksin. Türkiye'de olsa, hiçbir kaymakam bu gerekçeye seyahat izni bile vermez. Artık tek hoca var; Youtube… Bütün çalışmalar oradan olacak.
-Aykut Kocaman ismi ortaya atılıyor, yaşananlardan sonra Fenerbahçe'ye döner mi?
Çok önemli biri araya girmedikçe, Aykut hoca bu yönetimle çalışmaz. Çok haksızlık yaptılar çünkü. Güvenemediği bir ortama girmez. İki gün önce doğum günüydü, kulüp kutlamadı bile. Geçmişin gol kralı, şimdinin şampiyon hocasını resmen yok saydılar.
-Tuncay Şanlı yaptığı açıklamada göreve hazır olduğunu söyledi. Sizce Fenerbahçe'nin ağırlığını kaldırır mı?
Okan Buruk veya Erol Bulut doğru bir yol haritası çizdiler. Başka takımlarda çalıştılar, tecrübe ve başarı kazandılar ve güven endekslerini yükselttiler. Tuncay Şanlı ve Emre Belözoğlu'nun da bu haritayı kullanması gerekir bana göre.
-Emre Belözoğlu-Volkan Demirel ikilisi gelecek sezona ağırlığını koyar mı?
Oynadıkları zaman sahada tabelayı değiştiren oyunculardı onlar. Ama kenara geldiklerinde işler çok farklı. Fenerbahçe'de iki maç yönettiler ve sezonun en kötü futboluna da imza attılar. Eskiler "tedristen geçmeli" demişler, Emre de Volkan da farklı bir işin eğitimini almalı.
-EURO 2020'yi kaçıran Emre, 'Bir yıl daha oynayayım son şampiyonam olsun' der mi?
Sanmıyorum. Emre Belözoğlu futbola güzel bir veda yapmak istiyordu. Bunun için de çok uğraştı, çalıştı. Yeniden hazır olabilir mi; evet. Oynayabilir mi; şüpheli...
-Kriz kadroyu nasıl etkiler?
Biraz önce Emre'den bahsettik; aslında yok. Yabancı oyuncular için de belirsizlikler, dönmeyenler olacaktır. Tüm takımlar ciddi problemler yaşayacak. Aidiyet duygusu en yüksek oyunculara sahip olan, avantajı da eline geçirecek bu dönemde.
-Maçların en iyi haziran en kötü ihtimal ağustosta başlama şansı var mı?
Keşke olsa. Bu sezonu tamamlayabileceğimizi düşünmüyorum. TFF bunun için uğraşacaktır ama bu virüs iki-üç ayda bitecekmiş gibi değil. Umarım eylülde tribüne gidebiliriz.
-Play-off ya da tescil kabul edilebilir mi?
Belçika bunu yapmaya kalktı, üstelik; bitime bir maç kala 15 puan fark atmış Brugge'u şampiyon ilan etti. UEFA hemen "olmaz" dedi. Görünen o ki; bu sezon büyük ihtimalle oynanmamış sayılacak, Avrupa'ya gidecek takımlar ise son sıralama ile belirlenecek.
-Bu kadar uzun süre evde kalan futbolcu sahaya döndüğünde eskisi gibi olur mu?
Biz hep vücuda bakıyoruz. Kafalar nerede belli değil! Hani maç kondisyonu vardır ya, zihinsel olarak da oyuncuların sahada olması gerekiyor. Hiçbiri daha iyi dönmeyecek sahalara, biz kötüler arasındaki iyiyi konuşabiliriz ancak bundan sonra.
-Fatih Terim'in hastalığı üzerinden çok olumsuz yorumlar da yapıldı. Bunu nasıl yorumlarsınız?
Nefret dili... Hâlâ renkler üzerinden fikirler oluşuyor. Artık nasıl insanlar olmuşsak. Fatih Terim yine iyi sabretti ve sakin kaldı. Tüm hastalara şifa diliyorum. Düşünün yemekleriniz bile kapı önüne bırakılıyor. Yaşayan bilir bu halleri. Boş konuşmasınlar…
-Tüm bu yaşananlardan sonra futbolda neler değişir?
Artık eski paralar yok. Yönetenler hâlâ para ile sağlık arasında seçim yapmak için uğraşıyorlar. Ne futbolcular bu sözleşmeleri yapabilirler ne de bonservis bedelleri böyle olur. Kısacası, ayaklarımız artık yere basacak ve kulüpler üretmek zorunda kalacak.
-Koronavirüs dünyayı salladı. Peki sizin hayata bakışınızı nasıl değiştirdi?
Sevdiklerimin kıymetini bir kez daha anladım. Sadece aile olarak değil, Sabah Spor servisiyle de arkadaşlarımızla da birbirimizin üstüne titremeye başladık. Herkes diğeri için endişeleniyor. İnsanlığımız geri döndü, korkularımız ile birlikte.
