Sabah spor yazarları, Türk futbolunda haftanın gündemini ve çok konuşulanlarını değerlendirdi.
AHMET ÇAKAR: Tüm sorumluluk Erol Bulut'un. Önemli transferler yaptılar. Olası bir Trabzon yenilgisiyle yarıştan büyük oranda koparlar. Fakat F.Bahçe'de asıl problem bence diğerleri. Sportif direktör Emre Belözoğlu, kaleci antrenörü Volkan, Mehmet Aurelio, hatta Selçuk Şahin bile F.Bahçe camiası içinde çok daha kariyerli kişiler. Özellikle Belözoğlu'nun, Bulut'un işine karıştığını düşünüyorum. Bu tür çift başlılıklarda başarısızlık kaçınılmazdır. Ayrıca Erol Bulut'un en büyük problemi donuk oluşu. Maç öncesi, esnası ve sonrasında Erol Bulut'un vücut dili sıfır. Diksiyon sıfır, etkileşim sıfır, bu da takıma yansıyor ve F.Bahçeli oyuncularda o ölümcül vurdumduymazlık ortaya çıkıyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: Bunun tartışılması bile komik. Zirvedeki dört takımın üçü beş kez yenilmiş, Fenerbahçe; altı. Sanki her şey bitmiş gibi bir hava var ortada. Göztepe mağlubiyeti hesaplanamayan bir sonuç. Yenilen gole baktığımızda, net oyuncu hatası. Çok iyi kapanan bir rakip var karşınızda ve pozisyon üretemeyen bir de Fenerbahçe. Esasında Fenerbahçe yönetiminin bunları tartıştırmaması lazım ama taraftarını inandıramıyor bir türlü. Yol kazası olacak, kayıp önemli ama Trabzonspor karşısında kazandıkları anda tekrar önlerine bakacaklar. Fenerbahçe'nin hesabı bu maç olmalı, Erol Bulut'u tartışmak değil.
LEVENT TÜZEMEN: Trabzonspor maçı Erol Bulut için son çıkış olur. Fenerbahçe kaybederse Bulut bavullarını toplar. Fenerbahçe'nin içini iyi bilen A Spor muhabiri Ahmet Selim Kul'un tweetine bakalım: "Takımın oyun planını kötü oyunuyla SABOTE eden, takımın enerjisini emmekten başka bir etkisi olmayan oyunculara yönelik ne yapıldı?" Bu yorum Fenerbahçe buzdağının altında fırtınaların koptuğunu gösteriyor. Gerçek şu; Fenerbahçe'de davul Erol Bulut'un boynunda ama tokmak da futbolcularda. Bulut egosu yüksek oyuncuların yarattığı baskıyı kıramadığı için radikal kararlar alamıyor. Erol Bulut'un, Mesut Özil'i ilk idmanda oyuncularla tanıştırırken "Mesut bize yardımcı olacak, siz de ona yardım edin" sözü gövdeli oyuncularda ciddi sıkıntı yaratmış.
AHMET ÇAKAR: Kesinlikle haklıdır. Komşumuz Yunanistan bunu yapıyor. Fakat bu ayıp Türk hakemlerinin, bu ayıp Serdar Tatlı'nın. Bu ayıp TFF'nin... Siz rezil atamalar yapar da skandal hakem kararlarıyla ligi etkilerseniz kulüp başkanları da haklı olarak 'yabancı hakem' derler.
LEVENT TÜZEMEN: Sergen Yalçın hoca "VAR kalksın" diyor. Beşiktaş Başkanı Sayın Çebi "Yabancı hakem gelsin" diyor. Bu yorumlar tamamen gündemi değiştirmeye ve hakemleri baskı altına almaya yönelik bir stratejidir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Ben bir tık üstüne çıkayım, VAR'da yabancı hakem olsun, çünkü maçı onlar yönetiyor. Esas baskı maçı ekrandan seyredenin üstüne kuruluyor. Bakalım o zaman kırmızı kartlara, darbeli müdahalelere, gol öncesindeki faullere, VAR hakemi sahadakini çağıracak mı, çağırmayacak mı?
LEVENT TÜZEMEN: Hakemlerin kötü yönetimine rağmen Galatasaray "Sırat Köprüsü" sayılacak bir deplasmanda kazanarak şampiyonluk yolunda dev bir adım attı. Şimdi Galatasaray'ın önünde 5 maçta 15 puan alabileceği bir fikstür var. Eğer kadro zafiyeti yaşamaz, Kovid'e takılmaz ise Fatih Terim'in yarattığı rekabet Galatasaray'ı zirvede tutar. Ayrıca Galatasaray'ın içinde egolu ve kaprisli futbolcu yok. Alanya dönüşü çekilen fotoğraf Galatasaray'daki "Takımdaşlığı" çok net anlatıyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: Galatasaray çok zorlu bir fikstürü kayıpsız geçti. Müthiş iş yaptı. Daha kolay maçlara çıkacak, sonlara doğru eşik karşılaşmaları oynayacak. Beşiktaş hâlâ avantajı elinde tutuyor. Galatasaray'ı yendiği için de rövanş için ikili averaj kozu var. Trabzonspor, Fenerbahçe derbisini kazanırsa başka havaya girer, üstelik diğer rakipleri ile de oynayacak. Kalan 15 maça, üç günde bir periyoduna, Kovid şoklarına bakarsak, her an her şey değişebilir. Hepsinin şansı eşit.
AHMET ÇAKAR: G.Saray, şampiyonluk yolunda çok önemli bir galibiyet aldı. Alanya'yı deplasmanda yenmek her babayiğidin harcı değil. Üstelik hakeme rağmen kazandılar. Bu tür galibiyetler mayıstaki şampiyonluk hikâyesinde çok önemli kilometre taşlarıdır. Abdullah Avcı ile gurur duyuyorum. Böyle devam ederse Avcı sonuna kadar Trabzon camiasına bu heyecanı yaşatabilir. Beşiktaş bildiğimiz gibi. Bazen seyredenlere sahada insanlar değil vahşi ve parçalayıcı hayvanlar oynuyormuş gibi intiba yaratıyor.
