Burak Yılmaz'dan flaş açıklamalar

Herhalde bundan sonraki röportajımı 1, 1,5 sene sonra yaparım diye düşünüyorum. O zaman hoca mı olurum, oyuncu mu olurum? Onu bilmiyorum. Fortuna Sittard'ı seçme sebebim çok net. Bana çok büyük projeyle geldiler. 5 senelik bir projeyle geldiler. 2 senesi oyuncu, 3 senesi hoca olarak. Bana inandılar. Kariyerime, tecrübelerime.. Beraber gelişebileceğimize inandılar. Ben de seve seve kabul ettim.

Bana Türkiye'den böyle bir teklif gelmedi. Başka Avrupa takımlarından böyle bir teklif geldi ama Fortuna Sittard'daki insanlarla da bir yakın ailevi ilişkim olduğu için burayı tercih ettim. Çok da mutluyum. Çok da huzurluyum. Açıkçası insanlar, kariyerimde düşüş mü oldu diye düşünüyorlar ama hayır... Ben tam tersi, kariyerimde bir adım olarak görüyorum. Çünkü 5 senelik, futboldan sonrasını da planladığım bir proje. O yüzden de bana güvenenlere teşekkür ederim.

2 sene oyuncu, 3 sene hocalık altında görünüyor şu anda planlama. Ama bu hocalık mı olur, sportif direktörlük mü olur, üst düzey bir yöneticilik mi olur, aslında bunun için daha karar vermedik. Onu da beraber oturup 2 sene sonra karar vereceğiz. Belki ondan sonra bir sene daha oynamak isterim. Belki bırakıp yönetici olmak isterim. Belki sportif direktör olmak isterim. Fakat şu andaki isteğim hoca olmak yönünde. Kulübümüz de şimdiden bana bu olanakları sağlamak için zaten hem sözlü hem yazılı olarak çok güzel bir teklif yaptı.

Aslında 2 sene öncesine kadar hocalık gibi bir düşüncem yoktu. Ama 2 sene sonra Fransa'da yaşadım, en önemli hocalarla çalıştım. Onlardan aldıklarımla bu yönde ilerleyebileceğimi düşünüyorum ama bakacağız... Ben şu anda oyuncuyum ve oyunculuk altında konsantremi olup tekrardan burada gol atmak, tekrardan galip gelmek, kazanmak, takımı bir yerlere getirmek istiyorum. Şu anda aslında 2 sene sonrasının planını yapmıyorum ama 2 sene sonrası için güvendiğim bir dayanağım var. Ama onun planını şu anda daha yapmadım.

Her oyuncunun kendi tarzı, kendi stili, kendi anlayışı vardır. Her stile saygı duyuyorum ama bizim jenerasyonumuz biraz farklıydı. Abilik, adam, Karam Tayfa diyorlardı. O jenerasyonun çok artı yanları da vardı ama şu anda gelen jenerasyonumuz bizden çok daha farklı, duygularından uzak, daha profesyonel yaşıyor. Ben buna da saygı duyuyorum. Bu da bir tarz, bu da bir stil. Açıkçası Avrupa'da herkes böyle. Avrupa'da duygusallık diye bir şey yok. Yenmişsin, yenilmişsin, üzülmek ya da çok abartı bir sevinç yok.

Milli takıma asla geri dönmeyeceğim. Ben bir karar verdim. Bunun arkasında dururum ve hiçbir zaman da bundan döneceğimi düşünmüyorum. Orada şöyle bir şey söylemiştim. İki tane santrforumuz sakat olur, koronavirüs olur, bana bir ihtiyaç olur, o zaman tabii ki de yapmak bizim görevimiz. O başka bir şey ama bir daha Milli Takım'a dönmeyeceğim kesinlikle. Gerekli desteğimi, gerekli ağabeyliğimi, gerekli kaptanlığımı dışarıdan kardeşlerimle konuşarak veriyorum.

EURO 2020 ile ilgili sözleri; 

Biz oraya çok iyi bir performansla gittik. Orada o atmosferi kaldıramadık. Bahane üretecek olursak çok bahane söyleyebiliriz ama bahane yok. Biz orada bu işi beceremedik. Hatamızı, eksikliğimizi kabul edeceğiz ki gelişebilelim.