UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda Barcelona ile Galatasaray arasında oynanan karşılaşma öncesi Gheorghe Popescu'dan açıklama geldi.
"TANRI'NIN BİR LÜTFU GİBİYDİ"
Futbolculuk kariyerinde iki takımın da formasını giyen Popescu, Galatasaray'la 2000 yılında kazanılan UEFA Kupası anısını anlatırken, "Antrenmanlarda hep dizime bandaj sarardım. Bandaj çıkarılırken 10 cm kesik oldu, makas içeri girmişti. Arsenal'e karşı olan finale 5 gün kalmıştı. İki gün sonra hocaya gittim ve 'idmana katılıp kendimi denemek istiyorum, lütfen' dedim. Doktor geldi, çılgına dönmüştü. Bu adam 3-4 hafta oynayamaz dedi. Sonra doktor bana sorumluluğu üzerime aldığıma dair bir belge imzalattı. Antrenmandan sonra bandajı çıkardım, her yerim kanıyordu. Ertesi gün oynamam imkansız görünüyordu ama Terim'e 'hayır, finalde oynamak istiyorum" dedim. Doktor odayı terk etti, kızgındı ama nihayetinde finale çıktım. Ve penaltılarda hoca, 'Popi atmak ister misin?' diye sordu, ben de elbette dedim. Forma numaram 4'tü ve dördüncü penaltıyı kullandım. Son penaltı oldu. Maçtan önce çektiğim tüm bu acılara karşılık sanki Tanrı'nın bir lütfu gibiydi" ifadelerini kullandı.
Barcelona'nın efsane ismi Johan Cruyff ile ilgili de bir anısını paylaşan Popescu, "UEFA Kupası yarı finalinde Bayern Münih'e karşı olan maçları hatırlıyorum. Tüm stoperler sakattı ve Cruyff; beni, Guardiola'yı ve birisini daha seçti. Sonra bize şöyle dedi; "Bakın geride üçlü oynuyoruz, karşınızda Bierhoff ile Klinsmann olacak.' Kahvesini aldı ve 'hadi bakalım 5 dakikanız var, anlatın bana nasıl oynayacaksınız' dedi. Beş dakika dolunca aynı kahvesiyle geldi ve karar verdiniz mi, diye sordu. Evet, hocam. Ben Klinsmann ile eşleşeceğim, Guardiola libero çünkü iyi bir markajcı değildir. Diğeri de Bierhoff'u kontrol edecek. Barcelona'da oynuyorsanız sorumluluğu kendiniz almanız gerekir." diye konuştu.
"TANRI'NIN BİR LÜTFU GİBİYDİ"
Futbolculuk kariyerinde iki takımın da formasını giyen Popescu, Galatasaray'la 2000 yılında kazanılan UEFA Kupası anısını anlatırken, "Antrenmanlarda hep dizime bandaj sarardım. Bandaj çıkarılırken 10 cm kesik oldu, makas içeri girmişti. Arsenal'e karşı olan finale 5 gün kalmıştı. İki gün sonra hocaya gittim ve 'idmana katılıp kendimi denemek istiyorum, lütfen' dedim. Doktor geldi, çılgına dönmüştü. Bu adam 3-4 hafta oynayamaz dedi. Sonra doktor bana sorumluluğu üzerime aldığıma dair bir belge imzalattı. Antrenmandan sonra bandajı çıkardım, her yerim kanıyordu. Ertesi gün oynamam imkansız görünüyordu ama Terim'e 'hayır, finalde oynamak istiyorum" dedim. Doktor odayı terk etti, kızgındı ama nihayetinde finale çıktım. Ve penaltılarda hoca, 'Popi atmak ister misin?' diye sordu, ben de elbette dedim. Forma numaram 4'tü ve dördüncü penaltıyı kullandım. Son penaltı oldu. Maçtan önce çektiğim tüm bu acılara karşılık sanki Tanrı'nın bir lütfu gibiydi" ifadelerini kullandı.
Barcelona'nın efsane ismi Johan Cruyff ile ilgili de bir anısını paylaşan Popescu, "UEFA Kupası yarı finalinde Bayern Münih'e karşı olan maçları hatırlıyorum. Tüm stoperler sakattı ve Cruyff; beni, Guardiola'yı ve birisini daha seçti. Sonra bize şöyle dedi; "Bakın geride üçlü oynuyoruz, karşınızda Bierhoff ile Klinsmann olacak.' Kahvesini aldı ve 'hadi bakalım 5 dakikanız var, anlatın bana nasıl oynayacaksınız' dedi. Beş dakika dolunca aynı kahvesiyle geldi ve karar verdiniz mi, diye sordu. Evet, hocam. Ben Klinsmann ile eşleşeceğim, Guardiola libero çünkü iyi bir markajcı değildir. Diğeri de Bierhoff'u kontrol edecek. Barcelona'da oynuyorsanız sorumluluğu kendiniz almanız gerekir." diye konuştu.
Galatasaray
