Yukatel Kayserispor Kulübü Başkanı Berna Gözbaşı, Milliyet'e özel açıklamalarda bulundu. Süper Lig'in ilk ve tek kadın başkanı olan Gözbaşı, "Erkeklerin ne kadar anladığı düşünülürse kulüplerin hali ortada! Yöneticinin kadını, erkeği cinsiyeti olmaz. Cinsiyetten öte iyi yöneten veya kötü yöneten vardır" diye konuştu.
Göreve geldikten sonra birçok zorlukla mücadele ettiğini aktaran Berna Gözbaşı, "Geldiğimden beri kitaplara sığacak kadar çok ve tek başına zorluklar yaşadım. Ben iş hayatımda, Kayseri gibi Anadolu'nun korumacı, muhafazakar bir şehrinde annem öğretmen, babam emekli astsubay olarak zaten girişimci bir iş kadını olarak sanayide, üretimde ilklerden biriyim. İlk olmak herhalde benim kaderimde var ama futbolda ilk olacağımı bilmiyordum. Erkek egemen sektörde iş kadını olmanın zorluklarını yaşadım ilk dönemlerde. Cinsiyetçi saldırılara uğruyor muyum? Tabii ki uğruyorum. Aynı hatayı bir erkek yaptığında daha hoşgörülü olanlar aynı hatayı bir kadın yaptığında ise 'kadın futboldan ne anlar?' diyebiliyor. Ben sahada futbol oynamayacağım. Kulübün mali yapısını düzeltmek, altyapısı organize etmek, transferi yapmak benim işim. Keşke tırmalayarak gelseydim diyorum çünkü benim huyum bu. Ben hayatımda hiç başarısız olmadım. Burada da başarısız olmak istemiyorum" dedi.
'Kulüp bitmiş durumdaydı'
Gözbaşı sözlerine şöyle devam etti: "Ben geldiğimde bu kulüp mali ve sportif açıdan bitmişti. Futbolcular sözleşmelilerini fesh etmişti. Diplomatik yollarla ikna ettim. Elbette taraftar, Kayseri kamuoyu takımdan çıkış bekliyor. Bunu en çok da ben bekliyorum ama ilk etapta önemli olan Kayserispor'un hayatta kalmasıydı. Aynı anda geçmiş borçları ödüyorsun, mevcutla yarışıyorsun. Geçmiş borçlardan dolayı o kadar muzdaribiz ki her transfer döneminde transfer tahtasını açmak için korkunç borçlar ödüyorduk. Bundan ders alarak, geleceğe borç bırakmadan geçmişi temizleyerek ve bir yandan da ligde kalabilmek kolay değildi. Yine de takımın ligde kalmasını bir başarı olarak düşünüyorum."
'Doğan'dan vazgeçmedim'
Beşiktaş'tan ayrılan Ali Naibi'yi sportif direktörlük görevine getirdiklerini belirten Başkan Berna Gözbaşı, "Benimle aynı hayalleri kurabilen hırslı ve kendini ispat etmek isteyen bir aday istedim. Ali Naibi'nin Beşiktaş'ta sahip olduğu imkanlar farklıydı. Burada kendi başarısını gerçekleştirmesi mümkündü. Benzer bir durum Yalçın Koşuvakavak hocamız için de geçerliydi. Bundan sonra düşmemeye değil kademe kademe daha yukarılara oynamamız gerekiyor" dedi.
Başkan Gözbaşı geçen sezon genç kaleci Doğan Alemdar'ın düzenli oynaması için ısrarcı olduğunu da açıkladı. Gözbaşı, "Hocalarımdan biri ile Doğan'ın kaleye geçmesi için ısrarımdan dolayı fikir ayrılığı yaşadım. Israrla Doğan'ın oynamasını istedim. Doğan, Nurettin, Emre... Ben hep altyapımızdan oyuncuların oynanmasını arzu ettim. 'Doğan hata yapsa da oynayacak' dedim. Hocalar vazgeçti ama ben vazgeçmedim. Altyapıda başka yeteneklerimiz de var. Bir kere Doğan'ın kendi özkardeşi var. O da kaleci" diye konuştu.
Göreve geldikten sonra birçok zorlukla mücadele ettiğini aktaran Berna Gözbaşı, "Geldiğimden beri kitaplara sığacak kadar çok ve tek başına zorluklar yaşadım. Ben iş hayatımda, Kayseri gibi Anadolu'nun korumacı, muhafazakar bir şehrinde annem öğretmen, babam emekli astsubay olarak zaten girişimci bir iş kadını olarak sanayide, üretimde ilklerden biriyim. İlk olmak herhalde benim kaderimde var ama futbolda ilk olacağımı bilmiyordum. Erkek egemen sektörde iş kadını olmanın zorluklarını yaşadım ilk dönemlerde. Cinsiyetçi saldırılara uğruyor muyum? Tabii ki uğruyorum. Aynı hatayı bir erkek yaptığında daha hoşgörülü olanlar aynı hatayı bir kadın yaptığında ise 'kadın futboldan ne anlar?' diyebiliyor. Ben sahada futbol oynamayacağım. Kulübün mali yapısını düzeltmek, altyapısı organize etmek, transferi yapmak benim işim. Keşke tırmalayarak gelseydim diyorum çünkü benim huyum bu. Ben hayatımda hiç başarısız olmadım. Burada da başarısız olmak istemiyorum" dedi.
'Kulüp bitmiş durumdaydı'
Gözbaşı sözlerine şöyle devam etti: "Ben geldiğimde bu kulüp mali ve sportif açıdan bitmişti. Futbolcular sözleşmelilerini fesh etmişti. Diplomatik yollarla ikna ettim. Elbette taraftar, Kayseri kamuoyu takımdan çıkış bekliyor. Bunu en çok da ben bekliyorum ama ilk etapta önemli olan Kayserispor'un hayatta kalmasıydı. Aynı anda geçmiş borçları ödüyorsun, mevcutla yarışıyorsun. Geçmiş borçlardan dolayı o kadar muzdaribiz ki her transfer döneminde transfer tahtasını açmak için korkunç borçlar ödüyorduk. Bundan ders alarak, geleceğe borç bırakmadan geçmişi temizleyerek ve bir yandan da ligde kalabilmek kolay değildi. Yine de takımın ligde kalmasını bir başarı olarak düşünüyorum."
'Doğan'dan vazgeçmedim'
Beşiktaş'tan ayrılan Ali Naibi'yi sportif direktörlük görevine getirdiklerini belirten Başkan Berna Gözbaşı, "Benimle aynı hayalleri kurabilen hırslı ve kendini ispat etmek isteyen bir aday istedim. Ali Naibi'nin Beşiktaş'ta sahip olduğu imkanlar farklıydı. Burada kendi başarısını gerçekleştirmesi mümkündü. Benzer bir durum Yalçın Koşuvakavak hocamız için de geçerliydi. Bundan sonra düşmemeye değil kademe kademe daha yukarılara oynamamız gerekiyor" dedi.
Başkan Gözbaşı geçen sezon genç kaleci Doğan Alemdar'ın düzenli oynaması için ısrarcı olduğunu da açıkladı. Gözbaşı, "Hocalarımdan biri ile Doğan'ın kaleye geçmesi için ısrarımdan dolayı fikir ayrılığı yaşadım. Israrla Doğan'ın oynamasını istedim. Doğan, Nurettin, Emre... Ben hep altyapımızdan oyuncuların oynanmasını arzu ettim. 'Doğan hata yapsa da oynayacak' dedim. Hocalar vazgeçti ama ben vazgeçmedim. Altyapıda başka yeteneklerimiz de var. Bir kere Doğan'ın kendi özkardeşi var. O da kaleci" diye konuştu.
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
