Hıncal Uluç'tan gündem değerlendirmesi!

Aranın arkasından başlayan dönemi ifade edecek bir kelimem var, Hayal kırıklığı. Çok şey bekledim. 3 ay boyunca hiç futbol olmayınca, futbol özlemi doğunca, 1955 senesinden bu yana futbol yazan bir adam olarak bir şeyler ümit ediyorsun ama yabancı maçlar dahil kelimem hayal kırıklığı. İtalya Kupası yarı final maçı, Juventus ile Milan oynuyor, ortada futbolun 'F'si yok. İnanamadım! O zaman bizimkilere ne diyebilirim ki! Ne takım var ortada, ne de Ronaldo dahil seyredilecek futbolcu.

Trabzonspor kazandının ötesinde Fenerbahçe kaybetti. Fenerbahçe o gün kiminle oynasa kaybederdi. Ben böyle bir şey görmedim! Böyle bir başıboşluk. Volkan birilerini arıyor, Emre Volkan'ı mı aradı, Ali Koç'u mu aradı, bir şeyler dönüyor ama sahada gördüğümüz, sahadaki en iyi oyuncu kenara alınıyor. Olacak şey değil.

Eskilerin bir lafı var. Horozu çok olan yerde, sabah geç olur. Horoz kim, o da belli değil. Bir sürü elinde telefonlu adam var ama horoz hangisi? Belki onların hiçbiri değil. Böyle Fenerbahçe yönetilir mi ya? Bir yandan Türkiye Kupası'na gidiyorsun, bir yandan Ali Koç'un ifadesiyle Süper Kupa'ya gidiyorsun ama şu hale bak.

Ali Koç, Fenerbahçe'nin başına gelmiş geçmiş en büyük heyecanla gelen başkandı. Kongreyi alacak salon olmadı, stadyumda kongre yaptılar. 20 bine yakın insan geldi. O stadın hali maç gününden daha heyecanlıydı. Sonuç açıklanınca kopan kıyameti sorsan, 'Fenerbahçe Avrupa Şampiyonu oldu, onun kutlaması' sanırsın. Geldi, bir takım işler umduğu gibi olmadı.

Açık konuşacaksınız, önümüzde sezonun bitmesine 4 ayımız var ve bu 4 ay için, gelecek sene Fenerbahçe'yi düşündüğümüz hedeflere götürecek hocayı bulamayız. Hepsi çalışıyor içeride dışarıda diyeceksiniz, sıradan bir adamı de getiremeyiz, geçici bir hocayla idare edeceğiz, ne elde edebilirsek, onu elde edeceğiz" diyereksiniz. Bunu açık seçik konuştuğunuz zaman, bu rezaletler olmaz.

Arka arkaya sıkıntılar yaşamışsınız, söylediklerinizin hiçbirini hemen hemen yapamamışsınız, 2 yol var. Ya bırakacaksınız, ya da önünüzdeki çizgiyi gösterip bana şans verin diyeceksiniz. Ali Koç'un şimdi ne yapacağız, seneye Fenerbahçe'nin başında kim olacağını, kimin gidip kalacağını, kaç paralık transfer yapabileceğini bilen var mı?

Nihat Özdemir fevkelade güzel idare etti süreci. Ali Koç'un davası Nihat Özdemir ile değil, klasik, hedef gösterip, gündem değiştirmek. Nihat Özdemir yılların tecrübelisi. Nihat Özdemir şimdi Fenerbahçe'den istifa etti, yarın omuzların üzerinde, kongre kararıyla döner. İstifa ederek, Ali Koç'un gündem değiştirme politikasını iflas ettirdi.

Bana 2 oyuncu al ve Trabzonspor'un gücünü yarı yarıya azalt deseler, Sosa ile Nwakaeme'yi alırım. Abdülkadir Ömür'de düşüş gördüm. Trabzonspor'un geniş sayılabilecek bir kadrosu var ama bundan sonra nasıl gider, pek emin değilim. Kimin ne oynayacağı, kimin ne kazanacağı da belli değil. Başakşehir, Alanya ile oynadı, gördüğüm en kötü Alanya'ydı. Beşiktaş ile oynayan Antalya da, gördüğüm en iyi Antalya'ydı. Antalya ile Alanya oynayınca terse döndü. Bu hafta ne olacak?

Başakşehir, oyuncu açısından Türkiye'nin en zengin takımı. Sahadan çıkacak her Başakşehirli oyuncunun o ayarda bir yedeği var aşağı yukarı. Sosa ile Nwakaeme'nin yokluğunda lig grafiğini Başakşehir'e doğru görüyorum. Kupa belli değil. Trabzonspor 2 kupaya da yakın görünüyor ama çok talihsiz farklarla ya da bir basit hakem hatasıyla çok şey değişebilir. Trabzonspor 2 kupaya yakın görünüyor ama kupasız bitirirse şaşırmam.

Rakipleriyle maçları olması, Galatasaray'ın avantajı. Gerideki takıma avantajdır. Maçlar kılpaylarıyla, o andaki psikolojiyle değişebiliyor şu anda. Galatasaray'ın matematiksel olarak şampiyonluk ihtimali olduğu sürece şansı da olur ama bu şansı yaratacak adam Fatih Terim.

Galatasaray ruhsuz top oynuyor. Koşan, çırpınan adam yok. Elleri cebinde, 51, 52 idi, Falcao topla buluştu. Bu kadar boş gezmiş sahada. Falcao değil Ronaldo olsa oynatmam. Dalga mı geçiyorsun sen ya? Kaç tane adam var Galatasaray'da böyle... Bir takım geriye de düşebilir ama geriye düştüğünde mahallede bile 'Hadi ulan' diyen biri vardır. Galatasaray maç bitsin de evimize gidelim diyen bir takım adamlardandı. Böyle bir Galatasaray görmedim. Ne oynadığı zaten belli değil. Hücum mu oynuyor, defans mı oynuyor, belli değil.

Türkiye'nin en iyi, en hızlı açıklarından biri Onyekuru, sahada gören yok. Bayrak direğiyle Onyekuru'nun görev farkı yok. O ne kadar duruyorsa, Onyekuru da öyle duruyor. Ben böyle bir şey görmedim. Matematiksel olarak ümit var, kadroya bakınca ümit var ama Galatasaray ruhunu kaybetmiş. Bu ruhu, Galatasaray'ın uyandırması lazım.