Dwight Howard hem fiziksel, hem de mental gelişimde!

Atlanta Hawks'a, yani doğduğu yere dönen Howard artık saha içinde ve saha dışında yaptıklarıyla o sansasyonel kişiliğini üzerinde taşımıyor. Bu, kendisinin başına uzun süredir gelen en güzel şeylerden biri...

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Dwight Howard hem fiziksel, hem de mental gelişimde!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
30 Kasım 2016 14:51
Son güncelleme 30 Kasım 2016 15:13
Atlanta Hawks'a, yani doğduğu yere dönen Dwight Howard artık saha içinde ve saha dışında yaptıklarıyla o sansasyonel kişiliğini üzerinde taşımıyor. Bu, kendisinin başına uzun süredir gelen en güzel şeylerden biri...

Orlando Magic'teki Tracy McGrady'nin son sezonunda tabiri caizse berbat bir kadroyla sadece 21 maç kazanması dolayısıyla 2003-04 sezonunu ligin diplerinde geçiren ve 2004 Draftında 1. sıradan seçim yapma hakkına sahip olmuş olan Magic ekibi, bu sırasını liseli atletik bir uzundan yana kullanmıştı.

Georgia eyaletinin Atlanta şehrinde doğan Dwight Howard, bilindiği gibi yetenekli ve oldukça atletik bir oyuncuydu. Orlando'yu dipten çıkararak 5 senede NBA Finallerine kadar yükselecek kadronun en iyi oyuncusu konumunda olacaktı. Takımın geleceği olacaktı.

Geldiği sezon sonrası takım adına nasıl fark yarattığını görmek için şuraya bakabiliriz:

2003-04 Magic 21-61 Doğu 15.'si Playoffa giremediler
2004-05 Magic 36-46 Doğu 10.'su Playoffa giremediler
2005-06 Magic 36-46 Doğu 10.'su Playoffa giremediler
2006-07 Magic 40-42 Doğu 8.'si Playoff ilk turunda elendiler
2007-08 Magic 52-30 Doğu 3.'sü Playoff yarı finallerinde elendiler
2008-09 Magic 59-23 Doğu 3.'sü NBA Finallerinde elendiler
2009-10 Magic 59-23 Doğu 2.'si Playoff konferans finalinde elendiler
2010-11 Magic 52-30 Doğu 4.'sü Playoff ilk turunda elendiler
2011-12 Magic 37-29 Doğu 6.'sı Playoff ilk turunda elendiler


Görüldüğü üzere, 2003-04 sezonu sonrası Howard'ın etkileri hemen gözükmeye başlamıştı. 21 galibiyetten 36 galibiyete çıkan Magic ekibi, sonraki sene de aynı çizgide ilerlemişti ve 2006 sonrası yükselmeye devam etmişti.

BİREYSEL OLARAK HİÇ BOŞ DURMADI...

Önce 15 galibiyet, sonra 4, sonra 12, sonra da 7 maç galibiyet farklı sezonlar geçiren Magic, bu yükselişinin bir sonucu olarak 2009'da NBA Finallerine gitti. Malesef, önceki sezonda o dönem ortalığı dağıtan Boston Celtics'in büyük 3'lü sahibi ekibi karşısında mağlubiyete uğramış olan Kobe Bryant'ın gazabından kurtulamadılar ve o final serisinde sadece 1 maç kazanabildiler.

Bu sırada Dwight'ın edindiği bireysel başarıları da unutmamak gerekiyor. 2007'den 2014'e kadar All-Star olma onurlarına erişen Howard, 2009-2011 arasında da 3 tane Yılın Savunmacısı ödülü kazandı. 5 kere ligin ribaund kralı, 2 kere de blok kralı olan Howard, aynı zamanda Magic'in de tüm zamanlarda en skorer oyuncusu konumunda.



Bunlar kağıt üzerindeki başarıları, (Lakers dönemine kadar) peki kağıt üzerinde olmayan ve kendisini daha olgun olarak görmemize sebep olan geçmiş olayları veya vukuatlarına ne örnek gösterebiliriz?

Çoğu Orlando taraftarı, ama daha çok Lakers taraftarı kendisine "korkak", "bebek" ya da "ağlak" gibi sıfatlar yakıştırıyor. Bunların geçmişi ise 2012 sezonunda Howard'ın koçu Stan Van Gundy ve takım yöneticisini işten attırması vukuatına dayanıyor.

Lokavt sebebiyle 2011-12 normal sezonu 66 maç oynanmıştı ve lokavt bittikten sonra, o sezonun sonunda serbest oyuncu olacak Howard, ya Los Angeles Lakers'a, ya Dallas Mavericks'e, ya da New Jersey Nets'e takasını istemişti. Önceliğinin Magic'te kalmak olduğunu, fakat elindeki takımla şampiyonluk adayı olamayacaklarını ifade etmişti.

Sonra Los Angeles Lakers'a takas olan o dönemin yıldız ismi, kariyerinin belki de en hayal kırıklığı sezonunu geçirdi. Yine ligte ribaund kralı olsa da, Howard serbest atış çizgisinden normalden de düşük bir yüzdede şut sokuyordu ve Lakers yönetimiyle, özellikle yönetici Mitch Kupchak'le tartışmaları da kameraya yansıyordu. Asıl problem tabii ki Kobe Bryant ileydi. Howard topu elinde daha çok istiyordu ve Kobe de topa hakim bir oyuncu olarak bu talebi istese de gerçekleşiremiyordu. Alışkın olduğu bir oyun tarzı değildi. İzleyiciler de Dwight'ın bu uyumsuzluğundan ötürü zamanla ona sırtlarını döndüler ve Howard da Houston'a kaçtı.



BİR TÜRLÜ ŞANSI DÖNMÜYORDU

Rockets'a bir önceki sezon giden James Harden'la birlikte oldukça çalkantılı dönemler geçiren Howard, aslında şanssız da bir oyuncuydu, hep çünkü topu elinde isteyen adamların olduğu takımlara gidiyordu. Bu paylaşım azlığı ise onun etkisini ve moralini azaltıyordu. İnişli çıkışlı 3 seneden sonra, Howard artık doğduğu yere, Atlanta'ya döndü.

Fiziksel görünüşünde kafa bandını ve kol bantlarını çıkaran, saçlarını kestiren Howard, sanki eski Orlando'lu Howard'ın daha sakin ve oturaklı hali gibi duruyor. En önemlisi ise, artık kazanmak için paylaşmaktan çok, zaman zaman fedakarlık etmek gerektiğini de anlamış durumda. Bu yüzden kendisinden oldukça rahat performanslar ve 20 & 15'ler görebiliyoruz. Howard, verdiği demeçlerle, takımına olan uyumunun oldukça aşikar oluşuyla, beklenen olgunluğu göstermesiyle artık kendi bireysel sevenlerini de daha rahatlatmış durumda diyebiliriz.

Hiçbir zaman %80-90 savunmacı, %20 hücumcu diyemediğimiz Howard artık kendisine biçilen rolden oldukça memnun ve bunu layıkıyla yerine getiriyor. Kendisi bir savunmacı oldu. Top paylaşan Hawks kadrosu, onu da içeride görüyor, pas atıyor. Eline düşmesi gereken toplar kendisine geliyor. Ve bunları değerlendiriyor. Ortaya koyduğu hücum rakamları istikrarsız olsa da, bu rakamlar takımın hücum akışına göre değişkenlik gösterdiği için bu şekilde. Ribaund rakamlarına baktığımızda, 12.8 rakamını görüyoruz ve oyununda ağırlığını koyduğu nokta da zaten savunması ve ribaundı.

Howard'ın yüzü gülüyor, ve saha dışı hayatını ayrı tutarsak - ki o bizi ilgilendirmez - arkasında haklı sebepleri olduğunu bildiğimiz için gülüyor.

YAZI: DOĞUŞ ÇİFTÇİ

Tümü
 Reklam