Şans küpü!

Sanica Boru Elazığspor-Galatasaray maçı derslik bir maçtı. Futbolun dışında o kadar çok şey ön plana çıktı ki anlatmakla bitmez.

Haber; Sporx.com Yazarlar
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Şans küpü!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
25 Kasım 2012 16:17
Şans küpü!
Sanica Boru Elazığspor-Galatasaray maçı derslik bir maçtı. Futbolun dışında o kadar çok şey ön plana çıktı ki anlatmakla bitmez.
Benim medyam yine işi Melo’ya bağladı.
Pitbull Melo, Efsane oldu!
Neymiş?
Penaltı kurtarmış!...
Geçiniz…
Penaltı kurtarılmaz.
Penaltı kaçırılır.

Hakem Özgür Yankaya yan çizidi!
Penaltı bir takıma tanınmış en büyük avantajdır. Avantaj kurtarılmaz.
Avantaj kaçırılır.
Sanica Boru Elazığspor Göksu ile avantajı kaçırınca, Galatasaray tek golle üç puana ulaştı.
Ayrıca;
Melo penaltı atılışı sırasında kale çizgisinden üç adım öne çıkarak kural hatası yaptı. Hakem Özgür Yankaya’nın penaltıyı tekrar ettirmesi gerekirdi. Yan çizdi. O da Göksu’nun hatasına hatayla katıldı.

Bitmedi;
Eğer Galatasaray 88’e kadar hala maçı garantiye alamamışsa ve penaltıyı Muslera yaptırıyorsa ve o ana kadar da Sanica Boru Elazığspor Galatasaray kalesinde hep pozisyon buluyorsa bunları da görmek gerekir…

Maç boyu Galatasaray teknik heyeti kenarda seyirci gibi maç izlemiştir. Yapılan değişiklikler de sahaya sürülen 11 de hatalıdır.

Dikkat!
Ligin sonuncusu Sanica Boru Elazığspor maçında alınan galibiyet; sevinmek için değil gerçekleri görmek için derslik bir maçtır.

Galatasaray doğrudan Melo ve Terim’in şansıyla üç puanı kazanmıştır.
Ortada futbol yoktur.

Galatasaray’ın attığı gol de bir şans golüdür.
Atılan gol kaleci İveşa’nın hediyesidir. Riera’nın ortasında İveşa hata yapınca top bedavadan Yekta’nın önüne düşüyor.
Doğrudan şans golü!
Ancak; Yekta’nın orada olması Yekta adına olumlu bir pozisyon. Zaten sahanın da en iyisi Galatasaraylı Yekta…

Biraz da Melo
Belki Melo çok etkin değildi ama verdiği kontra paslar takımını atağa kaldırdı, sonuç alınamadı…

Kadro yanlışını görmek için dürbüne gerek yok!
Şimdi maçı izleyelim;
Galatasaray çok kötü bir futbol oynuyor.
Semih-Cris olmuyor… Birkaç kez denendi, bir daha denemeye gerek yok! Olmuyor.
Bunun adı rotasyon olamaz!
Sabri de rotasyon değil.
Engin de rotasyon değil.

Neden?
Rotasyon; hazır tuttuğun oyuncuları değiş-tokuşla kullanmaktır. Terim bunların hiçbirini hazır tutamıyor ki…
Cris zaten mevsimi geçmiş lale…
Sabri sekiz ay unutulmuş ve maç eksiği tavan yapmış bir oyuncu.
Engin deseniz ceza almış neredeyse üç ay o da oynamamış moralsiz biri. Ayrıca o kadar parlak bir eleman da değil. Hem asi, hem anti profesyonel…

Bunları bu maçta takıma koymanın manası şudur;
Sanica Boru’nun ligde henüz tek galibiyeti var nasıl olsa beni yenemez!
Düşünce doğru ama; senin takımın ne?
Takır takır futbol oynuyor olsa amenna!...
Oynamıyor ki…

ManU’yu yenmiş olmak güzel de o güzel oyunu bir başka maçta doğrulamak nasıl olacak?
ManU’yu yenen takımda yapılan değişiklikler cuk oturursa eyvallah!
Oturmuyorsa hikaye!

O zaman ManU galibiyeti de şans!
Ya da sen hiç rotasyon yapma çünkü takımın o güçte değil!
Yapılanın adı rotasyon olamaz.
Bunu da Terim bilecek.

Madem rotasyon; koysana kaleye Ufuk’u!
Terim’in yaptığı şudur;
Çaresizlik karşısında yok saydığı oyunculardan istifade etmektir.
Bu da kurnaz bir düşüncedir sahada güzel oyuna müsaade etmez!

Bu fikirlerimi destekleyen birkaç şey daha var;
Rotasyon yapıyorsan eğer; oynatsana Ufuk’u kalede…
Cris’in yerine koysana Gökhan Zan’ı…
Koyamazsın!
Zaten Gökhan Zan bırakın futbol oynamayı, yürümeyi unuttu!
Terim onu yok saydı. Şimdi hatırlayamaz!
Ceyhun nerede?
Tam rotasyonluk adamdır Ceyhun, sıkıştığında savunmada bile oynar.


Terim, bütün stratejik mevkilerde aslara güveniyor, diğerlerine rotasyon diyor!
Olmaz!
Hatırlayın Semih ve Emre’nin ortaya çıkışı da Galatasaray’ın kadro açısından zorlandığı bir devreydi. Servet dökülüyordu, Gökhan sakattı, Neill falan… Terim o zaman çaresiz kaldı Semih’i takıma koydu. Emre Çolak da öyle bir yol buldu takıma girdi. Çocuklar tuttu!
Ama bu da rotasyon değildi. Terim cesur davranamıyor. Bu çocukları ara sıra işler güzel giderken de takıma koyamıyor.

Oysa bir teknik heyetin yapması gereken sadece hafta arası takımı çalıştırmak değil, o takımdaki bütün elemanları verimli halde tutmaktır. Terim bunu beceremiyor. Ya futbolcusuna yüz vererek vazgeçilmezi yapıyor ya unutuyor, yüzüne bakmıyor. Ne zaman ki takım zorda kalıyor Terim o unuttuklarını hatırlıyor.
O zaman oynattıkları da verimsiz oluyor.

Galatasaray bir türlü bütün olamadı!
Takım verimli değil. Onun için de Terim Mersini yenemeyince şöyle diyor;
’Onu çekme bun çek!’
Sonra da çıkıp Ali Kırca ve Hasan Cemal’in dut yemiş bülbüllüğünde öyle demedim böyle dedim diye hilaf-ı hakikat beyanda bulunuyor. (Bakın iki kasete anlarsınız.)
Bunlar hoş durumlar değil.

Galatasaray son sıralardaki takımlara zorlanıyor. Karedemir Karabükspor’a hem de Arena’da yenildiler, Mersin İY’dan tek puanı zor aldılar, Sanica Boru Galatasaray maçı malum!
Akhisar Belediyespor’u da üç golle yenince Hamit’in dediği doğrulanıyor; ‘Akhisar’a iki gol atınca kralsın!...’
Ya takım?

Galatasaray bir türlü bütün olamadı.
Oynanan bütün maçlar kıl payı kazanılıyor. Ya da yanlış yorumlarla takım övülüyor.
Galatasaray iyi futbol oynamıyor ve ben bunu ısrarla söylüyorum.
Nezaketen de galibiyetleri kutluyorum.
Oysa o maçlarda da elli tane söylenecek söz var ama…
Taraftarın zaten az yaşadığı mutluluklara da limon sıkmak istemiyorum.

İşte Sanica Boru Elazığspor maçı.
Galatasaray galip ama yine eleştiriyorum.
Benim medyam da yine Melo’nun kaleciliğine yaslanmış efsaneler yaratıyor!...
Gerçekleri görmüyor.
Oysa beni Melo’nun orta saha performansı ilgilendirir, kaleci olup gol kurtarması değil.

Melo kaleye geçtiğinde bütün dünya Melo’yu alkışlarken ben;
Galatasaray neden bu hale düşüyor ona bakarım!

Böyle bir takım sakatlıklar, cezalılarla ve birden fazla kulvarda baş edemez. Süreklilik kazanamaz.
Galatasaray yanlış yönetilmenin bedelini ödüyor.
İyi futbol oynayamamanın nedeni budur.

Yılmaz Vural bu takımla kafa tutuyorsa…
Galatasaray'da sarı kart cezalısı Selçuk yok, turp gibi Hamit yok! Dany yok. Sakat ve yorgun Eboue de yok! Burak da…
Yani Galatasaray’da bu beşlinin yerine oynayanlar iyi değil ki dünya takımı ManU maçındaki güzellikler Elazığ’da yok!
Bunun bir açıklaması olmaz mı?
Olursa nedir?

‘Kötü günümüzdeydik’
‘Avrupa maçı sonrası genelde böyle olur’
‘Musalera atıldı’ falan demek de bu kötü oyuna cevap sayılmaz!

Sanica Boru Elazığspor’da kart cezalıları Sedat ve Adem dışında sakatlığı süren Bülent Ertuğrul kadroda yok. Teknik direktör Yılmaz Vural, Görkem'e ilk 11'de şans verdi. Savunmanın sağında ise bu yere yabancı Faubert var. Orta sahada ise Murat Kayalı. Buna rağmen Vural’ın takımı şanssızlığa kurban gitti, iki puanı hediye etti.
Göksu ki takımının gol kralı… Geçen sene küme çıkmada en acar futbolcu. Onun penaltı kaçırması şanssızlık değil de ne?
Şimdi varın siz karşılaştırın takımları da, Terim’le Vural’ı da…

Galatasaray’ın golü 50’de Yekta ile geldi.
Umut, yüzde bin bir golü ayaklarına doladı,
Emre golü kaçırdı…
Hepsi bu…

Mesela Riera neden rotasyona girmedi?
8.6 milyon euroluk Amrabat ne yaptı?
Engin neydi?
Aydın neden ilk 11 çıkmadı, sonradan girdi de ne yaptı?
Bu kadar iyi olan Yekta neden ManU’da yoktu?
Elmander neden çıkar?
Forvette ayağında top tutamayanlar neden kalır?
Neden Galatasaray çok top kaybeder?
Hakan Balta oyuna geç girdi ama yişne felaket oradan geldi?
Tek sorumlu Balta mıdır?
Neden medya bu maçtan sonra hep Melo ve kaleciliğinden bahseder de gerçeklerden kaçar?

Galatasaray iyi işaretler verse bu sorular sorulmaz.
Vermeyince…
Soruluyor işte…

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam