Uzun zamandır bir Galatasaraylı olarak Galatasaray’da oynanan oyunları, haksızlıkları ve bu sportif kültür mirasının ilkelerinden hızla sapmaya başladığını yazmak istiyordum. Galatasaray Spor Kulübü kıymetli Başkanı Ünal Aysal dün GSTV’de konuşunca daha fazla dayanamadım. Galatasaray’da bazı şeylerin artık su yüzüne çıkması gerektiğini düşündüm. Çünkü Başkan kulaktan dolma bilgilerle yanlış beyanlarda bulunuyor.
Galatasaray bu değil!
Ünal Aysal’ın yaptığı başkanlık da başkanlık değil.
Onunki kayırmacı bir politika, asla birleştirici değil.
Kurumsallaşma diye adlandırdığı yapı da resmen kadrolaşma.
Aysal kendine yakın çevreyi kayırırken Galatasaray’ın çoğunluğunu reddediyor.
Biline ki;
Bazılarının taptığı gibi Galatasaray sadece madde değildir…
Galatasaray; beş yüz yılı aşkın sevgi-saygıyla beslenen ilkeler manzumesidir.
Onları çarpıttın mı yandın!
Bu gidiş iyi gidiş değil!...
Galatasaray;
Akıldır, nezakettir, sevgidir, saygıdır, açık olmaktır, netliktir, sportif kültürdür, batıya açılan penceredir, üzerinde hiç güneş batmayan kardeşlik örneğidir.
Galatasaraylı indulgence ve tolerance’ı ayırt edecek kadar bilgedir.
Bunu algılamak için illa okullu olmaya da gerek yoktur.
Nice Galatasaraylılar bilirim; okulluya saygı duyan,
Nice Galatasaraylılar bilirim; okulludan başkasını tanımayan!
Haberiniz olsun;
Bu gidiş iyi bir gidiş değil.
Sadece maddi değerleri ön plana çıkartıp camiaya faydalı isimleri silmeye çalışmak Galatasaraylıya yakışan bir davranış biçimi değil.
Aysal ve Yönetimi ateşle oynuyor.
Kardeşi kardeşe düşman ediyor.
Yeter artık!
Ünal Aysal’ın kapalı kapılar ardında, GSTV’den çanak sorulara açıklamalar yapması da doğru değil. Adnan Polat için söyledikleri de doğru değil. Aysal Yönetimi resmen eski yönetimi yok sayıyor. Bunlar Galatasaray örf ve adetine yakışmaz. Galatasaraylı oluşla bağdaşmaz!
Galatasaray Başkanı yapıcı olmalıdır, bir tarafı yıkarken öte tarafı kayırmamalıdır.
Üç gün önce Terim de aynı şekilde GSTV’de yandaşlarına konuştu. Mersin maçı sonrası edep yerini göstererek yaptığı ‘onu çekme bunu çek’ ayıbı için ‘yapmadım’ dedi. Daha da ileri giderek inkar etti. Yapsam yaptım derim diyerek kahramanlık tasladı. Ali Kırca ile Hasan Cemal de bu gerçek dışı beyana ortak oldu!
İki güzide gazeteci de Terim’e;
-Bak şimdi iki kere ayıp ettin İmparator; Bir; yaptığın o jestle ayıp ettin. İki; inkar ederek ayıp ettin diyemedi!
Körler sağırlar birbirini ağırlar
Başkan da, Başkan’ın gurur duyduğu Terim de milletin gözünün içine baka baka herkesi yanıltıyor. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali…
Ama şu da çok iyi biline ki;
Hilaf-ı hakikat beyanlarda bulunanların akıbeti bellidir.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar!
Ünal Aysal’ın bu tarz davranışları şüpheyi davet ediyor.
Başkan neleri gizlemeye çalışıyor ki, ortaya çıkmadan, sadece GSTV’de konuşuyor?
Örtbas etmek istediği, korktuğu bir şeyler mi var?
Neden hep yandaşlarına açıklama yapıyorlar?
Neden kendilerine soru sorulmasını istemiyorlar?
Benim garip medyam da kendini inkar edercesine GSTV’den alıntı yaparak Galatasaray’ı manşetlere taşıyor.
Bu da medyanın aczidir.
Yeter artık!
Ünal Aysal kimdir?
Sayın Başkan Ünal Aysal’ın kim olduğunu biliyor musunuz?
Aysal, Galatasaray Lisesi mezunu saygın bir iş adamı. Basiretli, becerikli, centilmen, hayatı ve yaşamayı seven, kırk küsur senedir yurt dışında yaşayan ve bu süreçte gelir düzeyini ziyadesiyle artıran mümtaz bir kişilik.
Ancak Aysal’ın elli senedir Galatasaray Spor Kulübü ile ilgisi yok!
Kulübe üyeliği daha 12 sene…
Zorlamayla…
Eğer bir insan Galatasaray Liseli olup da 60 küsur sene üye olmamışsa bunun adı doğrudan sportif ilgisizliktir. Ne oldu da Aysal birden spora düşkün oldu da Galatasaray’a başkan oldu?
Aysal keşke daha önce Galatasaray Spor Kulübü üyesi olsaydı da Galatasaray’ı daha çok tanıma fırsatı bularak danışmanlarının onu yönetmesine izin vermeseydi.
Yanlışlara düştüğünün farkına varabilseydi.
Parası için başkan seçildiğinin farkına varıp salt Galatasaray sevgisiyle emek verenleri karalamasaydı.
Bunlar çirkin davranışlar.
Hayatta her şey para değil!
Galatasaraylı da zaten aklıyla övünür.
Aysal’ın Galatasaray’la ilk bağlantısı Başkan Özhan Canaydın denize düşüp yılana sarıldığı zamanında Borsa’daki Galatasaray hisseleri için yatırdığı 30 milyon(!) dolar para ile başlıyor. Sonrası da var… Kaç para kar sağlandığı, Aysal’ın neden acele ettiği, hisseleri kime sattığı… Onlar bu yazıya sığmaz! Kitap olur…
Böyle giderse bir gün bakarsınız kitap da olur.
Böyle başa böyle tıraş!
Ünal Aysal’ın GSTV’deki röpartajı tam bir danışıklı dövüş!
Kendin sor kendin cevapla!
Can alıcı konuları es geç! Söylemek istediklerini söyle.
Karşıdan kontra soru hiç alma!…
GSTV görevlisi talimatlı. Bunu sor bunu sorma. Sakın kontra soru sorma!...
Bir Başkan’ın böyle davranması affedilemez!
Söylediklerinin hiç birine inanmak mümkün değil. Bilhassa Adnan Polat hakkında.
Hala eski başkana karşı kan davası güdülüyor.
Ayıptır.
Bir Galatasaraylı eski Başkan’ına böyle davranmamalı. Davrananlar da varsa onları kınamalı.
Benim bahtsız, basiretsiz, duyarsız medyam da bu yapay röportajlara tavır koyacağı yerde kulüplerin televizyonları ve de internet sitelerinden aldıkları haberleri manşetlerine taşıyorlar.
Tam bir boyun eğme…
Tam bir kimliksizlik ifadesi…
Medya bunu yapar mı?
Medya kendini değersiz duruma düşürür mü?
Bu ne vurdumduymazlıktır,
Bu ne mesleki duyarsızlıktır.
Bu ne ayıp bir iştir!
Aysal’ın son beyanatları bardağı taşırdı
Aysal zaten yıllardır Galatasaray’dan uzaktaydı, iktidarı kendinden menkul zatın zorlamasıyla başkan seçildi şimdi yine Galatasaray’ı uzaktan kumandayla idare ediyor.
Sayın Başkan; kah Avrupa’da kah Amerika’da kah Yunan Adalarında geziyor…
Asla hesap soracak değiliz ama aklına estikçe de GSTV’de düzmece programla toplumu ve Galatasaraylıyı yanıltan beyanlarda bulunarak gövde gösterisi yapması hiç de hoş değil!
Aysal’ın yönetimi hakkında, Terim hakkında, futbol hakkında, Adnan Polat hakkında söyledikleri doğru değil!
Ünal Aysal bunları alışkanlık haline getirdi.
Galatasaray Televizyonu'nda yer alan "Başkanın Ajandası" adlı programındaki son beyanatları bardağı taşırdı.
Ama unutulmasın ki herkesin bir ajandası var.
Bakalım bizim ajandada neler var?
1-Galatasaray Başkanı Ünal Aysal seçildiği günden beri Galatasaray’ı sanki kerhen yönetiyor. Ya da yönettiğini sanıyor. Oysa onu yönetenler var. Bu yönetenlerin kimler olduğuna girmeyeceğim. Ancak şunu ifade edebilirim ki yönetenlerin de yönetildikleri ve Galatasaray’da kimin kime bağlı olduğu bilinmekte.
İşin garip tarafı fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür Galatasaraylı da bunun farkında.
Ne çare ki bu makus talihi değiştirmeye kimsenin gücü yetmiyor.
Para ilkeleri esir aldı!
2-Aysal uzun yıllar Galatasaray’ın farkında bile olmamış bir liseli. Hatta başkan olabilmek için üyelik süresinin dolması beklenmiş mecburi bir aday!
Aysal’ın başkanlığı; becerisi, spor yetkinliği, dostlukları, iletişim gücü, camiayı iyi tanımasından değil.
Mecburiyetten!
Zengin başkan aranıyordu Aysal başkan oldu.
3-Bugün Terim’le gurur duyuyorum diyen Aysal seçildiği gün Terim’i istemediğini söyleyen biriydi. Nasıl oldu da Terim’le gurur duyar hale geldi? Yoksa Başkan Aysal da mı ‘onu çekme bunu çek’ diyenlerden?
Üç ay hüküm giymiş ve de beş sene gözetim altındaki Terim’i Galatasaray’ın başına getirip onunla gurur duymak acaba nedendir? Aysal’ın hiç mi gurur duyacak başka kimsesi yok? Ne demişler; dostunu söyle kim olduğunu söyleyeyim.
Aysal bugün Terim’le onur duyduğunu söylüyorsa bizim ajanda da; ‘Aman Başkan dikkat et bir gün sen de Terim’den nasibini alırsın’ diyor!
4- Ünal Aysal’ın başkanlığa gelirkenki Genel kurul kararını Yargıtay iptal etti. Yargıtay; ‘İdari ibrasızlık diye bir şey olmaz Adnan Polat yönetimi ibra edilmiş sayılır’ dedi.
Şimdi size bir sorum var Sayın Başkan Ünal Aysal;
Her şeye, her asparagas habere Galatasaray internet sitesinden cevap veriyorsunuz da neden Yargıtay’ın iptal ettiği ibrasızlık kararını internet sitenizden yayımlayarak eski yönetiminizden ve başkanınızdan özür dilemiyorsunuz?
Terim’e duyduğunuz gurur kadar da mı gurur duymuyorsunuz eski Başkanınız Sayın Adnan Polat’la?
Ne yaptı size Polat?
Terim gibi sövdü mü, yoksa Terim gibi kulübü 2002’de 30 milyon doların üzerinde zarara mı soktu?
Adnan Polat şirketleri birleştirmeseydi, siz göreve gelir gelmez hangi enstrümanla hisse senetlerini gariban halka satabilecektiniz?
Hiç mi en ufak bir şükran hissi yok sizde Polat’a karşı?
Başarısız addediyorsanız bile neden nezakette kusur ediyorsunuz?
Size ne yaptı Adnan Polat?
Üstelik;
Siz, Ünal Aysal!... Kardeşlerinize söven Terim’le bile gurur duyuyorsunuz.
Nasıl oluyor bu? Açıklayınız…
Yoksa?...
5-Liderlik için doğdu adlı Kitap’ta neden Adnan Polat’ın resmi yok? Bunu kasten mi yaptınız? GSTV’deki açıklamalarınız geçerli değil. O kitapta sizin de resminizin olmaması çok doğal! Siz daha görevdesiniz. Ve kitabı yapansınız. Ancak;
-Sizin izniniz olmadan Galatasaray’da böyle bir kitap yapılabilir mi?
-Size sorulmadan o kitaba Adnan Polat’ın resmi konmamazlık edilebilir mi?
-Koymak istemeyenler bile olsa sizin ‘mutlaka koyun’ diye müdahale etmeniz gerekmez mi?
-Başka başkanların da resmi yok diyorsunuz. İnandırıcı değil. Çok eskiye gitmeyin… Alp Yalman’ın var, Faruk Süren’in var, Özhan Canaydın’ın var. Mehmet Cansun’un yok!... Adnan Polat’ın yok!
Polat’ın var dediğiniz, 46. sayfadaki fotoğraf; kadın basketbol takımının aldığı kupa resminde saha içinden bir fotoğraf. Büyüklüğü 7 santim. Düşünün Başkan Adnan Polat’ın o kalabalık içindeki görünürlüğünü… En azından diğerleri gibi özel bir Polat fotoğrafı değil.
Bunda kasıt yoksa yandaşlarınızın büyük bir ayıbı var.
Bitmedi;
Liderlik için doğdu adlı kitapta;
Derwal’in, Kalli’nin, Lucescu’nun, Mustafa Denzili’nin, bu yılki kadroda olan futbolcuların bile ve de tam 7 kere Terim’in resmi varsa bu ayıp size aittir Sayın Başkan Ünal Aysal.
İstediğiniz kadar bu kitap Galatasaray’ın tarihidir deyin kimse inanmaz!
Bu kitap bir ayıp abidesidir.
Yandaşları okkalayan.
6-Adnan Öztürk’ü de jurnallediniz.
"Adnan Öztürk’le içbir sorunumuz yok. Zaten olursa beraber çalışmaz, yollarımızı ayırırız. Şu anda birlikte olduğumuza göre bir sorunumuz yok demektir, diyorsunuz.
Yani;
Yanisi şu;
Bana uymazsa istifa eder gider!
Gitmez başkan gitmez!
O seçilmiş bir üye…
Bu tarz konuşmanız çok kırıcı.
Ya Adnan Öztürk gitmezse?
Fatihler bir yana;
Sizin galiba Adnan’lara bir alerjiniz var.
Dahası var;
Sayın Başkan siz bütün Galatasaraylıların Başkanısınız.
İkilik yaratmayın.
Camianın daha fazla bölünmesine müsaade etmeyin!
Taraftarınızı da, -en az sizi destekleyen liselileri koruduğunuz kadar- koruyunuz.
Adnan Polat’a laf yetiştirmek yerine taraftarınıza ‘hayvanlar, köpekler’ diye hakaret eden Erman Toroğlu hakkında da üç beş laf ediniz.
En azından Toroğlu’nu özür dilemeye mecbur ediniz.
Her ne kadar siz Terim’le gurur da duysanız, Her Galatasaraylının da bir değeri olduğunu biliniz.
Öyle GSTV’de çanak sorulara cevap vermekle bu işler olmaz!
Çıkın meydana, medya size cesur sorular sorsun onlara cevap verin.
Yandaş medya da kullanmayın. Herkese eşit uzaklıkta olun.
Çıkın ortaya…
Korkmadan, çekinmeden!...
Sayın Başkan Ünal Aysal’a bir not daha var ajandada;
Sayın Başkan kanunen beş sene gözetim altındaki Terim’le gurur duyabilirsiniz ama Galatasaraylılar da sizinle gurur duymak istiyor bunu da bilesiniz!
Galatasaray bu değil!
Ünal Aysal’ın yaptığı başkanlık da başkanlık değil.
Onunki kayırmacı bir politika, asla birleştirici değil.
Kurumsallaşma diye adlandırdığı yapı da resmen kadrolaşma.
Aysal kendine yakın çevreyi kayırırken Galatasaray’ın çoğunluğunu reddediyor.
Biline ki;
Bazılarının taptığı gibi Galatasaray sadece madde değildir…
Galatasaray; beş yüz yılı aşkın sevgi-saygıyla beslenen ilkeler manzumesidir.
Onları çarpıttın mı yandın!
Bu gidiş iyi gidiş değil!...
Galatasaray;
Akıldır, nezakettir, sevgidir, saygıdır, açık olmaktır, netliktir, sportif kültürdür, batıya açılan penceredir, üzerinde hiç güneş batmayan kardeşlik örneğidir.
Galatasaraylı indulgence ve tolerance’ı ayırt edecek kadar bilgedir.
Bunu algılamak için illa okullu olmaya da gerek yoktur.
Nice Galatasaraylılar bilirim; okulluya saygı duyan,
Nice Galatasaraylılar bilirim; okulludan başkasını tanımayan!
Haberiniz olsun;
Bu gidiş iyi bir gidiş değil.
Sadece maddi değerleri ön plana çıkartıp camiaya faydalı isimleri silmeye çalışmak Galatasaraylıya yakışan bir davranış biçimi değil.
Aysal ve Yönetimi ateşle oynuyor.
Kardeşi kardeşe düşman ediyor.
Yeter artık!
Ünal Aysal’ın kapalı kapılar ardında, GSTV’den çanak sorulara açıklamalar yapması da doğru değil. Adnan Polat için söyledikleri de doğru değil. Aysal Yönetimi resmen eski yönetimi yok sayıyor. Bunlar Galatasaray örf ve adetine yakışmaz. Galatasaraylı oluşla bağdaşmaz!
Galatasaray Başkanı yapıcı olmalıdır, bir tarafı yıkarken öte tarafı kayırmamalıdır.
Üç gün önce Terim de aynı şekilde GSTV’de yandaşlarına konuştu. Mersin maçı sonrası edep yerini göstererek yaptığı ‘onu çekme bunu çek’ ayıbı için ‘yapmadım’ dedi. Daha da ileri giderek inkar etti. Yapsam yaptım derim diyerek kahramanlık tasladı. Ali Kırca ile Hasan Cemal de bu gerçek dışı beyana ortak oldu!
İki güzide gazeteci de Terim’e;
-Bak şimdi iki kere ayıp ettin İmparator; Bir; yaptığın o jestle ayıp ettin. İki; inkar ederek ayıp ettin diyemedi!
Körler sağırlar birbirini ağırlar
Başkan da, Başkan’ın gurur duyduğu Terim de milletin gözünün içine baka baka herkesi yanıltıyor. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali…
Ama şu da çok iyi biline ki;
Hilaf-ı hakikat beyanlarda bulunanların akıbeti bellidir.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar!
Ünal Aysal’ın bu tarz davranışları şüpheyi davet ediyor.
Başkan neleri gizlemeye çalışıyor ki, ortaya çıkmadan, sadece GSTV’de konuşuyor?
Örtbas etmek istediği, korktuğu bir şeyler mi var?
Neden hep yandaşlarına açıklama yapıyorlar?
Neden kendilerine soru sorulmasını istemiyorlar?
Benim garip medyam da kendini inkar edercesine GSTV’den alıntı yaparak Galatasaray’ı manşetlere taşıyor.
Bu da medyanın aczidir.
Yeter artık!
Ünal Aysal kimdir?
Sayın Başkan Ünal Aysal’ın kim olduğunu biliyor musunuz?
Aysal, Galatasaray Lisesi mezunu saygın bir iş adamı. Basiretli, becerikli, centilmen, hayatı ve yaşamayı seven, kırk küsur senedir yurt dışında yaşayan ve bu süreçte gelir düzeyini ziyadesiyle artıran mümtaz bir kişilik.
Ancak Aysal’ın elli senedir Galatasaray Spor Kulübü ile ilgisi yok!
Kulübe üyeliği daha 12 sene…
Zorlamayla…
Eğer bir insan Galatasaray Liseli olup da 60 küsur sene üye olmamışsa bunun adı doğrudan sportif ilgisizliktir. Ne oldu da Aysal birden spora düşkün oldu da Galatasaray’a başkan oldu?
Aysal keşke daha önce Galatasaray Spor Kulübü üyesi olsaydı da Galatasaray’ı daha çok tanıma fırsatı bularak danışmanlarının onu yönetmesine izin vermeseydi.
Yanlışlara düştüğünün farkına varabilseydi.
Parası için başkan seçildiğinin farkına varıp salt Galatasaray sevgisiyle emek verenleri karalamasaydı.
Bunlar çirkin davranışlar.
Hayatta her şey para değil!
Galatasaraylı da zaten aklıyla övünür.
Aysal’ın Galatasaray’la ilk bağlantısı Başkan Özhan Canaydın denize düşüp yılana sarıldığı zamanında Borsa’daki Galatasaray hisseleri için yatırdığı 30 milyon(!) dolar para ile başlıyor. Sonrası da var… Kaç para kar sağlandığı, Aysal’ın neden acele ettiği, hisseleri kime sattığı… Onlar bu yazıya sığmaz! Kitap olur…
Böyle giderse bir gün bakarsınız kitap da olur.
Böyle başa böyle tıraş!
Ünal Aysal’ın GSTV’deki röpartajı tam bir danışıklı dövüş!
Kendin sor kendin cevapla!
Can alıcı konuları es geç! Söylemek istediklerini söyle.
Karşıdan kontra soru hiç alma!…
GSTV görevlisi talimatlı. Bunu sor bunu sorma. Sakın kontra soru sorma!...
Bir Başkan’ın böyle davranması affedilemez!
Söylediklerinin hiç birine inanmak mümkün değil. Bilhassa Adnan Polat hakkında.
Hala eski başkana karşı kan davası güdülüyor.
Ayıptır.
Bir Galatasaraylı eski Başkan’ına böyle davranmamalı. Davrananlar da varsa onları kınamalı.
Benim bahtsız, basiretsiz, duyarsız medyam da bu yapay röportajlara tavır koyacağı yerde kulüplerin televizyonları ve de internet sitelerinden aldıkları haberleri manşetlerine taşıyorlar.
Tam bir boyun eğme…
Tam bir kimliksizlik ifadesi…
Medya bunu yapar mı?
Medya kendini değersiz duruma düşürür mü?
Bu ne vurdumduymazlıktır,
Bu ne mesleki duyarsızlıktır.
Bu ne ayıp bir iştir!
Aysal’ın son beyanatları bardağı taşırdı
Aysal zaten yıllardır Galatasaray’dan uzaktaydı, iktidarı kendinden menkul zatın zorlamasıyla başkan seçildi şimdi yine Galatasaray’ı uzaktan kumandayla idare ediyor.
Sayın Başkan; kah Avrupa’da kah Amerika’da kah Yunan Adalarında geziyor…
Asla hesap soracak değiliz ama aklına estikçe de GSTV’de düzmece programla toplumu ve Galatasaraylıyı yanıltan beyanlarda bulunarak gövde gösterisi yapması hiç de hoş değil!
Aysal’ın yönetimi hakkında, Terim hakkında, futbol hakkında, Adnan Polat hakkında söyledikleri doğru değil!
Ünal Aysal bunları alışkanlık haline getirdi.
Galatasaray Televizyonu'nda yer alan "Başkanın Ajandası" adlı programındaki son beyanatları bardağı taşırdı.
Ama unutulmasın ki herkesin bir ajandası var.
Bakalım bizim ajandada neler var?
1-Galatasaray Başkanı Ünal Aysal seçildiği günden beri Galatasaray’ı sanki kerhen yönetiyor. Ya da yönettiğini sanıyor. Oysa onu yönetenler var. Bu yönetenlerin kimler olduğuna girmeyeceğim. Ancak şunu ifade edebilirim ki yönetenlerin de yönetildikleri ve Galatasaray’da kimin kime bağlı olduğu bilinmekte.
İşin garip tarafı fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür Galatasaraylı da bunun farkında.
Ne çare ki bu makus talihi değiştirmeye kimsenin gücü yetmiyor.
Para ilkeleri esir aldı!
2-Aysal uzun yıllar Galatasaray’ın farkında bile olmamış bir liseli. Hatta başkan olabilmek için üyelik süresinin dolması beklenmiş mecburi bir aday!
Aysal’ın başkanlığı; becerisi, spor yetkinliği, dostlukları, iletişim gücü, camiayı iyi tanımasından değil.
Mecburiyetten!
Zengin başkan aranıyordu Aysal başkan oldu.
3-Bugün Terim’le gurur duyuyorum diyen Aysal seçildiği gün Terim’i istemediğini söyleyen biriydi. Nasıl oldu da Terim’le gurur duyar hale geldi? Yoksa Başkan Aysal da mı ‘onu çekme bunu çek’ diyenlerden?
Üç ay hüküm giymiş ve de beş sene gözetim altındaki Terim’i Galatasaray’ın başına getirip onunla gurur duymak acaba nedendir? Aysal’ın hiç mi gurur duyacak başka kimsesi yok? Ne demişler; dostunu söyle kim olduğunu söyleyeyim.
Aysal bugün Terim’le onur duyduğunu söylüyorsa bizim ajanda da; ‘Aman Başkan dikkat et bir gün sen de Terim’den nasibini alırsın’ diyor!
4- Ünal Aysal’ın başkanlığa gelirkenki Genel kurul kararını Yargıtay iptal etti. Yargıtay; ‘İdari ibrasızlık diye bir şey olmaz Adnan Polat yönetimi ibra edilmiş sayılır’ dedi.
Şimdi size bir sorum var Sayın Başkan Ünal Aysal;
Her şeye, her asparagas habere Galatasaray internet sitesinden cevap veriyorsunuz da neden Yargıtay’ın iptal ettiği ibrasızlık kararını internet sitenizden yayımlayarak eski yönetiminizden ve başkanınızdan özür dilemiyorsunuz?
Terim’e duyduğunuz gurur kadar da mı gurur duymuyorsunuz eski Başkanınız Sayın Adnan Polat’la?
Ne yaptı size Polat?
Terim gibi sövdü mü, yoksa Terim gibi kulübü 2002’de 30 milyon doların üzerinde zarara mı soktu?
Adnan Polat şirketleri birleştirmeseydi, siz göreve gelir gelmez hangi enstrümanla hisse senetlerini gariban halka satabilecektiniz?
Hiç mi en ufak bir şükran hissi yok sizde Polat’a karşı?
Başarısız addediyorsanız bile neden nezakette kusur ediyorsunuz?
Size ne yaptı Adnan Polat?
Üstelik;
Siz, Ünal Aysal!... Kardeşlerinize söven Terim’le bile gurur duyuyorsunuz.
Nasıl oluyor bu? Açıklayınız…
Yoksa?...
5-Liderlik için doğdu adlı Kitap’ta neden Adnan Polat’ın resmi yok? Bunu kasten mi yaptınız? GSTV’deki açıklamalarınız geçerli değil. O kitapta sizin de resminizin olmaması çok doğal! Siz daha görevdesiniz. Ve kitabı yapansınız. Ancak;
-Sizin izniniz olmadan Galatasaray’da böyle bir kitap yapılabilir mi?
-Size sorulmadan o kitaba Adnan Polat’ın resmi konmamazlık edilebilir mi?
-Koymak istemeyenler bile olsa sizin ‘mutlaka koyun’ diye müdahale etmeniz gerekmez mi?
-Başka başkanların da resmi yok diyorsunuz. İnandırıcı değil. Çok eskiye gitmeyin… Alp Yalman’ın var, Faruk Süren’in var, Özhan Canaydın’ın var. Mehmet Cansun’un yok!... Adnan Polat’ın yok!
Polat’ın var dediğiniz, 46. sayfadaki fotoğraf; kadın basketbol takımının aldığı kupa resminde saha içinden bir fotoğraf. Büyüklüğü 7 santim. Düşünün Başkan Adnan Polat’ın o kalabalık içindeki görünürlüğünü… En azından diğerleri gibi özel bir Polat fotoğrafı değil.
Bunda kasıt yoksa yandaşlarınızın büyük bir ayıbı var.
Bitmedi;
Liderlik için doğdu adlı kitapta;
Derwal’in, Kalli’nin, Lucescu’nun, Mustafa Denzili’nin, bu yılki kadroda olan futbolcuların bile ve de tam 7 kere Terim’in resmi varsa bu ayıp size aittir Sayın Başkan Ünal Aysal.
İstediğiniz kadar bu kitap Galatasaray’ın tarihidir deyin kimse inanmaz!
Bu kitap bir ayıp abidesidir.
Yandaşları okkalayan.
6-Adnan Öztürk’ü de jurnallediniz.
"Adnan Öztürk’le içbir sorunumuz yok. Zaten olursa beraber çalışmaz, yollarımızı ayırırız. Şu anda birlikte olduğumuza göre bir sorunumuz yok demektir, diyorsunuz.
Yani;
Yanisi şu;
Bana uymazsa istifa eder gider!
Gitmez başkan gitmez!
O seçilmiş bir üye…
Bu tarz konuşmanız çok kırıcı.
Ya Adnan Öztürk gitmezse?
Fatihler bir yana;
Sizin galiba Adnan’lara bir alerjiniz var.
Dahası var;
Sayın Başkan siz bütün Galatasaraylıların Başkanısınız.
İkilik yaratmayın.
Camianın daha fazla bölünmesine müsaade etmeyin!
Taraftarınızı da, -en az sizi destekleyen liselileri koruduğunuz kadar- koruyunuz.
Adnan Polat’a laf yetiştirmek yerine taraftarınıza ‘hayvanlar, köpekler’ diye hakaret eden Erman Toroğlu hakkında da üç beş laf ediniz.
En azından Toroğlu’nu özür dilemeye mecbur ediniz.
Her ne kadar siz Terim’le gurur da duysanız, Her Galatasaraylının da bir değeri olduğunu biliniz.
Öyle GSTV’de çanak sorulara cevap vermekle bu işler olmaz!
Çıkın meydana, medya size cesur sorular sorsun onlara cevap verin.
Yandaş medya da kullanmayın. Herkese eşit uzaklıkta olun.
Çıkın ortaya…
Korkmadan, çekinmeden!...
Sayın Başkan Ünal Aysal’a bir not daha var ajandada;
Sayın Başkan kanunen beş sene gözetim altındaki Terim’le gurur duyabilirsiniz ama Galatasaraylılar da sizinle gurur duymak istiyor bunu da bilesiniz!
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
