Galatasaray'da ÖCÖ & FSS

Haber; Sporx.com Yazarlar
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Galatasaray'da ÖCÖ & FSS
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
12 Nisan 2005 12:10
Biz bu filmi çook seyrettik. Şimdi kısa ve öz ama vidalı yazacağım, belki birilerinin içini buracak ama pansuman gibi olacak! Galatasaray asırlık takım. Geçmişinde nice başarılar nice kupalar var. Tarihin her sayfasında teri formaya karışmış, emeği harç olup tesislerde karılmış nice isim var. Saydırmayın saymakla bitmez! Bugün ise geçmiş yüz senenin yüz karası gibi gösterilmek istenen manzara duruyor karşımızda. Sorumluları kim' Ohooh! Saydırmayın hiç, saymakla bitmez! Bu karamsar durum karşısında içimden neler söylemek geçiyor aile terbiyem izin vermez. Gelmeyin üzerime; saydırmayın bana, saymakla bitmez! Neden bu hale düştü Galatasaray' Bunun cevabı şudur; ÖCÖ & FSS. Açılımı; Özhan Canaydın'dan Önce & Faruk Süren'den Sonra... Bu iki isim birbirinin kankası hatta Özhan Canaydın, Faruk Süren'in arkası gibi geldiler yönetime... 1996'da Galatasaraylılar Derneği'nin 'Özhan Ağabey sen başkan ol' diye yaptığı bütün ısrarlara rağmen Özhan Canaydın; 'Hayır! Bana vereceğiniz oyları ona vereceksiniz, Faruk Süren başkan olacak. Ben de onun kefiliyim!' deyince kader örülmeye başladı. Kader ama ne kader! Kısa geçiyorum. Süren 5.5 yıllık başkanlığında 4 Türkiye Ligi şampiyonluğu, 1 UEFA Kupası ve de 1 Super Kupa alarak Avrupa'nın en büyüğü oldu. Özhan Canaydın, Süren'e ben kefilim diye girdiği seçimlerden iki yıl sonra 'Süren'in 2. Başkanı ben olamadım' diyerek Süren'i terk etti. Sonra Süren'in futbol başarıları sürerken para sıkıntısı başladı. Çünkü camia Canaydın'ın ayrılmasından sonra 'benden olanlar-benden olmayanlar' diye ikiye ayrıldı ve bu hizbin başını çekenler de belliydi... Bu dönemdeki her seçimde Canaydın'a başkan ol diyenler Özhan Bey'den hep aynı cevabı aldılar: 'Hayır. Faruk zora soktu o temizlesin!'... Sonra Mehmet Cansun'un sekiz aylık başkanlığı döneminde yine okullu kesim Canaydın Ağabey'ine 'Abi gel başkan ol' dediğinde Özhan Canaydın: 'Ara sıcak olmam!' diyerek bu teklifleri de geri çevirdi, O dönemde Cem Uzan'ın da kulüp başkanlığına aday olduğu seçimde Mehmet Cansun yüreğini ortaya koyarak yarışa girdi ve kısa devre başkan oldu. İyi ki de oldu! Cansun belli girişimlerle kulübü dar boğazdan biraz olsun kurtarır gibi de oldu. Sekiz ay sonra Canaydın ortaya çıktı ve camia vefasız davranarak, kısa bir süre için cesaretle ortaya çıkan Mehmet Cansun'dan başkanlığı aldı Canaydın'a verdi! Bu hakça bir durum değildi, ancak Canaydın ismi de demoklesin kılıcı gibi Galatasaray kulübünün üzerinde duruyordu. Canaydın güvenilir bir isimdi, tek amacı da Galatasaray'a başkan olmak ve yıllarını verdiği, canı kadar sevdiği kulübüne faydalı olmaktı. Camia Canaydın'a bu görevi güvenle verdi, olan Mehmet Cansun'a oldu. Çünkü Galatasaray'da bir kadirşinaslık vardı, hizmete koşan başkanlara bir dönem daha hoşgörü ile bakılırdı, Galatasaray bunu Mehmet Cansun'a yapmadı! Daha da kısası: Canaydın uzun yıllar suskun kaldı. Belki de bir beklediği vardı. Okullu olmayan Süren, yıpratılana kadar kenarda durdu ne zaman Mehmet Cansun da sırasını savdı ondan sonra Canaydın başkan oldu! Önce Mircea Lucescu'yu yedi, Sonra Fatih Terim'i yok etti! Para dar boğazını aşamadı, Amatör şubeler perişan oldu, Yüzüncü yılda da şampiyonlukları uçurdu!... Şimdiiii; Galatasaray bu filmi ikinci kez görüyor! Faruk Süren'e ve Mehmet Cansun'a yapılanlar Özhan Canaydın'a yapılmamalı. Galatasaray camiası Başkanını yıpratmak yerine ona SAHİP ÇIKMALI. Kulüp maddi açıdan zor bir sınavdan geçiyor. 100 yılda şampiyonluktan çok kulübün içine düştüğü badireden kurtulması gerek. Onun için de TEK VÜCUT OLUNMALI. Galatasaray iki kez seçtiği başkanına güvenmeli. Kendi kendini reddetmemeli. Yüz yıldır gördüklerini, edindiği bilgilerini, tecrübelerini inkar etmemeli. Galatasaray 14 yıl şampiyon olamadı ama onurundan hiç bir şey kaybetmedi. Bir yıllık şampiyonluk için Saygın Başkanı Özhan Canaydın'ı feda etmemeli. Varsın bir kupa müzede eksik olsun ama ilkeleri ayakta kalsın! Galatasaray seçkin camiadır, kişilerle değil kurumla ayakta kalmıştır. Tarih bunları yazar. Ve sonunda herkes sıralamadaki yerini alır. Güncel düşünce, yüz yıllık yaşamın eseri olamaz!

Aziz Yıldırım az mı çekmişti...
Başarı için sabır gerek. Fenerbahçe Başkanı Aziz yıldırım ilk başkanlık yıllarında az mı bocaladı. Toplum onu kabul edene kadar Aziz Başkan yerden yere vuruldu. Aziz Bey sabretti bugün iki yıl üst üste şampiyon olabilmenin gayretini gösteriyor ve Fenerbahçe tesis şampiyonu. Bunlar Türkiye için az işler değil. Fenerbahçeli olabilirsiniz, Fenerbahçe'nin rakibi de olabilirsiniz ama gerçekleri de göreceksiniz. Aziz Yıldırım ve yönetimi (hataları da olmasına rağmen) emin adımlarla gidiyor. Eleştirinin bu kadar çok olduğu bir ülkede ağzınızla kuş tutsanız yine körün taşı size denk gelebilir. Hiçbir şeye aldırmayacak ve yüreğinizden renklerinize duyduğunuz sevgiyi eksik etmeden sabırla bildiğinizi yapacaksınız. Zor ama sonu keyifli. Başarabilen ait olduğu camiada omuzlara alınır. Örnek Beşiktaş'ın efsane başkanı Süleyman Seba'dır.

Futbol Ateşi ve Reha Muhtar!
Futbol ateşini, yüreklerdeki futbol aşkı olarak alırsanız mükemmel. İçinizi ısıtır kanınızı kaynatır! Futbol ateşini, futbol savaşı olarak alır nefes tutar tetik düşerseniz ortalık harp meydanına döner! İçiniz soğur, kanınız akar! Bu ikisi arasında bıçak sırtı bir incelik vardır. Akçaabat Sebatspor-Kayserispor arasındaki maçın 'idiaa' kaynaklı iddialarından sezdiğim şudur: Evet ortada bir kumar hırsı vardır ancak daha da beteri, iki genç antrenörün aralarında eskiye dayanan bir hesaplaşma da var. Kişisel hırsların böyle hassas konularda toplumun beynini kemirmesine itirazım var. Ayıptır! Hikmet Karaman ayıp ediyor! Güvenç Kurtar da ayıp ediyor! Toplum her ikisini de tanıyor. Toplum futbolun içindeki pislikleri de biliyor. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil ama kimse de karşısındakini bu denli karalamaya mecbur değil. Reha Muhtar 'Futbol Ateşi'nde yine kapışmadan medet umdu. Artık rezilliklerden medet umma devrinin geçmiş olduğunu düşünüyorum. Ateşi körüklemektense kibriti çakanları adaletin pençesine bırakmak daha iyi. Kötülükler üzerine konuştuğumuz kadar iyilikleri de ödüllendirsek reytingimiz düşer ama insanlığımız artar!
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam