Duayenler muayen olunca!

Türkiye’de futbol ahlakı sıfıra düştü! Ayak oyunları, kambura yatmalar, yalan dolan, iftira, koltuk kavgası, acımasızca ve cahilce entrikalar, hakaret, küfür...

Haber; Sporx.com Yazarlar
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Duayenler muayen olunca!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
03 Aralık 2012 16:36
Türkiye’de futbol ahlakı sıfıra düştü!
Ayak oyunları, kambura yatmalar, yalan dolan, iftira, koltuk kavgası, acımasızca ve cahilce entrikalar, hakaret, küfür, teşkilatlanarak adam yemeler, rant kavgası, şer cephesinin namuslulara karşı birlik olması, adam yeme gayreti, futbolu karanlıkların içine gömdü!

Futbol, sokak edebiyatıyla ifade edilir hale geldi. Analar bacılar, hiçler piçler dillerden düşmez oldu. Dağarcığındaki elli kelimeyle yazar-yorumcu kesilenler, Q klavyeyi bilmediği için yazısını başkalarına yazdıranlar;
‘Ofsayt’le ‘Bay Sait’i,
‘Freekick’le ‘serbest atış’ı
Birbirine karıştıran ve de dillerinde kemik olamayanlar futbolda ahkam keser oldu.

Obstrüksiyon; arkadan bindirme,
Baraj; utanç duvarı,
Hentbol; elleme,
Korner; tam köşeden vurma,
Santra; başlatma beni’ye döndü…
Medya; dilini, namusunu, iffetini, saygınlığını kaybetti.

Yöneticiler de bir başka alem oldular.
Eski saygın ve sportmen başkanlar yerini futboldan bihaber, cebinde parası katmer katmer olanlara bıraktı. Başkanlık katında neredeyse babadan oğla geçecek bir düzen kuruldu.
‘Ben başkan olurum, 15 sene iktidarda kalırım, sonrasında en az benim kadar iş yapacak ve de harcadıklarımı bana geri verecek birini işaret ederim. Yoksa ölene kadar başkan kalırım’a kadar dayandı işler.

Kulüpler ya gırtlağa kadar borca girdi.
Ya parayı basan başkanlar o camiayı esir aldı.
Takdir edilmesi gerekenler de ne yazık ki ipe çekildi.



İşten attırılan gazeteciler var
Medya işten atılma korkusuyla bütün bu uygunsuzluklara sustu.
Ekmek parasını kaybetmek istemeyenler dönen dolapları görmezden geldi.
Başkanlara ve iktidardakilere yağ çeker oldular!
Doğruyu söyleyenler insan onurunu zedeleyecek iftiralarla saf dışı bırakılmaya çalışıldı.
Düzene ters düşenler, gazetecilik görevini hakkıyla yapmak isteyenler patronlarına şikayet edildiler.
İşlerinden attırıldılar.

Gerçekle hakikat arasına dünyevi perde gerildi.
Meydan menfaat düşkünlerine kaldı.

Tayinle göreve gelen başkanlar piyasaya çıktı
Türk futbolu hala çağ gerisi bir şekilde Dernekler Kanunu ile yönetilince futbol kulüplerinde tayinle göreve gelen başkanlar piyasaya çıktı…
Bunları atayanlar da çoğunca o camianın büyükleri olunca genel kurullar koyun oldu, ak koyun kara koyun birbirine karıştı!

Sonrası daha da beter oldu.
İşaretle başkan seçilenler gemi azıya aldı. Liyakata önem vermeyenler kurumsallaşma adı altında kadrolaşmaya gittiler. Sırf koltuklarını korumak amacıyla vasıfsız elemanları göreve getirdiler. Amaç kulüp yönetiminden çıktı menfaat paylaşımına girdi. Onun için de kulüpler zenginlere peşkeş çekildi. İdealler ve ilkeler rafa kaldırıldı.
Her başkan koltuğunu sağlama almak için futboldaki üç puana yaslandı. Pahalı transferlerle göz boyandı ama sonuç alınamadı. Kulüpler borç batağına girdi. Futbol raydan çıktı!...

Onu öyle demezler…
Anlı şanlı kulüplerin başkanları ve yöneticileri birbirlerine laf giydirmeyi adet edindi. Medya yoluyla sağa sola hakaret edenler prim yaptı. Büyük camiaların başkanları eski başkanlarıyla kavgalı oldu. Gelen gideni arattı!
Her gelen futbolun katline biraz daha yardımcı oldu.
Medya bu ortamı kızıştırdı.
Gazete sayfaları demeç savaşına, televizyon ekranları RTÜK’e rağmen hakaret meydanına döndü!
Onu öyle demezler prim yaptı.
Giderek her ahlaki değerimiz delindi, su aldık,
Devlet, hükümet, millet de bu ahlak erozyonuna suskun kalınca,
Battık!

6222 sayılı kanun hiç uygulanmadı!
Sportif teröre karşı çıkan, 6222 sayılı kanun hiç uygulanmadı.
Hakaret edenler, küfür edenler, şike yapanlar, tribünleri savaş alanına çevirenler, otobüs taşlayanlar, kaldırımlarda meydan savaşı yapanlar sokaklarda serbest gezdi.
Yaptıkları yanlarına kar kaldı.
Namuslu insanlar hedef gösterildi.

Futbol teröründen şikayet edenlerin alayı;
Suçluları, suça meyilli olanları, dilinden küfür düşmeyenleri, dürüstlüğü arkadan vuranları sahiplendi. Korkaklar, ahlaksızları koruyunca,
Futbol öldü!

Bu gidişe dur demeyen sonuçtan sorumludur!
O yüzden bundan sonra affediniz ama ben de sahadaki futboldan çok, kulüplerin davranışlarıyla ilgilenerek bu kötü gidişe dur demeye gayret edeceğim.
Bunu kendime görev saydım.
İşten atılmayı, aç kalmayı göze aldım.

Futbol sevgim,
Haksızlıklara isyan eden beynim ve bedenim,
Galatasaray Lisesi’nden aldığım hayat görüşü beni böyle davranmaya itti.

Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür Galatasaraylı bir Türk vatandaşı olarak ‘hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ deyip adım attım.
Birlikte yürüyeceğim çok Galatasaraylı,
Birlikte yürüyeceğim diğer renklere mensup çok taraftar,
Birlikte yürüyeceğim çok medya mensubu olduğuna inanıyorum.
Yetti artık bu ahlak erozyonu.
Birbirini karalama, menfaat peşinde koşma! Adam yeme...
Yetti!...

Düzene çomak soktuğum için çok şimşek çekeceğimi de biliyorum ama birilerinin bir şeyler yapması şarttı!
Bu düzen böyle gitmez.
Entrikayla başkanlık yapılmaz,
Başkanlara tuzak kurulmaz!
Yalanla, dolanla, hakaretle, mazlumun ahını alarak spor yapılmaz!
Futbol oynanmaz!



Sportif kültürün temsilcisine oldu?
Futbol bu ülkede uzun zamandır kısır bir ağız dalaşıyla idare ediliyor.
En saygın camia olan Galatasaray da ne yazık ki bu ahlak sapmasını yaşıyor.
Bir Galatasaray mensubu olduğum için bu durumdan ciddi şekilde rahatsız oluyorum. Çünkü bir Galatasaraylı için futbolda kazanılacak üç puan asla amaç değildir, araçtır.
Galatasaray belki 14 sene şampiyon olmaz ama onuruyla ayakta kalır.
Galatasaraylı bu anlayışın temsilcisidir.

Türkiye’de seviyeyi üst sıralarda tutarak sportif kültürü ülke insanına aşılayacak en öndeki takım Galatasaray’dı, ne yazık ki o da kendi içinde çatladı!
Benden olanlar- benden olmayanlar olarak bölündü,
İktidar olmak uğruna kardeşi kardeşe kırdırdı.
Bugün Ünal Aysal, eski Başkan Adnan Polat için ‘Travma geçiriyor’ diyorsa,
Polat’ın disipline gönderilmesine ben izin vermedim diyorsa,
Batsın bu Galatasaray!

Aynı Aysal;
Telegol’ün moderatörü Serhat Ulueren için;
‘Sayın Ulueren bu yazıyı yazmak için Polat’tan ne menfaat sağladı’ diyorsa yazıklar olsun!
Demek Ünal Aysal her medya mensubuna menfaat sağlayarak yazı yazdırıyor ki bütün gazetecileri aynı kefeye koyuyor.

Ya da Aysal;
İnan Kıraç’ın önceki sene Telegol’de Serhat Ulueren’e bağlanıp;
Adnan Polat gidecek, 100 milyon euro veren Ünal Aysal Galatasaray’a başkan olacak’ dediğini unutuyor.
O zaman bunu yayınlaması için Serhat Ulueren’e kim menfaat sağladı acaba?
Aysal mı?
Kıraç mı?

Aysal ve Kıraç verdiği beyanatlara dikkat edecekler. Kimsenin günahını almayacaklar.
Adnan Polat’a yaptıkları haksızlığı başkalarına da yapmayacaklar!
Sahne önünde başka arkadan başka konuşulmayacak!
Bu mu Galatasaraylılık?
Bu mu Galatasaray’dan öğrenilen etik değerler?
Hayatta her amaca varmak için kullanılan değer para mı?
İnsanlık ve onur ne güne duruyor?

Yeri geldiğinde 25 milyon taraftarımız var diyenler neden 7 bin kişilik Galatasaray Liselinin içinde, onun yarısının yarısı kadar liseciyle azınlık olarak çoğunluğa kükmetmek istiyorlar?

Yüreği Galatasaray sevgisiyle dolu 24 milyon 993 bin insanı neden yok sayıyorlar?
O Galatsaraylılar değil midir ki hem kaliteyi hem kantiteyi hep birlikte artıran?
Galatasaray 25 milyon taraftarıyla bütün olmaya mecburken, eski başkan travma geçiriyor demek de ne demek?



İnan Kıraç’ı sırtımda Fizan’a taşırım ama…
Galatasaray’da eskiden duayen denen Galatasaray’ın sağduyulu ağabeyleri vardı.
Ne yazık ki bugün Galatasaray’daki duayenler de muayen oldu!
Etrafı yaka yıka ilerleyen bu gidişe ses çıkaran yok!

Not;
Galatasaray Lisesi’ne yaptığı kelimelere sığmaz maddi-manevi hizmetler için İnan Ağabey’e binlerce teşekkür…
Her Galatasaraylı Kıraç’a şükran borcunu ödemek için onu taa Fizan’a kadar sırtında taşımaya gönüllüdür. Bu konuda başı çekerim.
Ancak;
İnan Kıraç’ın bütün Galatasaraylıların fikrine ipotek koyarcasına yaptığı girişimleri de tasvip etmem mümkün değildir.
Bugün bunu bütün Galatasaray mırıldanmaktadır.

Ünal Aysal’a da bir not;
Siz 60 sene Galatasaray’dan uzaklarda neler yaptınız bilinmez ama bu süreçte Adnan Polat Galatasaray’ın dertleriyle uğraşmaktan, Süren’e borçsuz kulüp devredenlerden olmaktan, sonrasında Galatasaray’ı batağa sürükleyenlerin hatalarını örtüp yönetimde değilken bile ‘kampanya açıp para toplamaktan’, kulübü düzlüğe çıkarmaktan, Arena’yı kazandırmaktan, ve de şirketleri birleştirip kulübü zarardan kurtarmaktan 25 senedir zaten travma geçiriyordu.
Bilesiniz!

 

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam