Galatasaray bugün Portekiz’de 2012-2013 sezonunun birinci etabında son noktayı koyacak.
Braga maçı onun Avrupa’daki yerini belirleyecek. Her halükarda Galatasaray Edirne ötesindeki yoluna devam edecek.
Önce şunu söyleyeyim;
Bu kadroyla buraya kadar gelmiş olmak başarıdır.
Bu başarı da herkesten çok Terim’indir.
GENEL GÖRÜNTÜ HÂLÂ FLU
Eldeki kadro ile üç cephede mücadele etmek öyle sanıldığı kadar kolay değil. Üstelik Galatasaray’da para da yok! Siz bakmayın hoca isterse oyuncu alırız diyenlere…Futbolcular mutlu değil. Bu yüzden görüntü hep flu!...
Futbol yapısına gelince ortaya üç gerçek çıkıyor;
1-Takımın iskeleti yok!
2-Oyun planı belli değil
3-Takım güven vermiyor.
İlk bakışta, eldeki mevcutlar bunlar, Terim ne yapsın denebilir.
Ancak bir teknik direktör eldekiler ne olursa olsun takımına iyi futbol oynatmaya mecbur.
Galatasaray iyi futbol oynamıyor.
ROTASYON DÜPEDÜZ PALAVRA!
Şöyle ki;
Galatasaray hala taraftarını tatmin edecek ilk 11’ini kuramadı. Her maça rotasyon adı altında değişik kadroyla çıkıldı. Son yılların moda lafı ‘rotasyon’ düpedüz palavra!...
Galatasaray’da sağlam ve istikrarlı bir kadro yok ki rotasyon yapılabilsin. Terim’in yaptığı rotasyon değil, her maçta bir önceki maçın hatalarını yok etmek için başka oyunculara şans vermek. Bir anlamda bu çaba kötü gidişe çare aramak anlamına gelir!
Oysa rotasyon aynı görevi yapabilecek oyuncuları değiş-tokuşla kullanıp, sıkışık maç trafiğinde zaman zaman onları dinlendirmektir. Rotasyonda takıma konan her oyuncu takımdan kesileni aratmamalı.
Galatasaray’ın teknik heyeti bunu başaramadı.
Terim’in haklı olduğu nokta; sol bek, orta göbek ve takımı zaman kaybetmeden atağa kaldıracak ve rakibi ezecek nitelikte oyuncusunun olmaması. Terim kimi oynatsa takım düzelmiyor. Mevcutlar derde çare olmuyor.
O zaman da şu soru gündeme geliyor;
Terim üretemiyor. Kendinden bir şeyler katamıyor. Cesur davranıp yürekli kadrolar kuramıyor.
GOL ATMAK OYUN KURGUSUYLA OLUR
Galatasaray’ın oyun kurgusu bozuk. Oyuncu seçimleri yanlış.
Bu sezon sahaya sürülen hiçbir takım için taraftar; işte bu benim Galatasarayım diyemedi.
Neden?
Galatasaray hiçbir maçını rahat kazanamadı da ondan.
Umut -Burak,
Umut-Elmander,
Burak-Elmander,
Tek Elmander, tek Burak, Tek Umut’lu bir takım üst üste üç maç oynamadı.
Terim sahaya her sürdüğü 11’i ikinci yarı değiştirmek durumunda kaldı. Kendi de istediği sonuca varamadı. Oysa bir şablonda karar kılsa takım da, oynayan da, taraftar da rahatlayacak.
Üzerinde karar kılınamamış bir takımı yönetmek de çok zor olduğundan Terim hep bunaldı.
ÇİFT GOLCÜYLE OYNUYORSANIZ İŞİNİZ ZOR
Umut ve Burak’la oynuyorsanız;
O golcülere pozisyon hazırlayacak kanat oyuncularınız da olmalı. Galatasaray’ın kanat oyuncuları Hamit ve Amrabat olamaz! Bu oyuncuların ikisi de kanatlarda başlıyor, topu kazanınca oyunun içine kayıyorlar.
Oyunun içine kayıldı mı da; Umut ve Burak’ın sınırlı yetenekte oyuncular olması, topla becerili işler yapamaması takımı güdük bırakıyor. Galatasaraylı oyuncular rakip on sekiz civarında sıkışan oyunda topu maharetle birbirlerine aktaramıyorlar. Çok adamla atağa kalkan takım çok çabuk top kaybedince kontra yiyor ve savunmasında hep eksik yakalanıyor.
Goller böyle yeniyor. Umut ve Burak ayaklarında top tutamıyorlar. Takımlarını rahatlatamıyorlar. Oyuna akıl sokamıyorlar. Hal böyle olunca da takım hep açık düşüyor.
Yani çok golcüyle oynamak çok gol atamak demek olmuyor!
Umut ve Burak’la oynuyorsan;
1-İki açığın çok hızlı atağa kalkacak ve kanatlardan sıfıra kadar inip orta bombardımanı başlatacak.
2-Böyle bir takımda Hamit, Amrabat, Umut, Burak atakta olunca; Melo ve Selçuk da hem çabuk, hem akıllı, hem enerjik olacak ki sürpriz bölgelere atakla rakibin boşalttığı alanları kullansın. Rakipten dönen topları toplasın. Melo ve Selçuk bu konuda ağır oyuncular.
Melo çok az koşuyor, Selçuk rakibe basmakta yumuşak kalıyor.
Şöyle ki;
Çağın futbolunda çabuk oyun, çabuk karar, dikine oyun, fizik güç çok önemli.
Bu dört faktör de Galatasaray’da yok!
Olmayınca da entegre bir futbol sergilenemiyor.
Forvetin 6 oyuncusu da birbirini bütünleyemiyor.
ELMANDERSİZ TAKIM ASLA OLMAZ!
Terim’in en büyük kozu Elmander ve Hamit’tir.
Elmander; fizik, akıl, oyun bilgisi ve uygulama açısından Galatasaray’ın en faydalı futbolcusudur. Rakibi oyalaması ve rakibi presi mükemmel. Elmander zor anlarda takımı soluklandıran adam. Bu çok önemli. Topu ayağından çabuk kaybetmeyen bir oyuncu. Ama biz Elmander’den hep gol bekliyoruz. Elmander orta sahanın ileri ucu, golcülüğünden çok takımı gole iten adam ve de takımına gol yolları açan adam. İcabında golcü de… Bütün mesele Elmander’i nasıl oynatacağındır.
Elmander’in yanına topu bilen, al-veri yapabilen oyuncular gerektir. Hamit gibi, Eboue gibi, Riera gibi, Selçuk gibi, Emre gibi…
Hatırlayın Necati gelene kadarki Baroş-Elmander uyumunu….
Necati-Elmander uyumunu…
Umut ve Burak; Necati ve Baroş değiller.
Umut ve Burak adam geçemez!
Topu ayağında tutamaz!
Galatasaray her atağında gol atamamışsa, topu auta yollayamamışsa rakibin kaptığı her top Muslera’ya ulaşır.
Muslera da tartışılacak kaleci değildir.
Terim bunu çözemedi.
Takıntıları var;
İlla Burak’ı oynatacak!
İlla Melo’yu oynatacak!
İlla Engin’i oynatacak!
Burak’la Umut’u da bir arada oynatmak isteyince takım bocalıyor.
Bu düşünce Galatasaray’ın verimini düşürüyor.
BEN RAKİP SAHADA OYNARIM DİYORSAN...
Rakibi bastırmak için atak oynamak Terim’in prensibidir ama bu kadro rakip sahada oynayamaz!
Bu tarzı uygulamak zeki, yetenekli ve fizik gücü yüksek adamlarla olur.
Umut, Burak, Amrabat ile bunu başarmak mümkün değil.
Melo çok güçsüz!
Riera da savunma mı forvet mi belli değil!
Selçuk, Hamit ve Elmander bu şablona uygun hatta Emre bile…
O zaman da Terim’in gözdeleri;
Engin, Melo, Umut ve Burak hocanın aklını çeliyor.
Bakın Yekta daha ortada yok!
Keza Aydın…
4-6-0’lık oyunda; Terim’in elinde tam 10 oyuncu var;
Hamit, Selçuk, Elmander, Engin, Emre, Riera, Burak, Umut, Amrabat, Yekta…
İşte Galatasaray’da zurnanın zırt dediği yer burası!
Toparlayalım;
Elmander, Hamit ve Selçuk olmazsa olmaz!
Mevcutların içinde Umut benim favorim.
Bu formuyla Riera solda oynar,
Emre, Engin, Melo, Yekta, Amrabat’tan biri de forvette 6. oyuncuyu belirler.
Bu kadro kırmızı kart görmez!
Daha az top kaybeder, kanatları daha iyi kullanır, geri dönüşlerde daha başarılı olur.
Olur mu?
Olabildiği kadar olur.
Eboue-Hamit sağ kanadı,
Galatasaraylı Hakan Balta’yı pek sevmiyor ama; Hakan-Riera da sol kanadı kullanır.
Burak, Umut’un alternatifi,
Aydın da Hamit’in alternatifi olarak görev bekler.
Ve bu kadro devamlı oynarsa Terim de rahat eder. Takım da birbirine uyum sağlar. Galatasaray’ın oyunu da düzelir.
Savunma da rahatlar.
Semih-Dany-Cris-Gökhan
Terim mutlaka karar kılmalı. Seçtiği savunma dökülse de o dört isimde ısrar etmeli.
Bunun başka yolu yok.
Savunma oyuncuları birbirine alışmalı ki hem çizgi savunmasında hem adam paylaşmada, hem de kademeye girmede homojen bir yapı yaratılsın.
Cris için tecrübeli deniyor ama bütün savunma tecrübeli ise Cris onların arasında iş yapar.
Semih ve Dany ile Cris’in uyumu çok zordur. İkisi, de henüz acemi. Cris onların arasında kendi oyununu da unutur ve yaşlı olduğu için de çabuk oyunda onların açığını kapatmakta zorlanır.
Onun için de Dany-Semih ikilisi çok daha sabra değerdir. Hiç olmazsa çabuklukları ve gelecekleri vardır.
Galatasaray savunmasının sağlam olması biraz da Melo’suzlukla mümkündür. Melo saatli bomba ve de çok top kaybediyor, gereksiz işler yapıyor, az koşuyor. Tribünlere oynuyor. O mevkideki oyuncu körük gibi olacak. Savunmanın arasına girecek, faulsüz oynayacak!
Galatasaray’ın en büyük eksiği;
Eboue, Semih, Dany, Hakan Balta’nın önünde oynayan iki oyuncu ve rakibin kanat ataklarında sağ ve sol beki yedeklemeyen ileri kanat oyuncularıdır.
Terim’in bunlara mutlaka önlem alması gerektir.
Nasıl?
Kararlı olarak ve ilk 11’de ısrar ederek.
Bu oyuncu listesiyle bunu başarmak zordur ama Terim buna mecburdur.
Galatasaray iyi oynamıyor demem bu yüzden.
Terim neredeyse iki senedir bu takımın başında, mazereti yok!
İstikrarlı bir takımı mutlaka yaratacak.
Eli mecbur. Böyle gitmez!
Terim cesur olacak, her maç sonrası ıkına sıkına beyanat vereceğine;
Ben böyle istedim benim takımım bu kadroyla oynayacak der herkes de takımın eksiklerini bildiği için Terim’e güvenir eleştiriyi keser!
Temennim Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde kalarak Portekiz’den dönmesidir.
Terim için de bir ilk olur ve onu alkışlama fırsatı buluruz.
Futbolu seven herkes de bilir ki; bütün eleştiriler Galatasaray’ın başarısı içindir.
Braga maçı onun Avrupa’daki yerini belirleyecek. Her halükarda Galatasaray Edirne ötesindeki yoluna devam edecek.
Önce şunu söyleyeyim;
Bu kadroyla buraya kadar gelmiş olmak başarıdır.
Bu başarı da herkesten çok Terim’indir.
GENEL GÖRÜNTÜ HÂLÂ FLU
Eldeki kadro ile üç cephede mücadele etmek öyle sanıldığı kadar kolay değil. Üstelik Galatasaray’da para da yok! Siz bakmayın hoca isterse oyuncu alırız diyenlere…Futbolcular mutlu değil. Bu yüzden görüntü hep flu!...
Futbol yapısına gelince ortaya üç gerçek çıkıyor;
1-Takımın iskeleti yok!
2-Oyun planı belli değil
3-Takım güven vermiyor.
İlk bakışta, eldeki mevcutlar bunlar, Terim ne yapsın denebilir.
Ancak bir teknik direktör eldekiler ne olursa olsun takımına iyi futbol oynatmaya mecbur.
Galatasaray iyi futbol oynamıyor.
ROTASYON DÜPEDÜZ PALAVRA!
Şöyle ki;
Galatasaray hala taraftarını tatmin edecek ilk 11’ini kuramadı. Her maça rotasyon adı altında değişik kadroyla çıkıldı. Son yılların moda lafı ‘rotasyon’ düpedüz palavra!...
Galatasaray’da sağlam ve istikrarlı bir kadro yok ki rotasyon yapılabilsin. Terim’in yaptığı rotasyon değil, her maçta bir önceki maçın hatalarını yok etmek için başka oyunculara şans vermek. Bir anlamda bu çaba kötü gidişe çare aramak anlamına gelir!
Oysa rotasyon aynı görevi yapabilecek oyuncuları değiş-tokuşla kullanıp, sıkışık maç trafiğinde zaman zaman onları dinlendirmektir. Rotasyonda takıma konan her oyuncu takımdan kesileni aratmamalı.
Galatasaray’ın teknik heyeti bunu başaramadı.
Terim’in haklı olduğu nokta; sol bek, orta göbek ve takımı zaman kaybetmeden atağa kaldıracak ve rakibi ezecek nitelikte oyuncusunun olmaması. Terim kimi oynatsa takım düzelmiyor. Mevcutlar derde çare olmuyor.
O zaman da şu soru gündeme geliyor;
Terim üretemiyor. Kendinden bir şeyler katamıyor. Cesur davranıp yürekli kadrolar kuramıyor.
GOL ATMAK OYUN KURGUSUYLA OLUR
Galatasaray’ın oyun kurgusu bozuk. Oyuncu seçimleri yanlış.
Bu sezon sahaya sürülen hiçbir takım için taraftar; işte bu benim Galatasarayım diyemedi.
Neden?
Galatasaray hiçbir maçını rahat kazanamadı da ondan.
Umut -Burak,
Umut-Elmander,
Burak-Elmander,
Tek Elmander, tek Burak, Tek Umut’lu bir takım üst üste üç maç oynamadı.
Terim sahaya her sürdüğü 11’i ikinci yarı değiştirmek durumunda kaldı. Kendi de istediği sonuca varamadı. Oysa bir şablonda karar kılsa takım da, oynayan da, taraftar da rahatlayacak.
Üzerinde karar kılınamamış bir takımı yönetmek de çok zor olduğundan Terim hep bunaldı.
ÇİFT GOLCÜYLE OYNUYORSANIZ İŞİNİZ ZOR
Umut ve Burak’la oynuyorsanız;
O golcülere pozisyon hazırlayacak kanat oyuncularınız da olmalı. Galatasaray’ın kanat oyuncuları Hamit ve Amrabat olamaz! Bu oyuncuların ikisi de kanatlarda başlıyor, topu kazanınca oyunun içine kayıyorlar.
Oyunun içine kayıldı mı da; Umut ve Burak’ın sınırlı yetenekte oyuncular olması, topla becerili işler yapamaması takımı güdük bırakıyor. Galatasaraylı oyuncular rakip on sekiz civarında sıkışan oyunda topu maharetle birbirlerine aktaramıyorlar. Çok adamla atağa kalkan takım çok çabuk top kaybedince kontra yiyor ve savunmasında hep eksik yakalanıyor.
Goller böyle yeniyor. Umut ve Burak ayaklarında top tutamıyorlar. Takımlarını rahatlatamıyorlar. Oyuna akıl sokamıyorlar. Hal böyle olunca da takım hep açık düşüyor.
Yani çok golcüyle oynamak çok gol atamak demek olmuyor!
Umut ve Burak’la oynuyorsan;
1-İki açığın çok hızlı atağa kalkacak ve kanatlardan sıfıra kadar inip orta bombardımanı başlatacak.
2-Böyle bir takımda Hamit, Amrabat, Umut, Burak atakta olunca; Melo ve Selçuk da hem çabuk, hem akıllı, hem enerjik olacak ki sürpriz bölgelere atakla rakibin boşalttığı alanları kullansın. Rakipten dönen topları toplasın. Melo ve Selçuk bu konuda ağır oyuncular.
Melo çok az koşuyor, Selçuk rakibe basmakta yumuşak kalıyor.
Şöyle ki;
Çağın futbolunda çabuk oyun, çabuk karar, dikine oyun, fizik güç çok önemli.
Bu dört faktör de Galatasaray’da yok!
Olmayınca da entegre bir futbol sergilenemiyor.
Forvetin 6 oyuncusu da birbirini bütünleyemiyor.
ELMANDERSİZ TAKIM ASLA OLMAZ!
Terim’in en büyük kozu Elmander ve Hamit’tir.
Elmander; fizik, akıl, oyun bilgisi ve uygulama açısından Galatasaray’ın en faydalı futbolcusudur. Rakibi oyalaması ve rakibi presi mükemmel. Elmander zor anlarda takımı soluklandıran adam. Bu çok önemli. Topu ayağından çabuk kaybetmeyen bir oyuncu. Ama biz Elmander’den hep gol bekliyoruz. Elmander orta sahanın ileri ucu, golcülüğünden çok takımı gole iten adam ve de takımına gol yolları açan adam. İcabında golcü de… Bütün mesele Elmander’i nasıl oynatacağındır.
Elmander’in yanına topu bilen, al-veri yapabilen oyuncular gerektir. Hamit gibi, Eboue gibi, Riera gibi, Selçuk gibi, Emre gibi…
Hatırlayın Necati gelene kadarki Baroş-Elmander uyumunu….
Necati-Elmander uyumunu…
Umut ve Burak; Necati ve Baroş değiller.
Umut ve Burak adam geçemez!
Topu ayağında tutamaz!
Galatasaray her atağında gol atamamışsa, topu auta yollayamamışsa rakibin kaptığı her top Muslera’ya ulaşır.
Muslera da tartışılacak kaleci değildir.
Terim bunu çözemedi.
Takıntıları var;
İlla Burak’ı oynatacak!
İlla Melo’yu oynatacak!
İlla Engin’i oynatacak!
Burak’la Umut’u da bir arada oynatmak isteyince takım bocalıyor.
Bu düşünce Galatasaray’ın verimini düşürüyor.
BEN RAKİP SAHADA OYNARIM DİYORSAN...
Rakibi bastırmak için atak oynamak Terim’in prensibidir ama bu kadro rakip sahada oynayamaz!
Bu tarzı uygulamak zeki, yetenekli ve fizik gücü yüksek adamlarla olur.
Umut, Burak, Amrabat ile bunu başarmak mümkün değil.
Melo çok güçsüz!
Riera da savunma mı forvet mi belli değil!
Selçuk, Hamit ve Elmander bu şablona uygun hatta Emre bile…
O zaman da Terim’in gözdeleri;
Engin, Melo, Umut ve Burak hocanın aklını çeliyor.
Bakın Yekta daha ortada yok!
Keza Aydın…
4-6-0’lık oyunda; Terim’in elinde tam 10 oyuncu var;
Hamit, Selçuk, Elmander, Engin, Emre, Riera, Burak, Umut, Amrabat, Yekta…
İşte Galatasaray’da zurnanın zırt dediği yer burası!
Toparlayalım;
Elmander, Hamit ve Selçuk olmazsa olmaz!
Mevcutların içinde Umut benim favorim.
Bu formuyla Riera solda oynar,
Emre, Engin, Melo, Yekta, Amrabat’tan biri de forvette 6. oyuncuyu belirler.
Bu kadro kırmızı kart görmez!
Daha az top kaybeder, kanatları daha iyi kullanır, geri dönüşlerde daha başarılı olur.
Olur mu?
Olabildiği kadar olur.
Eboue-Hamit sağ kanadı,
Galatasaraylı Hakan Balta’yı pek sevmiyor ama; Hakan-Riera da sol kanadı kullanır.
Burak, Umut’un alternatifi,
Aydın da Hamit’in alternatifi olarak görev bekler.
Ve bu kadro devamlı oynarsa Terim de rahat eder. Takım da birbirine uyum sağlar. Galatasaray’ın oyunu da düzelir.
Savunma da rahatlar.
Semih-Dany-Cris-Gökhan
Terim mutlaka karar kılmalı. Seçtiği savunma dökülse de o dört isimde ısrar etmeli.
Bunun başka yolu yok.
Savunma oyuncuları birbirine alışmalı ki hem çizgi savunmasında hem adam paylaşmada, hem de kademeye girmede homojen bir yapı yaratılsın.
Cris için tecrübeli deniyor ama bütün savunma tecrübeli ise Cris onların arasında iş yapar.
Semih ve Dany ile Cris’in uyumu çok zordur. İkisi, de henüz acemi. Cris onların arasında kendi oyununu da unutur ve yaşlı olduğu için de çabuk oyunda onların açığını kapatmakta zorlanır.
Onun için de Dany-Semih ikilisi çok daha sabra değerdir. Hiç olmazsa çabuklukları ve gelecekleri vardır.
Galatasaray savunmasının sağlam olması biraz da Melo’suzlukla mümkündür. Melo saatli bomba ve de çok top kaybediyor, gereksiz işler yapıyor, az koşuyor. Tribünlere oynuyor. O mevkideki oyuncu körük gibi olacak. Savunmanın arasına girecek, faulsüz oynayacak!
Galatasaray’ın en büyük eksiği;
Eboue, Semih, Dany, Hakan Balta’nın önünde oynayan iki oyuncu ve rakibin kanat ataklarında sağ ve sol beki yedeklemeyen ileri kanat oyuncularıdır.
Terim’in bunlara mutlaka önlem alması gerektir.
Nasıl?
Kararlı olarak ve ilk 11’de ısrar ederek.
Bu oyuncu listesiyle bunu başarmak zordur ama Terim buna mecburdur.
Galatasaray iyi oynamıyor demem bu yüzden.
Terim neredeyse iki senedir bu takımın başında, mazereti yok!
İstikrarlı bir takımı mutlaka yaratacak.
Eli mecbur. Böyle gitmez!
Terim cesur olacak, her maç sonrası ıkına sıkına beyanat vereceğine;
Ben böyle istedim benim takımım bu kadroyla oynayacak der herkes de takımın eksiklerini bildiği için Terim’e güvenir eleştiriyi keser!
Temennim Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde kalarak Portekiz’den dönmesidir.
Terim için de bir ilk olur ve onu alkışlama fırsatı buluruz.
Futbolu seven herkes de bilir ki; bütün eleştiriler Galatasaray’ın başarısı içindir.
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
