"Telefon çaldı ve arayan Collina'ydı..."

Türk Hakemliği'nin yeni rol modeli Cüneyt Çakır, Milliyet'in sorularını yanıtladı, çarpıcı açıklamalar yaptı.

Haber; Milliyet
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Telefon çaldı ve arayan Collina'ydı...'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
30 Temmuz 2015 04:43
Türk Hakemliği'nin yeni rol modeli Cüneyt Çakır, Milliyet'in sorularını yanıtladı, çarpıcı açıklamalar yaptı.

TFF Başkanı Demirören’in profesyonel hakemliği desteklemesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Çakır, “Müsabaka ücretleri ciddi bir zam gördü. Yeterli mi değil mi yoruma açık. Profesyonel hakemlik bir mecburiyetti. İnsanların yoğun bir mesaiyle hakemlik yaparken kendi profesyonel işlerini yönetmeleri imkânsız. Bu yüzden hayatımızda çok fırsatlar kaçırdık. Bu emeğin kolay tarif edilebilir bir maddi karşılığı yok” diye konuştu.

Önce Dünya Kupası yarı finalinde, ardından Şampiyonlar Ligi finali gibi dev bir organizasyonda düdük çaldı. Sadece Türkiye’de değil, dünyada pek çok üst düzey hakemin hayallerini süsleyen bu başarının adı, Cüneyt Çakır elbette. Sadece Çakır mı? Gizli kahramanlar Bahattin Duran ve Tarık Ongun’u da unutmayalım. Ekibin parçası olmak ve her dakika aynı heyecanı yaşayıp, başarının mimarları arasında yer almak, en az “patronun” yaptığı iş kadar değerli.

Sportif anlamda yıllardır hasret kaldığımız güzellikleri koca bir ulusa yaşatmak kolay değil. O noktaya gelebilmek çok çalışmak, özel hayatından fedakârlık yapmak, kendini sürekli güncellemek, araştırmak ve işini sevmek demek.

FIFA kokartlı hakemimiz bu yoldaki engelleri teker teker ve hızla aşmış bir rol model. Çetin geçecek sezon öncesi yine Milliyet’i tercih eden ve sorularımızı yanıtlayan Cüneyt Çakır ile A’dan Z’ye herşeyin konuşulduğu söyleşi sizleri bekliyor:

Dünya Kupası’nda yarı final yönettikten sonra Şampiyonlar Ligi finalinde düdük çaldın. İki büyük başarı. Samimi olarak yanıt vereceğini biliyorum, hangisi seni daha çok heyecanlandırdı?
“Her ikisi de çok önemli idi. Dünya üzerinde bir milyardan fazla kişinin seyrettiği maçlardan bahsediyoruz. Türk hakem ekibi olarak sahada olmak, ülkemizin insanını gururlandırmak müthiş bir duygu. Tarifi yok. Dünya Kupası müthiş bir organizasyon. Ülkesini, bayrağını, sevmek ve milli duygular var. 40 yıl aradan sonra Türk hakemi olarak Dünya Kupası’nda görev almak, üç maça çıkmak ve bunu da bir yarı final maçıyla taçlandırmak büyük bir gurur. Şampiyonlar Ligi, dünyanın en önemli kulüp organizasyonu. Dünyanın en iyi futbolcuları, en iyi takımları profesyonel olarak sahadalar. Böyle bir turnuvada final yönetmek, alabileceğimiz en önemli görevlerden birisi. Ben, bir hakem olarak, bir futbolsever olarak, her ikisinden de çok büyük keyif aldım. Ayırım yapmak istemem.”

‘Payları büyük’

Cüneyt Çakır, Bahattin Duran ve Tarık Ongun isimleri artık ezbere söyleniyor. Bugün elde ettiğin başarının gizli kahramanları onlar. Nasıl bir ilişkiniz ve diyaloğunuz var ekibinle? Onları sensiz, seni onlarsız düşünmek neredeyse imkânsız.

“Sevgili Bahattin ve Tarık’ın bu başarı hikayesinde büyük payları var. İyi bir ekibiz. Birbirimizi tamamlayan özelliklerimiz var. Başarımızın sırlarından birisi uzun yıllardır bu hayali birlikte kuruyor olmamız. Hepimiz, ortak hayallerimizin peşinden koşuyoruz. İyi bir ekip ruhu için en önemli unsur birlikte aynı hedefe yürüyebilmektir. Bu, hem bireysel motivasyonumuzu hem de takım motivasyonumuzu artırıyor. Birbirimize saygı duyuyoruz. Dışarıda iyi arkadaşız. Saha içerisinde herkes görev ve sorumluluklarını iyi biliyor. Ve bir önemli nokta daha. Hepimiz, daha iyisini yapabilmek için çok çalışıyoruz.”

Türkiye’de hakemin maddi anlamda yaptığı işin karşılığını alabildiğini düşünüyor musun?
“Yöneticilerimizin bu konuda duyarlı olması beni gelecek için umutlandırıyor. Bir yıl öncesine kadar alınan rakamların çok az olduğunu düşünüyordum. Şimdi çok şükür daha iyi. Müsabaka ücretleri geçen yıl ciddi bir zam gördü. Yeterli mi değil mi yoruma açık. Profesyonel hakemlik bir mecburiyetti. İnsanların böylesine yoğun bir mesaiyle hakemlik yaparken kendi profesyonel işlerini yönetmeleri imkansız. Bu yüzden hayatımızda çok fırsatlar kaçırdık. Hakemlik sevdamız bize yeter deyip sürdürmeye çalıştık. Bu emeğin kolay tarif edilebilir bir maddi karşılığı yok.

Burada bir parantez açmak istiyorum. Hakemler, futbol federasyonu resmi vizesiyle, sağlık muayenelerinden geçerek sahada müsabaka yönetiyorlar. Bir sporcudan hiç farkımız yok. Ama statüde, hiçbir maddede sporcu muamelesi görmüyoruz. Sporcu olarak sayılmayınca, devletimizin sporculara tanıdığı hiçbir haktan faydalanamıyoruz. Uluslararası alanda başarı sağlayan hakemlerin de bu kapsam dahiline alınmasıyla ilgili çalışmaların başladığını duymak beni mutlu etti. Bir maç yönetiyoruz, bir milyar kişi seyrediyor. Sahada Türk hakemliğini, Türk futbolunu, Türk sporcusunu temsil ediyoruz. Bir maçta ekrana görüntü olarak en çok gelen kişinin hakem olduğunu bilmem hatırlatmama gerek var mı?”

Profesyonel hakemliğin yararlarından söz eder misin? Genç hakemlerin gelişimine nasıl bir katkısı olacak?
“Yeni bir uygulama. Henüz emekleme aşamasında. Türk hakemliğinin geleceği için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Öncelikle hakemliğe başlayan herkes için ileri bir hakemlik vizyonu, bir kariyer hedefi olacak. Bunun üst düzey hakemlerden başlaması gayet normal. Zaman içerisinde gelecek vaad eden hakemler için büyük fırsatlar ortaya çıkacaktır. Merkez Hakem Kurulu’nun, federasyonumuzun ve bizzat Başkanımız Sayın Yıldırım Demirören’in profesyonel hakemliği desteklemesi çok önemli. Türk hakemliği için bir devrim olduğunu düşündüğüm bu kararı destekleyen, gerçekleşmesi için emek veren herkese tekrar teşekkür ediyorum. Riva’daki muhteşem tesislerde müsabakalarımıza en iyi şekilde hazırlanacağız.”

Özkahya ve Göçek’e övgü

Türkiye’de en beğendiğin ve gelecek vaad ettiğini düşündüğün hakem veya hakemler kimler?
“Hakemlikte sürekli çok çalışmak var. Her ne iseniz, onun üstüne koymak zorundasınız. Her maç daha iyi olmak zorundasınız. Alt ligleri takip ediyorum. Genç arkadaşlarımın gelişimleri için onları kendi analiz ekibime alarak görevler veriyorum ve performanslarını gözlüyorum. Birlikte antrenman yapıyoruz. İçlerinde çok iyi yerlere geleceğine inandıklarım var. Yeter ki mesajı doğru alsınlar. Çok çalışsınlar. Hüseyin Göçek, Halis Özkahya ve diğer FIFA hakemi arkadaşlarım da çok iyi müsabakalar çıkararak Türk hakemliğinin gelişimine büyük katkı sağlıyorlar. Onları da kutlamak isterim.”

Tüm ideallerim hakemlikle ilgili

Bugün hakemlik, yarın gözlemcilik sonra da belki MHK başkanlığı. Yaptığın meslekle ilgili olarak en büyük idealin nedir?
“(Gülümsüyor) Ağabey senin ağzından meslek kelimesini duymak hoşuma gitti. Profesyonel hakemlik gelene kadar mesleğime hakemlik diyemiyordum. Şu anda tüm ideallerim hakemlikle ilgili. Allah sağlık verirse önümüzde 6-7 yıl daha zamanım var. Hâlâ başarmak istediğim çok şey var. En önemlisi de kalıcılığı sağlamak. Sonrasına gelince, benim için mevkilerden daha önemli olan şey yarınlarda dünya kupalarında, Şampiyonlar Ligi finalinde görev yapabilecek arkadaşlarıma katkıda bulunmak.”

Müftüoğlu’nun önemli projeleri var

Hemen ardından sorayım. İstersen yanıt vermeyebilirsin. Kuddusi Müftüğlu’nun MHK başkanlığına atanmasını nasıl değerlendiriyorsun. Başarılı olabilir mi? İstersen bu soruyu geçelim.
“Neden olmasın? Bizler elimizden geldiğince kendisinin ve ekibinin başarılı olması için çabalayacağız. Önemli avantajları var. Tüm hakemleri iyi tanıyor. Hakemlerin sorunlarını biliyor, farklı bölgelerdeki hakemleri tanıyor. Kendisini yakından tanıyorum. Birlikte uzun yıllar omuz omuza görev yaptık, antrenmanlara, seminerlere katıldık. Olumlu değişimler yaratabilecek önemli projeleri olduğunu biliyorum. İnşallah biz de hakemler olarak sahada çok başarılı olur ve onların saha dışında daha rahat olmalarını sağlayabiliriz.”

Hakem sahaya rahat çıkmalı

Ülkenin gelmiş geçmiş en başarılı ve en üst düzey hakemi unvanını aldın. Deneyimin ve gözlemlerin doğrultusunda sormak istiyorum, Türkiye’de MHK’lerin bu kadar çok değişmesi, hakemliğin gelişimi açısından sakınca yaratıyor mu?
“İstikrar her zaman önemlidir. Biz bir dönem, bir kaç yıl içinde 4-5 tane Merkez Hakem Kurulu değişimi yaşadık. O dönemde yetenekli pek çok arkadaşımız olumsuz etkilendi. Zor günlerdi. Hakem, sahaya rahat çıkmalı. MHK değişir mi, yeni gelen MHK bir şeyleri değiştirir mi, beni olumsuz etkiler mi gibi soru işaretleri kafasında olmamalı. Her durumu aşmak için eğitim alıyoruz ama hepimiz insanız.”

Final uzak görünüyordu

Geçen sezon Ankara’da yönettiğin Gençlerbirliği maçında ciddi bir rahatsızlık geçirdin. Bir daha yeşil sahalara dönememe endişesi yaşadın mı?
“Hayatta en önemli şey sağlık. O gün bunu bir kez daha anladım. Hakemlikten önce sağlığımla ilgili endişelendim. Sonrasında doktorumun bilinçli tavrı beni rahatlattı. Sorunu yaşadığım anda Şampiyonlar Ligi finali gözüme çok uzak gözüküyordu ama sporun faydasıyla vücudum kendini çok çabuk toparladı. Kısa bir süre sonra hiç bir şey olmamış gibi idmanlarıma kaldığım yerden devam ettim. Doktorum Osman Tokat Bey, ‘3-5 gün sıkıntı çekeceksin, sonra hiç bir şey olmamış gibi kaldığın yerden devam edeceksin’ demişti. Kendisine çok teşekkür ediyorum. (Gülerek) Belki de dinlenmek için küçük bir fırsat oldu.”

Telefonun ucunda Collina!

Şampiyonlar Ligi finali için çok çalıştık, çok emek verdik. Adım adım ördük. Derken beklediğimiz telefon sesi geldi. Telefonun ucunda Collina vardı ve o an hayatımın en keyifli anlarından birisiydi.

Şampiyonlar Ligi finalini yöneteceğini öğrendiğin vakit nasıl bir duygu içindeydin? Haberi kim verdi ve nasıl bir tepki gösterdin?
“Hakemlikte fazla beklenti içerisine girmek doğru değil. Sizi büyük hayal kırıklıklarına taşıyabilir. Yıl içinde iyi performans gösterirsek final adaylarından birisi olabileceğimizi düşünüyorduk. Şampiyonlar Ligi’nden UEFA maçlarına doğru kayınca, Şampiyonlar Ligi finaline bir adım daha yaklaştığımızı hissetmeye başladık. Hakem atamalarının bir dili vardır. Söylemesi kolay belki ama, bir Türk hakeminin Şampiyonlar Ligi finalinde, Berlin’de, bir İspanyol ve bir İtalyan takımının finalini yönetebilecek seviyeye gelmesi hiç de kolay değil. Çok çalıştık. Çok emek verdik. Adım adım ördük. Hakemin ilan edilme saati yaklaştıkça heyecanımız arttı. Antrenmanlarımızı yapıyorduk. Derken beklediğimiz telefon sesi geldi. Telefonun ucunda Collina vardı ve o an hayatımın en keyifli anlarından birisiydi. Büyük bir gurur, büyük bir sorumluluktu.”

Geçen yıl bu vakitlerde Sapanca kampında seninle bir röportaj yapmıştık. Üç hedefin olduğunu söylemiştin. İlki Dünya Kupası’nda yarı final oldu. İkincisi Şampiyonlar Ligi. Üçüncü hedefin adını koydun mu?
“Hakemlikte hedefler hiçbir zaman bitmez. Her zaman daha iyisi için çalışmak zorundayız. Oldum dediğiniz yer, hedefe ulaştım dediğiniz yer, bittiğiniz yerdir. Biz kendimize hep yeni hedefler koyacağız. Bu yılki hedefimiz öncelikle 2016 yılında Fransa’da yapılacak Avrupa Şampiyonası finallerine katılabilmek. Çizgimizi korumak, daha iyi olmak zorundayız. Sezon boyu, içeride dışarıda iyi bir performans göstermek için çok çalışacağız. En büyük hedefimiz Türk hakemliği için sürdürülebilir başarıdır. Bizden sonra Türk insanı bir hakemini Dünya Kupası’nda seyretmek için 40 yıl beklemesin. Elde ettiğimiz başarı kadar, Türk hakemliğinin geleceğine yapılacak yatırımların önünü açmak, hakemliğe olan ilgiyi artırmak bizim en önemli misyonlarımızdan birisi.”

Teklifler artıyor

Bir bankanın reklam filminde ailen ile birlikte oynadın. Hikayesi ne bu filmin?
“Hassasiyetlerimizi ve tüm detaylarımızı en baştan görüşmüştük. Firma bu hassasiyetlere çok dikkat ederek davrandı. Kendilerine teşekkür ediyorum. Pek çok firmadan teklif aldım. Tarafsızlığıma gölge düşürmeyecek bir reklam olması benim için önemliydi. Her aşamada belli şeylere dikkat etmemiz gerekiyor. Sürekli olarak canlı yayınlarda, yüzlerce kamera, on binlerce göz önünde maç yönetiyoruz ama bu sefer kamera karşısında olmak çok daha heyecanlıydı. Gelen tepkilerin olumlu olması, tekliflerin artması, ciddi senaryoların gelmesi de kendi adıma olumlu olduğunu gösteriyor.”

Sosyal medya tavsiyesi

Sosyal medya çağın hastalığı. Dünyada milyarlarca insanın hesabı var. Az da olsa hakemlerin de olduğunu görüyoruz. Bu konunun sakıncaları var mı?
“Sosyal medya doğru kullanılmadığı zaman en tehlikeli şeylerden birisi oluyor. Ben şimdilik uzak durarak ve hiçbir şekilde spekülasyona yer vermeyerek bu durumu çözdüm. Arkadaşlarıma önerim, sosyal medyada yer aldıkları süre içerisinde sadece kendilerini değil tüm camiayı temsil ettiklerini unutmamaları. Kişisel bir hesap olmaktan öte bir durum söz konusu. Tavsiye etmiyorum.”

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam