"Silahım olsaydı kurşun yağdırırdım"

Spor Toto 3. Lig ekiplerinden Çorum Belediyespor'da Altay deplasmanında yaşananlara tepkiler sürüyor. Kulüp başkanı Zeki Gül, Sporx'e yaptığı özel açıklamada İzmir'de yaşananlara sert tepki gösterdi. Teknik direktör Gürses Kılıç da Altaylı futbolcuların kendilerini tehdit ettiğini dile getirdi.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Silahım olsaydı kurşun yağdırırdım'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
11 Mayıs 2017 10:59
Son güncelleme 11 Mayıs 2017 16:11
- SPORX ÖZEL-  Spor Toto 3. Lig Playoff yarı final rövanş maçında oynanan Altay-Çorum Belediyespor arasında İzmir'de oynanan maç öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşananlara Çorum cephesinden büyük tepki geldi.

Çorum Belediye Başkan Yardımcısı ve Çorum Belediyespor Başkanı Zeki Gül, yaşananlarla ilgili Sporx'e yaptığı özel açıklamada çok sert ifadeler kullandı.

"Şerefsizliğin, namussuzluğun zirvesini yaşadık"
İzmir'de neler olmadı ki? Sert sözler söylemek istemiyorum ama afedersiniz şerefsizliğin, haysiyetsizliğin, namussuzluğun, ahlaksızlığın zirvesini yaşadık. İzmir kendisini medeni bir memleket zanneder. Ben Cizre'de görmedim, Van'da görmedim, Batman'da görmedim kendilerine göre geri kabul ettikleri hiçbir şehirde bu kadar kabalık, yobazlık ve terbiyesizlik görmedim. Havaalanına indiğimizden beri bira şişeleriyle, bıçaklarla saldırı başladı.

"İçişleri Bakanı Soylu'nun aramasına rağmen 3 saatte polis geldi"
Burada emniyetin, emniyet müdürünün de zaafı var. Ben kendim hem emniyete hem de valiliğe faks çektim. Aynı zamanda Çorum emniyeti ve spor şube müdürlüğü görüşüyorlar ben o bilgileri onlara da gösterdim. İlk başta bize dediler ki haberimiz yok. Zaten haberleri yoksa orada görevini bilmiyor demektir. Düşünebiliyor musunuz 3. Lig'de bir takım için vali ve emniyet müdürünü bakanın mı araması lazım? Benim siyasi gücüm var da onların bu beceriksizlikleri karşısında bakana ulaştım. Bakan bey aramasına rağmen 3 saat sonra polis oraya gitti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu aradı, daha sonra da emniyet müdürü beni arayıp diyor ki sayın bakan beni aradı. Ya sen bakanın aramasıyla mı iş yapacaksın? Kızılcabölük Başkanı'na da sorun, onlara da aynısını yaptılar. Biz siyasi gücümüzü kullandık buna rağmen olaylar oldu.

"Altay'ın sarhoşlarını polisin elinden aldım"
Bu Altay'ın başarısı değil, sabaha kadar uyutmadılar bir sürü şeyler yaşandı. Sahaya adımımızı attık küfür başladı, 120 dakika küfür ettiler. Onların başkanı olacak terbiyesiz adama ben burada (Çorum'da) insanlık yaptım. Akşam namazına kadar ilgilendim, Altay'ın gözaltına alınmış, polise küfür etmiş sarhoşlarını polisin elinden aldım. Müdür yardımcısı bana küfür etti dediği halde ben rica ettim, hatır minnet aldım kendi makam arabamla götürdüm, yolcu ettim.



"Bu olayları Altay Başkanı planladı"
Kesinlikle inanıyor ve iddia ediyorum ki gece kulüp başkanıyla oturup planlayarak bunu yaptılar. Altay Başkanı benim yanımda oturuyor. Onun annesi annemdir, bacısı bacımdır, eşi namusu benim namusumdur ben birşey demiyorum ama Çorum'da birisi küfür ettiği zaman ben müdahale ederim. Orada Altay taraftarı küfür ettikçe bu yayık yayık yayıldı. Bu alçaklıktır. Onların ettiği küfürleri Çorum'un nüfusu 260 bindir. Ben o küfürleri 260 binle çarpıyorum ve iade ediyorum.

"Seneye Çorum'u onlara dar etmezsem namerdim"
İnşallah bu seneki çıkamazlar da seneye inşallah aynı gruba düşelim, olabilecek tüm cezalara razı olarak ben Çorum'u onlara dar etmezsem namerdim. Eğer bunu tehdit olarak alıyorlarsa tehdit, bunların alçaklığına cevap olarak algılıyorlarsa alçaklık. Onlara Çorum'u dar edeceğim. Şeref Tribünü'ndeki milletvekiline taş attılar. Ben ömrümde öyle küfür duymadım. Ne doğuda duydum ne batıda duydum hiçbir yerde öyle küfür duymadım. Maç boyunca milletvekiline, il belediye başkanı orada, Ak Parti il başkanı orada taş, çakmak hep attılar. Çay içmeye giderken oldu bunlar. Bir yönetici çıksın da desin durun. En sonunda bizim Ak Parti Milletvekilimiz çıktı da emniyet müdürüne dedi ki, 'ne ayak ayağına atıp oturuyorsun, millet bize taş atıyor sen burada tesbih çekiyorsun' dedi. İzmir Emniyet Müdürü de beceriksiz, çapsız bir adammış onu da öğrenmiş olduk. Ben hayatımda görmediğim ahlaksızlığı gördüm.

"Güvenlikler bile bize küfür etti"
Sahaya çıkıyor benim futbolcularım, orada güvenlik elbisesi giymiş karakteri bozuk insanlar küfür etmeye başlıyor. Hakeme gelince, sahanın içinde Altay'ın 4 numaralı futbolcusu (Hayrullah Çelik) en galiz küfürleri ediyormuş, bizim oyuncular ve futbol şube sorumlum da diyor ki hakeme hocam görmüyor musun, yok duymadım deyip gidiyormuş. En son da bizim futbol şube sorumlumuz diyor ki hakeme ya hocam bizi elemek istiyorsan Allah'ını, dinini seviyorsan bir penaltı ver onlara, bizi uzatmalara bırakma demiş.



"Altay değil, Ahlaksızlar Kulübü"
Hangi maçta bir takımın lehine 2 faul verilir? Koskoca 120 dakikada biz 2 faul kazandık. Altay bu kadar mı centilmen oynuyor. Bunlar 100 yıllık kulüpmüş neymiş. Bunlar sokak serserileri, bunlar sporcu falan değil. Bunlara Altay değil de "Ahlaksızlar Kulübü" diyeceğiz. Başkanından, futbolcusuna, taraftarına bunlar ahlaksız. Mübarek günde ağzımı bozmayayım daha neler söylerim de...

"O küfürleri 260 binle çarpıp iade ediyorum"
Görüntülerde birşey yok. Sizin görmediğiniz neler var. Utanmadan bir de kulüp başkanı diyor ki 'bunda ne var başkanım?' Ben de o zaman sana o küfürleri iade ediyorum. 260 bin Çorumluyla geri iade ediyorum. Gürses hocayı da çıldırttılar. Teknik direktörümüz bizim çok sakin, beyefendi bir insan. Ben kimseye küfür etmem, ben Kulüpler Birliği'nde de başkanlık yaptım, Güreş Federasyonu'nda Başkan Yardımcısıyım. Bir tane başkan gelsin desin ki sen bize gol attın alkışladın. Tribünde başkan yanımda oturuyorsa ayağa kalkıp golü alkışlamam ben ona saygımdan. Ama bizim gittiğimiz yerde neredeyse üstümüze atlayacaklar.

"Silahım olsa hepsinin ağzına sıkardım"
Bizi çıldırttılar kardeşim. Benim silahım olsa orada herkesi tarardım. Makinalı silahım olsa bana küfür edenlerin hepsinin ağzına kurşun yağdırırdım. İnsan bunu yapar mı? Ama yaptırıyorlar. Orada bizim namusumuza, mahremimize küfür ediyorlar, laf söylüyorlar. Hiçbir kulüp oraya gidip de kimse Altay eler demedi, aman başkanım siz çıkın da bu ahlaksızlar çıkmasın diyorlar. Ben Kocaeli'ni destekleyeceğim. Ankara'da olsun buradan taraftar da götürürüm.



İzmir'e indiklerinden itibaren olayların başladığını belirten Çorum Belediyespor teknik direktörü Gürses Kılıç ise, taraftarların bıçaklarla saldırdığını, rakip futbolcuların da kendilerini ölümle tehdit ettiğini söyledi.

"Havaalanında 3-4 saat polis bekledik"
Saat 13.30'da biz Adnan Menderes Havaalanı'na indiğimizde hiç polis yoktu. Bizi karşılayan eskort bile yoktu. Biz o arada telefon görüşmeleri yaptık bize dediler ki orada bekleyin dışarı çıkmayın.

"60 araç bizi bekledi, 40 kişi bıçakla saldırdı"
Bize dışarıdan haber geldi ve 60 araçlık Altay taraftar konvoyunun bizi dışarıda beklediği söylendi. Bizi havaalanının orada cafede oturttular. 40 kişilik bir grup havaalanının diğer tarafından ellerinde bıçaklar, sopalar ve şişelerle bize saldırdılar. Tabi polis sayısı çok azdı. 3-4 polis vardı ve olayı önleyemediler. Şöforu darp ettiler, 3-4 oyuncuyu darp ettiler, ondan sonra polis ekipleri geldi ama bu süre 4 saati buldu. Daha sonra büyük güvenlik önlemleriyle otele gittik ama tacizler orada da devam etti. Sabaha kadar uyutmadılar. Stada çıktığımızda yedek kulübesine küfürler, saldırılar, aklınıza gelebilecek her şeyi yaptılar.

"Burada öleceksiniz dediler"
Rakip takımın doktoru, sağlıkçısı, futbolcusu bize gelip küfür ettiler. Hatta maça ilk 11'de başlayan iki tane futbolcu ısınma sırasında geldi bize küfür etti. Burada öleceksiniz diyerek tehdit etti. Olayların büyümesini daha da artmasını istemiyoruz biz. İsim vermek istemiyorum ama bize gelip "öleceksiniz" diyen iki oyuncu maça 11'de başladı. Bizi elemek için yapıldı bunlar, Altay'ın başkanı 30 yaşında bir çocuk zaten.

Haber: İbrahim DEMİR



1914 Altay Taraftar Derneği'nden cevap

Çorum Belediyespor Başkanı Zeki Gül'ün Sporx'e yaptığı açıklamaların ardından bize ulaşarak cevap hakkını kullanmak isteyen 1914 Altay Taraftar Derneği'nin, iddialar ve suçlamalar karşısındaki cevabı şu şekildedir...

Altay - Çorum Belediyespor maçında yaşanan ya da yaşandığı iddia edilen olayları anlayabilmek için öncelikle Çorum'daki maça odaklanmak gerekiyor. Çorum'daki olayları aydınlatmak için hiçbir problem ya da tehdit unsuru olmamasına rağmen bizlere verilen seyirci kontenjanının düşürülmesi ve bilet fiyatlarının yükseltilmesiyle başlamak doğru olacaktır. Dostluk çerçevesinde gittiğimiz maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar Çorum Belediyespor tribünleri tarafından taraftarımıza sistemli olarak küfür edilmiştir. Sadece Altaylılara değil İzmir'in tüm kadınlarına, kızlarına, annelerine ağza alınmayacak küfürler eden bir kitleyle karşılaştık. Küfür korosuna maçta görevli polislerin de katılması, bir polis tarafından edilen küfrün futbolcumuz tarafından duyulmasıyla saha içinde arbede yaşanmış, futbolcularımız stat içindekileri korumakla görevli Çorum Emniyet güçleri tarafından tartaklanmıştır. Sportif Direktörümüz Sayın Özden Töraydın, olayları yatıştırmaya çalışırken insanlık dışı bir şekilde ters kelepçe olarak gözaltına alınmış, taraftarımız da yine sistemli şekilde emniyet güçleri tarafından darp edilmiştir. Sahanın içinde Türkiye Futbol Federasyonu'nun astığı kulüp bayrağımız, Çorumlular tarafından direkten indirilmeye çalışılmış, İzmir Marşı söylemek isteyen taraftarımız yuhalanmıştır. Çorum Belediyespor tribünlerinin CEZALI amigosunun valilikten çıkan özel izinle maça alınmasına kadar bir dizi hukuksuzluk ve adam kayırmayla karşı karşıya kaldığımızı da unutmamalı. Dünyanın neresinde böyle bir karar alınıyor, bu kararı aldırtan güç nedir diye sormak hepimizin görevi. Maçın ardından Çorum yerel gazetelerinin attığı başlık belki de bu soru dahil birçok şeyi açıklıyordu "İzmir Marşıyla geldiler Mehter Marşıyla gittiler"… Tüm bu yaşananlar yıllardır bir araya gelmeyen İzmir'in Altay, Karşıyaka, Göztepe, Buca, Menemen gibi köklü camialarını bir araya getirmeyi başarmıştır. Varın Çorum'da İzmirlilerin yaşadığı baskıyı siz düşünün.

Başkan'ın açıklamalarına dönmek gerekirse; şerefsizlik, namussuzluk, ahlaksızlık bir takım siyasi odakları arkasına alarak, spor gibi şeffaflık isteyen, dost bakış açısı gerektiren bir alana hükmetmeye çalışmaktır. Kendisinin de açık açık söylediği gibi, çıkarı için "Biz siyasi gücümüzü kullandık…" diyen, "Anaları 1, babaları 150 tane" gibi çirkin açıklamalar yapan bir kişinin ahlaktan bahsetmesi abesle iştigaldir. Evinize dostça gelmiş bir takımı, sistemli şekilde terörize eden bir kent, kulüp ve başkan şeref, haysiyet, ahlaktan bahsedecek en son odak olabilir ancak. Ayrıca hatırlatmak isteriz ki "Anaları 1, babaları 150 tane" diyen Zeki Bey'in babası, İzmirli Hasan Tahsin ilk kurşunu sıktığı için, yuhalattırdığı Atatürk Samsun'a çıktığı için bellidir. Kendisinin psikolojisi ise duyduğunu iddia ettiği küfürler sebebiyle değil, sahip olduğu şiddet eğilimli ruh hali dolayısıyla bozuktur… Bu nedenle Çorumlu kardeşlerimizin aynı zamanda Çorum Belediye Başkan Yardımcılığı görevi üstlenen bu şahsın siyasi meşruiyetini sorgulamasını tavsiye ederiz.

Çorum'daki maç sırasında karşılaştığımız Sayın Zeki Gül'e, bu karşılaşmanın 3 gün sonra İzmir'de rövanşı olduğunu, böyle bir kaos yaratmanın hiçbir takıma yarar sağlamayacağını belirttiğimizde kendisi "Hiçbir şey olmaz" şeklinde bir cevap vermiştir. Yaşandığını iddia ettiği konular karşısında Sayın Özgür Ekmekçioğlu'nun "Yayım yayım yayıldığını" iddia eden Gül, her şeyden önce kendisinin sergilediği bu tavrın hesabını vermelidir.
Bizleri seneye Çorum'u dar etmekle tehdit eden, "Silahım olsa hepsinin ağzına sıkardım" diyen başkana en iyi cevabı futbolcularımız ve İzmirliler geçtiğimiz pazartesi günü vermiştir. Aldığımız skor, sporun içinde mafya düzenine yer açmaya çalışan, tehdit edebiyatıyla bir yere varabileceğini, halkın vergisini kullanarak, belediye ödenekleriyle sporda başarı kazanılabileceğini düşünen Zeki Gül gibi şahıslara verilecek en güzel cevap, onlara sporda yer olmadığını ortaya koyan en iyi olaydır… Ancak yapılan her şeyin bir karşılığı olduğunu hala öğrenemediyse buyursun emrinde getireceği adamları da kullanarak elinden geleni ardına koymasın… Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi dünya beşten büyüktür... Bizim dünyamızın Zeki Gül gibilerin beşinden korkusu yoktur.

İzmir'in medeniliğini, alkol kullanan bir grup insana "Sarhoş" diyecek kadar kendini bilmez biri sorgulayacak değildir elbette. Buna rağmen bizler de Anadolu insanını misafirperver biliriz. Nitekim Türkiye'nin her yerine takımımızın peşinden gittiğimizi, birçok ile misafir olduğumuzu hatırlatır, bu illerde saygı çerçevesinde takımımızı desteklediğimizi belirtmek isteriz. Bu kentlerin birçoğunda problem yaşamayan, yaşatmayan, belki merkez yönetimlerce bile unutulmuş kentlere maç günleri dinamizm getiren İzmirlilerin, ne oldu da Çorum Belediyespor gibi küçük bir kulübe karşı ayağa kalktığını herkesin düşünmesi gerekir. İzmir'de yaşanan ya da Zeki Bey'in yaşandığını iddia ettiği olaylar en fazla Çorum'da yaşanan olayların aynası olabilir. Dünyanın her yerinde arı kovanına çomak sokmak isteyen kişi, arının onu sokacağını bilir… Bunu bile bile o kovanı kurcalıyorsa O'na sadece "Ah" değil "Oh" demek kalıyor demektir.

Zeki Bey'in bu galeyanı sanıyoruz, sahip olduğu tüm güce, arkasına aldığı odakların kudretine, belediye ödeneklerine rağmen kararlı bir şehrin onu saf dışı bırakmasından kaynaklanmaktadır. Zeki Bey'in bu hazımsızlığı sanıyoruz ki, siyaseti arkasına alan birçok başka takımın hatta İzmir gibi yalnız bir kentin bile başarılı olmasına rağmen kendisinin başarabilme becerisi gösterememesini kabul edememesindendir. Kendisine Altay'la uğraşmanın bir sonuç getirmeyeceğini, hizmet ettiği Çorum için daha iyi çalışması gerektiğini hatırlatmak isteriz.

İzmir'e çiçeğiyle gelen her camia bizlerin başının tacı, misafirimizdir. Sopasıyla gelenin ise hali ortada…

Tümü
 Reklam