Sheffield United'ın Türk yöneticisinden Sporx'e açıklama

İngiltere 1. Lig'de şampiyon olarak önümüzdeki sezon Championship'te oynamaya hak kazanan Sheffield United'ın Türk yöneticisi Selahattin Baki, Sporx'e birbirinden önemli açıklamalar yaptı. Şampiyonluğu yorumlayan Baki, Fenerbahçe ile ilgili hedeflerini de açıkladı.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Sheffield United'ın Türk yöneticisinden Sporx'e açıklama
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
03 Mayıs 2017 13:36
Son güncelleme 03 Mayıs 2017 14:04
 - SPORX ÖZEL -  İngiltere 1. Lig'de 100 puan toplayarak en yakın takipçisi Bolton Wanderers'ın 14 puan önünde şampiyon olan Sheffield United'da büyük bir gurur yaşanıyor.

Sheffield United yönetiminde 4 sezondur görev yapan Türk yönetici Selahattin Baki, elde edilen şampiyonluğun ardından Sporx'ten İbrahim Demir'e çok özel açıklamalar yaptı.

Türkiye'de ilk kez Sporx'e konuşan Baki, Sheffield United'la elde ettikleri şampiyonluğu anlattı ve ilerleyen dönemde Fenerbahçe'de yönetici olmak istediğini açıkladı.

"4 yıldır Sheffield United yönetimindeyim"
11 yıldır Suudi Arabistan şirketi için çalışıyorum. 4.5 sene Suudi Arabistan'da yaşadım. O şirketin yönetim kurulu başkanının yatırım danışmanıyım. 2013 Ağustos sonu Sheffield United'ın yüzde 50 hissesini aldı yönetim kurulu başkanımız. Benim de yönetimde yer almamı istedi. Hem birkaç projede kendimi ispatlamıştım, hem de benim futbol bilgim ve futbol tutkuma güvendiği için böyle bir pozisyon önerdi bana ben de kabul ettim. 2013 Eylül'den beri Sheffield United yönetim kurulu üyesiyim ve uluslararası futbol koordnatörüyüm.

"Sheffield'ı 3. lig kulübü diye küçümsediler"
Çok enteresan bir 4 sene geçirdik. Türkiye'de biz şekilci bir toplumuz malesef. 3. lig kulübü olduğu için kendi yakın arkadaşlarım bile olayın ciddiyetini kavrayamadılar ve olaya 3. lig projesi olarak baktılar. Sheffield United son 12 yıla bakıldığı zaman Championship de dahil olmak üzere en yüksek taraftar ortalamasında 4. sırada. Son 6 yıldır 3. ligde olmasına rağmen 21 bin taraftar ortalamasına oynamış.

"21 bin taraftar ortalamasıyla oynadık"
Bu sene sezon başında 14 bin 500 kombine sattık. 21 bin taraftar ortalamasına oynadık, son maçlarda 27-28 bin taraftara oynadık. Deplasmanda 5-6 bin kişi 8 bin kişi oynadık. Gerçekten çok deplasman kültürü de olan bir camia. Bu sezon 23 deplasman maçına toplam 56 bin 212 taraftar götürmüşüz. Ortalama 2 bin 444 taraftar ediyor bu da. Biz ne zaman FA Cup'ta Premier Lig kulüpleriyle karşılaşmaya başladık, o zaman insanlar işi ciddiye aldılar. Dediler ki hakikaten bu büyük bir kulüp bizim Göztepe, Karşıyaka gibi her ne kadar alt ligde de olsalar önemli kulüpler.

"35 sene sonra kupa kazandık, tarihe geçtik"
4 senede bir FA Cup yarı finali yaşadık, bir Capital Lig One yarı Cup yarı finali yaşadık, bir Playoff yarı finali yaşadık ama hep size anlattıklarım yarı final, hep direklerden döndük. Bu sene taçlandırdık artık bu sene şampiyon olduk. Biz yönetime gelmeden evvel en son kupa 1982-83 sezonunda alınmış 35 sene sonra ilk defa bir kupa geldi. İngiltere tarihine geçmediysek de Sheffield'ın ve bölgenin tarihine geçtik. Çok enterasan bir lig ben hala idrak edemedim. Büyük bir zaman ve büyük bir emek gitti.



"Taraftarken yöneticilere küfür ederdim ama yöneticilik zormuş"
Gerçekten doğruymuş özellikle Türkiye'de futbol yöneticileri, özellikle 3 büyüklerde takım kötü gidince "hayatımızı buraya verdik, ofisimize gidemiyoruz, kendi işimize konsantre olamıyoruz, ailemizi göremiyoruz, taraftara yine de yaranamıyoruz" derlerdi ben de taraftar olarak içimden küfür ederdim. Ama hakikaten doğruymuş öyle oluyor, futbol yöneticiliği bir çılgınlık.

"Premier Lig'e oyuncu verdik"
Kesinlikle emeklerimize değdi. Biz bu yönetime geldiğimizden beri 3 tane Premier Lig'e oyuncu verdik. Derya deniz gibi altyapımız var. Hem kulübü borca sokmadık hem de kulübe para kazandırarak bütün bu yarı finaller ve şampiyonluk geldi.

"Teknik Yönetim Kurulu'nu kurduk, şampiyonluk geldi"
Biz bir sistem kurduk ve hemen meyvelerini vermeye başladı. Türkiye'de iş adamlarından kurulu yönetimler olur. Birisi voleyboldan, basketboldan sorumludur. Biz Sheffield'da teknik yönetim kurulu adı altında bir birlik kurduk. Tamamen futbolun konuşulduğu ve futbolu yöneten bir sistem bu. Bir tane CEO var, iki tane yönetici var, scouting ekibinin başı var, altyapı ekibinin başı var ve futbol şube sorumlusu var. O kadar işe yaradı ki size anlatamam. Haftalık toplantılar, hangi futbolcu kız arkadaşıyla kavga etmiş morali bozukmuş, hangisinin doğum günü var, hangisinin performansı iyi, ocak ayında kim gitmeli, kim gelmeli herşeyi o kadar planlı programlı şekilde işe yaradı ki size anlatamam. Sadece futbolun getirdiği rakamlar ve yönetim kurulu da onaylarsa transferler yapılıyor. İki tane yönetici haricinde diğerlerinin hepsi futbol profesyonelleri. Gerçekten çok değerli bir sistem bu. Eğer günün birinde kendi camiamda (Fenerbahçe) görev alırsam bu sistemi kurmak için var gücümle savaşacağım.

"Fenerbahçe taraftarı çok destekledi"
4 yıldır Fenerbahçe camiasının hakikaten büyük desteği, ilgi ve alakası var. Camia derken bu genellikle taraftar düzeyinde kaldı. Kongre üyeleri olsun, kombine sahipleri olsun büyük destek verdiler. Hatta buraya kadar maça gelenler oldu, inanmazsınız ama. 2-3 tane kupa maçımıza İstanbul'dan üşenmeden ciddi ciddi insanlar geldi buraya takımı destekledi.

"Ömer Temelli hariç yöneticiler destek vermedi"
Açık konuşmak gerekirse Asbaşkan Ömer Temelli hariç yönetimden bir telefon açıp telefon açan destek veren kimse yoktu. Bu birazcık burukluk yaratırdı bende. İnsan ister yani camiası tarafından başarısı görünsün. Altyapıdan oyuncular çıkarıyoruz, kısıtlı bütçeyle 8 tane Premier Lig takımının 5 tanesini elemişiz hepsi tam kadro çıktı bize karşı.

"Aziz Yıldırım'ın tebriği büyük yankı uyandırdı"
Hiç beklemiyordum ama Aziz Yıldırım'dan tebrik mektubu gelince, hem İngilizce kulübe yollamış hem de benim şahsıma iki tane mektup göndermiş. Burada da büyük yankı uyandırdı. Zaten burada Fenerbahçe bayrakları ve formalarıyla maça giden birçok insan var. Aziz Yıldırım'ın mektubundan sonra da bir aile gördüm ben bir İngiliz aile iki tane küçük kızına Fenerbahçe bayrağı yaptırmış.



"Başka takım taraftarının giremediği yerde Fenerbahçe bayrakları var"
Burada bir pub var. 1859 tarihinden itibaren pub olarak yer alıyor, bina daha eski. İngiltere ve Sheffield United renkleri dahil içeri başka bir renk girmemiş. Başka takım taraftarlarının girmesi de yasak kapıda yazıyor ama içeri girdiğinizde duvarda Fenerbahçe atkısı ve bayrağı asılmış görseniz inanamazsınız. Ortada çok güzel bir pasta vardı başkan da kremasını yapıp mumu dikmiş oldu kendisine çok teşekkür ediyorum.



"Fenerbahçe ile kardeş kulüp olmak isterim"
Ben bizzat Fenerbahçe'yle bir kardeşlik isterim. 1-2 defa da gündeme geldi ama biliyorsunuz Fenerbahçe bir başkan kulübü. Yönetim kurulu kulübü değil. Sanırım şu ana kadar Fenerbahçe'de böyle bir konu gündeme gelmedi sanırım. 

"Hikmet Karaman ziyaret etti, Aykut Kocaman aradı"
Buraya bugüne kadar resmi olarak futbol dünyasından yalnızca Hikmet Karaman geldi. Geçen sene bizim Milwall deplasmanımıza geldi not tuttu. Bu sene de Aykut Kocaman beni aradı tebrik etti.

"Fenerbahçe'ye Aykut Kocaman gelirse birliktelik olur"
Aykut Kocaman ismi gündemde eğer Fenerbahçe'nin teknik direktörü olursa onun zihniyetiyle bu birliktelik çok daha kolay olur diye düşünüyorum ben. Tabii ki Fenerbahçe ile Sheffield United arasında bir altyapı anlaşması imzalanabilir ama burada adımın Fenerbahçe tarafından atılması gerekir. Aramızda Türk - İngiliz taraftarlar olarak da güzel bir birliktelik var adım atılır diye umuyorum.



"Fenerbahçe'ye yönetici olmak istiyorum"
Fenerbahçe yöneticiliğiyle ilgili sorunuzu o kadar dikkatli cevaplamam gerekir ki, şimdi "evet görev almak isterim" derim ama bizim camiadan resmi birisi, bir yönetici çıkar "sana soran oldu mu" der. Ben daha sonra iki gün uyku uyuyamam. Bence her Fenerbahçeli küçükken ya futbolcu olmak ister ya da futbolcu olamıyorsa yönetici olmak ister. Bunun dinamikleri var birincisi davet gelecek. Başkan ya da başkan adayı yönetime davet edecek. İkincisi de siz hazır mısınız? Maddi ve manevi olarak hazır olmak gerekir. Fenerbahçe yöneticiliği başka bir canavar. Benzemez burada yöneticilik yapmaya. Burada biz işimizi de yapıyoruz arka planda kalan insanlarız. Ama Türkiye'de hep ön plandasınız. Cevap evet ben kendi camiama hizmet vermeyi çok isterim, burada elde ettiğim 4 yıllık tecrübeyi Fenerbahçe ile paylaşmak. Ama öncelikle teklif gelmeli ve ben de hazır olmalıyım. Şu anda çok fazla hazır hissetmiyorum kendimi.

"Altyapıya önem verir, 2-3 yıllık projelerle gelirim"
Türkiye'de spor ortamında çok fazla bir gerginlik ve karışıklık var. Benim kafa yapım sabırdan ve altyapıdan yana. Şu anda Fenerbahçe 3-4 yıldır futbolda başarısız dönemde olduğu için benim zihniyetim şu anda Fenerbahçe'ye birşey veremez. Benim vermek istediklerim 2-3 yıllık projeler olur o da şu anda olmaz.

"Kongre üyeleri memnun ki Yıldırım başkan"
Fenerbahçe'de son sözü her daim kongre söyler. Stadyuma gelen profille kongre üyelerini ayırmak gerek. Kongre üyeleri mutlu ki her daim destekliyorlar. Aziz Yıldırım bırakmalı mı, yerine kim gelecek ona bakmak lazım. Aziz Yıldırım'ın karşısına çıkan kim olursa olsun kaybedecekti zaten. Mehmet Ali Aydınlar, rahmetli Şadan Kalkavan...

"Ali Koç gibi birisi gelecekse Aziz Yıldırım bıraksın"
Adaylar tabii ki Mehmet Ali Aydınlar gibi birisi olacaksa Aziz Yıldırım kalsın derim ben. Ancak Ali Koç gibi birisi gelecekse Aziz Yıldırım bıraksın. Aziz Bey'in alternatifi camianın tanımadığı, camiaya zarar verecek birisi olacaksa Aziz Bey kalsın. Ama futbolda kesin başarısızız yüzde yüz. 2014'ten beri Fenerbahçe'yi izlemek resmen yorucu. Maçı izlerken çok yoruluyoruz.



"Öncelikli hedefimiz Playoff'a girmek"
Öncelikle herkes ister ki ilk ikiye girelim otomatikman Premier Lig'e çıkalım hayat bayram olsun. Ama bir futbol yöneticisinin hele ki taraftarın arasından gelen bir yöneticinin ağzından çıkanı önce kendisinin duyması lazım. Bence biz biraz sessiz sedasız, taraftara umut vermeden, son 4 sene nasıl çalışıp direkten döndüysek sonra da şampiyon olduysak. Öncelikli olarak ilk 6'yı kovalayıp Playoff'u zorlamalıyız. Playoff'a giremesek de ısınma turu olmuş olur Allah korusun çok küme düşen takım var ilk senesinde. Dolayısıyla boş beklenti yapmamak lazım.

"Federasyon, küme düşene 45 Milyon Pound veriyor"
Premier Lig'den Championship'e düşen takımlara Federasyon 'paraşüt ödemesi' adı altında 4 yıla yayarak 45 milyon Pound ödeme yapıyor. Bütçeler çok çok farklı. Hiç matematik hesabı yapmadan 3 tane rakibin sizden 45 milyon Pound fazla parası var. Bambaşka bir arena Championship. 4 yıla yayıyorlar parayı "sen küme düştün, dağılma kendini toparla" diyorlar. Championship'te de baktığınız zaman Leeds United, Aston Villa, QPR, Fulham, Nottingham Forest. Bugün bakın Tugay Kerimoğlu'nun efsane olduğu takım Blackburn Rovers onlar da küme düşüyorlar. Lig 1'e geliyorlar. Bizim hedefimiz Playoff olursa ne ala olmazsa da tecrübe edinmiş oluruz.

"Futbolcular Türkiye'de krallar gibi"
Türkiye'ye transfer için bakıyorum da milli takım kuralı Premier Lig'de de aynı Championship ve Lig 1'de de aynı. Türkiye'den oyuncu almanın tek yolu milli takım oyuncusu olacaksın ama onlar da gelmez. Türkiye'de büyük para alıyorlar ve krallar gibi yaşıyorlar. Hayat güzel ve çok rahat.

"Londra'da yıldız futbolculara dönüp bakmıyorlar"
Bir gün sizi misafir edeyim Londra'yı gezelim dolaşalım. Arsenalli, Chelseali oyuncuları görseniz taraftarlar neredeyse dönüp bakmıyor bile. Özel hayatına saygı var. Adam eşiyle yemek yiyor gidip rahatsız eden yok.

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam