PAZAR YAZISI Almanya'da bu sıralar herkesin gözü esmer, 1.76 metre boyunda çelimsiz bir çocuğun üzerinde....
"Savaşta, savaşanlardan çok kaçanlar ölür" der İsveçli ünlü yazar Selma Lagerlöf. Kaçanlar, defalarca ölür diye ekleme yapmak lazım bu söze. Kaçanlar, geride bıraktıkları için ölürler. Kaçanlar, kat ettikleri yollarda ölürler. Kaçanlar, denizde boğulurlar; evlatları, aileleri, arkadaşları ile ölürler. Savaşta, savaşanlar bir defa ölürse, kaçanlar her gün ölürler. Bu acı veren duygu döngüsünün bir yerde son bulması içinse umut gerekir. Umut, bugünlerde Almanya'da, kavruk bir gencin ayakları arasında yuvarlanıyor işte. Borussia Mönchengladbach'lı Mahmoud Dahoud'un...
Onun hikayesini tarihi biraz geriye sarıp anlatmamız lazım.
Çok uzağımızda değil, Suriye'de o dinmeyen savaşın içinde yaşıyordu Dahoud ailesi. Türkiye sınırına çok yakın, Mardin'in Yenice, Dara, Günebakan gibi yerleşim yerlerine arabayla yarım saatlik mesafede yaşayan bu ailenin 1996 yılında bir çocukları dünyaya geldi. Aslında bu pek inandırıcı değil. Çünkü çocuklarının nüfus kağıdında doğum tarihi 1 Ocak 1996 olarak yazılıydı. Oralarda hasbelkader yaşamış (naçizane bu satırların yazarı gibi) herkes bilir ki bir çocuk 1 Ocak doğumlu ise, 1 Ocak doğumlu değildir! 3-5 ay önce doğduğunu düşündüğümüz bu bebeğe, Mahmoud adını verdiler. Bizim Mahmut işte... Ancak Madmoud'un kaderinin bu topraklar olmadığı doğduğu günden itibaren belliydi. Suriye'de Esed rejimi, onları topraklarından uzaklaştırmaya başlamıştı. Amuda, Kamışlı gibi bölgelerde yaşayan Suriye Kürtleri, yaşayamaz olmuştu... Dahoud ailesinin mensupları da hayatlarının en önemli kararını verdiler ve yuvalarını terk etmek zorunda kaldılar. Hiçbir şey için değilse, o sırada henüz 10 aylık olan Mahmoud için...
Dahoud ailesi, sığınmacı olarak Almanya'ya kabul edildi. Rheinland'a yerleştiler. Mahmoud burada büyümeye devam etti ve Alman pasaportu aldı. Henüz 10'lu yaşlarına yeni girmişti ki ailesi onda bir şey keşfetti. Yaşadıkları yerdeki Alman çocukları ile çok çabuk kaynaşmıştı çünkü bir futbol topu vardı ortalarında ve bu ufak tefek esmer çocuk onun peşinde koştukça yüzünde güller açıyordu. Ailesi de elinden tuttuğu gibi önce Germania Reusraht takımına yazdırdı. Yetenekleri burayı aştı. Fortuna Düsseldorf altyapısı hemen kaptı Suriyeli miniği. Çok geçmedi, sadece 14 yaşındaydı ve Almanların en büyük takımlarından Borussia Mönchengladbach'ın kapısından içeri girmişti bile...
14 yıl içinde Suriye'deki savaş ve baskı ortamından kaçıp gelen Mahmoud, Almanya Bundesliga'da top koşturan bir takımın en yetenekli, umut vaat eden genç futbolcusu olmuştu. Ancak peri masalı burada da bitmeyecekti. İşte o aradığımız 'kaçışı durduracak umut' bulunmuştu: Gladbach yönetimi, 2014 yılında Dahoud ailesine birkaç sayfadan oluşan bir dosya uzattı. Girişinde şöyle yazıyordu: "Profesyonel futbolcu sözleşmesi..."
Mahmoud, 18 yaşında Gladbach ile profesyonel sözleşme imzaladı ve A Takım oyuncusu oldu. İlk senesinde Lucien Favre ile zaman zaman şans buldu. Favre onun yeteneklerinden öylesine etkilenmişti ki, Almanya'ya ilk geldiğinde yaşadığı yerin Fransa'ya sınır olmasından dolayı, onun sahada yaptıklarını "Oh la la usülü işler..." diye anlatıyordu. Alman efsanesi Lothar Matthaus ise, "Müthiş bir yetenek. Geleceğin dünya yıldızı" diyordu Suriye genç için. O dönem takım arkadaşı olan Kramer ise, "Mükemmel bir yeteneği var. Eğer bunun peşinden giderse en iyilerden olabilir" sözleri ile motive ediyordu onu. Favre'nin gidişi ile Gladbach'ta forma şansı bulup bulamayacağını düşünürken yeni teknik direktör Andre Schubert ile tam bir A Takım oyuncusu olmayı başarmıştı. Alman basını onun için bu sıralar "Xhaka ile Gladbach'ın kalbi. Takımın İlkay Gündoğan'ı" benzetmelerini yapıyor. Bir de, Milli Takım konusunu konuşuyorlar tabii...
Suriye doğumlu Mahmoud geldiği noktayı önce Allah'a sonra Almanya'ya borçlu olduğunu düşünüyor. Ancak vatanı da hep aklında. Milli Takım için şu an Almanya U18 ve U19'larda oynadı. Suriye onun kendileri için oynamasını istese de, evlatlarının geleceğini kendi sportif başarılarının önünde tutup herhangi bir baskı yapmıyorlar. Almanların ise iddiası büyük. Eğer Mahmoud performansını artırarak sezon sonunu getirirse, Fransa'ya gidecek A Milli Takım'da Almanya armalı eşofmanları sırtına geçirebilir!
19 yaşındaki genç orta saha, şu sıralarda Almanya'da yaşayan yaklaşık 200.000 mültecinin yeni yükselen umudu. Onun da bir amacı var, savaştan kaçan diğer Mahmoud'ların her gün ölmesini engellemek...
Yazı: Serkan AKKOYUN
"Savaşta, savaşanlardan çok kaçanlar ölür" der İsveçli ünlü yazar Selma Lagerlöf. Kaçanlar, defalarca ölür diye ekleme yapmak lazım bu söze. Kaçanlar, geride bıraktıkları için ölürler. Kaçanlar, kat ettikleri yollarda ölürler. Kaçanlar, denizde boğulurlar; evlatları, aileleri, arkadaşları ile ölürler. Savaşta, savaşanlar bir defa ölürse, kaçanlar her gün ölürler. Bu acı veren duygu döngüsünün bir yerde son bulması içinse umut gerekir. Umut, bugünlerde Almanya'da, kavruk bir gencin ayakları arasında yuvarlanıyor işte. Borussia Mönchengladbach'lı Mahmoud Dahoud'un...
Onun hikayesini tarihi biraz geriye sarıp anlatmamız lazım.
Çok uzağımızda değil, Suriye'de o dinmeyen savaşın içinde yaşıyordu Dahoud ailesi. Türkiye sınırına çok yakın, Mardin'in Yenice, Dara, Günebakan gibi yerleşim yerlerine arabayla yarım saatlik mesafede yaşayan bu ailenin 1996 yılında bir çocukları dünyaya geldi. Aslında bu pek inandırıcı değil. Çünkü çocuklarının nüfus kağıdında doğum tarihi 1 Ocak 1996 olarak yazılıydı. Oralarda hasbelkader yaşamış (naçizane bu satırların yazarı gibi) herkes bilir ki bir çocuk 1 Ocak doğumlu ise, 1 Ocak doğumlu değildir! 3-5 ay önce doğduğunu düşündüğümüz bu bebeğe, Mahmoud adını verdiler. Bizim Mahmut işte... Ancak Madmoud'un kaderinin bu topraklar olmadığı doğduğu günden itibaren belliydi. Suriye'de Esed rejimi, onları topraklarından uzaklaştırmaya başlamıştı. Amuda, Kamışlı gibi bölgelerde yaşayan Suriye Kürtleri, yaşayamaz olmuştu... Dahoud ailesinin mensupları da hayatlarının en önemli kararını verdiler ve yuvalarını terk etmek zorunda kaldılar. Hiçbir şey için değilse, o sırada henüz 10 aylık olan Mahmoud için...
Dahoud ailesi, sığınmacı olarak Almanya'ya kabul edildi. Rheinland'a yerleştiler. Mahmoud burada büyümeye devam etti ve Alman pasaportu aldı. Henüz 10'lu yaşlarına yeni girmişti ki ailesi onda bir şey keşfetti. Yaşadıkları yerdeki Alman çocukları ile çok çabuk kaynaşmıştı çünkü bir futbol topu vardı ortalarında ve bu ufak tefek esmer çocuk onun peşinde koştukça yüzünde güller açıyordu. Ailesi de elinden tuttuğu gibi önce Germania Reusraht takımına yazdırdı. Yetenekleri burayı aştı. Fortuna Düsseldorf altyapısı hemen kaptı Suriyeli miniği. Çok geçmedi, sadece 14 yaşındaydı ve Almanların en büyük takımlarından Borussia Mönchengladbach'ın kapısından içeri girmişti bile...
14 yıl içinde Suriye'deki savaş ve baskı ortamından kaçıp gelen Mahmoud, Almanya Bundesliga'da top koşturan bir takımın en yetenekli, umut vaat eden genç futbolcusu olmuştu. Ancak peri masalı burada da bitmeyecekti. İşte o aradığımız 'kaçışı durduracak umut' bulunmuştu: Gladbach yönetimi, 2014 yılında Dahoud ailesine birkaç sayfadan oluşan bir dosya uzattı. Girişinde şöyle yazıyordu: "Profesyonel futbolcu sözleşmesi..."
Mahmoud, 18 yaşında Gladbach ile profesyonel sözleşme imzaladı ve A Takım oyuncusu oldu. İlk senesinde Lucien Favre ile zaman zaman şans buldu. Favre onun yeteneklerinden öylesine etkilenmişti ki, Almanya'ya ilk geldiğinde yaşadığı yerin Fransa'ya sınır olmasından dolayı, onun sahada yaptıklarını "Oh la la usülü işler..." diye anlatıyordu. Alman efsanesi Lothar Matthaus ise, "Müthiş bir yetenek. Geleceğin dünya yıldızı" diyordu Suriye genç için. O dönem takım arkadaşı olan Kramer ise, "Mükemmel bir yeteneği var. Eğer bunun peşinden giderse en iyilerden olabilir" sözleri ile motive ediyordu onu. Favre'nin gidişi ile Gladbach'ta forma şansı bulup bulamayacağını düşünürken yeni teknik direktör Andre Schubert ile tam bir A Takım oyuncusu olmayı başarmıştı. Alman basını onun için bu sıralar "Xhaka ile Gladbach'ın kalbi. Takımın İlkay Gündoğan'ı" benzetmelerini yapıyor. Bir de, Milli Takım konusunu konuşuyorlar tabii...
Suriye doğumlu Mahmoud geldiği noktayı önce Allah'a sonra Almanya'ya borçlu olduğunu düşünüyor. Ancak vatanı da hep aklında. Milli Takım için şu an Almanya U18 ve U19'larda oynadı. Suriye onun kendileri için oynamasını istese de, evlatlarının geleceğini kendi sportif başarılarının önünde tutup herhangi bir baskı yapmıyorlar. Almanların ise iddiası büyük. Eğer Mahmoud performansını artırarak sezon sonunu getirirse, Fransa'ya gidecek A Milli Takım'da Almanya armalı eşofmanları sırtına geçirebilir!
19 yaşındaki genç orta saha, şu sıralarda Almanya'da yaşayan yaklaşık 200.000 mültecinin yeni yükselen umudu. Onun da bir amacı var, savaştan kaçan diğer Mahmoud'ların her gün ölmesini engellemek...
Yazı: Serkan AKKOYUN
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
