Toronto Raptors'ın geçtiğimiz günlerde sona erdiğini umduğumuz 'Dog Days' sıkıntısı, kendilerinin 10 maçlık bir dönemde yalnızca 2 galibiyet alabilmelerine neden olmuştu.
Ocak ayını 8 galibiyet ve 9 mağlubiyet ile kapatmış olan Raptors'ın üstüste yenilgi sıkıntısı, Şubat'ın ilk 3 gününe kadar sürdü. Bu süre zarfında 6 maç forma giyememiş olan DeMar DeRozan'ın yokluğu takımın skor üretebilme açısından biraz sıkıntı yaşamasına sebep oldu.
Bu çok büyük bir sıkıntı değil, fakat Raptors takımının bire bir pozisyonlardan en çok sayı üreten oyuncusu DeRozan. Ve ligteki pivotların boyalı alandan neredeyse çoğu sayısını bulmalarına rağmen, 2 sayılık atış lideri de DeRozan. Kendisinin yaratıcılığından yoksun olan Raptors hücumu bu bölümde biraz sıkıntı çekti.
Onun yokluğunda skor yükünü devralan Kyle Lowry, bu konuda hiç başarısız olmadı. Son 12 maçta maç başına 18 şut denedi ve bunların 7.8'inde isabet buldu. Normal sezonda 23.8 sayı ortalama yakalayan Lowry, bu dönemde 25.6 sayı ortalamaya yükseldi. Bu çok büyük bir artış değil fakat kesinlikle biraz ileri adım attığını gösteriyor.
Peki Toronto'nun bu 10 maçlık dönemde hangi rakamları, önceki rakamlarına nazaran daha düşüktü? Burada neden böyle olduklarından ziyade, ortaya neler koyduklarına bakacağız.
İlk 42 maçta 28 galibiyet ve 14 yenilgi almış olan Toronto maç başına 111.0 sayı üretiyordu ve bugün olduğu gibi ligin maç başına en çok sayı üreten 5 takımından biriydi. Mağlubiyet serisine DeRozan gittikten sonra değil, DeRozan'ın içinde bulunduğu ilk 3 maçta başlamış olan Toronto, bazı rakamlarında eksiler gördü.
DeRozan, serinin 4. maçında sakatlığı dolayısıyla oynamamıştı. 10 maçlık seride Raptors, 110.0 sayının aksine bu seride 99.6 sayı üretebildi ve bunun, DeRozan'ın eksikliğiyle de alakası olduğu çok açık. Önceden de belirttiğimiz gibi, DeMar'ın orta mesafedeki yaratıcılığı ve boyalı alanı deliciliği bu takıma çok şey katıyor.
Şut yüzdelerinde de %47'den %42'ye gerileyen Raptors, 10 maçlık bu dönemde sezonda normalde maç başına denediği 24 üçlük denemesini daha da arttırdı ve 28.3'e çıkardı. Lakin, bulduğu isabet farkı 1.0 bile olamadı. Yalnızca 8.6'dan 9.4'e bir çıkış yakalanabildi. Bu da tabii ki üçlük yüzdelerine de yansıdı. İlk 42 maçta %38.6 ile üçlük atan takım, bu dönemde yalnızca %30 ile üçlük isabeti bulabildi.
Serbest atış çizgisine biraz daha az gelen takım, haliyle daha az isabet bulmaya başladı. Bunun da 21.0'den 18.2'ye gerilediğini görüyoruz. Ve yüzdelere de %81.0'den %76.2'ye bir gerileme var gibi gözüküyor. DeRozan'ın bir süre olmaması, boyalı alanı zorlayan bir oyuncunun olmaması anlamına geliyor ve onun yokluğunda azalan skorları üçlükler ile telafi etmeye çalışan takım burada bocalıyor. Fakat dediğimiz gibi, tek neden bu değil.
Topu bu dönem öncesi daha çok paylaştığı görülen Toronto, maç başına 19.2 asistle sayı buluyor, ama 10 maçlık döneme geldiğimizde bu rakam 16.2. Bu rakamın, takımın lideri ve point guardı Kyle Lowry'nin de skor yükünü üstlenmesinden ötürü asist ortalamalarında yaşadığı hafif düşüşe bağlı tutabiliriz. Keza kendisi açık ara takımın asist lideri (7.0) ve kendisine en yakın isim 3.8 ile DeRozan.
Top çalma ve blok rakamlarını da incelersek, top çalma rakamlarının düştüğünü, blok rakamlarının da yükseldiğini görüyoruz. İlk 42 maçta maç başına 4.9 blok koyan takım, pota altında 5.6 blok ile oynamış. Top çalmaları ise 9.1'den 7.4'e düşmüş.
En önemli nokta ise, Toronto'nun attığı ve yediği sayılar arasındaki farkın inanılmaz derecede değişime uğraması. Seri öncesi dönemde rakiplerine ortalama 6.6 sayı fark atan Raptors ekibi, bu seri içerisinde ortalama olarak -5.2 geriye düşmüş! Yani rakiplerinden ortalama 5.2 fazla sayı yemiş...
Üçlük denemelerinin çoğaldığı ve isabetlerinin azaldığı, savunmanın da bu kadar düştüğü bir dönemde bu serinin yakalanmaması çok zordu. Toronto ekibi, bunca zaman alıştığı hücum setlerinden farklı bir noktaya çıktığında, yani yaratıcılığıyla takımın hücumuna hem renk, hem de verim katan skoreri olmadan işleri nasıl toparlayacağını bilmiyor, yani bir B planı yok.
Neyse ki Raptors'lılar son iki maçlarını da kazanarak bu kötü dönemi geride bırakma yolunda güzel adımlar atmış oldu.
YAZI: DOĞUŞ ÇİFTÇİ
Ocak ayını 8 galibiyet ve 9 mağlubiyet ile kapatmış olan Raptors'ın üstüste yenilgi sıkıntısı, Şubat'ın ilk 3 gününe kadar sürdü. Bu süre zarfında 6 maç forma giyememiş olan DeMar DeRozan'ın yokluğu takımın skor üretebilme açısından biraz sıkıntı yaşamasına sebep oldu.
Bu çok büyük bir sıkıntı değil, fakat Raptors takımının bire bir pozisyonlardan en çok sayı üreten oyuncusu DeRozan. Ve ligteki pivotların boyalı alandan neredeyse çoğu sayısını bulmalarına rağmen, 2 sayılık atış lideri de DeRozan. Kendisinin yaratıcılığından yoksun olan Raptors hücumu bu bölümde biraz sıkıntı çekti.
Onun yokluğunda skor yükünü devralan Kyle Lowry, bu konuda hiç başarısız olmadı. Son 12 maçta maç başına 18 şut denedi ve bunların 7.8'inde isabet buldu. Normal sezonda 23.8 sayı ortalama yakalayan Lowry, bu dönemde 25.6 sayı ortalamaya yükseldi. Bu çok büyük bir artış değil fakat kesinlikle biraz ileri adım attığını gösteriyor.
Peki Toronto'nun bu 10 maçlık dönemde hangi rakamları, önceki rakamlarına nazaran daha düşüktü? Burada neden böyle olduklarından ziyade, ortaya neler koyduklarına bakacağız.
İlk 42 maçta 28 galibiyet ve 14 yenilgi almış olan Toronto maç başına 111.0 sayı üretiyordu ve bugün olduğu gibi ligin maç başına en çok sayı üreten 5 takımından biriydi. Mağlubiyet serisine DeRozan gittikten sonra değil, DeRozan'ın içinde bulunduğu ilk 3 maçta başlamış olan Toronto, bazı rakamlarında eksiler gördü.
DeRozan, serinin 4. maçında sakatlığı dolayısıyla oynamamıştı. 10 maçlık seride Raptors, 110.0 sayının aksine bu seride 99.6 sayı üretebildi ve bunun, DeRozan'ın eksikliğiyle de alakası olduğu çok açık. Önceden de belirttiğimiz gibi, DeMar'ın orta mesafedeki yaratıcılığı ve boyalı alanı deliciliği bu takıma çok şey katıyor.
Şut yüzdelerinde de %47'den %42'ye gerileyen Raptors, 10 maçlık bu dönemde sezonda normalde maç başına denediği 24 üçlük denemesini daha da arttırdı ve 28.3'e çıkardı. Lakin, bulduğu isabet farkı 1.0 bile olamadı. Yalnızca 8.6'dan 9.4'e bir çıkış yakalanabildi. Bu da tabii ki üçlük yüzdelerine de yansıdı. İlk 42 maçta %38.6 ile üçlük atan takım, bu dönemde yalnızca %30 ile üçlük isabeti bulabildi.
Serbest atış çizgisine biraz daha az gelen takım, haliyle daha az isabet bulmaya başladı. Bunun da 21.0'den 18.2'ye gerilediğini görüyoruz. Ve yüzdelere de %81.0'den %76.2'ye bir gerileme var gibi gözüküyor. DeRozan'ın bir süre olmaması, boyalı alanı zorlayan bir oyuncunun olmaması anlamına geliyor ve onun yokluğunda azalan skorları üçlükler ile telafi etmeye çalışan takım burada bocalıyor. Fakat dediğimiz gibi, tek neden bu değil.
Topu bu dönem öncesi daha çok paylaştığı görülen Toronto, maç başına 19.2 asistle sayı buluyor, ama 10 maçlık döneme geldiğimizde bu rakam 16.2. Bu rakamın, takımın lideri ve point guardı Kyle Lowry'nin de skor yükünü üstlenmesinden ötürü asist ortalamalarında yaşadığı hafif düşüşe bağlı tutabiliriz. Keza kendisi açık ara takımın asist lideri (7.0) ve kendisine en yakın isim 3.8 ile DeRozan.
Top çalma ve blok rakamlarını da incelersek, top çalma rakamlarının düştüğünü, blok rakamlarının da yükseldiğini görüyoruz. İlk 42 maçta maç başına 4.9 blok koyan takım, pota altında 5.6 blok ile oynamış. Top çalmaları ise 9.1'den 7.4'e düşmüş.
En önemli nokta ise, Toronto'nun attığı ve yediği sayılar arasındaki farkın inanılmaz derecede değişime uğraması. Seri öncesi dönemde rakiplerine ortalama 6.6 sayı fark atan Raptors ekibi, bu seri içerisinde ortalama olarak -5.2 geriye düşmüş! Yani rakiplerinden ortalama 5.2 fazla sayı yemiş...
Üçlük denemelerinin çoğaldığı ve isabetlerinin azaldığı, savunmanın da bu kadar düştüğü bir dönemde bu serinin yakalanmaması çok zordu. Toronto ekibi, bunca zaman alıştığı hücum setlerinden farklı bir noktaya çıktığında, yani yaratıcılığıyla takımın hücumuna hem renk, hem de verim katan skoreri olmadan işleri nasıl toparlayacağını bilmiyor, yani bir B planı yok.
Neyse ki Raptors'lılar son iki maçlarını da kazanarak bu kötü dönemi geride bırakma yolunda güzel adımlar atmış oldu.
YAZI: DOĞUŞ ÇİFTÇİ
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
