Matias Vargas: "Maradona bir futbol ilahı, Messi ise bir idol"

Adana Demirspor'un Arjantinli futbolcusu Matias Vargas, birçok konuyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Haber; TFF
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Matias Vargas: 'Maradona bir futbol ilahı, Messi ise bir idol'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
02 Mayıs 2022 16:45
Adana Demirspor'da bu sezon başarılı bir grafik çizen Matias Vargas'dan dikkat çeken açıklamalar geldi.

İşte Vargas'ın açıklamaları:

Röportajlarımıza genellikle karşımızdaki oyuncunun ailesini tanımak isteyerek başlıyoruz. Şimdi de öyle yapalım. Baban, annen, varsa kardeşlerin neler yapıyor?

"Babam Arjantin'de 2. Lig'de 20 yıl boyunca futbol oynamış bir insan. Şili'de de 1. Lig'de oynama fırsatı buldu. Annem de 19 yaşından itibaren babamın peşinden oradan oraya dolaştı. Böyle bir hayat geçirdiler. Benden 1.5 yaş büyük bir abim ve bir de 15 yaşına girecek olan bir kız kardeşim var."

Futbol öncesinde Salta'da nasıl bir çocukluk geçirdin? Bize futbol öncesi hayatın hakkında bilgi verir misin?

"Salta'da doğdum ama orada yaşamadım. Babam Salta'da futbol oynarken doğmuşum ama orada üç ay yaşamışız. Sonrasında bütün hayatım Mendosa şehrinde geçti. Tabiî ki 8 yaşına kadar futbolla alâkam yoktu. Hatta futbolu sevmiyordum bile diyebilirim. Ancak babamın futbolcuydu olması dolayısıyla futbol, hayatımızın içinde sürekli vardı. Küçük yaşlardan itibaren hayatım soyunma odasında geçtiği için yavaş yavaş ben de futbola ilgi duymaya başladım. Futbol hayatıma babamın mesleği sayesinde girdi."

Ailende senden ve babandan başka sporcu var mı? Sendeki futbol yeteneğini ilk kim keşfetti ve seni bir kulübün kapısından içeri soktu?

"Aslında bakarsanız ailemde bir kişi daha futbolcu… O da ağabeyim. Arjantin'de alt liglerde forma giydi. 4. Lig'de oynadı. Şimdi İspanya'da Katalunya Bölgesi'nde bir takımda oynuyor. Yeteneğimi babam keşfetti diyebilirim. Bu konuda öncü oldu. Beni hep futbola götürdü."

Ulaşabildiğim kayıtlarda futbola Velez takımında başladığını görüyorum. Arjantin'de nasıl bir altyapı eğitimi aldın?

"Aslında futbol hayatım Mendosa'dan çıktığım andan itibaren başlamış oldu. Beni Velez altyapıya aldıklarında 13 yaşındaydım. Kulüp binasında kalıyordum. Çok güzel bir şekilde yetiştik. Çünkü gittiğim takımın felsefesi genç oyuncuları yetiştirmek ve ileride başka takımlara satmak üzerine kurulu. Çocukların sadece futbol hayatıyla değil, okul gelişimiyle de ilgileniyorlar. Bizi genel kültür konusunda da iyi yetiştirdiler. Müthiş bir çocukluk geçirdim diyebilirim. Futbol yeteneğimizle, beslenmemizle ve okulumuzla ilgileniyorlardı. Her zaman arkamızdalardı."

2015 ve 2016 yıllarında Velez'le Arjantin Süper Ligi'ne adım atıyorsun ancak ilk iki sezon çok fazla süre alamıyorsun. 2016-2017 sezonu ise senin için yeşil sahanın kapılarını ardına kadar açıyor. 16 maçta forma giyiyor ve 4 de gol atıyorsun. Kendini gösterdiğin bu ilk sezonu nasıl değerlendirirsin?

"Aslında bahsettiğiniz rüya sezona gelmeden önce oynamadığım dönemlerde çok olgun bir futbol yapısına sahip değildim. Çok gençtim. 18 yaşında bile değildim. Baktığınız zaman A takımla idmana çıkıyordum ve yetişmeye çalışıyordum. O dönem ikinci takımla maçlara çıkıyordum. O iki zor sezon geçtikten sonra bana da bir fırsat doğdu. O fırsat da Velez'in düşmemek için oynadığı bir dönemde geldi. Hiç oynayamazken ilk maçımda gol atarak ilk on bir oyuncusuna dönüştüm. Benim için bir rüya gibiydi. Çok mücadele verdim. Aklımda hep, "Bir gün A takımla idmana çıkacağım" hayali vardı. O müthiş maçtan sonra sezonu bir şekilde geçirdik ve ilk istatistiklerimi yazdırabildim. Sonraki iki sezon istatistiki anlamda benim için çok iyi geçti. Rüya gibi dönemlerdi."

2017-2018 sezonu senin için çok başarılı geçiyor. Velez formasıyla 25 maçta forma giyiyor, 5 gol atıyor ve iyice dikkat çekiyorsun. 2018-2019 sezonunda da istikrarın sürüyor. 23 maçta oynuyor ve 5 gol daha atıyorsun. Bu iki sezondaki yüksek istikrarı nasıl anlatırsın?

"Aslında baktığınız zaman demin de söylediğim gibi benim için o dönemler rüya gibiydi. İki sezon üst üste beşer gol atmak çok fazla gözükmeyebilir ama şöyle hayal edin… Henüz 18'li yaşlardasınız. Büyüdüğünüz kulübün A takımında forma giyiyorsunuz ve o kulübün içerisindeki odalarda yaşıyorsunuz. Size herkes bir çocuk gibi bakarken bir anda idol oluyorsunuz. İnanılmaz duyguları kapsayan bir dönemdi benim için. Süreklilik kazanmıştım. Attığım goller de önemli maçların, önemli golleriydi aslında… O yüzden gerçekten benim için bir rüyaydı. Tuttuğum ve büyüdüğüm takımda forma giymek bir rüyaydı. Gerçekten o yaşlarda çok güzel bir duyguydu benim için…"

2018'de Arjantin Millî Takımı'na çağırılıyorsun. 8 Eylül 2018'de Guatemala'yı 3-0 yendiğiniz özel maçta 45 dakika forma giyiyorsun. Arjantin Milli Takımı tüm dünyanın gıptayla izlediği, efsane oyuncular yetiştiren bir takım. 21 yaşında bu takımın formasını giymek nasıl bir histi?

"Aslında baktığınız zaman rüya gibi gerçekleşti her şey. Ülkede oynadığım maçlardan dolayı, istikrarımdan dolayı ismim konuşulmaya başlanmıştı ama hiç beklemediğim bir anda millî takıma çağırıldım. Hazırlık maçında olsa dahi ilk çağırılmada oynamayı beklemiyorsunuz. Bende gerçekten şok etkisi yarattı. İlk maçımda oynattılar beni. "Nasıl bir duyguydu?" diye sorduğunuzda söylediğiniz gibi dünya futbolunda ikon olmuş, ismini ezberletmiş oyuncularla, herkesin hayal ettiği formayı birlikte giymek nasip oldu. Dybala gibi, Icardi gibi futbolcularla o formayı giymek inanılmaz bir duyguydu. Hâlâ aklımın bir köşesinde çok derin bir şekilde izi duruyor. Bir rüya olarak kaldı. Ama gerçekten çok mutlu olduğum bir gündü benim için. Her zaman anılarımın en güzel yerinde duruyor o gün…"

Bu yükseliş seni 2019 yazında 10.5 milyon euro bonservis bedeli karşılığında LaLiga takımlarından Espanyol'e taşıyor. Bu süreci anlatır mısın?

"Aslında o transfer süreci benim için deli dolu bir dönemdi. Çünkü hakkımda çok fazla spekülasyon vardı. "Bu takım beni istiyor… O takım seni istiyor… Şu takımın ilgisi var" gibi… Bana biçilen meblağlar da yüksekti o zamana göre… O yüzden zor bir süreçti. Zor transfer olurum diye düşünmüştüm. Velez'de aslında süreklilik kazanmıştım, oynuyordum, güzel de performans veriyordum ama değişiklik yapmak istediğim bir döneme gelmiştim. Artık o sıçramayı yapmak istediğim bir dönemdeydi. Bir hafta içerisinde her şey gelişti. Evimde otururken Espanyol'den bir telefon geldi. Velez beni 12-13 milyon euroya satmak isterken 10.5 milyon euroya razı oldu. Bir hafta içinde Espanyol'de buldum kendimi. Bir hafta önce Arjantin'de yaşarken bir anda kendimi başka bir evde ve başka bir ülkede, dünyanın diğer ucunda buldum. Benim için heyecan verici bir meydan okuma olarak kabul ettim bunu… O kadar hızlı gelişti ki hemen adapte oldum ve devam ettim futbol hayatıma…"

İstikrarını LaLiga'da ilk sezonunda da gösterdin. 21 LaLiga, 10 UEFA Avrupa Ligi ve iki de Kral Kupası maçında forma giydin. Avrupa Ligi'nde beş golün var. Ama senin bu performansına rağmen takımın LaLiga'dan düştü. Bu süreci nasıl anlatırsın?

"Aslında çok zorlu bir süreçti kulüp için. Geldiğim andan itibaren direkt oynamaya başlamıştım. İlk hocamla da çok iyi anlaşıyordum. Müthiş bir performans ve devamlılık gösteriyordum. Sonra zor bir süreçten geçtik ve ikinci hocamız geldi. Onunla da anlaşıyordum ve beni oynatıyordu. Fakat bileğimden sakatlandığım bir dönem oldu. Sakatlıktan döndüğümde ise maalesef üçüncü hoca gelmişti ve kendisiyle pek anlaşamadık. Tâbir-i caizse beni hiç kaale almıyordu. Altı ay boyunca sadece ikinci yarılarda dönem dönem oynadım. Bu zorlu süreç bitti ve takım alt lige düştü. Sonrasında bugünlere geldik."

Arjantin'den sonra İspanya futbolunu nasıl buldun? Farkları nelerdi?

"Futbol oynayan her çocuğun bir hayali var. Arjantin'de "okyanusu geçmek" diye bir söz vardır. Avrupa'nın en önemli liglerinden birinde oynayabilmek bir hayaldir. Ben bunu başarmak için çok çalışmıştım. Bunu başarınca da futboldaki farklılıkları gördüm. Arjantin'le İspanya arasındaki farklılıkları anlatmak için çok detaya girmek gerekir. Ama onlara değinmeyeceğim. Sadece her genç futbolcunun hayalinin en büyük liglerde oynamak olduğunu düşünüyorum. Bunun için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Bir gün kendinizi okyanusu geçmiş buluyorsunuz ve Messi'ye karşı, büyük takımlara karşı, Madrid'e karşı futbol oynayabiliyorsunuz. Bunlar, işin ekonomik tarafını ört-bas edebilecek duygular. Ama tabiî ki Avrupa'ya transfer yapmak, ekonomik olarak da hayatınızı başka bir noktaya getiriyor. Ailenize de daha çok destek verebiliyorsunuz. O genç futbolcuların hayalindeki transferi yapmakla çok büyük bir başarı elde ettiğimi düşünüyorum. Çünkü aslında çok zor oradan buraya gelmek… O yüzden bunu hâlâ sevgi dolu bir şekilde yaşamaya devam ediyorum."

26 Ağustos 2021'de yolun Adana Demirspor ile kesişti ve kiralık olarak transfer oldun. Öncelikle transferin nasıl gerçekleşti? Adana'ya gelme kararını nasıl aldın?

"Benim için çok zorlu bir süreçti. Oynamadığım bir süreçten geçiyordum ve çok fazla seçeneğim yoktu. Espanyol de beni göndermek istiyordu. Bir şekilde oynamaya başlayayım ve kendimi toparlayayım diye… O dönemde Giresunspor'un çok ciddi bir teklifi vardı. Ben de aslında hava değişikliğine ihtiyaç duyduğumu fark etmiştim. Ama Giresunspor'dan teklif aldığım aynı günün akşamı Adana Demirspor oyuncusu Akintola'nın sakatlandığını ve sakatlandığı için benim menajerimi aradığını söylediler. Lucas Castro da buradaydı. Lucas'la aynı menajere sahip olduğumuz için kendimi iki gün içinde Adana Demirspor'da buldum. Başkanımızın beni beğendiği söylendi. Ben de bu sözleri duyunca buraya gelmek istedim."

Adana Demirspor bu sezon çok iyi bir kadro kurdu ve oldukça başarılı bir dönem geçiriyor. Senin performansına baktığımızda da takıma büyük katkı sağladığını ve uyum problemi yaşamadığını görüyoruz. Bu sezonki performansını nasıl değerlendiriyorsun?

"Hedefi olan bir kulübe geldiğimi düşünüyorum. Kötü de oynamadım. Daha iyisini yapabilir miydim? Evet yapabilirdim. Hatta mesela kaçırdığım net bir gol fırsatı var… Bu ufak detaylar bizlerin hayatını her an değiştirebilir. Biz Avrupa'yı hedefliyoruz. Bunu başarabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ben de kendi üstüme düşeni sonuna kadar yapmaya hazırım. İyi bir kulübe sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bu güzel ve yetenekli takımın parçası olduğum için gerçekten mutluyum. Gerçekten kaliteli futbolculardan kurulan bir kadro olduğunu düşünüyorum. Biz buralara geldiysek çok çalışarak geldik. Bahsettiğim detaylar burada aslında… Son maçlarda bir düşüşteymişiz gibi gözükse de aslında o detaylarda yatıyor hepsi. Bir üst direk olsun, verilmeyen bir penaltı olsun, atamadığımız, kaçırdığımız pozisyonlar olsun… Son maçlarda biraz şanssızlıklarla mücadele veriyoruz. Ama bunun üstesinden geleceğiz. Hayalimizin peşinden gitmeye devam edeceğiz. Bu konuda herkesin gönlü rahat olsun. Daha iyisini de yapabiliriz."

Arjantin ve İspanya'dan sonra Süper Lig'i nasıl buldun? Oynadığın iki lige göre temel farklar neler?

"Hayal ettiğimden çok daha iyi bir lige geldiğimi gördüm. Burada çok yüksek bir rekabet var. Neredeyse 10 takım çok dar bir puan aralığında mücadele veriyor. Bir futbolcu için bu rekabet duygusu inanılmaz motive edici bir durum… Çünkü her maç hayatınızı değiştirebilecek noktada önem taşıyor. Bu da tabiî her zaman sıkı çalışmak için bize güç veriyor. Baktığınız zaman çok kaliteli futbolcular, çok kaliteli takımlar, çok kaliteli statlar var. Yani gerçekten bir futbolcunun istediği her detaya sahip bir lig… Mücadele gücü yüksek, hayal gücü yüksek, başarıya ve başarısızlığa o kadar yakın bir ligdeyiz. Her zaman konsantre bir şekilde oyundan kopmadan maçlara çıkmalıyız. Hiçbir zaman rahatlayamıyorsunuz. Bu da çok güzel bir şey."

Adana'yı nasıl buldun? Adana, Türkiye'nin gastronomi şehirlerinden birisi… Yemekleriyle aran nasıl? Ayrıca Adana'nın sıcağı da dünyaca ünlü… Tüm bunları nasıl yorumlarsın?

"Zaten beni kebap yerken gördü herkes… Adana kebap olsun, baklava olsun inanılmaz sevdiğim yiyecekler. Her gün yiyebilirim. Buradaki yemeklerin çok büyük hayranıyım. Gerçekten tezahürat yapabilirim."

Adana Demirspor taraftarı, Türkiye'nin en özel topluluklarından birisi… Efsane hikâyelerin efsane kahramanları onlar… Adana Demirspor taraftarıyla nasıl bir ilişkin var?

"İlk çıktığım maçtan itibaren çok özel bir taraftara sahip olduğumuzu anladım. Bize nasıl tezahürat yaptıklarını gördüm. Top rakibe geçince nasıl ıslık çaldıklarını gördüm. İnanılmaz özel bir taraftar topluluğuna sahibiz. Özellikle çok iyi gitmediğimiz, kaybettiğimiz dönemde gelip bizi motive ettiler. Hiçbir zaman desteklerini eksik etmediler. Hiçbir zaman sessiz bir maçımız olmadı. Bu bize ekstra güç veriyor. Ne kadar özel olduklarını da bize hep hissettirdiler. Sosyal medyada benden nefret etmediklerini görebiliyorum. Şaka bir yana, çok özel bir taraftara sahibiz. İyi günde ve kötü günde arkamızda olan bir topluluğumuz var. Bu bize ekstra güç veriyor."

Genç bir oyuncusun ve istikrarın en güçlü yanın. Kendine nasıl bir kariyer planı yaptın? Hayallerin, hedeflerin neler?

"Uzun vadeli hedefleri olan bir insan değilim. Anı yaşamayı severim. En iyisini yapmaya çalışırım. Tek uzun vadede düşünebileceğim hedef kalan maçlarımızı en iyi şekilde oynayabilmek. Kulübün hedefleri doğrultusunda o hedeflere ulaşabilmek. Kendi hayatımda da böyleyim. Uzun vadede bunu yapmak istiyorum, şuraya gitmek istiyorum dediğim hiçbir şey yok. Anı yaşayan bir insanım. Önceliğim bu sezonu iyi geçirmek. Kulübümü en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Sonra tatil geliyor. Tatilin tadını çıkartmalıyım. Hedefim o tatilden gerçekten keyif almak, ailemle zaman geçirmek. En uzun vadede görebildiğim şey bu. Tatil bitince sezon başı kampına katılmak… O kampta Türkiye'ye mi gelirim, Espanyol'e mi giderim bilmiyorum. Kendimi bunaltmıyorum. Gelişim gösterirsem futbol kariyerime bu şekilde yön verebilirim."

Arjantinli bir oyuncu olarak Maradona ile Messi arasındaki farkları ya da onların sizin üzerinizde oluşturduğu etkileri nasıl anlatırsın?

"Aslında aralarındaki farkı çok net bir şekilde açıklayamayacağım. Maradona'yı oynarken izleme fırsatım olmadı. Ama Maradona'nın Arjantinlilerde yaşattığı duygulara şahit oldum. Babamda olsun, bizden büyüklerimizde, dedelerimizde, bütün Arjantin'deki onu görmüş insanlara yaşattığı duygulara tanıklık ettim. Size bunları anlatabilmek için şöyle bir örnek göstereceğim. Kendisi inanılmaz bir yetenekti ve o yeteneği ile Dünya Kupası'nı kazandığımızda İngiltere'ye karşı iki gol atmıştı. İngiltere ile bir savaştan çıkıyorduk biz… O dönemde bunları o insanlara yaşattı. O duygular o kadar farklı ki… Sadece tanık olduğunuzda anlayabilirsiniz büyüklüğünü… Tabiî ki sadece bununla sınırlı değil. Diego Armando Maradona röportajlarında olsun, hayatında olsun Arjantinlileri yansıtan bir karakterdi. Düşündüğünü söylerdi. Kimseden çekinmezdi. Ne yapmak istediğini bilirdi. Onları yapabilmek için çalışırdı. Bizim için çok büyük bir örnekti. Lionel Messi'ye gelirsek… Bana göre şu ana kadar gelmiş geçmiş en iyi futbolcu… İleride de onun en iyi oyuncu olduğunu söyleyen jenerasyonlar olacaktır. Gerçekten çok büyük bir yetenek. Ama aralarındaki tek farkı da şöyle yorumlayabilirim. Maradona bir futbol ilahı, Messi ise bir idol."

Dünya futboluna armağan olan çok önemli yeteneklerden birisi de senin şu an takım arkadaşın. Mario Balotelli ile nasıl bir ilişkin var?

"Çok güzel bir ilişkim olduğunu söyleyebilirim. Hemen hemen her şeyi beraber paylaşıyor gibiyiz. Burada beraber oturuyoruz. Beraber yemek yiyoruz. Dışarda da beraber zaman geçiriyoruz. Akşam yemeğine beraber gidiyoruz. Şunu eklemek isterim; Mario'nun imajının oluşturulduğu bu dünyada aslında onun dışında ne kadar ince bir insana da arkadaşlık ettiğimi gördüm. Onun da bizler gibi canı yanabiliyor. Sevebiliyor… Bu duyguları bizler gibi dolu dolu yaşayabiliyor. Aslında gösterildiği gibi birisi değil. Çok basit yaşamayı seven birisi. Sadece Play-Station oynarken sinirleniyor. Aynı benim gibi… Çok güzel bir ilişkimiz var. İyi arkadaşız…"

Boş zamanlarında neler yaparsın? Hobilerin ve fobilerin neler?

"İspanya'dayken çok fazla arkadaşım vardı ve hayatım biraz daha farklıydı. Burada biraz daha yalnız bir hayat yaşıyorum. Lucas Castro ve ailesiyle zaman geçirmeyi çok seviyorum. Onlar yoksa Call Of Duty oyununu çok oynuyorum. Aslında anlık gelişen duygularımla karar veriyorum. Lucas ve ailesiyle sohbet ederken bir masa oyunu oynuyoruz ya da ben kendi evimde otururken bir puzzle yapmaya çalışıyorum. Sakin bir hayat yaşıyorum. Bunları severek yapıyorum. Adana'da çok mutlu olduğumu söyleyebilirim."

 

Tümü
 Reklam