Çeşitli programlara katılmak üzere memleketi Ordu'ya gelen Huysuz, AA muhabirine, Tokyo Olimpiyatları'nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle bu yıla ertelenmesinin ardından sporcuların daha fazla çalışma imkanı bulduğunu, salgın sürecini en iyi şekilde geçirmeye gayret ettiklerini söyledi.
Tokyo Olimpiyatları'na en kötü ihtimalle 7 kota alarak gitmeyi hedeflediklerini dile getiren Huysuz, önlerinde kota alabilmek için müsabakalar olduğunu ifade etti.
Huysuz, federasyon olarak sporcularının Tokyo'da olabilmesi için her şeyi yaptıklarını kaydederek, "Tokyo'ya madalya almak için gideceğiz. Hedefimiz en az iki madalyayla dönebilmek. Bunu başaracak sporculara sahibiz." diye konuştu.
İstatistiklere bakıldığında sporcularından 4'ünün madalyaya daha yakın seviyede göründüğüne dikkati çeken Huysuz, "İnşallah 20 yıl aradan sonra Türk judosu madalya kazanan federasyon olacak. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Kayra Sayit'ten çok umutluyuz"
Huysuz, Ordu Büyükşehir Belediyesi'nin milli judocusu Kayra Sayit'ten çok umutlu olduklarına vurgu yaparak, "Kendisi daha önce dünya şampiyonalarında dereceler elde etti. Şu anda performansı oldukça yüksek bir sporcumuz. Olimpiyatlarda madalya beklediğimiz bir sporcu. Çok umutluyuz. Şu anki çalışmaları da çok iyi gidiyor. Sporcumuz dünya sıralamasında 5. sırada." değerlendirmesinde bulundu.
Kayra Sayit'in yanı sıra Vedat Albayrak, Mihael Zgank ve Bilal Çiloğlu'nun da olimpiyatlarda madalyaya oldukça yakın olduğunu belirten Huysuz, bu üç sporcunun dünya sıralamasında önemli yerlerde bulunduğunu ve performanslarının da gayet iyi durumda olduğunu dile getirdi.
Huysuz, olimpiyatlara gitmelerine kesin gözüyle baktıkları Mihraç Akkuş, Gül Kader Şentürk ve İrem Korkmaz'ın da performansının her geçen yükseldiğine dikkati çekerek, bu sporcuların moral ve motivasyonlarının gayet yerinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin olimpiyat tarihinde judoda bir altın ve bir bronz madalyaya sahip olduğunu hatırlatan Huysuz, "1992 Olimpiyatları'nda Hülya Şenyurt bronz madalya kazanmıştı. 2000 yılında ise Hüseyin Özkan altın madalyanın sahibi olmuştu. İnşallah 20 yıl aradan sonra yeni madalyalarımıza kavuşacağız." diye konuştu.
- "Salgından korunmak için sporcularımızın daha korunaklı yerlerde kamp yapmalarını sağlıyoruz"
Kovid-19 salgını sürecinin sporcular için zorlu geçtiğine işaret eden Huysuz, şunları kaydetti:
"4 Temmuz 2020'de ilk kampımızı açmıştık. Ondan sonra sporcularımız sürekli kamplarda bulundu ama psikolojik olarak zor şartlarda müsabakalara katıldı. Bunun sporculara bazen dönüşleri iyi, bazen de kötü oldu. Özellikle sürekli kontrollerden geçmeleri üzerlerinde baskı kurdu. Sporcularımız istedikleri tempoda antrenman yapamadı. Salgından korunmak için sporcularımızın daha korunaklı yerlerde kamp yapmalarını sağlıyoruz. Bazen 45-50 günlük kamplar yapıyoruz. Bu durum da zaman zaman sporcularımızı olumsuz etkileyebiliyor. Netice olarak zor bir süreçten geçiyoruz. İnşallah bu süreci olimpiyata kadar başarılı bir şekilde tamamlayıp Tokyo'dan güzel neticelerle döneceğiz."
- "Lisanslı sporcu sayısında düşüş yaşandı"
Salgın sürecinde Türkiye'de birçok organizasyonun ertelendiğini anımsatan Huysuz, bu nedenle lisanslı sporcu sayısında da düşüş yaşandığını söyledi.
Huysuz, 123 bin lisanslı sporcularının bulunduğunu ve bunun 23 bininin aktif sporcu olduğunu aktararak, "Maalesef biz 2020 yılını 11 bin aktif sporcu ile tamamlamak durumunda kaldık. Bu süreçte sadece ümitler kategorisinde Türkiye şampiyonası yapabildik. Minikler, yıldızlar, okul sporları ve büyükler Türkiye şampiyonasını yapamadık. Bunları yapamadığımızdan dolayı da aktif sporcu sayımız maalesef düştü." ifadelerini kullandı.
Türkiye Judo Federasyonu Başkanı Sezer Huysuz, bu yıla ertelenen Tokyo Olimpiyatları'na madalya almak için gideceklerini belirterek, "Hedefimiz en az iki madalyayla dönebilmek. Bunu başaracak sporculara sahibiz." dedi.
Çeşitli programlara katılmak üzere memleketi Ordu'ya gelen Huysuz, AA muhabirine, Tokyo Olimpiyatları'nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle bu yıla ertelenmesinin ardından sporcuların daha fazla çalışma imkanı bulduğunu, salgın sürecini en iyi şekilde geçirmeye gayret ettiklerini söyledi.
Tokyo Olimpiyatları'na en kötü ihtimalle 7 kota alarak gitmeyi hedeflediklerini dile getiren Huysuz, önlerinde kota alabilmek için müsabakalar olduğunu ifade etti.
Huysuz, federasyon olarak sporcularının Tokyo'da olabilmesi için her şeyi yaptıklarını kaydederek, "Tokyo'ya madalya almak için gideceğiz. Hedefimiz en az iki madalyayla dönebilmek. Bunu başaracak sporculara sahibiz." diye konuştu.
İstatistiklere bakıldığında sporcularından 4'ünün madalyaya daha yakın seviyede göründüğüne dikkati çeken Huysuz, "İnşallah 20 yıl aradan sonra Türk judosu madalya kazanan federasyon olacak. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Kayra Sayit'ten çok umutluyuz"
Huysuz, Ordu Büyükşehir Belediyesi'nin milli judocusu Kayra Sayit'ten çok umutlu olduklarına vurgu yaparak, "Kendisi daha önce dünya şampiyonalarında dereceler elde etti. Şu anda performansı oldukça yüksek bir sporcumuz. Olimpiyatlarda madalya beklediğimiz bir sporcu. Çok umutluyuz. Şu anki çalışmaları da çok iyi gidiyor. Sporcumuz dünya sıralamasında 5. sırada." değerlendirmesinde bulundu.
Kayra Sayit'in yanı sıra Vedat Albayrak, Mihael Zgank ve Bilal Çiloğlu'nun da olimpiyatlarda madalyaya oldukça yakın olduğunu belirten Huysuz, bu üç sporcunun dünya sıralamasında önemli yerlerde bulunduğunu ve performanslarının da gayet iyi durumda olduğunu dile getirdi.
Huysuz, olimpiyatlara gitmelerine kesin gözüyle baktıkları Mihraç Akkuş, Gül Kader Şentürk ve İrem Korkmaz'ın da performansının her geçen yükseldiğine dikkati çekerek, bu sporcuların moral ve motivasyonlarının gayet yerinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin olimpiyat tarihinde judoda bir altın ve bir bronz madalyaya sahip olduğunu hatırlatan Huysuz, "1992 Olimpiyatları'nda Hülya Şenyurt bronz madalya kazanmıştı. 2000 yılında ise Hüseyin Özkan altın madalyanın sahibi olmuştu. İnşallah 20 yıl aradan sonra yeni madalyalarımıza kavuşacağız." diye konuştu.
- "Salgından korunmak için sporcularımızın daha korunaklı yerlerde kamp yapmalarını sağlıyoruz"
Kovid-19 salgını sürecinin sporcular için zorlu geçtiğine işaret eden Huysuz, şunları kaydetti:
"4 Temmuz 2020'de ilk kampımızı açmıştık. Ondan sonra sporcularımız sürekli kamplarda bulundu ama psikolojik olarak zor şartlarda müsabakalara katıldı. Bunun sporculara bazen dönüşleri iyi, bazen de kötü oldu. Özellikle sürekli kontrollerden geçmeleri üzerlerinde baskı kurdu. Sporcularımız istedikleri tempoda antrenman yapamadı. Salgından korunmak için sporcularımızın daha korunaklı yerlerde kamp yapmalarını sağlıyoruz. Bazen 45-50 günlük kamplar yapıyoruz. Bu durum da zaman zaman sporcularımızı olumsuz etkileyebiliyor. Netice olarak zor bir süreçten geçiyoruz. İnşallah bu süreci olimpiyata kadar başarılı bir şekilde tamamlayıp Tokyo'dan güzel neticelerle döneceğiz."
- "Lisanslı sporcu sayısında düşüş yaşandı"
Salgın sürecinde Türkiye'de birçok organizasyonun ertelendiğini anımsatan Huysuz, bu nedenle lisanslı sporcu sayısında da düşüş yaşandığını söyledi.
Huysuz, 123 bin lisanslı sporcularının bulunduğunu ve bunun 23 bininin aktif sporcu olduğunu aktararak, "Maalesef biz 2020 yılını 11 bin aktif sporcu ile tamamlamak durumunda kaldık. Bu süreçte sadece ümitler kategorisinde Türkiye şampiyonası yapabildik. Minikler, yıldızlar, okul sporları ve büyükler Türkiye şampiyonasını yapamadık. Bunları yapamadığımızdan dolayı da aktif sporcu sayımız maalesef düştü." ifadelerini kullandı.
