10 yaşındayken şut çalışmaya başlayan Melih Mahmutoğlu’nun doğuştan gelen yeteneği, çalışma disipliniyle birleşince, bugün BSL’nin en iyi üçlükçüleri arasında gösterilen bir şutör ortaya çıktı.
Melih Mahmutoğlu kalibresindeki şutörlerin üçlükleri kadar psikolojileri de daha keskindir. Maçın bitmesine birkaç saniye kala onların üçlüğü galibiyeti, hatta şampiyonlukları getirebilir. Bu sorumluluğu taşıyabilmek için fiziksel yeteneklerden daha fazlası, çelik gibi sinirler gerekir. Bu baskıyı kaldırabilmek için çok çalışmaktan daha fazlasına, doğuştan gelen bir güce sahip olmanız gerekir. Melih Mahmutoğlu’nu farklı yapan da bu. Böyle anların üstesinden gelmekle kalmıyor, böyle anlar için yaşıyor. Maçın kaderini belirleyen el olmak istiyor.
A Milli Takım’ın EuroBasket 2015 hazırlıklarını sürdürdüğü Bormio kampında konuştuğumuz Melih Mahmutoğlu, bir iyi üçlükçü olmanın nüanslarını ve o çizginin gerisinde en iyilerden olmanın ne anlama geldiğini anlattı.
-Kaç yaşında şut ve özellikle üçlük çalışmaya başladın?
Ben 10 yaşımdayken şut çalışmaya başlamıştım. Babam evimizin bahçesine bir pota yaptırmıştı ve sabah akşam şut atıyordum. Doğuştan gelen bir yanı da var tabii ki bu kadar yoğun çalışmanın etkisi mutlak. Benim için her şey o bahçede başladı.
-Şu anda üçlük çalışma programın nasıl?
Normal idmanın dışında günde en az 200-250 şut atıyorum. Hem statik şut, hem de set şutu çalışıyorum. Set şutu çalışmak, sizi bir takımın hücumunun etkin parçası olarak daha verimli kılar. Lig sezonu devam ederken çalışmam daha da önemli. Milli Takımın kamp yoğunluğunda her zaman mümkün olmayabiliyor ama lig sezonu sürerken bu programa sadık kalıyorum.
-İyi bir üçlükçünün hangi kasları daha gelişmiş olmalı?
Çoğu kişinin ilk cevabı kol kasları olur, bu da doğru sayılabilir ama bacak kasları da çok önemlidir. Maç temposu içinde sizi sahanın öbür tarafına taşıyacak olan bacaklarınızdır. Bileğinizde güç kalmadığını düşündüğünüzde, bacaklarınız sizi öne geçirebilir. Maç kondisyonu için bacak kaslarının çok güçlü olması gerekiyor.
-Üçlükçülerin bir maçın kaderini tayin etme güçleri de olabiliyor: Son saniye üçlükleri. Senin unutamadığın son saniye üçlüğün hangisidir?
Ümit Erkekler Avrupa Şampiyonası’nda İsrail’e karşı oynadığımız maçta attığım ve maçı kazandıran üçlük. O karşılaşmada son saniyede attığım üç sayılık basketle maçı kazandırmıştım. Kaldı ki o son topa kadar da 7 defa üç sayı çizgisinden denemem olmuş ama isabet bulamamıştım. Yine de o son topu kullandım ve maçı uzatma sonunda kazandık. İnanılmaz bir duygu yaşamıştım.
-Bir şutör için son saniye üçlüğü ile maç kazandırmanın ötesinde bir duygu var mı?
Son saniye üçlüğü ile galibiyeti getirmek çok güzel, benim de yıllar boyunca hayalini kurduğum bir andı ama asıl arzuladığım böyle bir isabetle şampiyonluğu kazandırmak. Umarım kariyerime bunu da eklerim bir gün.
-Peki, o şutlar için nasıl bir psikolojik yapı gerekiyor?
Çok ayrı bir güven… Bir koçun sana güvenerek son topu senin kullanmana karar vermesi, özgüvende çok önemli bir artış yapıyor. Bu, kulüp takımı için de geçerli, milli takım için de. Takımın sana güvenmesi, senin de kendine güvenmeni sağlıyor.
-Sana göre gelmiş geçmiş en iyi üçlükçü kimdir?
Ray Allen, tabii ki Ray Allen.
-Bir de üçlüğü savunma tarafı var… Çok iyi bir üçlük şutörü olarak üçlük savunmasının püf noktası sence nedir?
Garip bir durum var. Çoğu iyi üçlükçü, savunmacısı el kaldırıp yakınlaştığında daha iyi isabetle atıyor. Boş kaldığında ise tereddütte kalıp kaçırdığı olabiliyor. İyi bir üçlükçüyü savunma hiç kolay değildir. İdeal bir mesafe bırakıp hızlı aksiyon almanız gerekir. Bir saniye boşluk bile bize yetiyor.
-Bazı oyuncular çok iyi üçlükçü olabiliyor ama orta mesafeden başarı sağlayamıyor. Çizginin bir adım ötesine geçtiğinde aynısı olmuyor. O çizgide ne var ki böyle bir durum ortaya çıkıyor?
Bence psikolojik. Üçlük, orta mesafe, penetre üstü şut… Hepsi çalışmaya dayanıyor. İyi bir şutör her yerden isabeti bulabilir ancak bazı oyuncular o çizginin gerisinde psikolojik olarak daha rahat oluyorlar, kendilerine daha fazla güveniyorlar.
Melih Mahmutoğlu kalibresindeki şutörlerin üçlükleri kadar psikolojileri de daha keskindir. Maçın bitmesine birkaç saniye kala onların üçlüğü galibiyeti, hatta şampiyonlukları getirebilir. Bu sorumluluğu taşıyabilmek için fiziksel yeteneklerden daha fazlası, çelik gibi sinirler gerekir. Bu baskıyı kaldırabilmek için çok çalışmaktan daha fazlasına, doğuştan gelen bir güce sahip olmanız gerekir. Melih Mahmutoğlu’nu farklı yapan da bu. Böyle anların üstesinden gelmekle kalmıyor, böyle anlar için yaşıyor. Maçın kaderini belirleyen el olmak istiyor.
A Milli Takım’ın EuroBasket 2015 hazırlıklarını sürdürdüğü Bormio kampında konuştuğumuz Melih Mahmutoğlu, bir iyi üçlükçü olmanın nüanslarını ve o çizginin gerisinde en iyilerden olmanın ne anlama geldiğini anlattı.
-Kaç yaşında şut ve özellikle üçlük çalışmaya başladın?
Ben 10 yaşımdayken şut çalışmaya başlamıştım. Babam evimizin bahçesine bir pota yaptırmıştı ve sabah akşam şut atıyordum. Doğuştan gelen bir yanı da var tabii ki bu kadar yoğun çalışmanın etkisi mutlak. Benim için her şey o bahçede başladı.
-Şu anda üçlük çalışma programın nasıl?
Normal idmanın dışında günde en az 200-250 şut atıyorum. Hem statik şut, hem de set şutu çalışıyorum. Set şutu çalışmak, sizi bir takımın hücumunun etkin parçası olarak daha verimli kılar. Lig sezonu devam ederken çalışmam daha da önemli. Milli Takımın kamp yoğunluğunda her zaman mümkün olmayabiliyor ama lig sezonu sürerken bu programa sadık kalıyorum.
-İyi bir üçlükçünün hangi kasları daha gelişmiş olmalı?
Çoğu kişinin ilk cevabı kol kasları olur, bu da doğru sayılabilir ama bacak kasları da çok önemlidir. Maç temposu içinde sizi sahanın öbür tarafına taşıyacak olan bacaklarınızdır. Bileğinizde güç kalmadığını düşündüğünüzde, bacaklarınız sizi öne geçirebilir. Maç kondisyonu için bacak kaslarının çok güçlü olması gerekiyor.
-Üçlükçülerin bir maçın kaderini tayin etme güçleri de olabiliyor: Son saniye üçlükleri. Senin unutamadığın son saniye üçlüğün hangisidir?
Ümit Erkekler Avrupa Şampiyonası’nda İsrail’e karşı oynadığımız maçta attığım ve maçı kazandıran üçlük. O karşılaşmada son saniyede attığım üç sayılık basketle maçı kazandırmıştım. Kaldı ki o son topa kadar da 7 defa üç sayı çizgisinden denemem olmuş ama isabet bulamamıştım. Yine de o son topu kullandım ve maçı uzatma sonunda kazandık. İnanılmaz bir duygu yaşamıştım.
-Bir şutör için son saniye üçlüğü ile maç kazandırmanın ötesinde bir duygu var mı?
Son saniye üçlüğü ile galibiyeti getirmek çok güzel, benim de yıllar boyunca hayalini kurduğum bir andı ama asıl arzuladığım böyle bir isabetle şampiyonluğu kazandırmak. Umarım kariyerime bunu da eklerim bir gün.
-Peki, o şutlar için nasıl bir psikolojik yapı gerekiyor?
Çok ayrı bir güven… Bir koçun sana güvenerek son topu senin kullanmana karar vermesi, özgüvende çok önemli bir artış yapıyor. Bu, kulüp takımı için de geçerli, milli takım için de. Takımın sana güvenmesi, senin de kendine güvenmeni sağlıyor.
-Sana göre gelmiş geçmiş en iyi üçlükçü kimdir?
Ray Allen, tabii ki Ray Allen.
-Bir de üçlüğü savunma tarafı var… Çok iyi bir üçlük şutörü olarak üçlük savunmasının püf noktası sence nedir?
Garip bir durum var. Çoğu iyi üçlükçü, savunmacısı el kaldırıp yakınlaştığında daha iyi isabetle atıyor. Boş kaldığında ise tereddütte kalıp kaçırdığı olabiliyor. İyi bir üçlükçüyü savunma hiç kolay değildir. İdeal bir mesafe bırakıp hızlı aksiyon almanız gerekir. Bir saniye boşluk bile bize yetiyor.
-Bazı oyuncular çok iyi üçlükçü olabiliyor ama orta mesafeden başarı sağlayamıyor. Çizginin bir adım ötesine geçtiğinde aynısı olmuyor. O çizgide ne var ki böyle bir durum ortaya çıkıyor?
Bence psikolojik. Üçlük, orta mesafe, penetre üstü şut… Hepsi çalışmaya dayanıyor. İyi bir şutör her yerden isabeti bulabilir ancak bazı oyuncular o çizginin gerisinde psikolojik olarak daha rahat oluyorlar, kendilerine daha fazla güveniyorlar.
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
