"Futbolda şike" sürecinin 5 yılı

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile spor dünyasında tanımış birçok kişinin hapis cezasına çarptırıldığı 3 Temmuz 2011'de başlayan "futbolda şike" soruşturması, aradan geçen 5 yılda farklı bir boyuta taşındı.

Haber; AA
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Futbolda şike' sürecinin 5 yılı
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
03 Temmuz 2016 11:50
Son güncelleme 03 Temmuz 2016 12:24
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile spor dünyasında tanımış birçok kişinin hapis cezasına çarptırıldığı 3 Temmuz 2011'de başlayan "futbolda şike" soruşturması, aradan geçen 5 yılda farklı bir boyuta taşındı. 

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, "futbolda şike" iddialarının konu olacağı soruşturma ve dava süreci, dönemin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250. maddesiyle görevli özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin, 8 aylık hazırlık sonrasında, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne verdiği "operasyon" talimatıyla başladı.

Dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet savcılarından Zekeriya Öz'ün talimatıyla İstanbul başta olmak üzere 15 ilde 3 Temmuz 2011 sabahı saat 07.00'de başlatılan operasyon kapsamında polis ekipleri, Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş ve Sivasspor kulüpleri ile bazı kulüp yöneticilerinin evleri de olmak üzere  60 noktada arama yaptı.

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın evi, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Türkiye Futbol Federasyonu, Trabzonspor, Sivasspor ve Beşiktaş Kulübü binaları da polisler tarafından arandı ve kurum bilgisayarları incelenmek üzere emniyete götürüldü.

Savcı Öz'ün başlattığı soruşturma Mehmet Berk'e devredildi

Süper Lig ve Bank Asya 1. Lig'de 2010-2011 sezonundaki birçok maçta şike ve teşvik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği, bunun için organize suç örgütü kurulduğu iddialarıyla gerçekleşen operasyonlarda, Aziz Yıldırım, Fenerbahçe As Başkanı Şekip Mosturoğlu, kulüp müdürü İlhan Ekşioğlu ve muhasebe müdürü ile kulüp yöneticisi ve futbolcu 61 kişi gözaltına alındı. 

Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz, Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü, Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, teknik direktör Levent Eriş ile futbolcular Sezer Öztürk ve Mehmet Yıldız'ın yanı sıra Fenerbahçe'nin Kardemir Karabükspor'dan transfer ettiği Emanuel Emenike de gözaltına alınanlar arasında yer aldı.

Operasyonla ilgili medyada, emniyetin operasyonları ve teknik takiplerle ilgili çok sayıda görüntü yayınlandı.

Bir süre sonra Savcı Öz'ün görev alanının değişmesi nedeniyle soruşturma dosyası özel yetkili cumhuriyet savcılarından Mehmet Berk'e devredildi. 

Tartışmalı "şike" açıklaması

Gözaltına alınan şüpheliler 5 Temmuz 2011 itibarıyla özel yetkili savcılık ve mahkemelerin kurulu olduğu Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne götürülmeye başlandı. Olgun Peker, eski Diyarbakır Spor Kulüp Başkanı Abdurrahman Yakut ve Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü'nün de aralarında olduğu 18 kişi, ''suç örgütü üyesi olmak'' suçundan tutuklanma istemiyle özel yetkili nöbetçi mahkemeye sevk edildi ve bu kişilerden 7'sinin 6 Temmuz'da tutuklanmasına karar verildi.

Aynı gün gözaltında bulunan Fenerbahçeli yöneticiler Şekip Mosturoğlu ve İlhan Ekşioğlu ile Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz'ın da aralarında bulunduğu 25 kişi daha adliyeye sevk edildi.

Fenerbahçe Spor Kulübü yetkilileri, bu süreçte yayın yasağı uygulanması talebinde bulundu ancak talep reddedildi. 

Futbolda şike soruşturma rüzgarının yaşandığı o günlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklama çok tartışıldı. 6 Temmuz 2011'deki açıklamada yer alan, "Örgütlü bir şekilde, Süper Lig ve Banka Asya Birinci Ligindeki toplam (19) maçta şike ve teşvik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği tespit edilmiş ve delillendirilmiştir." şeklindeki ifade, operasyon sürecini yürüten emniyetin, kesin bir dille "Şike yapıldı" açıklamasında bulunması nedeniyle birçok kişi tarafından eleştirildi. Açıklamada ayrıca, suçlamaların yapıldığı maçların tümü belirtilmedi.

Süreç ve gözaltına alınanlarla ilgili yapılan açıklamada ayrıca, gözaltı sürecinde rahatsızlandığı için hastanede tedavi altına alınan Aziz Yıldırım ile ilgili, " Bir şahıs halen sağlık problemleri nedeni ile hastanede gözetim altında tedavi görmektedir." denilmesi dikkati çekti. Söz konusu açıklamada, "İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak organize suç örgütlerine karşı geçmiş dönemde yürüttüğümüz ve birçok organize suç örgütünün çökertildiği başarılı operasyonlara, hassasiyetle ve titizlikle devam edilmektedir. Bu mücadelemizde vatandaşlarımızdan aldığımız büyük destek bizi son derece memnun etmekte ve motivasyon kaynağımız olmaktadır." ifadelerine de yer verildi. 

Yıldırım'ın "sancılı" sorgu ve tutuklanma süreci

Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan, Bülent Uygun, Mecnun Odyakmaz, Ümit Karan, Korcan Çelikay, Ahmet Çelebi, Yusuf Turallı, Abdullah Başak, Bülent İbrahim İşcen, Tamer Yelkovan, Mehmet Yenice, Sami Dinç ve Ali Kıratlı'nın da aralarında bulunduğu 15 kişi de 7 Temmuz'da tutuklanarak Metris Cezaevine gönderildi.

Aziz Yıldırım, gözaltına alındıktan sonra yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle bir süre hastanede tedavi edildi. 8 Temmuz'da ambulansla adliyeye getirilen Yıldırım, soruşturma savcısı Berk'e yaklaşık 7 saat ifade verdi. Şeker rahatsızlığından dolayı İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsündeki tedavisinin ardından emniyete götürülen, gece rahatsızlanarak önce Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine, oradan da Çapa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen ve sabah adliyeye getirilen Yıldırım için ifade vermesi sırasında adliyede bir ambulans bekletildi. 

Savcılığın tutuklanma istemiyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine sevk ettiği Yıldırım, sorgu sırasında şekerinin yükselmesi ve geçen zamanda düşürülememesi üzerine yeniden, daha önce taburcu edildiği Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesine gönderildi. Yıldırım, sorgusuna devam edilmek üzere ambulansla tekrar mahkemeye getirildi. Yıldırım, yaklaşık 6 saat süren sorgusunun ardından 10 Temmuz'da, "suç örgütü kurmak, yönetmek ve şike yapmak" suçlarından tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi. 

Operasyonda artçı dalgalar

Aziz Yıldırım'ın tutuklanıp cezaevine gönderilmesinden sonra da "futbolda şike" soruşturmasının artçı dalgaları devam etti. 12 Temmuz 2011'de Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı ve Beşiktaş Teknik Direktör Tayfur Havutçu, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, eski Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener ile futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın gözaltına alındı. 200 bin liralık kefalet talebiyle mahkemeye sevk edilen Sadri Şener, yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. Serdal Adalı ile Tayfur Havutçu'nun da aralarında bulunduğu 5 kişi ise 14 Temmuz'da tutuklandı. Savcılıkça ifadesi alınan Trabzonspor Kulübü yöneticisi Nevzat Şakar ise 29 Temmuz'da serbest bırakıldı. 

UEFA'nın disiplin başmüfettişi Pierre Cornu, İstanbul'da TFF yöneticileri Lütfi Arıboğan ve Mehmet Helvacı eşliğinde soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine 22 Ağustos 2011'de gelerek, dönemin başsavcıvekili Fikret Seçen'den soruşturma hakkında bilgi aldı. Bu dönemde Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'in de savcılıkça bilgisine başvuruldu.

Etik Kurulu raporu sonrası TFF binasında arama

TFF yetkilileri 24 Ağustos'ta, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan men edildiğini açıkladı ve bu kararın UEFA talebi doğrultusunda alındığını iddia etti. Bu kararla Fenerbahçe yerine Trabzonspor Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan katılma hakkı elde etti.

Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nden ihraç edilmesiyle ilgili olarak 3 Eylül 2011'de, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'ne (CAS), UEFA ve TFF aleyhine dava açtı. CAS, Fenerbahçe'nin geçici tedbir konusunda yaptığı acil talebi reddetti.

Ekim 2011'de açıklanan TFF Etik Kurulu raporunda, "Şike ve teşvik yok, teşebbüs var." ifadesi yer buldu. 19 Kasım 2011'de ise savcı Berk'in talimatıyla İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, TFF'nin İstinye'deki binasında arama yapıldı. Aramanın ardından TFF Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ, şüpheli sıfatıyla gözaltına alındı.

Fenerbahçe'nin başvurduğu CAS, 25 Kasım 2011'DE UEFA'dan savunma istedi. Müfettiş Cornu, "TFF'den bilgi aldık, uyguladık." savunması yaparken, TFF, Cornu'yu yalanlayıp düzeltme yapmasını istedi. 

İddianame ve dava süreci

Savcı Mehmet Berk, yürüttüğü soruşturma kapsamında iddianamesini 2 Aralık 2011'de tamamladı. Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun da aralarında bulunduğu 31'i tutuklu 93 şüpheliye ilişkin 400 sayfayı geçen iddianamede, Olgun Peker, ''bir numaralı şüpheli'' olarak gösterilirken, Aziz Yıldırım ve Olgun Peker'in, ''örgüt liderliği ve şike'' suçlarından yargılanmaları talep edildi. İddianamede Göksel Gümüşdağ'ın da şike suçu kapsamında yargılanması istendi.

Soruşturmada adı geçen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, futbolcu Emre Belözoğlu, teknik direktör Yılmaz Vural ve futbol yorumcusu Sinan Engin'in de aralarında bulunduğu 83 kişi hakkında ise ''takipsizlik kararı'' verildi.

Dönemin özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 9 Aralık 2011'de iddianameyi kabul ederek yargılama sürecine başladı. Mahkeme ilk duruşma tarihi olarak Sevgililer Günü de olan 14 Şubat 2012 tarihini belirledi. 

Mahkeme heyeti, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un TBMM Genel Kurulunda aynen kabul edilmesi üzerine tahliyesi istenen tutuklu sanıklar Serdal Adalı, Tayfur Havutçu, Abdurrahman Yakut, Ahmet Ateş, Ümit Karan, İbrahim Akın, İskender Alın ve Korcan Çelikay'ın tahliyesine hükmetti.

Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 23'ü tutuklu 93 sanık hakkındaki davanın 14 Şubat tarihli ilk duruşması Ergenekon ve Balyoz planı davalarının da görüldüğü Silivri Cezaevi kampüsü içerisindeki duruşma salonunda gerçekleşti. Daha sonra Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda yapılan yargılamada, iddianamenin okunmasının 17 Şubat 2012'de bitmesinin ardından savunmalar başladı. 

Temmuz 2011'de başlayan süreç 1 yıl sonra karara bağlandı

Mahkeme heyeti, 24 Şubat 2012'deki duruşmada Şekip Mosturoğlu ve Cemil Turan'ı, 30 Mart'taki duruşmada, Abdullah Eker, Abdullah Karakuz, Selim Kımıl, Talat Emre Koçak, Abdullah Başak ve Hakan Karaahmet'i, 1 Haziran'daki duruşmada ise Ahmet Çelebi, Ali Kıratlı, Sami Dinç, Haldun Şenman ve Bülent İbrahim İşcen'i tahliye etti. Bu duruşmada mütalaasını açıklayan savcılık, Aziz Yıldırım'ın ''haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurmak, şike ve teşvik primi vermek'' suçlarından cezalandırılmasını istedi.

Mahkeme heyeti, "Futbolda şike" soruşturma sürecinin başladığı 3 Temmuz 2011'in bir yılı dolarken, 2 Temmuz 2012'de yargılamayla ilgili kararanı açıkladı. 93 sanıktan, aralarında 2 kulüp başkanı, 6 futbolcu ve 2 teknik direktörün de yer aldığı 48 kişi çeşitli cezalara çarptırıldı.

Aziz Yıldırım, ''spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla Türkiye Profesyonel Süper Ligi'nde şike ve teşvik primi suçlarını işlemek suretiyle suç örgütü kurup yönettiği'' gerekçesiyle toplam 6 yıl 3 ay hapis cezası cezasına çarptırıldı. Ayrıca 1 milyon 312 bin 500 lira para cezasına da çarptırılan Yıldırım ile birlikte tutuklu olan Olgun Peker, Yusuf Turhanlı ve İlhan Ekşioğlu da tahliye edildi. 

Temyiz süreci 19 Kasım 2012'de başladı

Mahkeme heyeti, Olgun Peker'i 2 yıl 6 ay, Cemil Turan ve teknik direktör Bülent Uygun'u 11 ay 7'şer gün, futbolcu Gökçek Vederson'u 5 ay, Şekip Mosturoğlu'nu 1 yıl 10 ay 14 gün, İlhan Ekşioğlu'nu 3 yıl 1 ay 15 gün, Mecnun Odyakmaz'ı 1 yıl 6 ay 22, Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve Mehmet Yıldız'ı 1 yıl 3'er ay, eski futbolcu Ümit Karan'ı 7,5 ay ve İbrahim Akın'ı da 1 yıl 6 ay hapse mahkum etti. Bu sanıklardan bazılarının cezası ilgili yasa gereği ertelendi. 

 Davanın tutuksuz sanıklarından Sadri Şener, Nevzat Şakar, Göksel Gümüşdağ ve teknik direktör Hikmet Karaman'ın beraatine hükmeden mahkeme heyeti, futbolcu Emanuel Emenike'nin dosyasını ise ayırdı. Bu futbolcu, aynı mahkemenin 25 Nisan 2013 tarihli duruşmasında beraat etti. 

Şekip Mosturoğlu ile İlhan Ekşioğlu'nun da aralarında olduğu 19 sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, avukatlarınca yapılan beraat itirazının reddedilmesi ve bu kararların temyiz edilememesi nedeniyle 15 Kasım 2012'de kesinleşmiş oldu. 

Mahkemenin kararı temyiz incelemesi için 19 Kasım 2012'de Yargıtay'a gönderildi.

"Özel yetkili mahkeme hükümleri gayrı meşrudur"

UEFA Disiplin Kurulu 25 Haziran 2013'te Fenerbahçe'yi Avrupa kupalarından 2 artı 1 yıl olarak men etti. Kararın kaldırılması talep edilen UEFA Tahkim Kurulu ise 16 Temmuz'da verdiği kararla, Fenerbahçe'nin 2 artı 1 yıllık cezasını 2 yıla indirdi. Başvuru yapılan CAS, 28 Ağustos 2013'te verdiği kararla, UEFA'nın Fenerbahçe'ye verdiği men cezasını onadı. 

Fenerbahçe Kulübü'nün 3 Kasım 2013 tarihli olağanüstü genel kurulunda Mehmet Ali Aydınlar karşısında başkanlık yarışını kazanan Aziz Yıldırım, sarı-lacivertli kulüpte girdiği 11. kongrede de başkan seçildi.

Fenerbahçe Spor Kulübü, 8 Kasım 2014'te yaptığı açıklamayla, TBMM'nin 2 Temmuz 2012'de özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına karar verdiğini hatırlatarak, "TBMM'nin iradesinin beyan edildiği bu andan itibaren, söz konusu mahkemeler tarafından verilen hükümler, artık yalnızca esastan değil, şeklen de gayrimeşrudur." denildi.

Davanın temyiz edildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 85 sanıkla ilgili verdiği kararın temyiz incelemesini 17 Ocak 2014'te sonlandırdı. Daire, Fenerbahçe Kulubü Başkanı Aziz Yıldırım ve Olgun Peker hakkında verilen cezaları onarken, diğer sanıklarla ilgili de onama, bozma ve düşme kararları aldı.

Onama kararında, haklarında verilen hükümler bozulan sanıkların, yeniden yapılacak yargılamada özel yetkili mahkemelerde değil, ağır ceza mahkemelerinde yargılanacakları ifade edildi. 

Yıldırım aynı gün yaptığı açıklamayla, "Ben Aziz Yıldırım olarak, bu hukuka aykırı karara saygı duymuyorum ve bu siyasi kararı tanımıyorum." dedi. Yargıtay kararını eşi ve kızıyla birlikte tatil yaptığı Fransa'da öğrenen Yıldırım, 22 Ocak 2014'te Türkiye'ye döndü.

Fenerbahçe Kulübü, "Futbolda şike" davası kapsamında yargılanan eski Trabzonsporlu yöneticiler Sadri Şener ile Nevzat Şakar'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında verilen "beraat onama" kararının bozulmasını talep etti. Bu taleple birlikte, kararın Yargıtay Genel Kurulu'na gönderilmesi talebi de Yargıtay Başsavcılığı tarafından reddedildi.

Yeniden yargılama sürecinde beraat

Aziz Yıldırım 24 Haziran 2014'te 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklik sonucu özel yetkili savcılık ve mahkemelerin kaldırılması, "Futbolda şike" operasyon, soruşturma ve kovuşturmasını yürüten dönemin polis yetkilileri, savcı ve hakimlerine Paralel Devlet Yapılanması iddiaları nedeniyle yeni soruşturmalar açılması gerekçeleriyle, kendisi ve kulübüne kumpas kurulduğunu iddia ederek, Yargıtay dosyasının gönderildiği İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, 21 Nisan 2014'te yeniden yargılanma ve infazının ertelenmesi talebiyle başvurdu. 

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başvurduğu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), "Dosya yeni kurulan bir mahkemeye tevzi edilsin." kararı sonrası, dosya İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi ve yeniden yargılama taleplerini bu mahkeme değerlendirdi. 

Mahkemenin görüşünü sorduğu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında verilen hükümler Yargıtay tarafından onanan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak ve Ahmet Çelebi bakımından CMK'nın 311. maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini talep etti. Başsavcılık ayrıca Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Olgun Peker ve Abdullah Başak ile talepte bulunmamasına rağmen Ahmet Çelebi ve Selim Kımıl bakımından infazın geri bırakılması-durdurulmasına karar verilmesini de istedi.

 Talebi değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de, 23 Haziran 2014'te, Yıldırım'ın yargılanmasının yenilenmesine ve infaz işlemlerinin durdurulmasına karar verdi.

Galatasaray'ın "gerçek değişmeyecek" açıklaması

Galatasaray Futbol Kulübü'nün, kararla ilgili 25 Haziran 2014'te yaptığı açıklamada, "Adı geçen hükümlüler, yeniden yargılama yoluyla beraat etseler dahi, bu karar sportif hukuka göre, 2010-2011 sezonunda şike yapılmış olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir." ifadeleri kullanıldı. Trabzonspor'da yeniden yargılama kararına 15 Temmuz 2014'te itiraz etti.

Trabzonspor ve Bucaspor'un yaptığı itiraz, üst mahkeme sayılan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 29 Eylül 2014'te reddedilince karar kesinleşmiş oldu ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de yeniden yargılama tarihi olarak 13 Ocak 2015'i belirledi. Yargıtay'ın haklarında verilen kararları bozduğu Mecnun Otyakmaz, Serdar Adalı ve Şekip Mosturoğlu'nun da aralarında bulunduğu 31 sanığın yargılanması da aynı mahkemede başladı.

Mahkeme heyeti, 13 Ocak 2015 tarihli ilk duruşmada, Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın yeniden yargılandığı dava ile 31 sanıklı dava dosyalarının birleştirilmesine hükmetti. Burada savunma yapan Yıldırım, "Cezaevinde yatacağımız daha önceden belirlenmişti. Çünkü, bu bir operasyondur. Özel yetkili mahkemelerdeki bütün davalarda olduğu gibi bu da önceden yapılmış bir operasyondur. 4 senedir yaşananlarla her şey gözüküyor zaten." dedi.

Bu arada Aziz Yıldırım, 30 Mayıs 2015 tarihli olağan genel kurulda yeniden başkan seçildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de 14 Temmuz 2015'te "rüşvet vermek" suçundan aldığı 3 yıl 4 aylık hapis cezası kesinleşen hükümlü Özden Aslan'ın "yeniden yargılanma ve infazın durdurulması" talebini kabul ederek, sanığın tahliyesini kararlaştırdı.

Mahkemenin beraat kararı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 36 sanıklı davaya ilişkin 9 Ekim 2015 tarihli duruşmada verdiği kararla Yıldırım'ın, "örgüt kurmak ve şike yapmak" suçlarından, diğer tüm sanıkların da "şike" ve "örgüt" suçlarından beraatini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, 8 sanığa ''konut dokunulmazlığını ihlal'', ''tehdit'' ve ''ruhsatsız silah bulundurmak'' suçlarından hapis ve adli para cezası verirken, verilen bu cezaların bir kısmının ertelenmesine hükmetti. Dava kapsamında elde edilen özel hayata yönelik DVD ve tapelerin imhası da kararlaştırıldı. 

Mahkemenin 28 Ekim 2015 tarihli gerekçeli kararında, "Soruşturmanın başlangıcı olan 2 Aralık 2010 itibarıyla 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girdiği 14 Nisan 2011'den önceki süreçte, suç ve cezada kanunilik prensibi gereği, 'şike ve teşvik primi' suçlarından bahsetmenin mümkün olmadığı, kanunda suç olarak düzenlenmeyen bir fiilin suç soruşturmalarına ve yargılamalara konu olamayacağı açıktır." denildi. 

Bu karara Trabzonspor kulübü avukatları itiraz etti. 

PDY operasyonlarıyla süreç tersine döndü

Yasayla kapatılan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütülen bazı soruşturmalara ilişkin kanuna aykırı dinleme yaptıkları ve elde ettikleri bilgileri askeri, siyasal casusluk amacıyla kullandıkları iddiasıyla, dönemin görevli emniyet müdürleri ile polis memurlarına yönelik 2014'te "paralel yapı" soruşturmaları başlatıldı.

Futbolda şike soruşturmasını başlatan ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili olarak atanan Zekeriya Öz, Bolu'ya savcı olarak atandı. Şike soruşturmasını yürüten ve Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Berk de Balıkesir'de savcı olarak görevlendirildi. 

Önemli operasyonlar gerçekleştiren eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü şube müdürleri, amirler ve komiserler ile polis memurlarının da görev yerleri değiştirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından ilk olarak 22 Temmuz'da başlatılan operasyonlar kapsamında, dönemin yetkili polislerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişiyle ilgili yargılama süreci başladı. Şike soruşturmasını yürüten savcılar ile karar veren mahkeme üyesi hakimler de, Paralel Devlet Yapılanması (PDY) iddiaları kapsamında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla görevden uzaklaştırıldı. Savcılardan Öz ve Seçen yurt dışına kaçtı, Berk ise açığa alındı.

Futbolda şikede kumpas soruşturması

Ergenekon, Balyoz, Odatv ve Poyrazköy davalarının sanıklarına "kumpas" kurulduğu iddiasıyla soruşturmalar yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, 2 Ocak 2015'te Aziz Yıldırım'ın "futbolda şike" soruşturmasında kendisine kumpas kurulduğu iddialarına ilişkin yaptığı suç duyurusu üzerine soruşturma başlattı.

Yıldırım, 2 Ocak 2015'te müşteki sıfatıyla ifade verdi. Dönemin Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Duygun Yarsuvat'ın da tanık olarak bilgisine başvuruldu. 

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) "Futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz nisan ayında, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul başta olmak üzere 28 ilde düzenlediği eş zamanlı operasyonda 49 kişiyi gözaltına aldı. Bazı kişiler emniyetten serbest bırakıldı. 

Haklarında yakalama kararı çıkarılan eski Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, eski Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Osman Karakuş, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu Ekizoğlu, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Davulcu, eski Emniyet Amiri İbrahim Emre, eski Zaman Gazetesi Haber Müdürü Muhammet Fatih Uğur, avukat Halil İbrahim Koca hakkında yakalama emri çıkarıldı.

Savcılıkça 22 Nisan'da ifadesi alınan 46 kişiden 29'u "silahlı terör örgütü üyeliği" ve "haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından tutuklama, aralarında gazeteci Ekrem Açıkel'in de bulunduğu 6'sı ise adli kontrol tedbiri uygulanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme 29 kişiden 12'sinin, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmasına karar verdi. 

Adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılan avukat Cemalettin Mutlu ve polis memuru Lokman Yanık hakkında daha sonra savcılık talebi üzerine 3 Mayıs'ta tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.

Savcılığın kumpas soruşturması sürüyor.

Tümü
 Reklam