SPORX ARAŞTIRMA- Spor Toto Süper Lig'de yeni sezonun başlamasına kısa bir süre kala 18 takımın 9'unu Milli takım kariyerine sahip teknik direktörler yönetecek. 1'i ise sezon başlamadan görevinden istifa etti. Bu hocaların liminin kariyeri Milli takımla yükselişe geçerken, kimine Milli takım yaramadı.
İşte o 10 teknik direktörün kariyer öyküleri ve Milli takım maceraları;
ERSUN YANAL (FENERBAHÇE)
Fenerbahçe ile 2013/14 sezonunda şampiyonluk yaşayan Ersun Yanal, Ankaragücü ve Gençlerbirliği ile Türk futboluna damga vurduktan sonra Milli takım hocası oldu. Yanal'ın döneminde 'gençleştirme' harekatı başladı ve Milli takıma alınmayan isimler üzerinden oluşan gündem, dönemin genç hocası için yıpratıcı oldu. Milli takımın 2006 Dünya Kupası'na katılma şansı devam ederken görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Milli Takım hocalığına gelmeden hemen önce Fenerbahçe'ye teknik direktör olacağı konuşulurken, bu göreve gelebilmesi tam 9 senesini aldı.
CESARE PRANDELLI (GALATASARAY)
Kariyerini tırnaklarıyla kazıyarak oluşturan Prandelli, ilk 2 deneyiminde Atalanta ve Lecce ile küme düşme acısı yaşadı. Verona ile 99/00 sezonunda kariyerinin ilk başarılı sınavını verdi. Ancak, bir sonraki sezon Venezia ile Serie A'ya yükseldi. Eşinin hastalığı nedeniyle ikiye bölünen Prandelli, Venezia ile Serie A'daki ilk 5 maçında kötü bir performans çizdi, yollar ayrıldı. Daha sonra Venezia küme düştü.
2002'nin mayıs ayında Parma'nın başına getirilen Prandelli, yeni takımındaki görevine kötü başlasa da sonra işler düzelmeye başladı. İkinci tam sezonunda mütevazı Parma'yı Avrupa kupalarına götürdü ve AS Roma'nın hocası oldu. Görevine radikal kararlarla başlayan Prandelli, eşinin hastalığının nüksetmesi dolayısıyla sezon başlamadan görevinden ayrıldı. 2005 yazında Fiorentina'dan gelen teklife olumlu cevap veren deneyimli teknik adam, Calciopoli skandalı nedeniyle puanı silinen, eksi puanla başlayan takımı Avrupa'ya götürdü. Kadrosu erozyona uğrayan ve gerileme dönemine giren Fiorentina'yı tekrar toparladı ve sağlam bir temele oturttu.
Prandelli, Fiorentina ile başarılı sezonları arkasında bıraktıktan sonra İtalya Milli Takımı'ndan gelen teklifi değerlendirdi. Euro 2012 elemelerinde 8 galibiyet 2 beraberlik alan İtalya, turnuvada finale yükselme başarısı gösterdi. 2013'te oynanan Konfederasyon Kupası'nda gelen 3'üncülük ile başarısını perçinledi ancak 2014 Dünya Kupası'nda ölüm grubundan çıkamadı. 12 yıllık kariyer yükseliş döneminde ilk kez gerçek bir başarısızlık yaşamış oldu. Turnuvanın hemen ardından Galatasaray'den gelen teklifi olumlu cevapladı ve yeni görevine başladı.
SLAVEN BILIC (BEŞİKTAŞ)
Dünya Kupası tarihinin en sempatik takımlarından biri olan 1996 Hırvatistan'ının stoperi olan Slaven Bilic, ilk teknik direktörlük görevine futbola başladığı kulüp olan Hajduk Split'te başladı. Hajduk, sezona kötü başlamış olsa da Bilic takımı toparladı ve sezonu şampiyon NK Zagreb'in arkasında iki puanla ikinci sırada tamamladı. Sene sonunda görevi kendi isteğiyle bıraktı ve Hırvatistan U21 takımının başına geçti.
Elinde Mandzukic gibi yetenekli bir yıldız sahip olan Bİlic, 2006 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde 10 maçta 8 galibiyet aldı. Ancak, daha yetenekli bir kadroya sahip Sırbistan'a Mirko Vucinic'in 3 golüyle yenilerek elendi. 2006 Dünya Kupası sonrası Hırvatistan'ın teknik direktörlük görevine getirildi. Euro 2008'te Semih'in 120 artıda gelen golüne kadar turnuvanın en iyi takımlarından biriydiler. 2010 Dünya Kupası'na idemediler. 2012 Avrupa Şampiyonası'na ise Türkiye'yi playofflarda eleyerek gittiler. Avrupa Şampiyonası'nda gruplarda çok iyi mücadele etseler dahi İspanya maçında tartışmalı hakem kararlarının kurbanı oldular.
Turnuvadan sonra Lokomotiv Moskova'dan gelen teklifi kabul etti. Lokomotiv ile sezonu 9. sırada bitirince görevinden ayrıldı. Daha sonra mali yönden sıkıntıları olan Beşiktaş ile 2013/14 sezonu başında sözleşme imzaladı. Beşiktaş ile ilk sezonuna iyi başlasa da, sezon devam ettikçe beklenmeyen puan kayıplarıyla şampiyonluk yarışından koptu. Sezonun son dönemindeki kötü performansı nedeniyle ligi ancak 3'üncü bitirebildi.
VAHID HALILHODZIC (TRABZONSPOR)
Futbolculuk yaşantısını Velez Mostar'dan sonra Nantes ve Paris Saint-Germain'de sürdüren Vahid Halilhodzic, 1990'da ilk hocalık deneyimini Velez'de yaşadı. Velez'den sonra Fransa alt lig takımı Beauvais'yi çalıştırdı. 1998'de Fas takımı Raja Casablanca'ya Afrika'nın en büyük kupasını kazandırınca Fransızlar'ın dikkatini çekti ve Lille'e geldi.
Lille'i Şampiyonlar Ligi'ne kadar taşıyan "Antrenör Vahid", yönetimin kendi hırslarını taşımadığını görünce görevini bıraktı. 2002 Kasım'da rennes'in başına geçen Halilhodzic, Avrupa'nın en çok oyuncu satan hocalarından biri haline geldi. Rennes, büyük karlar elde etti ve daha sonra 2003 yazında Paris Saint-Germain'in başına geçti. Paris'le ilk sezonunda müthiş işler başardı. Fransa Kupası'nı aldı ve mütevazı kadrosunu Şampiyonlar Ligi'ne taşıdı. Ancak, ikinci sezonunda takımı ligde 7'inci iken şubat ayında görevine son verildi.
Ekim 2005'te Trabzonspor'dan teklif alan Halilhodzic'in yolu Karadeniz'e düştü. İstanbul'un 3 büyüğünün arkasında kalınca Trabzonspor'dan ayrıldı ve Mayıs 2008'de dönemin en güçlü Afrika takımlarından biri olan Fildişi'nin teknik direktörlük koltuğuna oturdu. 2010 Afrika Uluslar Kupası'na çeyrek finalde veda edince eleştirilerin odak noktası haline geldi. 2010 Dünya Kupası'na 4 ay kala görevine son verildi. Kariyeri 1997'deki yükselişten sonra 2003'ten beri düşüşe geçen Halilhodzic, 7 senelik kötü gidişin artından kariyerini kurtarmak için Ağustos 2010'da Dinamo Zagreb'e gitti. Atak oyunu, Avrupa'da aldığı flaş sonuçlar ve ligi süpürmesiyle taraftarların sevgilisi haline geldi. Yeni kontrat görüşmelerinin yapıldığı sırada, kulüp başkanı Zdravko Mamic'in devre arasında soyunma odasına girmesini sebep göstererek görevinden istifa etti.
Görevi bırakmasından 1.5 ay sonra Cezayir'den teklif alan Halilhodzic, sevdiği Kuzey Afrika topraklarına bir kez daha geri döndü. Takımını Dünya Kupası'na taşıyan Halilhodzic, gruplardan çıkmayı başardı ancak kupanın şampiyonu olan Almanya'ya 120 dakika sonunda boyun eğdi. Fakat, "Antrenör Vahid"in kariyeri 7 senelik kötü gidişin ardından tekrar yükseliş trendine geçmiş oldu. Turnuvadan sonra Trabzonspor'dan gelen teklifi kabul etti ve ikinci Karadeniz macerası başlamış oldu.
ŞENOL GÜNEŞ (BURSASPOR)
1987'de futbolu bırakıp, 1988'de Trabzonspor teknik direktörü oldu. Boluspor, İstanbulspor, Antalyaspor, Sakaryaspor'da çalıştı. 1996'da Trabzonspor ile şampiyonluğa çok yalaştı. 1998'deki Sakaryaspor macerasından sonra 2 yıl takım çalıştırmadı. Kariyeri düşüşteyken EURO 2000 sonrası Milli Takım'ın başına geldi. 2002 Dünya Kupası'ndaki tarihi başarı ve 2003 Konfederasyon Kupası'ndaki üçüncülük ile kariyeri yükselişe geçti ancak EURO 2004 elemeleri playoffunda Letonya'ya elenince görevi bıraktı. 6 ay sonra Trabzonspor'un başına geçti, 29 maç teknik direktörlük yaptı. 2007'de Seoul'e gitti, 2009'da Trabzonspor'un başına geçti. Trabzonspor ile bir kez daha şampiyonluğun kıyısından döndü. Gelen teklifleri reddettikten sonra Bursaspor ile bu sezon başında 1 yıllık kontrat imzaladı.
TOLUNAY KAFKAS (KARABÜKSPOR)
Teknik direktörlük kariyerine Kayserispor ile başladı. Takıma kupa finali oynattı, lig derecesiyle Avrupa'ya götürdü. Sezon sonunda kontrat görüşmeleri olumsuz sonuçlandı, Gaziantepspor'a gitti. Fırtına gibi bir Gaziantepspor yaptı. İlk sezonunda lig 4'üncüsü oldu. İkinci sezona ilk 4 maçta 4 mağlubiyet ve oyuncular ile arasındaki sorunlar nedeniyle istifa etti. Kariyeri yükselişte ve ligin gözde hocalarından biriyken Türkiye U21 Milli takımının başına geçti. 2 senelik görevini Trabzonspor'dan gelen teklif nedeniyle bıraktı. Sezon ortasında aldığı görevi, kupa finali sonrası kendi isteğiyle bıraktı. 2013/14 sezonu başında Karabükspor'a gitti ve takımını ligin korkulan ekiplerinden biri haline getirdi.
OKAN BURUK (GAZİANTEPSPOR)
Futbolu bıraktıktan sonra 2011/13 sonrası Abdullah Avcı'nın yardımcılığını yaptı. Avcı döneminde beklenen sonuçların alınmaması nedeniyle tüm teknik heyetle birlikte görevi bıraktı. 2013 sezonunda Trond Sollied'i gönderen Elazığspor'un tercih ettiği isim oldu. Devre arasına kadar yaşadığı puan kayıpları nedeniyle sezon sonunda lige veda etti. Bu sezon başında Gaziantepspor ile anlaştı.
ABDULLAH AVCI (BAŞAKŞEHİR)
1999'da antrenör olarak görev aldığı İstanbulspor'da teknik direktör olarak görev aldı. 7 maç süren bu görevi sonrası, 2 sezon boyunca Aykut Kocaman'ın yardımcısı oldu. 2004/05'te Galatasaray PAF takımının başına getirildi. Arda Turan, Aydın Yılmaz, Uğur Uçar, Mehmet Güven, Ferhat Öztorun gibi isimlerle PAF Ligi şampiyonu oldu. Bu başarısı sonrası 2005'te Türkiye U17 teknik direktörü oldu. Burada Nuri Şahin, Caner Erken, Onur Kıvraklı kadro ile Avrupa Şampiyonu oldu. U17 Dünya Şampiyonası'nda çeyrek finalde elendi. Buradaki başarısı sonrası İstanbul BB'ye teknik direktör oldu. Seyircisiz takımı Süper Lig'e çıkardı, ligin saygın takımlarından biri haline geldi. 5 yıl sonra, Guus Hiddink sonrası Milli takımın başına geldi. Yeni hedefler ve yeni vizyonla çıktığı yolda 18 maçta gelen 8 mağlubiyet sonrası görevi bıraktı. Bu sezon başı ligin yeni takımı Başakşehir'in teknik direktörü oldu.
MEHMET ÖZDİLEK (RİZESPOR)
Futbolu bıraktıktan sonra İngiltere'de Bobby Robson'ın yanında staj yaptı. Sonra Malatyaspor'da 4 ay süren bir teknik direktörlük deneyimi oldu ve Milli takımda Fatih Terim'in yardımcısı oldu. 24 Kasım 2005'te olaylı İsviçre maçında, kavgaları başlatan tekmeyi attı, görevi bıraktı. Sonrasında Antalyaspor ve Gençlerbirliği'nde başarılı sezonlar geçirdi.
KEMAL ÖZDEŞ (GENÇLERBİRLİĞİ)
Antrenörlük kariyerine Ersun Yanal ve Tevfik Lav'ın yanında yardımcılık yaparak başladı. 4 haftalık Konyaspor macerasının ardından 2010'da Türkiye U19'un teknik direktörü oldu. 2011 U19 Avrupa Şampiyonası'nda turnuva şampiyonu İspanya'yı 3-0 yenmesine rağmen, gruptan averaj farkıyla çıkamayınca görevinden istifa etti. Daha sonra Manisaspor'da iki dönem görev aldı. Manisaspor ile ligden düştü ve PTT 1. Lig'de 7. sırada yer aldı. Bu sezon başında Gençlerbirliği ile 2 yıllık sözleşme imzaladı ama lig başlamadan istifa etti.
HABER: HAKAN CELEP
İşte o 10 teknik direktörün kariyer öyküleri ve Milli takım maceraları;
ERSUN YANAL (FENERBAHÇE)
Fenerbahçe ile 2013/14 sezonunda şampiyonluk yaşayan Ersun Yanal, Ankaragücü ve Gençlerbirliği ile Türk futboluna damga vurduktan sonra Milli takım hocası oldu. Yanal'ın döneminde 'gençleştirme' harekatı başladı ve Milli takıma alınmayan isimler üzerinden oluşan gündem, dönemin genç hocası için yıpratıcı oldu. Milli takımın 2006 Dünya Kupası'na katılma şansı devam ederken görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Milli Takım hocalığına gelmeden hemen önce Fenerbahçe'ye teknik direktör olacağı konuşulurken, bu göreve gelebilmesi tam 9 senesini aldı.
CESARE PRANDELLI (GALATASARAY)
Kariyerini tırnaklarıyla kazıyarak oluşturan Prandelli, ilk 2 deneyiminde Atalanta ve Lecce ile küme düşme acısı yaşadı. Verona ile 99/00 sezonunda kariyerinin ilk başarılı sınavını verdi. Ancak, bir sonraki sezon Venezia ile Serie A'ya yükseldi. Eşinin hastalığı nedeniyle ikiye bölünen Prandelli, Venezia ile Serie A'daki ilk 5 maçında kötü bir performans çizdi, yollar ayrıldı. Daha sonra Venezia küme düştü.
2002'nin mayıs ayında Parma'nın başına getirilen Prandelli, yeni takımındaki görevine kötü başlasa da sonra işler düzelmeye başladı. İkinci tam sezonunda mütevazı Parma'yı Avrupa kupalarına götürdü ve AS Roma'nın hocası oldu. Görevine radikal kararlarla başlayan Prandelli, eşinin hastalığının nüksetmesi dolayısıyla sezon başlamadan görevinden ayrıldı. 2005 yazında Fiorentina'dan gelen teklife olumlu cevap veren deneyimli teknik adam, Calciopoli skandalı nedeniyle puanı silinen, eksi puanla başlayan takımı Avrupa'ya götürdü. Kadrosu erozyona uğrayan ve gerileme dönemine giren Fiorentina'yı tekrar toparladı ve sağlam bir temele oturttu.
Prandelli, Fiorentina ile başarılı sezonları arkasında bıraktıktan sonra İtalya Milli Takımı'ndan gelen teklifi değerlendirdi. Euro 2012 elemelerinde 8 galibiyet 2 beraberlik alan İtalya, turnuvada finale yükselme başarısı gösterdi. 2013'te oynanan Konfederasyon Kupası'nda gelen 3'üncülük ile başarısını perçinledi ancak 2014 Dünya Kupası'nda ölüm grubundan çıkamadı. 12 yıllık kariyer yükseliş döneminde ilk kez gerçek bir başarısızlık yaşamış oldu. Turnuvanın hemen ardından Galatasaray'den gelen teklifi olumlu cevapladı ve yeni görevine başladı.
SLAVEN BILIC (BEŞİKTAŞ)
Dünya Kupası tarihinin en sempatik takımlarından biri olan 1996 Hırvatistan'ının stoperi olan Slaven Bilic, ilk teknik direktörlük görevine futbola başladığı kulüp olan Hajduk Split'te başladı. Hajduk, sezona kötü başlamış olsa da Bilic takımı toparladı ve sezonu şampiyon NK Zagreb'in arkasında iki puanla ikinci sırada tamamladı. Sene sonunda görevi kendi isteğiyle bıraktı ve Hırvatistan U21 takımının başına geçti.
Elinde Mandzukic gibi yetenekli bir yıldız sahip olan Bİlic, 2006 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde 10 maçta 8 galibiyet aldı. Ancak, daha yetenekli bir kadroya sahip Sırbistan'a Mirko Vucinic'in 3 golüyle yenilerek elendi. 2006 Dünya Kupası sonrası Hırvatistan'ın teknik direktörlük görevine getirildi. Euro 2008'te Semih'in 120 artıda gelen golüne kadar turnuvanın en iyi takımlarından biriydiler. 2010 Dünya Kupası'na idemediler. 2012 Avrupa Şampiyonası'na ise Türkiye'yi playofflarda eleyerek gittiler. Avrupa Şampiyonası'nda gruplarda çok iyi mücadele etseler dahi İspanya maçında tartışmalı hakem kararlarının kurbanı oldular.
Turnuvadan sonra Lokomotiv Moskova'dan gelen teklifi kabul etti. Lokomotiv ile sezonu 9. sırada bitirince görevinden ayrıldı. Daha sonra mali yönden sıkıntıları olan Beşiktaş ile 2013/14 sezonu başında sözleşme imzaladı. Beşiktaş ile ilk sezonuna iyi başlasa da, sezon devam ettikçe beklenmeyen puan kayıplarıyla şampiyonluk yarışından koptu. Sezonun son dönemindeki kötü performansı nedeniyle ligi ancak 3'üncü bitirebildi.
VAHID HALILHODZIC (TRABZONSPOR)
Futbolculuk yaşantısını Velez Mostar'dan sonra Nantes ve Paris Saint-Germain'de sürdüren Vahid Halilhodzic, 1990'da ilk hocalık deneyimini Velez'de yaşadı. Velez'den sonra Fransa alt lig takımı Beauvais'yi çalıştırdı. 1998'de Fas takımı Raja Casablanca'ya Afrika'nın en büyük kupasını kazandırınca Fransızlar'ın dikkatini çekti ve Lille'e geldi.
Lille'i Şampiyonlar Ligi'ne kadar taşıyan "Antrenör Vahid", yönetimin kendi hırslarını taşımadığını görünce görevini bıraktı. 2002 Kasım'da rennes'in başına geçen Halilhodzic, Avrupa'nın en çok oyuncu satan hocalarından biri haline geldi. Rennes, büyük karlar elde etti ve daha sonra 2003 yazında Paris Saint-Germain'in başına geçti. Paris'le ilk sezonunda müthiş işler başardı. Fransa Kupası'nı aldı ve mütevazı kadrosunu Şampiyonlar Ligi'ne taşıdı. Ancak, ikinci sezonunda takımı ligde 7'inci iken şubat ayında görevine son verildi.
Ekim 2005'te Trabzonspor'dan teklif alan Halilhodzic'in yolu Karadeniz'e düştü. İstanbul'un 3 büyüğünün arkasında kalınca Trabzonspor'dan ayrıldı ve Mayıs 2008'de dönemin en güçlü Afrika takımlarından biri olan Fildişi'nin teknik direktörlük koltuğuna oturdu. 2010 Afrika Uluslar Kupası'na çeyrek finalde veda edince eleştirilerin odak noktası haline geldi. 2010 Dünya Kupası'na 4 ay kala görevine son verildi. Kariyeri 1997'deki yükselişten sonra 2003'ten beri düşüşe geçen Halilhodzic, 7 senelik kötü gidişin artından kariyerini kurtarmak için Ağustos 2010'da Dinamo Zagreb'e gitti. Atak oyunu, Avrupa'da aldığı flaş sonuçlar ve ligi süpürmesiyle taraftarların sevgilisi haline geldi. Yeni kontrat görüşmelerinin yapıldığı sırada, kulüp başkanı Zdravko Mamic'in devre arasında soyunma odasına girmesini sebep göstererek görevinden istifa etti.
Görevi bırakmasından 1.5 ay sonra Cezayir'den teklif alan Halilhodzic, sevdiği Kuzey Afrika topraklarına bir kez daha geri döndü. Takımını Dünya Kupası'na taşıyan Halilhodzic, gruplardan çıkmayı başardı ancak kupanın şampiyonu olan Almanya'ya 120 dakika sonunda boyun eğdi. Fakat, "Antrenör Vahid"in kariyeri 7 senelik kötü gidişin ardından tekrar yükseliş trendine geçmiş oldu. Turnuvadan sonra Trabzonspor'dan gelen teklifi kabul etti ve ikinci Karadeniz macerası başlamış oldu.
ŞENOL GÜNEŞ (BURSASPOR)
1987'de futbolu bırakıp, 1988'de Trabzonspor teknik direktörü oldu. Boluspor, İstanbulspor, Antalyaspor, Sakaryaspor'da çalıştı. 1996'da Trabzonspor ile şampiyonluğa çok yalaştı. 1998'deki Sakaryaspor macerasından sonra 2 yıl takım çalıştırmadı. Kariyeri düşüşteyken EURO 2000 sonrası Milli Takım'ın başına geldi. 2002 Dünya Kupası'ndaki tarihi başarı ve 2003 Konfederasyon Kupası'ndaki üçüncülük ile kariyeri yükselişe geçti ancak EURO 2004 elemeleri playoffunda Letonya'ya elenince görevi bıraktı. 6 ay sonra Trabzonspor'un başına geçti, 29 maç teknik direktörlük yaptı. 2007'de Seoul'e gitti, 2009'da Trabzonspor'un başına geçti. Trabzonspor ile bir kez daha şampiyonluğun kıyısından döndü. Gelen teklifleri reddettikten sonra Bursaspor ile bu sezon başında 1 yıllık kontrat imzaladı.
TOLUNAY KAFKAS (KARABÜKSPOR)
Teknik direktörlük kariyerine Kayserispor ile başladı. Takıma kupa finali oynattı, lig derecesiyle Avrupa'ya götürdü. Sezon sonunda kontrat görüşmeleri olumsuz sonuçlandı, Gaziantepspor'a gitti. Fırtına gibi bir Gaziantepspor yaptı. İlk sezonunda lig 4'üncüsü oldu. İkinci sezona ilk 4 maçta 4 mağlubiyet ve oyuncular ile arasındaki sorunlar nedeniyle istifa etti. Kariyeri yükselişte ve ligin gözde hocalarından biriyken Türkiye U21 Milli takımının başına geçti. 2 senelik görevini Trabzonspor'dan gelen teklif nedeniyle bıraktı. Sezon ortasında aldığı görevi, kupa finali sonrası kendi isteğiyle bıraktı. 2013/14 sezonu başında Karabükspor'a gitti ve takımını ligin korkulan ekiplerinden biri haline getirdi.
OKAN BURUK (GAZİANTEPSPOR)
Futbolu bıraktıktan sonra 2011/13 sonrası Abdullah Avcı'nın yardımcılığını yaptı. Avcı döneminde beklenen sonuçların alınmaması nedeniyle tüm teknik heyetle birlikte görevi bıraktı. 2013 sezonunda Trond Sollied'i gönderen Elazığspor'un tercih ettiği isim oldu. Devre arasına kadar yaşadığı puan kayıpları nedeniyle sezon sonunda lige veda etti. Bu sezon başında Gaziantepspor ile anlaştı.
ABDULLAH AVCI (BAŞAKŞEHİR)
1999'da antrenör olarak görev aldığı İstanbulspor'da teknik direktör olarak görev aldı. 7 maç süren bu görevi sonrası, 2 sezon boyunca Aykut Kocaman'ın yardımcısı oldu. 2004/05'te Galatasaray PAF takımının başına getirildi. Arda Turan, Aydın Yılmaz, Uğur Uçar, Mehmet Güven, Ferhat Öztorun gibi isimlerle PAF Ligi şampiyonu oldu. Bu başarısı sonrası 2005'te Türkiye U17 teknik direktörü oldu. Burada Nuri Şahin, Caner Erken, Onur Kıvraklı kadro ile Avrupa Şampiyonu oldu. U17 Dünya Şampiyonası'nda çeyrek finalde elendi. Buradaki başarısı sonrası İstanbul BB'ye teknik direktör oldu. Seyircisiz takımı Süper Lig'e çıkardı, ligin saygın takımlarından biri haline geldi. 5 yıl sonra, Guus Hiddink sonrası Milli takımın başına geldi. Yeni hedefler ve yeni vizyonla çıktığı yolda 18 maçta gelen 8 mağlubiyet sonrası görevi bıraktı. Bu sezon başı ligin yeni takımı Başakşehir'in teknik direktörü oldu.
MEHMET ÖZDİLEK (RİZESPOR)
Futbolu bıraktıktan sonra İngiltere'de Bobby Robson'ın yanında staj yaptı. Sonra Malatyaspor'da 4 ay süren bir teknik direktörlük deneyimi oldu ve Milli takımda Fatih Terim'in yardımcısı oldu. 24 Kasım 2005'te olaylı İsviçre maçında, kavgaları başlatan tekmeyi attı, görevi bıraktı. Sonrasında Antalyaspor ve Gençlerbirliği'nde başarılı sezonlar geçirdi.
KEMAL ÖZDEŞ (GENÇLERBİRLİĞİ)
Antrenörlük kariyerine Ersun Yanal ve Tevfik Lav'ın yanında yardımcılık yaparak başladı. 4 haftalık Konyaspor macerasının ardından 2010'da Türkiye U19'un teknik direktörü oldu. 2011 U19 Avrupa Şampiyonası'nda turnuva şampiyonu İspanya'yı 3-0 yenmesine rağmen, gruptan averaj farkıyla çıkamayınca görevinden istifa etti. Daha sonra Manisaspor'da iki dönem görev aldı. Manisaspor ile ligden düştü ve PTT 1. Lig'de 7. sırada yer aldı. Bu sezon başında Gençlerbirliği ile 2 yıllık sözleşme imzaladı ama lig başlamadan istifa etti.
HABER: HAKAN CELEP
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
