Ünal Aysal: "3 Temmuz öncesine..."

GÖRÜNTÜLÜ | Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Divan Kurulu toplantısında tüm spor branşlarında 3 Temmuz öncesine dönüş yaşandığını belirtti.

Haber; AA, Fotoğraf; AA
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Ünal Aysal
Ünal Aysal
09 Temmuz 2014 13:52
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Beko Basketbol Ligi play-off final serisinde Fenerbahçe Ülker'e karşı yapılacak son maça çıkılmaması konusuna açıklık getirirken, Türk futbolunda 3 Temmuz süreciyle başlayan şike soruşturmasını da "Pandora'nın Kutusu"nun açılmasına benzetti.

Galatasaray Adası'nda gerçekleştirilen aylık olağan divan kurulu toplantısında, "etik spor için boykot" maddesinin görüşülmesinde söz alarak üyelere hitap eden Ünal Aysal, ilk olarak Galatasaray Liv Hospital Erkek Basketbol Takımı'nın Fenerbahçe Ülker'le oynanan Beko Basketbol Ligi play-off final serisi son maçına çıkmaması süreci hakkında bilgi verdi.

Yönetim kurulu olarak o tarihte oldukça ciddi ve önemli bir karar almak zorunda kaldıklarını belirten Aysal, "Bu karar kolay ve ezbere alınabilecek bir şey değildi. Galatasaray, başarıya endeksli, kupaları kazanmak üzere organize olan bir kulüptür. Galatasaray, her şeyden önce etik spor, fair-play, dayanışma, kardeşlik ve dostluk bazında yapılan spor için kurulmuştur. Atalarımızın, bizden önceki yöneticilerimizin bize verdiği emanet budur" diye konuştu.

Aysal, Beko Basketbol Ligi play-off final serisinde yaşananlara değinerek, bir reaksiyon vermek durumunda kaldıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kupayı alabilirdik, ama mucize olurdu"

"Serideki olaylardan sonra yönetim kurulumuz, 'biz alın teriyle buraya kadar geldik, milyonlarca lira para harcadık, maça sadece yenilmek için davet edildik' düşüncesine girdi. Bu noktada iki seçeneğimiz vardı. Ya gidip oynayıp, yenilerek rakibimize kupayı kaldırma zevkini vermek, ya da reaksiyon göstermek. Sizin bizden beklentiniz herhalde ikincisiydi. Biz de reaksiyon gösterdik. Bir kupa kaybettik. Bir ihtimalle de bu kupayı alabilirdik ama bu mucize olurdu. Çünkü her şey kupayı aldırmamak için kurgulanmıştı."

Final serisinin son maçına çıkmamalarının, temiz spor adına bir bayrak kaldırma anlamına geldiğini savunan Aysal, "Federasyon başkanıyla bire bir konuştum. Yanlış bir işlem yaptıklarını söyledim. Karşı tarafa bize verilen cezanın yarısının uygulanmasını istedim. Hakem kadrosunun şaibeli olduğunu söyledim ve 'Bunların yerine daha sağlıklı bir hakem kadrosu koyun' dedim. Federasyon başkanı her ikisini de reddetti. Başkan, bizim maçı oynamamız gerektiğini ısrarlı bir şekilde beyan etti. Ben de bu şartlarda takımı getirmeyeceğimizi, bunun Türkiye'de bir ilk olacağını, olayın bu davranışla da sınırlı kalmayacağını, bundan sonra gerekli tedbirleri alıp, bu spor dalı temizlenene kadar her şekilde reaksiyon göstereceğimizi net olarak kendisine anlattım" ifadelerini kullandı.

"3 Temmuz'da Pandora'nın Kutusu açıldı"

Göreve geldiğinde 3 Temmuz süreci olarak adlandırılan şike soruşturmasının başladığını hatırlatan Aysal, "2011 senesinin Temmuz ayının 3. günü, Türkiye'de 'Pandora'nın Kutusu' açıldı. Bu kutunun içinden bir sürü yanlışlık ve gerçekten spor ahlakına uymayan bin 600 sayfalık doküman çıktı. O zaman iş başına yeni gelmiştim. Ben de şaşkınlık içinde bu durumu izledim. Sonra bu işlerin içine Galatasaray'ın da çekilmek istendiğini fark ettiğim için camiamızı ve benden önceki yöneticileri elimden geldiğince savunmaya, bu işten uzak tutmaya çalıştım" diye devam etti.

Başkan Ünal Aysal, 3 Temmuz 2011'de başlayan şike soruşturmasının kendisinde temiz spor için bazı ümitler doğurduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"3 Temmuz bana bir ümit verdi. Demek ki sporumuz gerçek hedefine ulaşmak üzere bir yenilenme sürecine giriyordu. Süreç dolayısıyla, geçtiğimiz 8-10 yıl içinde yaşanan bazı yanlışlıklar düzeltilebilecekti. Bu hepimizin bilinçlenmesine, spor yöneticilerinin ve seyircilerin, ne pahasına olursa olsun başarı ve kupa kazanma anlayışını değiştirecekti. 3 Temmuz'dan sonra artan ümitlerim ve beklentim buna dönüktü. Bu bir anlamda gerçekleşti. 2011-2012 sezonunda, hemen hemen bütün branşlarda eskiye dönüş, huzur, yarışmalarda biraz daha dikkat, hakemlerin ve federasyonların davranışlarında her ne kadar tam olmasa da bir iyileşme izledik. Ancak bu sene Yargıtay kararları sonrasında yapılan uygulamalar ve bunun sonucunda havada kalan bazı neticeler sonrasında, sporumuz 3 Temmuz 2011'in gerisine dönme süreci içine girdi."

Yargıtay kararından sonra federasyonların yaklaşımını yakından takip ettiklerini belirten sarı-kırmızılı kulübün başkanı, "Bütün yarıştığımız branşlarda federasyonların etkisini üzerimizde hissettik. Kürekde Galatasaray'ın başarılı olduğu branşlar, federasyon tarafından yarışmalardan çekildi, başka bir kulübün başarılı olduğu branşlar dahil edildi. Biz o şampiyonayı kaybettik. Ondan sonra basketbol olayı yaşandı. Geçen sezon şampiyon olduğumuz basketbolda, başkalarının bütçelerinin çok daha altındaki rakamlarla, tamamen iman gücü, disiplin ve çalışma azmiyle final oynadık. Hocamız ve oyuncularımız, alın teri ile ıslattıkları parkeden her defasında başarıyla ayrıldı. Bunun sonucunda hepimizin beklentisi, düzgün bir final oynamaktı" değerlendirmesinde bulundu.
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam