"Ceza alırsak, basket maçını bile izlemesinler"

Türk sporunun usta kalemlerinden Kemal Belgin, UEFA Disiplin Kurulu'na sevkedilen Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın son durumunu değerlendirdi.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Ceza alırsak, basket maçını bile izlemesinler'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
10 Haziran 2013 19:18
Türk sporunun usta kalemlerinden Kemal Belgin, UEFA Disiplin Kurulu'na sevkedilen Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın son durumunu değerlendirdi. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın ceza alması durumunda Tahkim ve CAS yolunun açık olduğunu dile getiren Belgin, olur da UEFA'dan bir ceza çıkarsa iki temsilcimizin de tarihinde büyük taribatlar olacağını ve bu işe karışan tüm yöneticilerin spor alanlarından uzaklaştırılması gerektiğini söyledi.

- UEFA'nın bugün Fenerbahçe'yi ve Beşiktaş'ı disiplin kuruluna vermesi, bazı yöneticilerin de disiplin kuruluna sevk edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

"UEFA müfettişlerinin Türkiye'deki tapelerin, mahkemenin vermiş olduğu gerekçeli kararı tercüme edip, bu safhaya gelmiş olması iki seneyi buldu. Herkes çok meraklanıp, çok telaşlanıyordu, "Ne oldu, hiç ses, seda yok" diye ama o kadar çok sayıda tapeyle, bilmem kaç sayfalık iddianame sonucu alınmış bir karar ve gerekçesi ve tabii bunların Türkçe oluşu sebebiyle UEFA'nın uluslararası lisan çizgilerine tercüme edilmesi tabi ki bir süreç aldı. Çünkü yanlış hatırlamıyorsam UEFA'nın 7 dilde yayınları olur. Yani bu 7 dile bu kadar malzemenin çevrilmesi gerekirdi. Bu yüzden bu iş bu kadar uzamıştır. Yine SPORX'ten edindiğim bilgiye göre Fenerbahçe'nin 2 sezon, Beşiktaş'ın 1 sezon Avrupa Kupaları'ndan men edilme cezasıyla karşı karşıya kalma ihtimallerinin bulunduğu yazılıyor. Ayrıca Fenerbahçe'den 5, Beşiktaş'tan 2 kişinin ceza alması gündemde. Tabii bu disiplin kuruluna her iki takımda savunma verecek. Bu savunmalar ışığında disiplin kurulu kesin kararını verecek. Tabiki bu karar aşamasından sonra kulüplerin ve kişilerin tahkime gitme hakları var. Hatta en sonunda tahkim de onarsa CAS'a gitme hakları da var. Bu işin sonunda her iki kulübe ceza verilir mi bilemeyiz ama yöneticiler disiplin kurulundan ceza alırlarsa, UEFA tahkim kurulu da bunu onarsa ve dolayısıyla da Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın kulüp olarak ceza almaları; o zaman Türkiye'de insanlara bu tip gelişmelerde kulüp ve yöneticinin birbirine bağlı olarak uluslararası alanda yargılandığı ve ceza aldığı gerçeği de ortaya çıkmış oluyor. Ceza alırsak üzülürüz ama yıllardan beri süregelen dedikodular, en son 2011'de çıkan yasadan sonra yasaya takılış ve orada tutuklanıp, mahkum ediliş falan filan sanıyorum bu Türk futbolunu yönetenlere, Türk futbolunun içindeki öğelere, teknik direktörlere, yardımcılarına bir ders olmuş olur."

- Az önce kararı Tahkim onarsa CAS'a gidilebileceğini söylediniz. Fenerbahçe, CAS'tan davasını çekmişti. Bu bir sorun yaratmaz mı?

"Zaten Fenerbahçe, CAS'tan davasını çekerek bir itirafta bulunmuştur. Şimdi ben haklı olsam, benim bu işlerden uzaktan yakından ilgim olmasa, Şampiyonlar Ligi'nden de ihraç etseler ben CAS'ta davamı sabaha kadar tutarım. Hiç kimse de bana davamı geri aldırtamaz ama siz CAS'a açtığınız davayı geri çekiyorsanız bir itirafta bulunmuş oluyorsunuz. Zaten o aşamada çok çirkin bir durum. CAS'ta siz davanızı tutun, CAS sizi reddetsin. O başka bir şey. Ama siz CAS'tan davanızı çektiğiniz vakit siz diyorsunuz ki, "Ya işte çaktırma durum iyi değil" diyorsunuz."

- Ünal Aysal yakın zamanda Fenerbahçe ceza alacak demişti...

"Ünal Aysal, yanlış bilmiyorsam Belçika'da oturan, oralarda işyerleri olan, Kanada'da iş yerleri olan yani uluslararası alanda iş yapan, ticaret yapan ve dolayısıyla da ilişkileri de bir hayli geniş olan birisi. Şöyle olabilir. Müfettişin UEFA'ya verdiği haberden haberi olabilir. Ki bu da son derece doğaldır. Nasıl ki biz Türkiye'deki geniş bilgi ağımızdan, çevremizden, olmadık zamanda olmadık haberler ediniyoruz. Medya içinde birbirimize söylediğimizde şaşırıyoruz. Orada da Ünal Aysal'ın bir ağırlığı var onun da kulağına bekli geldi birşey."

"FRANSA'DAN GELDİLER"

"Belirtmek istediğim bir konu var. Geçen hafta Fransa'nın L'Equipe gazetesi ve onun ünlü eki France Football'un yazarları geldi bana. Bunu ben gizli olarak tutuyordum ama şimdi bu ortaya çıkınca açıklamakta sorun yok. Hatta yarınki (Salı) France Football'da da Türkiye kapak olacak. Yarın (Salı) ayın 11'i değil mi? Bir tane edinmenizi tavsiye ederim. Burada güvenilir gazeteci, bilgileri sağlam olan kiş olarak da beni seçmişler. Benim orada 13 sene Türkiye muhabirliğim var. Onun da etkisi olmuştur. Geldiler, 4,5 saat oturduk bir öğlen yemeğinde konuştuk. Bana kendileri Pierre Cornu ile geldiklerinden 1 hafta 10 gün evvel 3 saat süren bir yemek yediklerini anlattılar. Bizim şike süreciyle birebir ilgili olan ilk müfettiş biliyorsunuz. Bende ne konuştuklarını sordum. Bana, "Sayın Belgin detay sorma anlatmayız" dediler, off the record konuştuk ama 11 Haziran tarihli çıkacak olan gazetede yazacaklarının iyi olmadıklarını söylediler. Bende onun üzerine birşey sormadım. Yarın dergiyi ele geçirebilirsek okuyacağız. Şimdi L'Equipe ve France Football çok ciddi şekilde Fransız olmasına rağmen Platini'yi de suçluyorlar. Platini'ye müthiş öfkeliler. L'Equipe gazetesi dünyanın her yerinde satılan çok uluslararası bir gazetedir. Günde 2,5 milyon tirajı olan bir gazete bu. Bunlar şimdi bu haberi kapağa girdiklerine göre önemli bir bilgi var ellerinde. Platini'ye de ilgili ellerinde çok ciddi dökümanlar var. Şunu da söyleyebilirim; Platini'nin Türkiye'ye çok yumuşak davrandığını, FIFA Başkanlığına adaylık için Müslüman ülkelerin öncülüğünde Türkiye'yi yanına almak istediği gibi iddialar var. Bilmiyorum dergide yer verecekler mi ama yaptığımız diyalogların içinde bu vardı. Ben de daha fazla detay açıklamayayım çünkü birbirimize söz verdik.

"SPOR SALONLARININ YANINDAN GEÇMESİNLER"

- Korkulan olur ve kulüpler ceza alırsa, bundan sonra neler olur?

"Fenerbahçe ve Beşiktaş zaman zaman ligde aldıkları sonuçlardan dolayı Avrupa Kupaları'na katılamadılar. İnşallah olmaz ama böyle bir cezaya çarptırılırlarsa bu iki kulübünde tarihinde, itibarında çok büyük yaralar açar. Tabii buna sebep olan kişilerinde artık bundan böyle değil kulüplerde yöneticilik yapmak, statlarda basket seyretmeye bile gelmemeleri lazım. Bakın, bugüne kadar Türk futbolunda hiç bir idareci grubu Türkiye'nin bu 3 büyük kulübüne, dolayısıyla Türkiye'ye hiç bir dönemde bu kadar büyük zarar vermemiştir."

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam