10 maddede Diego Ribas!

Yazarlarımızdan Altan Tanrıkulu, Fenerbahçe'nin yeni transferi Brezilyalı yıldız oyuncu Diego Ribas'ı mercek altına aldı.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
10 maddede Diego Ribas!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
22 Temmuz 2014 09:45
Altan Tanrıkulu yazıyor...

Yaşamının birçok bölümünde olduğu gibi yine yollara düşme hazırlığı yapıyordum... Planım 1-2-3 Nisan’ı kapsıyordu... İstanbul’dan Barcelona’ya uçacak, trenle Madrid’e geçecek, oradan yine trenle İspanya’nın küçük bir kenti Vitoria’ya ulaşacaktım.

Amacım üç günde üç maç seyretmekti. İlki 1 Nisan’daki Barcelona-Atletico Madrid Şampiyonlar Ligi çeyrek finaliydi... Messi-Arda Turan karşılaşması beni heyecanlandırmıştı...
İkinci maç 2 Nisan’da Bernabeu’daki Real Madrid-Dortmund kapışmasıydı... Çeyrek finalin bir başka mücadelesinde kadrosunu Bale’le güçlendiren Real’i önceki yılın Şampiyonlar Ligi finalisti Klopp’lu Dortmund karşısında izleyecektim.

Son maç 3 Nisan’da bu kez Euroleague’deydi... CSKA ve Nantere maçlarında salondan izlediğim Fenerbahçe Vitoria Laboral’a konuk olacaktı... Sarı-lacivertliler’in basketbol takımını ilk kez yurt dışında seyretmenin keyfini yaşayacaktım.

İlk maçım Nou Camp’daki Barça-Atletico kapışmasıydı. Şampiyonlar Ligi’nde uzun süredir bu kadar başarılı olamamış bir takımdı Atletico... Ligde ise Real ve Barça ile birlikte şampiyonluk için yarışıyorlardı...



Felix Brych’in düdüğüyle başlayan maçın ilk yarısında açıkçası büyük bir hayalkırıklığı vardı.. Barcelona etkili atak geliştiremiyor, Atletico ise kısa paslarla oyunu soğutmayı tercih ediyordu. Maçın kırılma anıysa 30.dakikaydı... Simeone’nin en çok güvendiği oyunculardan biri olan Diego Costa sakatlandı. Konuk ekibin en büyük gol silahı çıkmak zorundaydı.. Baktım kulübeye doğru. Simeone defansif bir ismi almak yerine 26 numaralı formasıyla Diego Ribas’ı oyuna soktu...

İkinci yarıda tempo yine düşüktü.. Ama o düşük tempoyu yukarı çeken oyuncu Brezilyalı Diego Ribas olmuştu. 56.dakikada Gabi’den aldığı topu inanılmaz bir yere gönderdi 35 metreden ve sağ çarprazdan... Refleksleri zaten çok iyi olmayan Pinto topu ancak kalede gördü bizim gibi. Ben Barcelona taraftarları arasından izliyordum maçı ama solumda bir Real’li vardı ve Atletico’yu tutuyordu bu maçta... Diego’nun golüne sanırım en çok o sevindi.. Ben de sevinmiştim doğal olarak... Arda Turan’ın takımıydı Atletico ve bir Türk oyuncusu Şampiyonlar Ligi’nde yoluna devam için önemli bir gol kaydetmişti. Bu müthiş füze UEFA tarafından 2013-14 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nin en güzel golü seçildi. Açıkçası yorgunluğa değmişti o harika vuruşu tribünden izlemenin keyfi.

Maç bir başka Brezilyalı Neymar’ın güzel golüyle berabere tamamlandı... Ben Real-Dortmund ve Vitoria-Fenerbahçe Ülker maçlarını seyrettikten sonra Türkiye’ye döndüm.. Atletico; La Liga’de “olmaz” denileni başarıp şampiyon oldu... Üstelik son maçta Barcelona ile yine Nou Camp’ta yine 1-1 berabere kalarak... Arda o maçta 23 dakika sahada kalmış ama La Liga’da 21 numaralı formayı giyen Diego Ribas hiç şans bulamamıştı.

Atletico’nun Avrupa serüveni Lizbon’daki finale kadar sürdü.. O finale de gittim... Arda gibi Diego da 120 dakikaya giden maçta oynayamadı... Arda yedek bile soyunmadı... Üstelik Diego Costa sakat sakat oynadı ve 8.dakikada çıkmak zorunda kaldı.

Bu uzun girişi yapmamın sebebi Atletico ya da Arda Turan analizleri değil elbette... Konumuz Diego Ribas.. Fenerbahçe’nin yeni transferi, yeni Brezilyalısı... Alex’ten sonra o bölgeye yapılan en önemli transfer 29 yaşındaki Diego Ribas..



Ersun Yanal’ın onayıyla yapıldı transfer... Fenerbahçe Yönetimi böyle bir opsiyon olduğunu görünce konuyu teknik adamıyla paylaştı ve transfer gerçekleşti. Asıl ilginç olan Diego’nun menajerler aracılığıyla önce Fenerbahçe’yle temas kurması ancak “Hayır” yanıtıyla karşılaşması olmuştu... Bunun üzerine rota Beşiktaş’a döndü.. Beşiktaş’la uzun süren pazarlıklarda bir türlü beklenen anlaşma sağlanamadı... Mayıs ayının son günlerinde Fenerbahçe kulübü internet sitesinden yaptığı bir duyuruyla Diego Ribas’la görüşmelere başlanıldığını KAP’a bildirdi.. Yanal’ın, “Olursa isterim” demesi Diego’yu Fenerbahçeli yapmıştı.

Henüz Diego resmi imzayı atmadan Fenerbahçe’de ilginç gelişmeler yaşanmaya devam etti... Ersun Yanal’ın sözleşmesini uzatma töreninde Başkan Aziz Yıldırım’ın eline mikrofonu alarak “Diego transferini sizin bilginiz dışında yaptığım söyleniyor. Hocam bu doru mu?” şeklinde bir soru sorması herkesi şaşırtmış aynı zamanda gülüşmelere yol açmıştı..
Yanal’ın bu transferden haberi vardı... Ancak önceliğinde Diego yoktu.. Açıkçası Aziz Yıldırım ile Ersun Yanal’ın arasında yaşanan gerginlik sırasındaki ortaya birçok iddia atıldı.. Sonunda film mutlu sonla bitti ve hem Yanal’ın sözleşmesi uzatıldı hem de Diego Fenerbahçeli oldu.

28 Şubat 1985 doğumlu ve balık burcu olan Diego’nun en önemli özelliği oyun görüşü ve gol vuruşlarındaki ustalığı... Forvetlere verdiği güzel paslar, yaptığı ikiye birler, uzaktan şutları ve gol koklamadaki becerileri de yadsınamayacak ölçüde.



17 yaşında Santos’ta başlayan profesyonel kariyerinde çok kısa sürede önemli aşama kaydetmesinin en büyük nedeni Avrupa’ya çabuk adapte olmasıydı.. Porto’daki ilk sezonunda henüz 19 yaşındayken 36 maç oynadı ve 4 gol attı.

7 Aralık 2004’te Şampiyonlar Ligi grup maçında Chelsea ağlarını havalandırırken kariyerinin ilk önemli golüne de imza atmış oldu... Porto Diego’nun da katkısıyla Mourinho’lu Chelsea’yi 2-1 yenerken Brezilyalı genç oyuncu ünlü Quaresma’yı da yedek bırakmıştı.

Hemen her sezon kulüp ve forma numarası değişen Diego Ribas da Cunha, Porto’da geçirdiği iki güzel sezonun ardından Werder Bremen’e transfer oldu... Bremen’de oynarken 5 Haziran 2007 tarihinde Brezilya formasıyla Türkiye’ye karşı mücadele etti... Dortmund’daki maçta 70 dakika sahada kalan Diego’nun kariyerinde 32 A milli maçı ve 4 golü bulunuyor..
Copa America 2004’te şampiyon olan Brezilya’nın kaptanlığını Alex de Souza yapmış, Felipe, Kleberson gibi tanıdık isimler de Sambacılar’da forma giymişti.. O turnuvada final dahil her maçta oyuna sonradan giren Diego ise 19 yaşında bir şampiyonluk yaşamış oldu.

6 milyon Euro karşılığında Porto’dan Werder Bremen’e transfer olmuştu Diego.. Thomas Schaaf yönetimindeki yeşil-beyazlı takıma büyük katkı vereceğini de daha ilk maçlardan belli etmişti.. 20 Nisan 2007’de Allemania Aachen maçının 90.dakikasında skor 2-1 Bremen lehineyken konuk takım bir serbest vuruş kullandı.. Kaleci Nicht bile Bremen ceza alanına gitmişti.. Top savunmadan geri döndü.. Bir anda topla buluşan Diego çabuk hareketlerle orta sahaya doğru yöneldi.. Orta yuvarlağın kendi sahasındaki dilimine bile gelmemişti ki topu havalandırdı.. Herkesin bakışları arasında Almanya’da sezonun en güzel golü ağlarla buluştu.

Bu tip güzel golleri, takımın kilit isimlerinden biri oluşu ve sakinliğiyle dikkat çeken Diego Ribas, Werder Bremen’de 3 istikrarlı sezon geçirdi... Orta saha oynamasına karşın her sezon 15 golün üzerine çıkmayı başaran Diego için en anlamlı yıl 2009 olabilirdi... Bremen formasıyla UEFA Kupası’nda çok başarılı maçlar çıkaran Brezilyalı yıldız Mesut Özil ve H.Almeida’yla birlikte harika goller atıyordu.. Özellikle çeyrek finaldeki Udinese eşleşmesinde hem Bremen’de hem de İtalya’da rakip ağları 2 kez havalandıran Diego formunun zirvesine çıkmıştı..

Ancak Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda 20 Mayıs’ta oynanan final Diego ve Almeida için oldukça buruktu.. O karşılaşmada kart cezalısı olduğu için oynayamayan bu ikili kupayı Shaktar’ın almasıyla daha da büyük üzüntü yaşamışlardı.



Tek sezonluk Juventus deneyimi aslında kötü geçmemişti Diego için... Takımının orta sahadaki beyniydi ve 44 maçla en çok forma giyen oyuncu oldu tüm sezonda.. 7 kez ağları havalandırırken Felipe Melo ile yan yana oynuyordu...

2010-11 sezonunda Steve McClaren’in çalıştırdığı Wolfsburg’a transfer oldu.. Almanya’daki ikinci serüveninde yine başarılıydı.. 30 maçta forma giydi, 6 gol attı... Bu performansıyla Atletico Madrid’in dikkatini çekti ve 2011-12 sezonunda kiralık olarak La Liga’nın yolunu tuttu... Arda Turan’la birlikte başarılı performans sergileyen ve takımının UEFA Avrupa Kupası’nı kazanmasında büyük pay sahibi olan Diego Athletic Bilbao’yla oynanan final maçında son golü atmıştı...

Sezon bitimi tekrar Wolfsburg’a döndü Brezilyalı yıldız.. 37 maç 13 gollük performansla Bundesliga ortalamasına yakın bir grafik çizdi 2012-13 sezonunda.. Ama aklı La Liga’da, Atletico’da kalmıştı... Geçen sezon Wolfsburg’la ilk yarıyı tamamladı... İkinci yarıda tekrar La Liga’daydı... Unutulmaz anlar yaşadığı 5 aylık serüvenin sonu yine buruktu.. Yine takımı finale yükselmiş, ama bu kez cezası yüzünden değil Simeone’nin tercihiyle finalde süre alamamıştı Real Madrid karşısında.

Fenerbahçe’nin teklifini kabul ederken kariyerinde hiç bilmediği, tanımadığı bir ülkeye gelmenin soru işaretleri vardı elbette kafasında.. Ama Alex gibi, Melo gibi, Felipe gibi, Kleberson gibi, Lincoln gibi birçok tanıdığı ismin oynadığı Süper Lig’de çok önemli bir kulüpte 10 numaralı forma onundu artık.



Gelelim Diego Ribas’ın saha içinde nasıl bir pozisyonda oynayacağına, Fenerbahçe’ye nasıl verimli olacağına ve savunmadaki zaafları bilinirken Ersun Yanal’ın onu nasıl kullanacağına.

Açıkçası çoğu takımın sert futbolu tercih ettiği ve oynatmama düşüncesinin öne çıktığı bir ligde Alex de Souza’nın zirveye çıkan kariyerini örnek almalı Diego.. Diego Alex’ten daha kariyerli ve başarılı bir oyuncu.. Ama Alex Diego’dan daha iyi ve yetenekliydi... Diego’nun şansı 19 yaşından itibaren Avrupa’nın sert liglerinde ve önemli kulüplerinde oynamış olması. Özellikle Porto, Bremen, Atletico ve Juventus’ta oynamış olmak onun için büyük kazanç... Alex 2004-05 sezonunda şampiyon olmuş bir takıma gelmişti ve teknik direktör değişmemişti.. Diego da aynı durumla karşı karşıya... Üstelik takımın şablonu da aynı.

Fenerbahçe yeni sezonda büyük ihtimalle Volkan – Gökhan, B.Alves, Egemen, Caner – M.Topal, Emre – Diego – Kuyt, Emenike, Sow dizilişiyle oynayacak.. Ersun Yanal bazı zorlu lig maçlarında orta sahaya Meireles veya Cristian’ı ekleyip Emenike-Sow ikilisinden birini yedek bırakabilir... Ya da Emre’nin yerine Alper’i tercih edebilir.

Takımın ön bölgesinde Kuyt dışında savunmaya yardım konusunda istek olsa bile yetenek sınırlı. O yüzden Diego’nun kalabalık orta alanda çok yardımsız kalacağı, Fenerbahçe’nin çok adamla hücuma çıkacağı ama savunmada eksik yakalanacağı maçlar izleyebiliriz bol bol.



Ve en önemli konu.. Diego Ribas mı Alex de Souza mı, sorusu... Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişir.. Ben Alex’in futbol zekasını çok çok az yıldızda gördüm... Çabuk düşünen, çabuk oynayan, ama yavaş bir futbolcuydu Alex.

Diego ise Alex’ten çok daha hızlı... Ama onun kadar futbol zekasının yüksek olmadığı düşüncesindeyim.. Eğer Alex’in son 2 sezonundaki gibi durağa bir oyun sergilemeye kalkarsa hayalkırıklığı yaratabilir...

Bunları yapmaz, sorumluluk alır ve oyunun ofansif yanındaki görevlerini iyi yaparsa savunmadaki eksiklerini arkadaşları kapatabilir. Diego Fenerbahçe taraftarı için önemli bir isim. Ama unutulmamalı onun karşısındaki en büyük rakip ne Sneijder ne de Demba Ba.. Diego’nun rakibi 10 yıl önce Milli Takım’dan kaptanı olan Alex de Souza. Fenerbahçe taraftarı bu bilinçle Diego’ya sabır gösterirse filmin sonu mutlu olur...



10 maddede Diego

1. Tam anlamıyla 10 numara pozisyonunun ismi
2. Fenerbahçe’nin seyircisinin en çok sevdiği oyuncu stiline sahip
3. Bencil değil, attırmayı ve oynatmayı da seviyor
4. Duran top ustası.
5. Fizik olarak çok güçlü değil, ama çok çabuk ve vücudunu iyi kullanıyor.
6. Kafa toplarında etkisiz
7. Uzaktan sert vuruşlarından çok kaleciyi önde yakaladığında avlamasıyla ünlü
8. Antrenmanlarda çok sıcakkanlı
9. Kendisini gölgede bırakacak bir transfer yapılmadı
10. Kötü oynarsa Alex’le karşılaştırılacak, iyi oynarsa Kaptan’ı unutturabilecek.

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Yasal Uyarı: Bu haber kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tümü
 Reklam