Okan Buruk: "Galatasaray için ayağımı verdim!"

Akhisarspor Teknik Direktörü Okan Buruk'tan özel açıklamalar geldi. Tecrübeli teknik adam birbirinden önemli açıklamalarda bulundu.

Haber; Hürriyet
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Okan Buruk: 'Galatasaray için ayağımı verdim!'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
19 Ocak 2018 09:25
Son güncelleme 19 Ocak 2018 10:07
Teleset Mobilya Akhisarspor Teknik Direktörü Okan Buruk, Hürriyet'e konuştu. Tecrübeli teknik adam birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Sarı kırmızılı yönetimin Tudor'u çok doğru zamanda gönderdiğini savunan Buruk, "Her hafta sistem ve oyuncu değiştiren Galatasaray'ın onunla başarılı olma şansı sıfırdı" dedi.

İşte Okan Buruk'un röportajı...

Yabancı oyuncu serbestliği iyi mi kötü mü?

Ne kadar Türk oyuncu var ki, yabancı sayısı konuşuluyor! Türk futbolunda en son konuşulacak şey yabancı sayısı. Bizdeki sorun belli. Eskisi kadar oyuncu yetiştiremiyoruz. İyi Türk oyuncuları A takım seviyesine getiremiyoruz. Şu anda 3 yabancıya da düşürseniz, alttan 20 yerli oyuncu gelmeyecek!Bizim bir planlamaya ihtiyacımız var. Sadece oyuncu yetiştirme anlamında değil. Bunun içinde tesis, antrenör, oyuncu gelişimi var. Burada yatırım gerekiyor. Biz hep yatırımı statlara, oyunculara yapıyoruz. Buradaki asıl yatırımın yapılacağı yer altyapı ve antrenörleri. Bizim sporun her alanında gelişmeye ihtiyacımız var. Ailelerde doğru yönlendirilmiyor, bilmiyor.Cenk Tosun, bu sistemde formayı kaptı ve Everton'a transfer oldu...

İyi Türk oyuncu formayı alacaktır. Türk oyuncu iyiyse benim tercihim ondan yana olur. Cenk burada çok güzel bir örnek oldu. Her sene Cenk, yedek santrfor olarak başladı sezona! Her sene o bölgeye çok da önemli oyuncular alındı. Ama Cenk her seferinde yarıştı. Bazen kazandı, bazen bekledi. Ama Cenk bu sene Şampiyonlar Liginde ve ligde çok daha üzerine koydu. Hak ettiği bir transferi yaptı. Şimdi Cenk'in transferine baktığımızda hiç kimsenin aklında bir soru işareti yok. "Cenk nasıl bu paraya gitti" diyen var mı? Zaten dünyada iyi santrfor bulmak çok zor. Bu kadar komple bir oyuncuyu bulmak da çok zor. Hak ettiği değeri bulduğunu düşünüyorum. Cenk'in yaşı da genç. İnşallah daha büyük kulüpleri, paraları da görür.



En büyük hayaliniz nedir? Avrupa'da bir takım çalıştırmak mı, Galatasaray'ı çalıştırmak mı?

Büyük takımda çalışmak istiyorsanız hak ederek gelmeniz gerekiyor. Türkiye'de büyük takımlarda çalışmak tabii ki isterim ama başarılı bir şekilde, güçlü şekilde gelmeniz gerekiyor. Sadece Galatasaray, Beşiktaş yada Başakşehir'in eski futbolcusu Okan olarak değil, sağlam bir şekilde o göreve gelmek önemli. Benim hedefim başarılı biri olarak büyük bir takımda çalışmak. Ben teknik adamlıkta 5.seneme girdim, 44 yaşındayım. Aslında genç teknik adam diyorlar ama çok da genç sayılmam. İyi bir performans yaşındayım. Bir teknik adam olarak yaşadıklarımın oturmuşluğunu net gördüğüm bir seneyi yaşıyorum. Futbolcu olarak da yurt dışında oynamayı hayal etmiştim. Nasip oldu. Teknik adam olarak da yurt dışında çalışmak istiyorum. İnşallah bir gün o şansı yakalarım. Şu andaki çalıştığım yerden gerçekten çok mutluyum. Akhisar'da olmak bana güven veriyor ve rahat bir ortamda çalışıyorum.

Arda'nın Başakşehir'e transferini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Arda'nın kesinlikle oynaması gerekiyor. 6 ayı boş geçirdi. Lider Başakşehir'in de şampiyon olması için hamleler yapması gerekiyor. Bu anlamda Arda da, o takıma gerçekten psikolojik anlamda şampiyonluk inancını kazandırabilecek bir oyuncu. Arda'yı aldığınız anda diğer oyuncuları da şampiyonluk yolunda ekstra motive etmiş oluyorsunuz. "Bakın biz şampiyonluğa inanıyoruz. Ve bu doğrultuda bu hamleleri yapıyoruz" mesajını psikolojik olarak da vermiş oluyorsunuz. Ben Başakşehir'in burada yaptığını çok doğru buluyorum. Burada kendi geleceğiyle alakalı karar verecek olan Arda. Benim bildiğim ve inandığım tek şey Arda şu anda futbol oynamak için yanıp tutuşuyor.

Anadolu takımlarını şampiyon yapmak olaydır. Bunun şu anda çok mümkünatı var mı?

Bu sene çok farklı bir sene. Baktığınızda sezon başından itibaren bütün takımlar birbirine yakın gitti. Herkes, herkesi yenebiliyor. Bu sene iyi bir kadrosu olan ve iyi uyumu olan herhangi bir takım şampiyonluğu yakalayabilir. Kayseri, Göztepe gibi 2 tane yatırım olarak diğer takımlar kadar para harcamasalar da şu anda o grubun, yarışın içindeler. Burada Başakşehir'in diğer takımlara göre bütçe olarak daha altında ama lider olduğunu görüyoruz. Bu sene aslında ben öyle bir sene olarak görüyorum. Lig bana göre her sürprize açık. Sıralamanın neyi göstereceği belli değil. Bu sene 3 büyüklerin dışında bir şampiyonluğa açık bir yıl olabilir.

Galatasaray maçında Tudor ile tartıştınız. Bundan pişman oldunuz mu?

Aslında ben maç içinde tartışmadım. Tartışmamak için elimden gelen her şeyi yaptım. Rakip takım teknik direktörü benim meslektaşım. Benim en son muhatap olup tartışacağım kişi odur. En sevmediğim ve nefret ettiğim şeydir. Hep saygı gösteririm. Bizim birbirimize daha saygılı olmamız gerekiyor. Karşınızda bu saygıyı kaybetmiş, devamlı her pozisyonda sizin üzerinize gelip konuşan birini duyduğunuzda 1-2-3-4.de artık 'alın' dedim. Yan kulübede tanıdığım ve sevdiğim insanlara 'alın' dedim. Aramızda böyle bir şey olmasını istemem. Ama benim oyundan atılma pozisyonum oldu. Orada da üzerime gelmesi ve ben içeri girerken de konuşması beni kızdırdı. Oyundan atılmışsınız ve psikolojiniz bozuk, sinirlisiniz ve sürekli bizi tahrik ediyor. İçeri girerken konuşup arkamdan hareket yapması bunların hepsi benim içimde birikti. Maçı da kaybetmiştik ve bazen o psikoloji ile daha agresif olabiliyorsunuz. O güne dönüp düşündüğümde şunu dedim... " Ben Okan Buruk'um. İnsanlar bana hep sevgi ve saygı gösterdi. Ben şiddetin veya kavganın olduğu bir oramda bulunmak, anılmak isteyen biri değilim. Yapı olarak da böyleyim saha dışında. O yüzden o ortamda o sinirle Tudor'un yaptıkları ve hakem hataları ile alakalı konuşmasam benim için çok daha iyi olurdu. Benim insanların gözünde bir yerim var. Bunun dışına çıktığınızda insanları da şaşırtıyorsunuz.

Tudor neler söyledi?

Saha kenarındaki tavırlar hoş değildi. Sırf bana karşı da değil. Bizim kulübümüze karşı, diğer yardımcılarıma da dönüp sürekli konuştu. Mesela bizim doktor ve fizyoterapistimiz sahaya girerken onları tuttu. Sahaya sokmadı. Onlara bile saygısızlık yaptı. Herkes baskı altında olabilir. O da öyleydi. Önemli olan baskı altında iken o tavırları sergilememek. Çok genç ve tecrübesiz biri. Hem genç hem de tecrübesiz olduğunuzda ya rakip takım ya seyirci yada hakemle uğraşıyorsunuz.

Tudor gönderildi. Kalsa idi Galatasaray'ı şampiyon yapabilir miydi?

Herkesin gördüğü net şey, Galatasaray şampiyonluk havasını Tudor ile beraber kaybetmişti! Son Malatya maçı da bunun ispatı oldu. Galatasaray'daki en büyük sıkıntı, çok fazla değişim vardı. Her hafta oyuncu, sistem değişiyordu. Değişikliğin içerisinde Galatasaray takımının başarılı olma şansı yoktu. Oyuncularda buna adapte olamıyordu. İyi giden ve iyi başlayan bir sistem vardı. 4-2-3-1 dizilişi ile Galatasaray puan farkını da açmıştı. Ondan sonraki değişiklikler takımın ileride daha büyük sıkıntılar yaşayacağını gösteriyordu. Ben zamanlama olarak da bu ayrılışın doğru olduğunu düşünüyorum.

Fatih Terim Galatasaray'ın başına geçti. Bu hamle şampiyonluk yarışında dengeleri değiştirir mi?

Başakşehir'in burada iyi bir çizgisi ve gidişi var. Beşiktaş kadro ve oyun olarak bana göre ligin en iyisi. Fenerbahçe son dönemde bir yükselişe geçmişti. Buradaki tek düşüşte olan takım Galatasaray'dı. Ve Fatih hoca ile birlikte hemen seyircinin ilgisi ile sinerji oluştu. Saha içinde de son Göztepe maçında oyun, istek olarak ne kadar değiştiğini gördünüz. Önemli olan bunu 2.yarı aynı şekilde devam ettirebilmek. Ben burada Fatih hocayı yine aynı eski heyecanı ile görüyorum. Sanki yeniden ilk defa teknik adamlığa başlamış gibi heyecanlı ve istekli. Bu da hem Galatasaray takımına hem de camiaya olumlu yansıyor. Ben zirve yarışında gerçekten bütün takımların şanslarını eşit görüyorum. Herkes burada şampiyonluk yarışında iddialı.

Galatasaraylıların hala içinde geriye döndüğümüzde Inter'e gittiğiniz için bir sitemi vardır. O günlere dair bir şeyler söylemek ister misiniz?

Ben Galatasaray'da çok büyük başarılar yaşadım. 2001'de gidene kadar, 6 şampiyonluk, 1 Süper Kupa, 1 Uefa Kupası, sayısını tam hatırlamıyorum en az 4-5 Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlık, TSYD...Belki 15-20 tane kupa kazanmıştık. Ve biz bunu fedakarca yaptık. Ben Galatasaray için ayağımı verdim. Çok genç yaşta ayağım kırıldı. Ben futbolu da bırakabilirdim. Ayrıca ayağım kırıldığı zaman profesyonel bile değildim. Çok zor günler geçirdim. Ama tekrar futbola döndüm. Galatasaray bana çok büyük şeyler verdi. Ben 1985 yılında Galatasaray alt yapısında futbola başladım. 2001'e kadar oynadım. Maddi anlamda kulübümüzün geçirdiği çok kötü dönemlerimiz oldu. 90'ların sonunda özellikle! Biz UEFA Kupasını kazandığımızda tam 6 ay maaş almamıştık. 2001'deki sezon içinde çok uzun süre maaş almadık. Ama her zaman her şeyi bir kenara bırakıp Galatasaray'ın başarısı için oynadık. Inter'e gitmeden önce de bende pubis vardı kasıklarımda. Normalde pubisten ötürü 6-8 ay oynamayan oyuncular var. Ben bütün sezonu iğne olarak geçirdim ve sahaya çıktım. Hep fedakarca bir şeyler yapmaya çalıştık. O transfer öncesinde de ben Galatasaray ile önce görüştüm. Bana o zamanki başkan ve yöneticilerimiz sunulan şartlar sonrasında " Bizim şartlarımız bu. Bunları kabul ediyorsan kal. Böyle bir teklif varsa da istediğin yere gidebilirsin" dediler. Ondan sonra ben ayrıldım. Hatta içeride Galatasaray Kulübünden uzun süredir almadığı maddi imkanlar vardı. Onları da hiç talep etmeden, hiçbir şey almadan gittim. Bu benim hayalim, idealimdi. Bu şansı bulmuşken değerlendirmek istedim. Yeni bir hedef çizmem gerekiyordu. Türkiye'de kalsam belki 31-32 yaşında futbolu bırakacaktım.

 

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam