Spor yazarlarından Kasımpaşa-Trabzonspor yorumu!

Kabul edelim, Trabzon belki çok akışkan oynamıyor. Belki oyunu 60-70 dakika rakip ceza alanına yığıp caydırıcı bir baskı kuramıyor ama Çalımbay’ın gelişiyle önemli bir problem halledildi: Trabzon’da artık herkes canını dişine takarak oynuyor. Organizasyon iyi, alan paylaşımı ve yardımlaşma harika.

Dün Kasımpaşa’da, 60’ta Mustafa sakatlanıyor. Uğur, Okay ve Durica da sakat oldukları için savunma Hubocan-Kucka’ya, merkez Onazi-Olcay’a kalıyor. Ama çok fazla bir şey değişmiyor, çünkü Trabzon’da artık kolektif çaba var, takım bilinci var, forma için savaş var. Ve Kasımpaşa’dan da gururlu bir 3-0’la kazanarak dönüyor Trabzon.

Yusuf ve Abdülkadir’de belirgin bir gerileme var, Rıza Hoca’nın iki genç adama moral enjeksiyonu yapması gerekiyor gibi. Onazi çok fazla uzun metrajlı pas deniyor, başarısız oluyor ve tüm takımı 50 metre geriye koşturuyor. Daha kısa ve garantili oynamalı. Ayrıca dün orta sahada çoğu gereksiz tam 7 faul yapan ve bir sarı ile kurtulan Nijeryalı oyuncu, maçı Göçek yönettiği için şanslı.

İstanbul'da oynadığı 4 önemli (Fenerbahçe, Beşiktaş, Başakşehir, Kasımpaşa) karşılaşmadan 6 puan çıkarmış olmalarına, yeni hocalarına ve seri galibiyetlere rağmen puan sıralamasında halen daha ilk 4 ya da 5. sıraya gelinemiyorsa, burada geçmiş teknik adamla harcanmış boşa zamanın etkisi büyük...

Bugün gelinen noktada "neden olmasın?" duygusu camiayı tamamen kapladıysa bu durum Rıza Çalımbay ve ona güvenenlerin eseri. Haliyle bugün itibariyle edinilen 25 puan ve 3 puanlı sistemin nimetleri düşünüldüğünde 'Trabzonspor da bu yarışın güçlü adayıdır' diyebiliyoruz....

Gelinen nokta ve 4 haftada alınan 12 puan küçümsenemez. Her geçen gün oyunda gelişim yaşandığı gerçeği var. Daha önce kalesinde kolay gol gören Trabzonspor, bu maçta da görüldü ki takım savunmasının üst düzeye yaklaşmasıyla rakiplerine pozisyon vermiyor. Kalan maçtan istenilen sonuçlar çıktığı takdirde ikinci yarıda hedef takımların içine girme olasılığı var.

Trabzonspor, Rıza hocayla kazanmaya devam ediyor. Oyuna gelince... Bölüm bölüm güzel işler yapan, bölüm bölüm çok pas hatası yapan, bölgeler arası kopukluk fazlasıyla olan bir Trabzonspor izledik.

MAÇIN iYiSi: ABDÜLKADİR
Trabzon'un genç yıldızı dün etkili oynadı.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ: EDUOK
Kasımpaşalı oyuncu dün kötüydü.

Meteoroloji fırtına uyarısı yapmıştı ama bu fırtınanın, kuvvetli yağışın başaktörü Trabzonspor olacağından, gol sağanağı ile birlikte aralıklarla ve şiddetli yağacağından hiç bahsetmemişti. Karadeniz Fırtınası öyle bir dakikada golü bulup soyunma odasına gitti ki; taraftarı için bol köpüklü kahveden keyifli, Kasımpaşa adına pişmiş kahveye üç tatlı kaşığı tuz atılmış gibiydi. Hem o nasıl bir vuruştu Burak... Messi ve Ronaldo karışımı yakıştırmasını yapsak, yanlış dememiş oluruz herhalde!

Onur’a gelince, karşılaşmanın son bölümlerindeki kurtarışı güne damgasını vuran en güzel hareketti. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi zaten... Bazılarının “ne işe yarar” dediği Rodallega ve Bero’nun gol sağanağı, kahvelerin son yudumu, gelecek haftaların falına bakma faslına geçiş anıydı!

Özetle... Hubocan, oynatmayanlara pişmanlık dersi vermeye, Trabzonsporlular Ersun Yanal ile boşa geçen zamana yanmaya, Trabzonspor da tam yol ileri devam ediyor.

Yanal'ın Trabzonspor'u ile Rıza Çalımbay'ın Trabzonspor'u arasında güneş ışığı ile mum aydınlığı kadar fark var. Sonuç ortada. Çok gol yiyen, rakip kim olursa olsun yediği golden sonra oyunu bırakan, teslimiyetçi bir ruha bürünen Trabzonspor, Rıza hoca geldikten sonra pes etmeyen, savaşan bir takım haline geldi.

Onazi tam bir atom karıncaydı dün. Rıza Çalımbay'ın Beşiktaş'taki günlerini hatırlattı bana. Hubocan, hatasız bir maç çıkardı. Onur, Antalyaspor maçından sonra dün de skor 1-0'ken mucizevi bir kurtarışla galibiyette önemli rol oynadı. Trabzonspor'un zirve yürüyüşü sürüyor.