NTV Spor yorumcusu Mehmet Demirkol, Spor Servisi programında Türk futbolunun gündemini değerlendirdi.
Bu Arda konusu şu. Lucescu'nun A Milli Takımı'nın gelmesinin en önemli nedenlerinden birisi, Arda Turan'ı yeniden çağırabilecek ve yeniden gelmeye ikna edecek çok az sayıda teknik direktörden biri olması. Arda, tüm olaylardan sonra ve milli takımı bırakmasından sonrası hiçbir Türk teknik direktör Arda'yı çağıramazdı.
Burada yürümeyen iş Arda Turan'ın Barcelona'da oynamıyor olması. Bu düşünülmüyordu. Arda'nın Barcelona'da bu kadar dışarıda kalmasını ne Lucescu bekliyordu ne de Arda. Arda'yı çağırdıktan sonra, konu Arda'nın futbol oynamıyor oluşu. Bizim konumuz bu. Arda futbol oynamıyor. Bizim 1 numaralı dünya starımız takımında forma giyemiyor, maalesef.
Lucescu'nun Milli Takım'ın başına geçme nedeni Arda Turan'dı. Lucescu'ya bu söylendi. Lucescu da evine gitti, Arda Turan'ı ikna etti. Barcelona'da bir restoronda yemek yediler. Konu budur. Konuyu karıştırmayalım. Lucescu'nun gelme sebebi bu. Neredeyse kontratında yazacak kadar şarttı.
Arda kulübünde futbol oynuyor olsaydı, çok büyük katkısı olurdu. Fiziken hazır olmak önemli. Ampute Milli takımı için de aynısını yapıyorlar; "Ruhla oynadılar." Tabii ki ruhla oynuyorlar ama hazırlandılar, 6 aydır hazırlanıyoruz diyor adam. En önemlisi bu. Bütün büyük başarılarımızı motivasyonla açıklamak gibi bir saçmasapan bir şeyimiz var.
Şenol Güneş milli takımın başına gelse, tüm olaylar olmuş, Bilal Meşe olayı olmuş, Arda Turan'ı alır mıydı? Çağıramazdı. İçinden gelmezdi. Bu Arda'nın oyunculuğuyla, kişiliğiyle alakası yoktur. Milli Takımı da bıraktıktan sonra yürümezdi o iş. Lucescu'da bu tür normlar yoktur. Günü değerlendirir. Takmaz kafasına.
Geçen sezon Kadınlar Ligi şampiyonunun 50 binlik primini, 4 ay ödemeyen bir federasyondan bahsediyoruz. Böyle bir federasyon. Dünyadan haberleri yok. Bu iş bitmiştir. Devam etmesine gerek yok. Bu gitsin, bu gelsin mevzusu da gelsin. Sistemi değiştirmemiz lazım.
Türk futbolunu şımarık zengin çocuklarının oyuncağı olmaktan çıkarmamız lazım. Bu bir iş. Bu işi yapabilecek olanlar gelsin. İyi sosyologlar, iyi pazarlamacılar, iyi ekonomistler, dünyayı tanıyan eski futbolcularımız olacak. Bir ekip kurmamız lazım. Bir futbol direktöründen bahsetmiyorum. Bir direksiyondan bahsediyorum. Metodu doğru koyalım. Doğru çalışalım.
Federasyon ligden çekilsin. Ligi, Kulüpler Birliği'ne versin. Hakem döveceklerse, kendi hakemlerini dövsünler.
Sistem böyle olacaksa, Yıldırım Demirören 30 sene kalsın. O gelsin bu gitsin. Hiçbir şey farketmez. Torpil bitecek. Altyapılarda torpil edecek. Federasyonda görevli kişiler torpille gelmeyecek. Ofiste oturacak, 30 bin lira maaş alacak. Çalışacaksınız, çalışanlar gelecek.
Cenk Tosun daha da ileri gidecek gibi. Cenk'in özelliklerine bakarsak, oyunun çok çeşitliliği, karakteri, oynamayı sevmesi, fundemental'i yüksek. Top kontrolü falan çok basit gibi görünüyor ama inanılmaz. Bir de Şampiyonlar Ligi'nde böyle devam ederse, 25 milyon euro diye sınır koymaya gerek yok. İngiltere çıldırmış durumda. Sağ beke 50 milyon euro veriyorlar. Çıldırmış durumda. Para saçma konusunda çıldırdılar.
Manchester United geldi diyelim ki, Cenk Tosun da Şampiyonlar Ligi'nde uçtu gitti. Grupta uçtu, takım çıktı, çeyrek final. Atıyor atıyor, böyle atıyor. Milli Takım da Dünya Kupası'nda olsa, şanssızlık. Mesela sezon sonunda ligde 20 atmış, Şampiyonlar Ligi'nde 8-10 atmış, Manchester United geldi kaç para koyacak masaya zannediyorsunuz, Alman altyapılı, Şampiyonlar Ligi'nde kendini ispat etmiş, Negredo'yu Aboubakar'ı geçmiş, her şey var! Kaç paraya koyacak, 50 koyacak tabii. Çünkü, sağ beke 50 veriyor. Oradaki piyasa o. Oyuncuya sınır koymak mantıklı değil. O zaman 50, 60 olacak. Öyle bir hesap yok ki adamlarda. Pogba'ya 105 verdiler.