Spor yazarları, Galatasaray'ın Karabükspor'u 1-0 mağlup ettiği mücadeleyi köşesinde değerlendirdi.
Selçuk-Tolga birlikteliği yetersiz kalıyor ve Galatasaray orta alanı rakibin göbekten yaptığı ataklarda çaresiz kalıyor. Ayrıca Tolga Ciğerci sadece orta alana koşu kalitesi katıyor. Risk almıyor, yana, geriye oynuyor ve dikine hiç gitmiyor. Eren Derdiyok Galatasaray'ın en isteklisi ve çalışkanıydı. Israrla ve inatla golü hep aradı ve mükemmel bir kafa vuruşuyla G.Saray'a mucizevi bir galibiyet kazandırdı...
Futbolda klasik bir cümle vardır. O da şudur: "Futbolun adaleti yoktur" Futbolda adalet ararsan başka kapıda arayacaksın! Maçın en iyi adamı Muslera. Maçta daha iyi takım oynayan takım Karabükspor. Maçta çok kötü oynayan takım Galatasaray. Bir alt kümeden gelen takım Karabükspor. 19 tane transfer yapan takım Karabükspor. Teknik direktörünü yollayıp yeni hoca (Igor Tudor) getiren takım Karabükspor. Maçı alan takım Galatasaray.
Sonuç olarak G.Saray geçen sezon da kötüydü, bu sezon da kaldığı yerden devam edecek gibi. Muslera olmasa dün Karabük rahat kazanırdı. Müthiş hücuma katılan mütevazı Karabük, bu kadar rotasyona rağmen tabanca gibi takım kurmuş. İlk yarıda G.Saray’ı üçlerlerdi.
Son 10 dakikaya kadar Galatasaray diye bir takım yok. Kimin ne yaptığı belli değil. Orta saha oyuncuları helva gibi. Top kapan yok, ikili mücadele kazanabilecek oyuncu da yok. Sadece Tolga koşuyor, hepsi bu. Böyle olunca da Galatasaray ne hücum edebildi ne de savunma yapabildi.
Rakip hücumcular karşılarında Muslera’yı gördüklerinde sağlıklı vuruş yapamıyorlarlar. Bu bir gerçek. ‘Atamam’ endişesi o vuruşu yaptırmıyor. Messi’yle karşı karşıya kalan kalecinin ruh haline benzer bir durum bu. Ve bu durum Galatasaray savunmasının en büyük silahı. Dün Galatasaray’ı ayakta tutan buydu.
G.Saray ise bireysel kalitesi iyi oyuncuları olan ve bunlar üzerinden sonuç alan bir takım. Sneijder gününde olursa zaten sorun yaşanmıyor. Wesley’in olmadığı maçlarda hep devreye giren adam Muslera oluyor. Artık bu yükün paylaşılması lazım. Elde eğer Sinan ve Bruma gibi hızlı, topu taşıyan oyuncular varsa ve bunları oynatıyorsan artık oyun planını buna göre değiştirmek zorundasın. Riekerink, öndeki dörtlüyü birbiri ile doğru oynamayı öğretmeli. Eğer Sneijder, Bruma, Sinan ve Eren arasında bu uyum yakalanmazsa Galatasaray’ın durumu geçen seneden daha iyi olmaz.
Ölçü alacağınız, takımınızın nasıl olacağı konusunda ipucu verecek olan lig maçlarıdır. Süper Kupa'yı aldı ama o maçta da oyunu tatmin edici değildi. Ligin yeni ekibi Karabük karşısında oynadı, seyircisiz oynamak dezavantajdır ama oyun anlamında çok çok yetersiz bir Galatasaray vardı. Özellikle ilk yarıda ne üretebildi ne de savunabildi. Futbolun istekleri de zaten bunlar. Şu da gözüktü ki Galatasaray, geçen seneki en büyük sorunu olan savunma zaafiyetini çözebilmiş değil. Ama şans dün gece Galatasaray'ın yanındaydı. Sarıkırmızılılar tam her şey bitti derken, Eren'in golüyle istediği üç puanı aldı ve lige galibiyetle başlamayı bildi.
Başka bir şehirde, kameralarla kontrol edilen bir düzende, ev sahibi de TFF iken 100 kişinin yaptığı eylemlerin cezasını Galatasaray’ın “Temiz”, “Şiddet üretmeyen” taraftarına kesen federasyon yetkilileri sizlere de selam olsun! Futbolu ligimizin adı gibi “Süper” yönetiyorsunuz, o kadar olur yani!
Futbolun adaleti yok! Maçın hakkı G.Saray’ın kazanması olmamalıydı. Maç boyu 2-3 gol pozisyonuna girebilen, rakibe en az 8-9 pozisyon veren sarı-kırmızılılar, son saniyede Eren ile 2 puanın daha sahibi oldu. Çekirge Konya’dan sonra bir kere daha sıçradı. Kötü futbol, bir kafa topuyla artı 2 puan daha getirdi. Eren’i derslik darbeli kafa vuruşu sebebiyle kutlamalı. O kadar mahir orta saha varken ortayı yapanın Chedjou olduğunu da anımsatmalı. Muslera yine kalesinde devleşti. Ancak bunların hiçbiri Karabük’ün maçı hak ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Karabük, kazandı!
Galatasaray’ın galibiyetine ‘Tanrının lütfu’ demek lazım. Eren Derdiyok uzatmalarda santrası bile yapılmayan bir gol attı. Oynanan futbola baktığımız zaman galibiyeti hak eden taraf Karabükspor’du. İlk 30 dakika çok net 4 gol pozisyonuna girdiler. Maçın tamamında ise rakipten daha çok gol istediler, her zaman olduğu gibi gene kalesinde devleşen Muslera’yı geçemediler.
Futbol, seyircisiz futbol değildir. Karabük de önümüzdeki 3 maçını kendi stadında seyircisiz oynayacak. Seyirciye tribünleri yasaklamak futbola ilginin zaten bittiği bir ülkede çok vahim sonuçlar verecektir. Eren Derdiyok uzatmanın uzatmasında attığı golle Galatasaray’ın derdini bitiremez.
Galatasaray dün başta Riekerink olmak üzere hiçbir futbolseveri tatmin edecek bir performans ortaya koymadı. İlk yarı 4, ikinci yarı ise 3 tane çok önemli gol pozisyonu verdi Karabük’e. Zaten Karabük topu topu 10 kere Galatasaray kalesine indi. Bunların yedisinde gole çok yakın olması sarı-kırmızılı savunmanın henüz bir eşgüdüm içinde olmamasından kaynaklanmaktadır. Bunun en güzel örneği maçın 40. dakikasında Linnes’in neredeyse yaka paça Riekerink tarafından kenara alınmasıdır.
Serdar'ın 84. dakikada kaçırdığı gol akıllara durgunluk verdi. Golü atan Eren Derdiyok’un yedeği İsmail Berk. Yalnızdı. Riekerink bunu görmeli, sırtı dönük kaleye oynayan Eren’e sağdan ve soldan top taşınması gerektiğini görmeli. İşte gol de böyle geldi. ‘Kalbinle’ yaptığın her şey size geri döner. Dün, G.Saray’da kalbiyle oynamayan ve vasatı aşamayan oyuncular vardı. Eren attığı bu golle herkesi kurtardı. Eren’in yanına mutlaka bir golcü daha gerekiyor. Ancak bu asla Yasin olamaz.
Riekerink, 40’lı dakikaların başında Lines- Sabri değişikliğine gitti. Bu hamle karşılığını verir gibi oldu, elbette Tolga’nın da hücumda gözükmesi silkinişte rol oynamıştı. Karabük, artık iyice kapanıyor, Galatasaray ise topyekun yükleniyordu. Bruma’nın yerine oyuna giren Yasin kaçırdı, hakem saatine bakıp düdüğünü çalmaya niyetlenirken, gerilerden kopup gelen Chedjou’nun ortasına çok iyi yükselen Eren Derdiyok maçın yazgısını değiştiren isim oldu. Akıllıca bir kafa vuruşu yapmış, Galatasaray’ın sessiz çığlığı olmuştu yeni 9 numara Eren. Daha doğrusu maçı bitirmişti biraz da şansının yardımıyla.
Haftanın en iyi performanslarından birini mağlup ettiler. Maçın doksan dakikasında Eren Derdiyok'un oyun stiline uygun oynamadılar. Eren Derdiyok oyun kurmakta zorlandığında ona uzun oynayıp indirdiği toplarla ileride pozisyon üretebilecek bir futbolcu. Yine aynı şekilde ona hedef seçip yapılan ortalarda kafa hakimiyetiyle gol vuruşu iyi olan bir futbolcu. Maçın doksan dakikasında bunu hiç denemediler.
İkinci yarı Karabük'ün kişilikli oyunu sürdü ama, G.Saray son saniyede Chedjou-Eren ortaklığıyla gelen müthiş bir kafa golüyle kazandı. Golün santrası dahi yapılmadı. Bu gol Eren açısından çok önemliydi. Eren'in gol sevincinde, haykırarak Allah'a şükretmesinin ardından, boş stat tribünlerine yaptığı "kalp" hareketi ve pası veren Chedjou'nun kramponunu fırçalaması golü kadar güzeldi..
Maçın tecrübeli ismi Bülent Yıldırım; bu tür maçları kariyerinde çok defa yönetmiş bir hakem. Seyircisiz oynanan ve atmosferi yüksek olmayan bu maç, onu bir pozisyon dışında zorlamadı. Rahat tavırları, oyuncularla iletişimi, atletik performansı bu maçtaki artı yönleriydi... Ne var ki, maçın henüz 4. dakikasında Selçuk’un, Serdar Deliktaş’a hareketini değerlendiremedi ve K.Karabükspor’un bir penaltısını atlamış oldu.