Galatasaray'ın kamp raporu: 3 parlayan isim

Her an antrenmanın içinde olan Riekerink, oyuncularından ne yapmalarını istediklerini göstererek anlattı. Diyaloglarının da üst düzeyde olduğunu belirtmek lazım. Oynatmak istediği oyunun felsefesini de hemen hemen her antrenmanda anlattı; Hırslı, topa sahip olan ve tutkulu oyun. Bundan sonrasını sezon içinde görüp istediklerinin ne kadarını uygulatabileceğini göreceğiz...

Tartışmasız en yaratıcı, en göze batan, taraftarı en çok heyecanlandıran isim Bruma oldu. Portekizli’ye La Liga gerçekten çok yaramış. G.Saray’a geldiğinde çok eleştirilen son paslardaki ve bitirici vuruşlardaki eksikliğini tamamen gidermiş. Verdiği paslar, asist denemeleri ve son vuruşları çok çok iyiydi.

Wesley Sneijder ile de tutturduğu ritim, uyum gerçekten beğeni topladı. Eğer kafasındaki transfer soru işaretlerini de menajerinin tutumunu da arkasında bırakıp tam konsantrasyonunu G.Saray’a vermeyi başarabilirse bu sezonun da yıldızı olur.

Sezona 2.3 milyon Euro’luk şok ceza ile başlayan Hollandalı yıldızın nasıl bir tutum içinde olacağı çok konuşuldu. Bir taraf asla sarı-kırmızılılara dönmez dedi, bir taraf ise dönse bile motive olmaz, eskisi gibi oynamaz dedi. Ama o  yine bekleneni yapmadı...

Tam bir profesyonel gibi davrandı. Kampın en hırslı ismi oldu. Hatta milli takım izninde olan 1. kaptan Selçuk İnan’ın yokluğunda kaptanlığın bütün gereklerini yerine getirdi. Jan Olde Riekerink ile takım arasındaki bağlantıyı kurdu. Sadece hazırlık maçlarında değil kazanma hırsını antrenmanda, ayak tenisinde bile göstererek herkese rol model oldu.

Bursa'dan büyük beklentilerle transfer edilen Serdar Aziz, yaklaşık üç ay sonra hazırlık maçında sahaya çıktı. Yaşadığı sakatlıktan iyi geri döndüğünü söyleyebiliriz. Normalde Anadolu’dan İstanbul ekiplerine gelen oyuncuların adaptasyon süresine ihtiyacı vardır. Ama Serdar bunu yaşamıyor.

Emrah Başsan mücadeleci, hırslı, istekliydi. Gelişime açık olduğunu gösterdi. Kendine güveni tam. İlk on bire sürekli girmesi zor gözükse de zamanla rotasyonun iyi bir ismi olabilir.

Sezon başında durumu belli değildi. Gidecek mi kalacak mı soruları vardı. Şu an için takımda kalmış gözükse de aklının başka yerde olduğu söylenebilir. Süre aldığı dakikalarda çok ciddi hatalara imzasını attı. Böyle giderse formayı kaybeder.

Büyük umutlarla alınmasına rağmen hayâl kırıklığı yaşatmaya devam ediyor. Geçen sezonun devre arasında alındığı için uyum süreci içerisinde demiştik ama kampta da beklenen patlamayı yapamadı.

Ne kötü performansı ne yaptığı hataları yazmayacağım.. En kötü tarafı umursamaz tavrı. Dünya yansa sanki kafasını diğer tarafa çevirecek gibi. Melo’nun yokluğunu doldurması için alındı, G.Saray taraftarının Melo’yu daha çok özlemesine neden oldu!

Performans çizgisi çok belli Olcan Adın’ın. Ne iyi denebilir ne de kötü. Ama G.Saray’da oynamak için bu grafik yeterli mi diye sorarsanız cevap çok net: Hayır!

Geçen sezonun tartışmasız en heyecan veren ismiydi. Ancak ilk kampta kendini fazla gösteremedi. Belki tatilin etkisiyle geç form tutacak. Ama fiziken ciddi olarak gelişim göstermiş.

Geçen sezondan bir farkı yok. Sanki onun için geçen sezon hiç bitmemiş. Yine bildiğiniz Yasin’di. Topu seviyor, çizgiye kadar rahat iniyor ama yine son pas ya da şut gol getirmiyor.

30 yaşından sonra futbolu iyi anlamda değişti. Özellikle süre aldığı dakikalarda hücum anlamında çok ciddi katkılar yaptı. Ancak savunmada o kadar da etkili olamadı.

Fransız oyuncu Jason Carole, İsviçre’deki ilk kamp döneminin en çok öne çıkan oyuncularından biriydi. Mücadeleci yapısı ile antrenmanlarda bile tüm eforunu sahaya yansıtırken hırsı ile de takıma örnek oldu.

Fiziki yapısı, futbol bilgisi gayet iyi. Ama G.Saray’da oynamaya yetecek özelliklere henüz sahip değil. Süre alabileceği bir formül üretilmeli ve gerekirse de başka bir takımda deneyim kazanması sağlanmalıd.

Hep aynı çizgide Umut Bulut. Mücadele ediyor, çok koşuyor, arkadaşlarına destek veriyor. Ama G.Saray’ın gol yükünü, tek forvetli sistemde Umut karşılayabilir mi? Hayır.