Çakar ve Toroğlu'dan D.Kiev-Beşiktaş maçı yorumu

Futbol takımlarımız son iki sene içinde önemli atılımlar yapıp, belli kırılma noktalarını geçecekleri anda vasıfsız, kötü niyetli hakemler tarafından engellendi

Geçen yıl Fenerbahçe Braga'yı geçse çok farklı yerlere gelecekti. Portekiz'de oynanan maçta her şey iyi giderken sahneye Ivan Bebek çıktı. Uydurma bir penaltı ve kırmızı kart Fenerbahçe'nin hayallerini yıktı. Adeta bir canlı bomba gibi hem kendini hem de Fenerbahçe'yi yakan Bebek, o maçtan sonra Avrupa'da ciddi bir maç yönetmedi.

Gelelim Kiev'deki skandala. Aslında skandal değil, Beşiktaş'ı Devler Ligi'nin dışında tutmak için yapılmış ve bence işin içinde Napoli'nin olduğu bir manipülasyon. Beşiktaş'ın yenilmesi yarasa yarasa Benfica ya da Napoli'ye yarayacaktı

Napoli deplasmanda Benfica ile oynuyordu, maçı kaybedebilirdi ama Beşiktaş yenildiğinde hem Benfica hem de Napoli bir üst tura çıkacaklar ve de milyonlarca Euro paranın sahibi olacaklardı.

Thomson, yıllardır üst düzeylerde maç yöneten ama asla İskoçya'nın bir numarası olmamış bir şarlatandır. Öyle bir anda öyle bir penaltı uydurdu ki, nereden baksam olmuyor. Kievli oyuncu Beck'e faul yapıyor. Hadi buna 'Nizami şarj' dedin. Beck, nizami şarjın etkisiyle yere düşüyor, yere düşerken de Kievli oyuncuyla ayakları birbirine dolanıyor. Faulü vermemişsin, penaltıyı niye verdin be şarlatan.

Eğer savunma oyuncusunun topla oynama niyeti varsa ya da topla oynanacak mesafedeyse yapılan penaltıda kırmızı kart olmaması konusunda karar değişikliği yapıldı. Ama İskoç soytarı, bir pozisyonda üç hatayı bir arada yaptı. Önce Beck'e yapılan abartılı şarjı faul olarak değerlendirmedi, ardından penaltıyı uydurdu, ardından da vermemesi gereken kırmızı kartı verdi. O dakikada maç 1-0'dı.

Beşiktaş oyuna tutunabilirdi. Ama İskoç, bu dakikada "Hayır kardeşim maçı Dinamo Kiev kazanacak" dercesine Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi'nin dışına bıraktı.

Geçen sene Ivan Bebek ve iki gece önce Craig Thomson'un yaptığı hataların masum olduğuna inanmıyorum. 'Bu hataların nedeni budur' demek mümkün değil ama ortada bir gerçek var: Birileri Türk takımlarının çok kritik anlarda oynadıkları maçları kazanmasını istemiyor.

Dikkat edin, Beşiktaş sempatik geldiği için geçen sezon şampiyonlukta çok büyük avantaj sağladı... Şimdi ise bakıyorum Beşiktaş başkanı ve bir grup, antipatik olma yolunda.  O gazeteyi almayın, onu bilmem nereye gönderin, onu bilmem ne yapın... Fenerbahçe Başkanı ne yapıyorsa Fikret Orman da onun yoluna girdi.

Şimdi bakın 1-0 mağlupsunuz. Bir de olmayan bir penaltı var. 2-0 oluyor, bir de 10 kişi kalıyorsunuz. Ondan sonra Aboubakar'ın yaptığını düşünebiliyor musunuz? "Quaresma her maç atılacak mı, atılmayacak mı?" diye teknik adam olarak ben onu kovalamaya mecbur muyum ya…

Sahaya Beşiktaş'ın kaptanı olarak çıkan çocuk (Oğuzhan) uzun zamandır ne oynuyor arkadaş. Beşiktaş'ın bunu yaşayacağı ya da buna yakın bir şey yaşayacağı belliydi. Ya bakın bazıları diyor ki "Galatasaray da Chelsea'den 5 yemişti gitti şampiyon oldu." İyi güzel de bu Beşiktaş takımı, o Galatasaray takımı değil yanılmayın.

Pozisyona gelelim… Uzaktan yakından penaltıyla ilgisi yok… Hakem çok zayıftı. Aslında önceki gece her şey baştan sona çok yanlıştı. Ama şunu da söyleyeyim: Beşiktaş takımında bir otorite boşluğu var. Hem teknik adam olarak hem de kulübede var. Hakem kötü, mötü… O kadar dağılamazsın arkadaş.

Aboubakar; mangırı alırken, Euro'ları götürürken iyi de hakem düdük çaldıktan sonra topa vuruyorsun. O topu alır senin kafana geçiririm Aboubakar! Böyle atılmaya hakkın yok senin. Ne oldu şimdi Kupa 2'de oynayayacaksın. Bunun tek sebebi otorite boşluğudur.

Teknik adam çıkar, bakar iş faciaya gidiyor, oyuncuların birini taktik olarak sakatlar ve söyleyeceğini söylersin. Geçen seneki Beşiktaş olsa bugün bunları konuşmazdık.

Hakemler hatalı, Fenerbahçe hatalı, Galatasaray hatalı. Eeee Fikret Orman, siz sütten çıkmış ak kaşık mısınız? Bunlar hikaye, tokadı alır oturursun önceki akşamki gibi…