Haber Tarihi: 18 Mart 2019 05:26 - Güncelleme Tarihi: 18 Mart 2019 05:26

Çanakkale Savaşı'nda neler oldu? 18 Mart Çanakkale Zaferi nedir, önemi ve anlamı ne?

Çanakkale Savaşı'nda neler yaşandı? 18 Mart Çanakkale zaferinin önemi ve anlamı nedir? Bugün 18 Mart ve Çanakkale Savaşı hakkında çok sayıda sorunun yanıtı merak ediliyor. İşte 18 Mart Çanakkale zaferi hakkında tüm bilgiler...

Çanakkale Savaşı'nda neler oldu? 18 Mart Çanakkale Zaferi nedir, önemi ve anlamı ne?
Abone Ol
Çanakkale Zaferi, Türk milletinin en önemli zaferlerinden biri olarak görülüyor. Birinci Dünya Savaşı'nın cephelerinden biri olan Çanakkale Savaşı'nda kazanılan bu büyük zafer, tarihte büyük bir kilit rol oynadı. İşte 18 Mart Çanakkale Zaferi hakkında tüm detaylar... Çanakkale Zaferi bu yıl bugüne denk geldi! 

ÇANAKKALE ZAFERİNİN ÖNEMİ VE ANLAMI
Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyet söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir "anıtcephe" dir. Çünkü Türk ordusu üstün muharebe taktiklerini, silah gücü bakımından çok üstün bir güce karşı ustalıkla kullanmıştır. Bununla beraber dünya harp tarihi, Çanakkale'de Türk askerinin insancıllığını savaş alanlarında bile yitirmediğine, düşmanına dahi merhamet gösterebildiğine şahit olmuştur.

Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihinin zirve sayfalarına da "Çanakkale Geçilemez!" ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.



Türkiye Cumhuriyeti için en önemli tarihlerden biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi her yıl olduğu gibi bu yılda törenlerle şiirlerle kısacası kutlanacak ve şehitler anılacak. 

Çanakkale Savaşı
Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.[9] İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.


Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiğı 1 Ağustos 1914'ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, imparatorluğun eninde sonunda Almanya'nın ana gücünü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir. Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de Britanya donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle bir oldubittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmiştir.



Birleşik Krallık Savaş Konseyi sektereri Albay Hankey Winston Churchill 'in de desteğiyle, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur.[7]. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz'a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. Özellikle 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulatmıştır. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vazgeçmek zorunda kalındı.



Deniz harekatıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan Britanya ve Fransa kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. Britanya ve Fransa çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası'nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu'nun kuzeyinde Suvla Koyu'na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos'ta Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. Britanya ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.



ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
ÇANAKKALE SAVAŞI
Gülmeyiniz ey düşmanlar,
Çanakkale geçilemez.
Bekler nice kahramanlar,
Çanakkale geçilemez.
Filo, filoya dayansa,
Yerler bomba ile yansa,
Siperler kana boyansa,
Çanakkale geçilemez.
On Sekiz Mart Zaferi'ni,
Herkes tanır Türk erini,
Ölür de vermez yerini,
Çanakkale geçilemez.
Türk'ün göğsü, Türk'ün kolu,
İman ile kuvvet dolu,
Aslan yurdu Gelibolu,
Çanakkale geçilemez.
Akan kanlar dönse sele,
Conkbayır'ı geçmez ele,
Dünya kopup gelse bile,
Çanakkale geçilemez.
Birçok milletin askeri,
Yenilerek kaçtı geri,
Anladılar Türk'ün yeri
Çanakkale geçilemez.

Ali Osman ATAK

ZAFER TÜRKÜSÜ
Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

BİR YOLCUYA
( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.)
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.
Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil ONAN

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.

M. Akif ERSOY

ÇANAKKALE DESTANI Yıl 1915
18'indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu,
Geçilmez bu boğaz...
Geçilmez bu boğaz...
Bizi Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.
Er meydanında bulunmaz dengimiz...
Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.
Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.
Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i...
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.
Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor...
Türk'üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
L,kin geçilmez Çanakkale Boğazı..

Fahri ERSAVAŞ

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Seyredin tefekkürle,batının yaptığını,
Çanakkale'de her yer et ve kemik yığını.
Her karış toprağında ya kafa ya bir el var,
Ya bir mermi kovanı veya bir şarapnel var.
Top, tank ve uçağıyla yüklenmiş haç hilale,
O destanını göklere nakşetmiş Çanakkale.
Kimi Kars,kimi Sinop,kimi Manisa'lıdır,
Potinleri yırtılmış,çoraplar yamalıdır.
Tekbirlerle düşmanın üstüne gidiyorlar,
Sanki ölüme değil, düğüne gidiyorlar.
Ezanın susmaması tek hedef,ana dava,
Uçak kağıttan bir kuş,donanmalar mukavva.
Toprak etten kemikten,deniz kandan al gibi,
Hava;barut ve duman,ölüm şerbet,bal gibi,
Tattın Allah yolunda şehadetin hazzını,
Bak Melekler kılıyor Cenaze Namazını.
Toprağa düşenlere,düşmeyen eder gıpta,
Şehit,on kere Şehit olmak ister kalkıp da.

Ahmet Mahir PEKŞEN

YÜREĞİNDE YAŞATAN ANLAR
Kalbinizin atışları titretiyordu toprakları
Kulakları çınlatıyordu.Allah Allah sesleri
"Saolsun Vatanım" oldu hepsinin son nefesleri
Unutmak mümkün mü?Çanakkale'de Şehitleri.
Her karış toprakta var ayak iziniz
Canınızı feda ettiniz,kurtuldu vatanımız
Ne toptan ne tüfekten korkmadı hiç gözünüz
Düşmana en büyük silah iman gücünüz.
Elinde bir süngü dikkatle bakıyor denize
Altmış üç askerle düşmanı getirdi dize
Çanakkale'deki binlerce şehit gibi
Yahya Çavuş seni de gömdük kalbimize.
Hedef almış askerler,yürüyor denize doğru
Kimsenin aklına gelmiyor,ne kızı nede oğlu
Biliyor gittiği yol cennete doğru
Ölümden korkmuyor,çünkü o Türk oğlu.
El sürmesin kimse kutsaldır bu topraklar
Hep süzülsün göklerde,inmesin hiç bayraklar
Çanakkale'yi anlatmaya yetmez sayfalar
Seni ancak yüreğinde yaşatan anlar.

Edibe AYDIN

BİR BAŞKADIR ÇANAKKALE'M
Bir başkadır Çanakkale'min toprakları
Nesillerin sıcaklığı sinmiş üstüne
Bayrak rengi bir sel almış böğrüne,
Sel toprağa tutkun mahcup,toprak hazin yele
bunun için esintilidir,inler Çanakkale
Bir başkadır Çanakkale'min mevsimleri,
Yazı bahar gibidir,baharı kış misali
Hele boğazının görülmeye değer hali
hele sislendiği zaman hele,
Rüyalar katından iner Çanakkale
Bir başkadır Çanakkale'min Eylülleri,
Hırçın rüzgarı diner,ağaçlar yarı şekerlemede
Anıları müzelere çekilir kendi halinde
Her yıl bu ay cıvıldaşan öğrencileriyle
Çimenlikten,Atatürk'ü seyreder Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min türküleri,
Bazıları bağrımızı delen kurşun sanki,
Bazıları hastayı bile oynatır inan ki
Gazileri geçmişiyle tutuşur elele
Nağmelerde destanlaşır gider,Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min Mart ayları,
Bu ayda fetih için kırk yiğit sallardadır,
Bu ayda Türk gücü yine masallardadır;
Onsekiz Mart gibi destan yansıyınca istikbale
Gözlerde pınardır çağlar,sel sel iner Çanakkale
Bir başkadır Çanakkale'min akarsuları,
Menderes'in elmalarda yansıyor güzellikleri;
Kocabaş'ta savaşırken izlemişler İskender'i
Bir göz soğuk, bir göz sıcak akan dereleriyle
Mavilikler dünyasında dans eder Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min denizleri,
Kıyıları bir gerdanlık gibidir,emre hazır
Dalgaları tarihi mırıldanır satır satır,
Karanlık limandaki nurdan alevleriyle
"Mağribiakşamlar"a seferdedir,Çanakkale.
Bir başkadır Çanakkale'min yer şekilleri,
Dağları tepe haline gelir,tepeleri dağlaşır birden
Kazdağı'ndan Sarıkız su alırken körfezden
Kocaçimen Kemal ile gelir erişilmez hale
İşte burdan tüm dünyaya kükrer Çanakkale.

Ahmet KAŞIKÇI

Çanakkale Destanı
Arıburnu'nda merkez cephesi'nde şehid olan ve üzerinden çıktığı söylenen şiiri.
Üç yüz otuz sözüm hakk'ın kel,mı
Padişah'ın geldi büyük sel,mı
Enver Bey'in düşman kırmak meramı
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Euzü besmele çektim çıkarken
Köye baktım şöyle yüksek bir yerden
Kararg,ha koştum üç günde erken
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Kumandan emrini verdi bir gece
Anadolu'lardan l,yıktır nice
Yiğitler şeh,det şerbeti içe
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Rumeli toprağı yuğrulmuş kanla
Ün alınır ancak verilen canla
Herkesi yüreği çarpıyor canla
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Düşmanın gür sesli büyük topları
Delik deşik etti toprağı yarı
Korkak Frenklerin yokmuş hiç ,rı
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
İngilizler Frenge dostmuş diyorlar
Bir kötü kötüye elbette uyar
Onlara bu meydan gelecek pek dar
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Zırhlıların gitti deniz dibine
İlk hücumdan sonra ya bu kaçış ne
Kaç durma geçerse fırsat eline
BOYABATLI MUSTAFA


18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ŞİİRLERİ

18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,

Kapkara bir geceydi,

Yağmur,bardaktan boşalırcasına,

Sağnak gibi yağıyordu,

Yedi düvelin gemilerinden yükselen,

Top,tüfek sesleri,

Her yanı inletiyordu,

Mustafa Kemalin askerleri,

Aslanlar gibi dövüşüyordu,

Ve Çanakkale kahramanca,

Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,

Mustafa Kemal,

Vatanıma ayak basacaksa düşman,

Yaşamanın ne gereği var,

En son nefer ölünceye kadar,

Dövüşeceksiniz aslanlar,

Görecek bütün dünya,

Ne aslanlar doğururmuş,

Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

Ali Osman Yılmaz

 

Çanakkale

Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.

Her karış torağında bin,şehit bir mezar.

Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar.

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Sen rahat uyu ey şanlı şehit.

Gölgesinde gölgelen al bayrağın.

Hangi kem göz sana edebilir nazar.

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Yedi cihana yeter yazdığın destan.

Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam.

Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar.

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez.

Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez.

Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar.

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Şefik Aydemir

 

YİĞİDİM / ŞEHİDİM

Bakmakla bilinmez kıymetim/kadrim

Her karşı toprağım kutsaldır benim

Uğruma binlerce şehitler verdin

Al kanla yazıldı tarih defterim

Vurulup koynumda yatan yiğidim

Kıyamette elbet sana şahidim

Bu vatan uğruna gitti gençliğin

Göklerden verildi rütben şehidim

Vatan bir cehennem gibi yanıyor

Dünya bizi mağlup olmuş sanıyor

Suskun duran millet bir uyanıyor

İttifaklar Mehmetçiği tanıyor

Kahramanlar burda çoktur seçilmez

Şehitlik şerbeti kolay içilmez

Bir nefes anında umman geçilir

Bilinir ki Çanakkale geçilmez

Burası Türklerin ebedi yurdu

Her Mehmet bir tabur düşman vurdu

Böylece tüm dünya şanın duydu

Yedi Düvel mecbur selama durdu

Dinle beni dinle anla ey gencim

Yiğitler koynumda artar direncim

Atanın yazdı takvime göre

Seninle akranım ben de çok gencim

Huzurla şad olsun ruhu atanın

Pişman oldu soyu bana çatanın

Sonsuza dek sana kutsal vatanım

(Bu)Övünç binlerce kefensiz yatanın

Ey gencim ecdadın bedel ödedi

Uğratma namerdi yurduma dedi

Üzme sen Ata'nı incitme emi

Görevi ilahi bilincindendi

Şöhreti saygıyla söylenip geldi

Zeki İ. KIZILIŞIK

 

Çanakkale Destanı (2)

Yıl 1915

18'indeyiz Martın.

Kendine gel biraz!

Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu,

Geçilmez bu boğaz...

Geçilmez bu boğaz...

Bizi

Ne topun yıldırır,

Ne kurşunun.

Çünkü artık

Başladı cengimiz.

Er meydanında bulunmaz dengimiz...

Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?

İşte fırladık siperden.

Sırtına yüklenmiş kahraman

Seyit 276 kiloluk mermiyi,

Koşuyor bataryasına ateşler içinden.

Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i...

Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,

Denizler yanıyor,

Dağlar yanıyor.

Zafer bizimdir artık

Düşman zırhlıları batıyor...

Türk'üm,

Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.

Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.

Kimimiz gazi.

Hiç değişmez bu yazı.

Dünyada her yer geçilir belki

L,kin geçilmez Çanakkale Boğazı...

 

Fahri ERSAVAŞ

 

Çanakkale Geçilmez

Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen

Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren

Vatan toprağı için can ile serden geçen

Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken

 

Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını

Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını

Komayacağız yerde şehitlerin kanını

Korku bilmez bu millet artıracak şanını

Mehmedoğlu Seyyid'in mermiyi kaldırışı

Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı

Anlayacak kafirler bucağı ve karışı

Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı

Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!

Anzak, Hindu, İngiliz... Hepsi harab ve bitab

Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab

Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab

Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir

Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir

Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir

'Çanakkale Geçilmez' bu da açık gerçektir

Samet Mehmet Bora

 

Çanakkale Kahramanları

Malım, mülküm

Eşim, dostum

Yarim demediniz

Hiç tereddütsüz

Gidip can verdiniz

Elimde bardağım

Çayımı rahat içebiliyorsam

Çünkü siz orda öldünüz

Daha onbeşinde, onaltısında

Kurşunlara yürüdünüz

Helal edin hakkınızı

Yapabildiğim tek şey bugün

Bir Elhamla, iki damla gözyaşı

Ruhunuz şadolsun

Çanakkale Kahramanları

Ayşe Adlım

 

Çanakkale Zaferi

Her şeyi hesaplayıp yurdumuzu böldüler

Bizi yok etmek için sürülerle geldiler

Türk'ü tanımadılar gafletlere daldılar

Mehmetçiği görünce kanı dondu kurudu

Mehmetçik şehit oldu vatanını korudu

Düşmanlar tekniğiyle işini kolay sandı

Her taraf cehennemdi ateş barut ve kandı

Çanakkale geçilmez; o ne müthiş destandı

Can verdi Mehmetçikler vatanını korudu

Ya ölüm Ya istikl,l; buydu şartı şurutu

Cephede her yer müthiş, kan barut kokuyordu

Mehmetçik mermisizdi süngüyü takıyordu

Ölüme emir almış dualar okuyordu

Taarruz için değil ölmek için yürüdü

Düşmana dehşet saldı vatanını korudu

İşte böyle ölümü ölümsüzlük bilmişler

Ne engin iman gücü, ölürkende gülmüşler

Anladı ki düşmanlar yanlış yere gelmişler

Onları aynı anda büyük korku bürüdü

Bizim şehitler ölmez onlar öldü çürüdü

Der Mikdatî askerin her biri bil ki zahit

Cengaverce savaştı vatan uğrunda şehit

Kazanmayı bildiler imanlarıydı ahit

Şadolsun ecdadımız vatanını korudu

Ölen düşmanları da Mehmetçikler kürüdü

Mikdat Bal

Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Gündem
Daha fazla göster
 Reklam 

SON HABERLER

yukarı ok