Büyük bir zafer oldu en başta.
En kritik yerlerde kötü hatalar yaptık, yakalayacağız derken kötü hücumlar yaptık. Konsantrasyon kaybettik ve fark 2 defa çift hanelere çıktı. Son çeyrekte fark yine çift hanelere dayandı. Gelmeye başladık, savunma yaptık. Pota altını biraz daha sertleştirdik ve son anda yaklaşıp, kendi performansları arasında en kötülerden birini oynayan Emir, son 1 dakikada ortaya çıktı ve tarihi iki üçlük atarak maçı bize getirdi.
Kötülerden başlayım, başta hakemler. Leton hakem Oleg Latisevs iyiydi ama Amerikalı Steven Anderson ve özellikle Brezilyalı Cristiano Maranho skandaldı. Aron Baynes'ı başta öyle bir şımarttılar ki her hareketi faul olmaya başladı. Pota altında ribaunda çıkarken daha rahat olmaya, Ömer Aşık'a zulmetmeye başladı. Oğuz Savaş savunma ribaundunu çekiyor, koluna gelen iki üç sert müdahaleden sonra faul çalmaya tenezzül ediyorlar. Tüm perde çıkışlarında oyuncuların koluna bacağına yapışıyorlar, eve götürecek gibi. Eğer, bizim sertliklerimize de göz yumsa, sertlik seviyesinin bu olduğuna kanaat getireceğiz ama öyle olmadı. Her şeye faul geldi. Avustralyalı bir oyuncunun kullandığı faul atışında, ampule giren ilk oyuncu Avustralyalı olmasına rağmen faulü tekrarlattı ve oradan 1 fazla sayı çıkardılar. Bizim maçı 1 sayı farkla kazandığımızı düşünürsek, bu tip kaba saba düdüklerin neye mal olabileceğini görürüz.
FIBA'nın grubunda kirli hesaplara girmiş, Sloven Goran Dragic'in dediği gibi adeta şike yapmış Avustralya'yı hakemler aracılığıylada bu kadar koruyup kollaması şaşılacak şey.
***
Savunma ribauntlarında kötüydük, çok kötü. Rakibimiz 13 hücum ribaundu alıp 18 ikinci şans sayısı buldu. Bizim en büyük silahımız, rakip ABD dahi olsa ribauntlara hükmetmekti. Bugün tam 14 ribaunt gerideydik ve bu durum, daha rahat kazanabileceğimiz bir maçı son saniyelerde kazandık.
Bugün Avustralya maçın 36 dakikasını önde geçirdi. Biz sadece 4 dakika önde kalabildik ama son 5 saniyede öne geçip kazandık. Karakter koyduk ortaya. Yeni Zelanda'ya karşı son 5 dakikada 15-1'le, Finlandiya'yı son saniye üçlüğüyle kazanmıştık. Bugün de böyle kazandık. Son saniyeye, son ana kadar, sonuna kadar vazgeçmiyoruz.
Litvanya'ya karşı en önemli kozumuz da bu olacak. Karakterimiz.
YAZI: HAKAN CELEP
En kritik yerlerde kötü hatalar yaptık, yakalayacağız derken kötü hücumlar yaptık. Konsantrasyon kaybettik ve fark 2 defa çift hanelere çıktı. Son çeyrekte fark yine çift hanelere dayandı. Gelmeye başladık, savunma yaptık. Pota altını biraz daha sertleştirdik ve son anda yaklaşıp, kendi performansları arasında en kötülerden birini oynayan Emir, son 1 dakikada ortaya çıktı ve tarihi iki üçlük atarak maçı bize getirdi.
Kötülerden başlayım, başta hakemler. Leton hakem Oleg Latisevs iyiydi ama Amerikalı Steven Anderson ve özellikle Brezilyalı Cristiano Maranho skandaldı. Aron Baynes'ı başta öyle bir şımarttılar ki her hareketi faul olmaya başladı. Pota altında ribaunda çıkarken daha rahat olmaya, Ömer Aşık'a zulmetmeye başladı. Oğuz Savaş savunma ribaundunu çekiyor, koluna gelen iki üç sert müdahaleden sonra faul çalmaya tenezzül ediyorlar. Tüm perde çıkışlarında oyuncuların koluna bacağına yapışıyorlar, eve götürecek gibi. Eğer, bizim sertliklerimize de göz yumsa, sertlik seviyesinin bu olduğuna kanaat getireceğiz ama öyle olmadı. Her şeye faul geldi. Avustralyalı bir oyuncunun kullandığı faul atışında, ampule giren ilk oyuncu Avustralyalı olmasına rağmen faulü tekrarlattı ve oradan 1 fazla sayı çıkardılar. Bizim maçı 1 sayı farkla kazandığımızı düşünürsek, bu tip kaba saba düdüklerin neye mal olabileceğini görürüz.
FIBA'nın grubunda kirli hesaplara girmiş, Sloven Goran Dragic'in dediği gibi adeta şike yapmış Avustralya'yı hakemler aracılığıylada bu kadar koruyup kollaması şaşılacak şey.
***
Savunma ribauntlarında kötüydük, çok kötü. Rakibimiz 13 hücum ribaundu alıp 18 ikinci şans sayısı buldu. Bizim en büyük silahımız, rakip ABD dahi olsa ribauntlara hükmetmekti. Bugün tam 14 ribaunt gerideydik ve bu durum, daha rahat kazanabileceğimiz bir maçı son saniyelerde kazandık.
Bugün Avustralya maçın 36 dakikasını önde geçirdi. Biz sadece 4 dakika önde kalabildik ama son 5 saniyede öne geçip kazandık. Karakter koyduk ortaya. Yeni Zelanda'ya karşı son 5 dakikada 15-1'le, Finlandiya'yı son saniye üçlüğüyle kazanmıştık. Bugün de böyle kazandık. Son saniyeye, son ana kadar, sonuna kadar vazgeçmiyoruz.
Litvanya'ya karşı en önemli kozumuz da bu olacak. Karakterimiz.
YAZI: HAKAN CELEP
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
