Arda'nın hayatının değiştiği pastane

“Galatasaray’dan gönderildiğinde futbolu bırakma noktasındaydı. Bayrampaşa’da bu pastanede oturduk, hayatın gerçeklerini ve sorumluluklarını anlattık. Ersun Yanal’ın Vestel Manisa’sına gitmesini sağladık. Oradan çıkışa başladı. En önemli özelliği futbolculuğu değil, samimi ve çok dürüst olmasıdır.”

Haber; Hürriyet
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Arda'nın hayatının değiştiği pastane
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
08 Temmuz 2015 02:45
Son güncelleme 08 Temmuz 2015 04:25
Arda Turan, sadece Türkiye’nin değil, bütün Avrupa’nın gündeminde...

Türk futbolunun rekoru olan 41 milyon Euro bonservis bedeliyle Atletico Madrid’den Barcelona’ya transfer olan yıldız futbolcu, Bayrampaşa Altıntepsi Kulübü’nden başlayan kariyerini Galatasaray, Manisa, tekrar Galatasaray ve Atletico Madrid ile devam ettirip, dünyanın zirvesine tırmandı.

Bu çıkış elbette sorunsuz olmadı. Zorluklar, umutsuzluklar, kırgınlıklar, yeniden tutunmalar... Tam bir mücadeleydi... Ve bunların içinde öyle bir kırılma anı vardı ki, hepsine bedeldi. Arda Turan, henüz ismini pek az insanın bildiği 2005 yılında futbolu bırakıyordu. O kırılma anının kahramanı, Yaşar Pastanesi’nin sahibi Yaşar Şentürk, yıllar sonra bugünmüş gibi hatırladığı 5 Ağustos 2005 günü ve sonrasını anlattı:



‘PES ETME DAHA ÇOK ÇALIŞ’


“Galatasaray’dan gönderiyorlardı. Kırgındı, üzgündü. İşin kötü tarafı futbolu bırakma noktasındaydı. Geldik bu pastaneye, o, ben ve babası birlikte oturduk. Aldık karşımıza Arda’yı.. Hayatın gerçeklerini, sorumluluklarını anlattık. Pes etmemesini, daha çok çalışması gerektiğini söyledik. Bizi dinledi, hak verdi, kabul etti. O konuşmanın sonrasında Ersun Yanal’ın çalıştırdığı Vestel Manisaspor’a kiralık gitmesini sağladık. Sonra da aldı başını gitti.”

‘KENDİNE GÜVENİ AZDI’

“O dönem kendine güveni eksikti ama artık onu da halletti. Karakteri çok sağlamdır. Samimi ve dürüst olması en sevdiğim yanıdır. Ailenin tamamı futbola ilgiliydi ancak Arda bambaşkaydı.”

“Arda’yı çocukluğundan bu yana tanırım. Babası yakın dostumuz. Ailece sürekli pastanemize gelirler. Çocukluğunda supangle, acıbadem ve ekler severdi. Şimdilerde ise tam bir trileçe tutkunu.”



"9 YAŞINDA KEŞFETTİM, BABASINDAN İSTEDİM"

Altıntepsi’nin eski hocası Sebahattin Cömert, 10 yaşında G.Saray’a gönderdikleri Arda’nın Barça’da da başarılı olacağından emin.

Herfutbolcu gibi Arda Turan’ın da bir keşfedicisi var... Bu kişi, Altıntepsi’ye yıllarını vermiş Sebahattin Cömert...

Cömert, Arda’nın nasıl futbolcu olduğunu şöyle anlatıyor:

“Onu ilk izlediğimde 9 yaşındaydı. Toprak sahada bile yetenekleri ortadaydı. Çok seyretmeye gerek yoktu, gidip onu babasından istedim. Arda, bize kısmet oldu. Ancak bizden de rüzgâr gibi geçti.”

GÖZLÜKLERİ HEP KAYBOLURDU

“Futbol zekası üst seviyedeydi. Orta saha ve forvete dönük oynardı. Ben A2’ye geçtiğimde İlker isimli bir arkadaşımız onu 10 yaşında G.Saray’a önerdi.”

“Küçük Arda ile sürekli yaşadığımız bir hikâyeyi unutamam. Her antrenmandan sonra gözlüklerini kaybederdi. Birlikte sahada gözlüklerini arardık.”



"DEDESİNİN SIRTINDAN İNMEZDİ"

Selahattin Beyler (muhtar)
1989’dan beri bu mahallenin muhtarıyım. Arda muhtarlığın hemen bitişiğindeki evde büyüdü. Dedesi onu sırtında taşırdı. Tüm mahalle Arda’yı çok severdi. Üç tekerlekli bir bisikleti vardı. Camiye giderken Arda’yı bana bırakırdı. Necmi bakkal onun mekânıydı. Beni oraya götürür günlük haracını çikolata gofret olarak alırdı.”

Selami Şenoğlu (komşusu)
“Arda’nın içinde büyük bir futbol aşkı var. Oynamaya aç ve daha da başarılı olacağından hiç kuşkum yok. Babasına ev aldı, yazlık aldı ama Bayrampaşa’dan hiç kopamadılar. Burada güzel bir aile ortamı var. Efendiliği en büyük kazancı oldu.”

Tümü
 Reklam