Haber Tarihi: 07 Nisan 2020 07:53 - Güncelleme Tarihi: 07 Nisan 2020 07:53

Af yasası çıkıyor mu, ne oldu? Ne zaman çıkacak? infaz indirimde son durum...

Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu'nda, 'Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlandı. Binlerce Vatandaş heyecanlı ve şimdi Af yasası çıkacak mı? Ne zaman çıkıyor? diye sorarak son durumu araştırıyor.

Af yasası çıkıyor mu, ne oldu? Ne zaman çıkacak? infaz indirimde son durum...
Abone Ol
TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmeye başlanan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi üzerinde, teklif sahibi milletvekilleri söz aldı. 
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan,  infaz yasası olarak bilinen çalışmanın, kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini, uzun bir çalışmanın ardından AK Parti ve MHP grupları olarak yasa teklifini hazırladıklarını anlattı. Özkan, teklifin hazırlanmasında emeği geçen MHP ve partisinin grup başkanvekilleri ile milletvekillerine teşekkür etti.

Yasa teklifi hazırlanırken TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin görüşlerinin de alındığını anımsatan Özkan, yapılan çalışmalarda milletin rehberliğinin ve yol göstericiliğinin kendilerine ilham ve ışık kaynağı olduğunu söyledi. Özkan, kanun teklifinin, milletin vicdanında karşılık bulduğunu kaydetti.

"Düzenleme bir af müessesi asla değildir. Düzenleme bir infaz düzenlemesidir." diyen Özkan, bugüne kadar var olan ceza miktarlarıyla ilgili değil, bundan sonra da işlenme olasılığı olan bütün eylemlerle ilgili kanun teklifinde düzenlemelerin yer aldığını ifade etti.

Teklifte, infaz müessesesinin kurumları arasında geçişleri sağlayacak oransal değişikliğin söz konusu olduğunu dile getiren Özkan, "Milletimizin rehberliği nasıl yol göstermişse, milletimizin vicdanında karşılık bulmayacak ve büyük infial uyandıran suçların, bu ceza infaz sisteminin dışında bırakılmasına gayret ettik. Bu bağlamda terörle mücadele kapsamında terör suçları, cinsel istismar suçları, uyuşturucu madde imal, ithal ve ticaretini yapan ve uyuşturucu madde bağımlılarını içerisine alan, aynı zamanda kasten insan öldürme suçunu da ayrı tutarak, kadına ve erkeğe karşı şiddeti de ortadan kaldıran ve onu da ayrı tutarak bir düzenleme yaptık." şeklinde konuştu.

Cahit Özkan, kanun teklifinin 70 maddeden oluştuğunu ve 11 ayrı kanunda değişiklik öngördüğünü sözlerine ekledi.

"Toplumsal hassasiyetler ile kırmızı çizgiler göz önüne alındı"

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, partisinin, 24 Eylül 2018'de TBMM Başkanlığına sunulan ve kamuoyunda şartlı ceza indirimi olarak bilinen kanun teklifinin bulunduğuna işaret etti. Bülbül, söz konusu teklifle, bir kısım suçların infaz sürelerinde 5 yıllık maktu bir indirimin öngörüldüğünü, bunun da bir af niteliğinde olmadığını vurguladı.

Başından beri, cezaevlerinde mevcut sıkıntıların ortadan kaldırılmasının sadece MHP'nin inisiyatif almasıyla mümkün olamayacağını söylediklerini anlatan Bülbül, şöyle devam etti:


"Bu konuda Meclis'te birinci parti durumunda bulunan ve Cumhur İttifakı'nı birlikte oluşturduğumuz AK Parti ile bir anlayış birliğinin ve uzlaşma ortamının temin edilmesi halinde bir yasal düzenlemenin hayat bulabileceğini, süreç içerisinde birçok defa dile getirdik. Nitekim kanun teklifini verdiğimiz günden itibaren AK Parti ile bu hususta birçok defa fikir alışverişinde bulunmuş, verimli görüşmeler yapılmıştır.

Yargı Stratejisi Vizyon Belgesi ortaya çıktıktan sonra yargıda reform niteliğini taşıyacak çalışmaların başlaması ve yargı paketlerinin Meclis'e gelmesiyle birlikte Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Genel Başkanımız arasında oluşan fikir birliği çerçevesinde iki parti grubunun temsilcileri bir araya geldi. Toplumsal hassasiyetler ile milli manada müşterek kırmızı çizgiler göz önüne alınarak bir uzlaşma ortaya çıktı, Cumhur İttifakı olarak iki partinin de imzasıyla görüştüğümüz kanun teklifi Meclisimize sunuldu. Kalıcı ve geçici birtakım düzenlemeler getiren bu kanun teklifi, hiçbir şekilde bir af yasa teklifi değildir. Bu kanun teklifiyle infaz kanununda, infaz süreleri kalıcı olarak yeniden düzenlenmekte. Bu oranlar istisnaları da sayılmak suretiyle genel manada 1/2'ye çekilmektedir. İnfaz kanunumuzda, son derece olumlu gördüğümüz, cezaevi koşullarını iyileştirecek, cezaların infazını ve bu noktadaki adalet kaygılarını ortadan kaldıracak önemli düzenlemlerin olduğunu tespit ettik. Bu noktada ceza kanununun kalıcı düzenlemeleri, Türkiye'de ileriye dönük olarak uygulanacak, infaz sistemimize katkıda sağlayacak düzenlemelerdir."

Bülbül, toplumsal hassasiyetler göz önünde bulundurularak hazırlanan ve koronavirüsle mücadele için gerekli tedbirleri de içeren kanun teklifinin ülke ve millete hayırlı olmasını diledi. 

"Şimdiye kadar en zorlandığımız kanun teklif diyebilirim"

Teklifte imzası bulunan Özkaya, TBMM Anayasa Komisyonunda görev yaptığını ve kanun hazırlama süreçlerinde bulunduğunu ifade ederek, "Gerçekten şimdiye kadar en zorlandığımız kanun teklif diyebilirim. Çok zor, ayrıntılı, birbiriyle taban tabana zıt kamusal menfaatler, toplumsal çekişmelerin olduğu bir alanda bir kanun düzenlemesi yapıyoruz." diye konuştu.

Her kanunun bir amacı bulunduğunu belirten Özkaya, 2005'te yürürlüğe giren kanunlarla çeşitli suçlardan cezaevinde bulunanların infaz sürelerinde artış olduğunu söyledi. Özkaya, 2016'da istinaf mahkemelerinin de yürürlüğe girmesi, hükümlerin hızla kesinleşmesi ve kesinleşen hükümlerin infazıyla cezaevlerinde ciddi bir doluluk, kapasite artışı meydana geldiğini kaydetti.

Bugün itibarıyla cezaevlerinde 300 bin civarında tutuklu ve hükümlü bulunduğunu, bunların yüzde 18'inin tutuklu, kalanının hükümlü olduğunu ifade eden Özkaya, "Biz bu kanunla mevcut sistemde temel bir değişikliğe gitmeyi arz ettik." dedi.

İdare ve gözlem kurulları oluşturulacak

Özkaya, idare ve gözlem kurulları oluşturarak, hükümlünün her 6 ayda bir bu kurullara rapor vermesini, raporun da bir karne gibi değerlendirilerek, ne kadar iyiyse haklardan istifadesinin de o kadar kolay olmasına yönelik bir düzenleme yaptıklarını söyledi. Özkaya, bu sürecin tamamının da infaz hakimlerinin denetiminde olacağını bildirdi.

Kişinin bütün süreçlerde iyi halli olması durumunda genel olarak üçte iki olan koşullu salıverme oranını, bir bölü ikiye indirdiklerini belirten Özkaya, şöyle konuştu:

"Bundan da dört bölü beşini eğer koşullu içeride geçirmişse, bir bölü beş oranındakini de denetimli serbestlik için dışarı, cezaevinden çıkarıyoruz. Bir kişinin denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için açık cezaevinde olması lazım. Hem koşullu salıvermeden açığa hem de açıktan denetimli serbestliğe çıkma yeni dönemde infaz hakimlerinin görevindedir. İnfaz hakimlerinin de yetki ve görev alanlarını genişletiyoruz. Yeni dönemde her ilde o ilin coğrafi sınırlarına göre bir infaz hakimliği kurulacak, gerekiyorsa büyük ilçelerin coğrafi sınırlarına göre infaz hakimliği kurulacak. İnfaz hakimlerine başka bir görev verilmeyecek."

Terör suçlarının infazında değişiklik yok

Özkaya, terör suçlarının önemli olduğunu dile getirerek, cezanın, müeyyidenin gücü ve etkisinin, içinden geçilen süreç, yaşanılan yakın tehlikelerle doğru orantılı olarak düzenleneceğini bildirdi. "Avrupa'daki terörle mücadeledeki düzenlemeyle Türkiye'dekini bire bir görmek, aynı olmasını beklemek doğru olmaz." diyen Özkaya, Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlarda bir düzenleme yapılmadığını kaydetti.

Cinsel suçlarda değişiklik yapılmadığını, uyuşturucu imalat ve ticareti suçlarının da aynı oranda kaldığını anlatan Özkaya, suç işlemek için örgüt kurma cezasının şu anda 2 yıldan 6 yıla kadar olduğunu bildirdi.

Özkaya, kamuoyunda "mafya" olarak bilinen bu suçluların, tefecilik suçunu da işlediğini, bu suçla beraber toplumu da rahatsız ettiğini dikkate alarak ceza oranının az olduğunu düşündüklerini belirterek, ceza oranını 4 yıldan 6 yıla, 1 yıldan 3 yıla kadar olan örgüt üyeliği cezasını da 2 yıldan 4 yıla çıkardıklarını söyledi.

Düzenlemede, çocuklar açısından da önemli değişiklikler getirileceğini aktaran Özkaya, 12 ile 15 yaş arasındaki çocuğun cezasındaki 1 günün 3, 15-18 arasındakilerin cezasındaki 1 günün 2 gün sayılacağını kaydetti.

Özkaya, çocukların anne, baba ve kardeşleriyle 2 ayda bir olan yüz yüze görüşmesini, ayda bir olarak 3 saatten 24 saate kadar olarak düzenlediklerini bildirdi.

Denetimli serbestlikte bulunan hükümlü bir kamu kuruluşunda çalıştırılacaksa o kamu kuruluşunun barınmayı sağlaması durumunda, hükümlünün orada kalıp infazının bu şeklide gerçekleşmesini arzu ettiklerini vurgulayan Özkaya, şunları kaydetti:

"Zor ama önemli bir düzenleme yaptık. Cezaevindeki sayıyı dikkate alarak, Kovid-19'u dikkate alarak Adalet Bakanlığı'mızın ciddi bir önerisiyle izin müessesini, kanuni bir izinle 31 Mayıs'a kadar, yaklaşık 2 ay izin veriyoruz. Ondan sonra da 2 ay daha pandemi devam ederse uzatılmasına izin veriyoruz. Bu kişiler kuralları ihlal ederse haklarında yakalama kararı çıkartılarak cezaevine dönüşleri sağlanacaktır.

İnfaz hukukunun amacı hükümlüyü topluma yeniden kazandırmak, ıslah etmek, aile ile ilişkilerini güçlendirmek ve suçtan arındırıp saygın bir insan olarak topluma kavuşmasını temin etmektir. Bu kanunun amacı da bunu gerçekleştirmek gayretidir. İnşallah buna muvaffak oluruz. Toplumumuzun her kesimini ilgilendiriyor. Hiç kimse bu kanundan muaf değil. Herkesin başına gelebilir."

"Yargı sisteminin de reforma tabi tutulması gerek"

TBMM Adalet Komisyonunda görüşülen teklifin tümü üzerinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, düzenlemeyi, "infaz değil af teklifi" olarak değerlendirdi.

İnfaz adaletinin, adaletin hassas terazisinde iyi ölçülmesi gerektiğini belirten Emre, af düzenlemeleri konuşulmadan önce sistemsel aksaklıkların görülmesinin önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin sosyoekonomik olarak bir çöküş yaşadığını ileri süren Emre, böyle bir düzenlemenin de suç üreteceğini savundu. Emre, bu yüzden önce suç üreten durumun önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, "Sorunların kökenine inmeksizin atılacak her adım, yarın karanlık tünellerin çıkmasından başka sonuçlar yaratmayabilir." görüşünü ileri sürdü.

Emre, yargı sisteminin de reforma tabi tutulması gerektiğini aktardı.

HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, kanun teklifinin, anayasaya aykırı biçimde düzenlendiğini öne sürdü. Başaran, bunun infaz yasasını iyice karmaşıklaştıran, suçlar arasındaki eşitsizliği, adaletsizliği artıran, kişilere cezasının tümünü yatırtmaya dönük bir teklif olduğunu savundu. 

Başaran, "Bir taraftan husumetli bir yaklaşımla da 'toplumsal hassasiyet' denilerek aslında partilerin kendi hassasiyetleri üzerinden önümüze getirdikleri bir teklifle karşı karşıyayız. Onun için bunun adını doğru koyalım. Bu bir aftır. Türkiye'de düşüncelerini söylediği için cezaevlerinde bulunan insanlar var. Siyasetçilerin eleştiri sınırı, toplumdaki eleştiri sınırından daha yüksek olmalı. Bir siyasetçi en ağır eleştiriyi de kendisine karşı kabul etmeli. Ama binlerce insan Cumhurbaşkanına hakaretten ceza aldı." dedi.

İktidarın, çok az istisnalar dışında cezaevlerini boşaltmayı hedeflemesi gerektiğini öne süren Başaran, idam cezasını uygulayan İran'ın, salgın hastalık nedeniyle cezaevlerini boşalttığını, Türkiye'nin hala bu meselede ayrımcı bir yaklaşım sergilediğini savundu.

Başaran, teklifte kronik hastalığı olanların cezaevinden çıkışını öngören bir hüküm bulunmadığını ifade ederek, bu kesimin de kapsama alınmasını istedi.

 "Vicdanları kanattı"

İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, teklifin, kamuoyunda, "af yasası" ya da "yargı paketi" şeklinde algılandığını dile getirerek "Mevcut düzenlemenin milletin vicdanında yer bulmadığını, aksine milletin vicdanını kanattığını görmekteyiz." dedi.

Teklifin amacının cezaevindeki kişi sayısını azaltmak olduğunu kaydeden Erel, "Dört yıllık tutuklama süresi adil tutuklamanın amacını aşmış durumdadır. Mademki cezaevlerinde bu salgın hastalıktan dolayı sıkıntılar var; tutuklulara da denetimli serbestlik uygulanarak, belirli suçlarda, mesela 10 yılın üzerindekilerde 6 ay, daha altındakilerde 3 ay gibi bir düzenleme ile bu cezaevlerindeki 60 bine yakın tutuklunun büyük bir bölümünü, evlerinde denetimli serbestlikle istediğimiz hedefe ulaşabiliriz." şeklinde konuştu.

MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, böylesine önemli bir düzenlemenin, komisyon gündemine gecikmeli gelmiş gibi görünse de teklifin olgunlaşma sürecinde çeşitli görüşmelerle son halini aldığını anımsattı.

Kanun teklifinin yasalaşmasıyla cezaevlerindeki yaklaşık 90 bin hükümlü ve tutuklunun salıverileceğine işaret eden Öztürk, böylece cezaevlerinde önemli bir rahatlamanın olacağını tahmin ettiklerini anlattı.

AK Parti ile hazırlanan ortak teklifin, infaz süreçlerinde önemli yeni düzenleme ve uygulamalar içerdiğini dile getiren Öztürk, "Uyuşturucu ticareti ve cinsel istismar, kasten adam öldürme suçlarıyla, terör suçlarında kesinlikle bir indirim söz konusu değildir. Yine terör suçları da kapsam dışındadır. Her ne kadar bunun kapsam içine alınmasına dair farklı siyasi partilerden bir talep gelmiş olsa da biz MHP olarak bu terör ve terör suçlarının ne olursa olsun, bu kapsamda değerlendirilmesine müsaade edemezdik." diye konuştu.

"Olumlu ve iyi hükümler de var"

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen de düzenlemeyi, "af" olarak nitelendirdi.

"İçinde olumlu ve iyi hükümler de var, emeği olan arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz ama keşke 2 yıllık süreçte bu infaz, af düzenlemesini yapmış olsaydık." diyen Antmen, düzenlemenin siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, barolar ya da kamuoyunca tartışılamadığını savundu.

Antmen, cezaevindeki pek çok gazetecinin bu düzenlemenin içinde bulunmadığını, bunun, tarafı olunan uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu iddia etti.

Düzenlemede siyasi mahkumların da yer almadığını, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısında Türkiye'nin Avrupa'da birinci sırada olduğunu savunan Antmen, düşünce suçlularına, gazetecilere ve topluma kazandırılmasında mahsuru olmayanlara af çıkartılmasına karşı olmadıklarını kaydetti.

Antmen, affın, adil, eşit ve toplumsal barışı sağlaması gerektiğini belirtti.

HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç da teklifin, anayasaya ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, bu aykırılık iddiası gözetilerek TBMM Anayasa Komisyonuna havale edilmesi gerektiğini öne sürdü.

CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, yapılan düzenlemenin tamamını reddetmek ya da hepsine katılmanın söz konusu olamayacağını söyledi.

Türk Ceza Kanunu'nda sağlanması gereken adaletin, infaz kanunuyla sağlanmasının doğru ve hukuki bir yaklaşım olmadığını savunan Köse, terör örgütleriyle ilgili bir düzenlemeyi, MHP gibi kendilerinin de kabul etmediğini belirtti. Köse, ancak gücü eline geçirenin, birilerini terör örgütü üyesi suçlamasıyla terbiye etmeye çalıştığını ileri sürerek, bu suçlamayı değerlendirmenin de farklı boyutları olduğunu söyledi.

Köse, düşünce ve basın özgürlüğü alanlarında da düzenlemeler yapılması gerektiğini bildirdi.

"Dağ fare doğurdu"

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, adil yargılanma ve bağımsız yargının ülkede yer etmesiyle çözümlerin sağlanabileceğini ifade etti.

Bülbül, AK Parti adına yapılan açıklamalar ile bugün gelen teklifin aynı olmadığını ileri sürerek, "Dağ fare doğurdu." dedi. 

Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından maddeler üzerindeki müzakerelere geçildi.

Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Gündem
Kaynak: AA
Daha fazla göster
 Reklam 

SON HABERLER

yukarı ok