CBS Local Sports yazarı Matt Citak'in Damian Lillard'ın son dönemdeki yükselen performansıyla ilgili kaleme aldığı yazıyı sizler için Türkçe'ye çevirdik.
-
NBA'deki en iyi oyuncuları düşünürken, genellikle birkaç kişi akla gelir. LeBron James ve James Harden, MVP yarışına şu anda geçirdikleri harika sezonlarla liderlik ediyorlar. James ve Harden'ın çok gerisinde olmayan Kevin Durant, Anthony Davis, Steph Curry ve Russell Westbrook, her gece performanslarını sergiliyorlar.
Ama son iki buçuk sezondur elit bir oyuncu bu MVP konuşmaları içine inanılmaz oyununa rağmen girmiyor.
Damian Lillard, 2015-16 sezonunun başlangıcından bu yana maç başına 25.0 sayıdan fazla ortalama yakalamasına rağmen, NBA'de en göze çarpmayan oyunculardan biri olmaya devam ediyor.
Lillard'ın kariyeri daha iyi bir şekilde başlamış olamazdı. Trail Blazers tarafından 2012 NBA Draftında altıncı olarak seçilen eski Weber State Wildcat'i, 19.0 sayı ve 6.5 asist ortalamayla Yılın Çaylağı ödülünü kazanmıştı. Oakland'lı isim, bunu takip eden iki sezonda maç başına 20.0 sayıdan fazla ortalama tutturdu ve iki kez All-star seçilirkeni 2014'te de NBA üçüncü beşine seçilmişti.
Fakat 2015-16 sezonunun başlangıcından o güne kadar, 1.91'lik guard hak ettiği ilgiyi görmedi. Lillard o sezonda ortalama 25.1 sayı ve 6.8 asist ortalama yakalamış, ancak bir şekilde All-Star olarak adlandırılmamıştı. Sezon sonunda NBA ikinci beşine seçilmesi de, bu durumu pek kurtarmamıştı. Lillard, üzerine yüklenen bir sorumluluk ile 2016-17 sezonuna girdi ve geçen sene resmen şov yapmıştı.
Portland point guardı, lige girdiği günden o güne kadar en iyi hücum sezonuna sahip oldu ve genel olarak %44.4, üç sayı çizgisinin gerisinden de %37,0 şut yüzdesiyle kariyerinin en iyisi olan 27.0 sayı ortalama ile oynadı.
Lillard, sezon istatistiklerine 5.9 asist ve 4.9 ribaund da eklemişti. Yine de tüm bunlar ligden herhangi bir övgü almak için yeterli olmadı. Dame, en güçlü sezonuna rağmen All-Star maçına ya da herhangi sezon sonu NBA beşlerinden birine girememişti.
Bu da bizi bu seneye getiriyor.
Lillard bir başka olağanüstü sezonun ortasında. 26.8 sayı, 6.4 asist, 4.5 ribaund ve 1.0 top çalma ortalamalarıyla birlikte, sahadan kariyerinin en yükseği olan %44.8 şut isabeti, serbest atış çizgisinden %90.5, uzak mesafeden de %37.8 numaralarına ulaşıyor. Lillard bu oyunu sayesinde son üç yıldan beri ilk kez All-Star maçına seçilerek ödüllendirildi. Buna rağmen bunu haketmediğini söyleyenler olmasını engelleyemedi.
Ligin her yerinde, insanlar Lillard'ın All-Star takıma seçilmeyi hakedip haketmediği konusunu sorguladı. All-Star rezervleri en başta duyurulduktan sonra, fakat Paul George'un bu kadroya bir sakatlanma dolayısıyla girmesinden önce, Russell Westbrook takım arkadaşının bu takıma girmeyi Lillard'dan daha çok hakettiğini gösterecek kadar ileri gitmişti.
Bu, yıllarca sürekli göz ardı edilen Lillard için yeni bir şey değil. Ancak oyunun en önde gelen yeteneklerinden biri olan Lillard'ı gözden kaçırma vakti bitti. Dame, bu sezonki performansıyla NBA'nın en elit yetenek seviyesine yükseldi.
Portland'ın şu anki sekiz maçlık galibiyet serisine bakalım. Bu esnada Lillard, %47.1 şut isabetiyle, üç sayı çizgisi gerisinden de %41.8'lik isabetle maç başına ortalama 33 sayı ve 5.8 asist ortalaması yakalıyor. Onun oyunu, Trail Blazers'ı Batı Konferansı'nda üçüncü sıraya, yeni New Orleans Pelicans' bir maç önüne taşıdı.
Lillard'ın dominasyonu, istatistiklerinin de ötesine geçiyor. Portland'ın Pazartesi gecesi Los Angeles Lakers galibiyetindeki son çeyrek performansına daha yakından bakınca bu ortaya çıkıyor.
Dördüncü çeyrekte Portland 11 sayıya kadar gerilemişti. Lillard, C.J. McCollum'a bir asist yaptıktan sonraki pozisyonda da iki tane serbest atış sokmuştu ve bunun sonrasında oyunu tamamen ele geçirmişti.
Lillard, ardı ardına dört üçlük isabeti bularak Trail Blazers'a oyunun geri kalanında koruyacakları bir skor liderliği vermişti. Dördüncü çeyrekte sadece 19 sayı atmıştı ve toplamda 39 sayıyla maçı tamamlamıştı.
Bu, alışkın olduğumuz Damian Lillard performansı. Ancak, Lillard, son galibiyet serisinden çok daha önce de bu seviyede oynuyordu.
1 Ocak'tan beri Lillard, Curry, Durant ve James'den maç başına daha fazla sayı ortalamasına, Harden ve Chris Paul'dan da daha yüksek bir şut yüzdesine sahip. Harden, Durant ve Curry'den daha çok basket buldu. Ve Harden ve Klay Thompson'dan daha çok üçlük attı.
Bu, elit bir oyuncudan elit bir oyun şekli. Ve Lillard'ı hak ettiği şekilde düşünmenin artık zamanıdır - NBA'nin en iyi point guardlarından sadece biri değil, aynı zamanda ligin en iyi oyuncularından biri. Hatta ve hatta, gelecekte MVP ödülü için potansiyel bir oyuncu bile diyebiliriz.
İŞTE LILLARD'IN BU GALİBİYET SERİSİNDEN EN İYİ OYUNLARI!:
-
NBA'deki en iyi oyuncuları düşünürken, genellikle birkaç kişi akla gelir. LeBron James ve James Harden, MVP yarışına şu anda geçirdikleri harika sezonlarla liderlik ediyorlar. James ve Harden'ın çok gerisinde olmayan Kevin Durant, Anthony Davis, Steph Curry ve Russell Westbrook, her gece performanslarını sergiliyorlar.
Ama son iki buçuk sezondur elit bir oyuncu bu MVP konuşmaları içine inanılmaz oyununa rağmen girmiyor.
Damian Lillard, 2015-16 sezonunun başlangıcından bu yana maç başına 25.0 sayıdan fazla ortalama yakalamasına rağmen, NBA'de en göze çarpmayan oyunculardan biri olmaya devam ediyor.
Lillard'ın kariyeri daha iyi bir şekilde başlamış olamazdı. Trail Blazers tarafından 2012 NBA Draftında altıncı olarak seçilen eski Weber State Wildcat'i, 19.0 sayı ve 6.5 asist ortalamayla Yılın Çaylağı ödülünü kazanmıştı. Oakland'lı isim, bunu takip eden iki sezonda maç başına 20.0 sayıdan fazla ortalama tutturdu ve iki kez All-star seçilirkeni 2014'te de NBA üçüncü beşine seçilmişti.
Fakat 2015-16 sezonunun başlangıcından o güne kadar, 1.91'lik guard hak ettiği ilgiyi görmedi. Lillard o sezonda ortalama 25.1 sayı ve 6.8 asist ortalama yakalamış, ancak bir şekilde All-Star olarak adlandırılmamıştı. Sezon sonunda NBA ikinci beşine seçilmesi de, bu durumu pek kurtarmamıştı. Lillard, üzerine yüklenen bir sorumluluk ile 2016-17 sezonuna girdi ve geçen sene resmen şov yapmıştı.
Portland point guardı, lige girdiği günden o güne kadar en iyi hücum sezonuna sahip oldu ve genel olarak %44.4, üç sayı çizgisinin gerisinden de %37,0 şut yüzdesiyle kariyerinin en iyisi olan 27.0 sayı ortalama ile oynadı.
Lillard, sezon istatistiklerine 5.9 asist ve 4.9 ribaund da eklemişti. Yine de tüm bunlar ligden herhangi bir övgü almak için yeterli olmadı. Dame, en güçlü sezonuna rağmen All-Star maçına ya da herhangi sezon sonu NBA beşlerinden birine girememişti.
Bu da bizi bu seneye getiriyor.
Lillard bir başka olağanüstü sezonun ortasında. 26.8 sayı, 6.4 asist, 4.5 ribaund ve 1.0 top çalma ortalamalarıyla birlikte, sahadan kariyerinin en yükseği olan %44.8 şut isabeti, serbest atış çizgisinden %90.5, uzak mesafeden de %37.8 numaralarına ulaşıyor. Lillard bu oyunu sayesinde son üç yıldan beri ilk kez All-Star maçına seçilerek ödüllendirildi. Buna rağmen bunu haketmediğini söyleyenler olmasını engelleyemedi.
Ligin her yerinde, insanlar Lillard'ın All-Star takıma seçilmeyi hakedip haketmediği konusunu sorguladı. All-Star rezervleri en başta duyurulduktan sonra, fakat Paul George'un bu kadroya bir sakatlanma dolayısıyla girmesinden önce, Russell Westbrook takım arkadaşının bu takıma girmeyi Lillard'dan daha çok hakettiğini gösterecek kadar ileri gitmişti.
Bu, yıllarca sürekli göz ardı edilen Lillard için yeni bir şey değil. Ancak oyunun en önde gelen yeteneklerinden biri olan Lillard'ı gözden kaçırma vakti bitti. Dame, bu sezonki performansıyla NBA'nın en elit yetenek seviyesine yükseldi.
Portland'ın şu anki sekiz maçlık galibiyet serisine bakalım. Bu esnada Lillard, %47.1 şut isabetiyle, üç sayı çizgisi gerisinden de %41.8'lik isabetle maç başına ortalama 33 sayı ve 5.8 asist ortalaması yakalıyor. Onun oyunu, Trail Blazers'ı Batı Konferansı'nda üçüncü sıraya, yeni New Orleans Pelicans' bir maç önüne taşıdı.
Lillard'ın dominasyonu, istatistiklerinin de ötesine geçiyor. Portland'ın Pazartesi gecesi Los Angeles Lakers galibiyetindeki son çeyrek performansına daha yakından bakınca bu ortaya çıkıyor.
Dördüncü çeyrekte Portland 11 sayıya kadar gerilemişti. Lillard, C.J. McCollum'a bir asist yaptıktan sonraki pozisyonda da iki tane serbest atış sokmuştu ve bunun sonrasında oyunu tamamen ele geçirmişti.
Lillard, ardı ardına dört üçlük isabeti bularak Trail Blazers'a oyunun geri kalanında koruyacakları bir skor liderliği vermişti. Dördüncü çeyrekte sadece 19 sayı atmıştı ve toplamda 39 sayıyla maçı tamamlamıştı.
Bu, alışkın olduğumuz Damian Lillard performansı. Ancak, Lillard, son galibiyet serisinden çok daha önce de bu seviyede oynuyordu.
1 Ocak'tan beri Lillard, Curry, Durant ve James'den maç başına daha fazla sayı ortalamasına, Harden ve Chris Paul'dan da daha yüksek bir şut yüzdesine sahip. Harden, Durant ve Curry'den daha çok basket buldu. Ve Harden ve Klay Thompson'dan daha çok üçlük attı.
Bu, elit bir oyuncudan elit bir oyun şekli. Ve Lillard'ı hak ettiği şekilde düşünmenin artık zamanıdır - NBA'nin en iyi point guardlarından sadece biri değil, aynı zamanda ligin en iyi oyuncularından biri. Hatta ve hatta, gelecekte MVP ödülü için potansiyel bir oyuncu bile diyebiliriz.
İŞTE LILLARD'IN BU GALİBİYET SERİSİNDEN EN İYİ OYUNLARI!:
